Prof. Dr. Tolga Yarman: Elektriksel Dalgalanma ''Antidepresan'' Bir Deyim Olmuş!

ÖZEL HABER 09.06.2022 - 00:00, Güncelleme: 09.06.2022 - 00:00 7768+ kez okundu.
 

Prof. Dr. Tolga Yarman: Elektriksel Dalgalanma ''Antidepresan'' Bir Deyim Olmuş!

Avrupa Komisyonu Radyoaktivite Çevresel İzleme grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’d..

Avrupa Komisyonu Radyoaktivite Çevresel İzleme grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’da Avrupa’da en yüksek radyasyon oranının Manisa’da olduğu tespit edilmişti. Diken'den Ayşegül Kasap konu ile ilgili Prof. Dr. Tolga Yarman ile bir röportaj yaptı. Ayşegül Kasap aysegulkasap@diken.com.tr A.Kasap: Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) Radyoaktivite Çevresel İzleme (REM) grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’da Avrupa’da en yüksek radyasyon oranı Manisa’da tespit edildi. Nükleer Denetleme Kurumu bu haberden sonra şu açıklamayı yapmıştı: “Sosyal medyada Manisa’da kurulu bulunan Radyasyon Erken Uyarı Sistemi istasyonu ile ilgili yer alan haberler üzerine açıklama yapma gereği duyulmuştur. Kurumumuz tarafından yapılan araştırma sonucu söz konusu istasyondan okunan yüksek değerin elektriksel bir dalgalanmadan kaynaklandığı değerlendirilmiştir.”T.Yarman: Bu açıklama, çok hazin... Bunca yıllık teknik bir hocayim, "elektriksel dalgalanma" deyimini ilk defa duyuyorum... Burada hangi bağlamda kullanılmak istenmiş, çok belirsiz... Hangi "elektrik dalgalanma", nükleer ölçüm aletlerine nasıl etkide bulunur, bu da belirsiz... Güneş'te, patlama oldu da, oradan Dünyamız'a savrulan devasa bir elektron rüzgarı mı bozdu, aletleri, inanılır gibi değil... Daha önce böyle bir "elektrik dalgalanma" herhangi bir yerde görülmüş mü, belli değil...   A.Kasap: NDK'nın bahsettiği bu 'elektriksel dalgalanma' ne olabilir?T.Yarman: Bu deyimi dediğim gibi daha önce duymadım... Anladığım; metni kaleme alan değerli arkadaş, kamuoyunu talimatla yatıştırmak üzere, "antidepresan bir deyim" yontmuş!.. Gerçekten böyle bir şey mümkün mü? Bu lafı, hiç bir başka betimleme olmaksızın kullanırsanız, ya cahilsinizdir, ya da, etrafı velveleye vermemek üzere, lendinizce gayretkeşlik gösteriyorsunuz, demek olur... Hani "Aletler bozulmuş" deseniz, daha ikna edici olabilirsiniz... Ama o zaman aletlerin hepsinin  birden nasil olup da bozulmuş olabileceğini açıklayabiliyor olmanız gerekli... Yani bir elektriksel dalgalanma radyasyon seviyesini yükseltebilir mi? :)) ... Hangi elektriğin nasıl dalgalanması acaba? Komik!.. Ancak, işte böyle bir gerekçe icad ederseniz, o zaman, Ankara'da da, Dünya'nin herhangi başka  bir yerinde de, radyasyon ölçümlerini evet, yüksek gösterebilirsiniz :)) ... Kimse kusura bakmasın, bu laf, enflasyonu düşük gösterme gayretiyle aynı anlayış kurgusunda çıkıyor ortaya...A.Kasap: Mesela bu Manisa'da değil de Ankara'da da olabilir mi?  T.Yarman: Evet... Ama kimse inanmaz...A.Kasap:  NDK kendi web sayfasında Radyasyon Erken Uyarı Sistemi Ağı'nın özelliklerini açıklarken 24 saat kesintisiz çalıştığından bahsediyor. Ama NDK'nın açıklamasına baktığımızda REM'in grafikleri yayınlaması ve bunun sosyal medyada gündem olmasından sonra kurum araştırma yapmış. Eğer 24 saat kesintisiz çalışan bir sistem varsa neden zamanında bilgisi olmadı?T.Yarman: Olmuştur... Ya da olsa iyi olur!..A.Kasap: Burada bir çelişki var mı?T.Yarman: Evet, maalesef var...A.Kasap: Bunu nasıl açıklarsınız?T.Yarman: Enflasyonu düşük gösterme gayretiyle...A.Kasap: Manisa'da 2008’de Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz TÜBİTAK adına yürüttüğü çalışmada, Köprübaşı’nın kuzeyindeki Kasar, Kınık, Killik, Çamyurdu, Kemhallı ve Döğüşören köylerinin uranyum yatağının üstünde olduğunu tespit etmişti.T.Yarman: Evet...A.Kasap: Yine 2014'te Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül de aynı bölgede bir ölçüm yapmıştı. Bu ölçüme göre ise Köprübaşı'nda dünya genelinde yıllık olması gereken radyasyonun 140 katı fazla radyasyon vardı.T.Yarman: Aynen...A.Kasap: 26-27 Nisan'da tespit edilen radyasyonun bu uranyum yataklarıyla bir bağlantısı olabilir mi?T.Yarman: Ben olsam şöyle bakardım... Oralarda yakında bir hafriyat oldu mu? Olduysa toprağın altı üstüne gelmiş demektir ve bu radyasyon patlamasını açıklar... Elektriksel dalgalanmayı sonlandırmanın yolu, bu durumda, açılan toprağı kapatmaktır :)) ... Bir de şu fırsatı kaçırmazdım: Radyasyon üstünde oturan köylülerimizin, civar ve radyasyonsuz köylerde ikamet eden köylülere oranla kanser vaka oransal sayısı, ne kadar daha yüksek, buna muhakkak bakardım... Çünkü Dünya'da, bildiğim, böylesi bir "laboratuvar" yok... Aynı bağlamda, inek sütünde muhakkak radyasyon arardım... Hayvanların telefatında sözünü ettiğimiz köylerde, civar köylerde meydana gelenle kıyaslandığında bir fazlalık var mı, ona da bakardım... Belki bakıldı, ben bilemedim...  Eğer bir bağlantısı yoksa 26-27 Nisan tarihlerinde ölçülen radyasyon için hangi senaryolardan bahsedebiliriz? Kimsenin günahını almak istemem, ancak ilgili kurumun yaptığı açıklama katiyen tatmin edici değil; ötesi, lafzı itibariyle olsun, çocuksu...  Bir defa o açıklamayı lisan-ı münasiple geri çeksinler... Samimi ve bilgi yüklü bir açıklama yapsınlar... Oralarda bir yerden toprak çekildi mi, acaba, işaret ettiğim gibi, önce buna bakardım... Bu arada, radyasyona biteviye maruz bulunan köylülerimize el uzatırdım... Bu ne kadar yapılıyor, bulunduğum yerden göremiyorum, bilemiyorum...   İnşallah gereği yapılıyordur... ]]>
Avrupa Komisyonu Radyoaktivite Çevresel İzleme grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’d..

Avrupa Komisyonu Radyoaktivite Çevresel İzleme grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’da Avrupa’da en yüksek radyasyon oranının Manisa’da olduğu tespit edilmişti. Diken'den Ayşegül Kasap konu ile ilgili Prof. Dr. Tolga Yarman ile bir röportaj yaptı.

Ayşegül Kasap aysegulkasap@diken.com.tr

A.Kasap: Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) Radyoaktivite Çevresel İzleme (REM) grubunun yayımladığı grafiklere göre 26 ve 27 Nisan’da Avrupa’da en yüksek radyasyon oranı Manisa’da tespit edildi.

Nükleer Denetleme Kurumu bu haberden sonra şu açıklamayı yapmıştı: “Sosyal medyada Manisa’da kurulu bulunan Radyasyon Erken Uyarı Sistemi istasyonu ile ilgili yer alan haberler üzerine açıklama yapma gereği duyulmuştur. Kurumumuz tarafından yapılan araştırma sonucu söz konusu istasyondan okunan yüksek değerin elektriksel bir dalgalanmadan kaynaklandığı değerlendirilmiştir.”T.Yarman: Bu açıklama, çok hazin... Bunca yıllık teknik bir hocayim, "elektriksel dalgalanma" deyimini ilk defa duyuyorum... Burada hangi bağlamda kullanılmak istenmiş, çok belirsiz... Hangi "elektrik dalgalanma", nükleer ölçüm aletlerine nasıl etkide bulunur, bu da belirsiz... Güneş'te, patlama oldu da, oradan Dünyamız'a savrulan devasa bir elektron rüzgarı mı bozdu, aletleri, inanılır gibi değil... Daha önce böyle bir "elektrik dalgalanma" herhangi bir yerde görülmüş mü, belli değil...   A.Kasap: NDK'nın bahsettiği bu 'elektriksel dalgalanma' ne olabilir?T.Yarman: Bu deyimi dediğim gibi daha önce duymadım... Anladığım; metni kaleme alan değerli arkadaş, kamuoyunu talimatla yatıştırmak üzere, "antidepresan bir deyim" yontmuş!..

Gerçekten böyle bir şey mümkün mü?

Bu lafı, hiç bir başka betimleme olmaksızın kullanırsanız, ya cahilsinizdir, ya da, etrafı velveleye vermemek üzere, lendinizce gayretkeşlik gösteriyorsunuz, demek olur... Hani "Aletler bozulmuş" deseniz, daha ikna edici olabilirsiniz... Ama o zaman aletlerin hepsinin  birden nasil olup da bozulmuş olabileceğini açıklayabiliyor olmanız gerekli...

Yani bir elektriksel dalgalanma radyasyon seviyesini yükseltebilir mi?

:)) ... Hangi elektriğin nasıl dalgalanması acaba? Komik!.. Ancak, işte böyle bir gerekçe icad ederseniz, o zaman, Ankara'da da, Dünya'nin herhangi başka  bir yerinde de, radyasyon ölçümlerini evet, yüksek gösterebilirsiniz :)) ... Kimse kusura bakmasın, bu laf, enflasyonu düşük gösterme gayretiyle aynı anlayış kurgusunda çıkıyor ortaya...A.Kasap: Mesela bu Manisa'da değil de Ankara'da da olabilir mi? 

T.Yarman: Evet... Ama kimse inanmaz...A.Kasap:  NDK kendi web sayfasında Radyasyon Erken Uyarı Sistemi Ağı'nın özelliklerini açıklarken 24 saat kesintisiz çalıştığından bahsediyor. Ama NDK'nın açıklamasına baktığımızda REM'in grafikleri yayınlaması ve bunun sosyal medyada gündem olmasından sonra kurum araştırma yapmış. Eğer 24 saat kesintisiz çalışan bir sistem varsa neden zamanında bilgisi olmadı?T.Yarman: Olmuştur... Ya da olsa iyi olur!..A.Kasap: Burada bir çelişki var mı?T.Yarman: Evet, maalesef var...A.Kasap: Bunu nasıl açıklarsınız?T.Yarman: Enflasyonu düşük gösterme gayretiyle...A.Kasap: Manisa'da 2008’de Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz TÜBİTAK adına yürüttüğü çalışmada, Köprübaşı’nın kuzeyindeki Kasar, Kınık, Killik, Çamyurdu, Kemhallı ve Döğüşören köylerinin uranyum yatağının üstünde olduğunu tespit etmişti.T.Yarman: Evet...A.Kasap: Yine 2014'te Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül de aynı bölgede bir ölçüm yapmıştı. Bu ölçüme göre ise Köprübaşı'nda dünya genelinde yıllık olması gereken radyasyonun 140 katı fazla radyasyon vardı.T.Yarman: Aynen...A.Kasap: 26-27 Nisan'da tespit edilen radyasyonun bu uranyum yataklarıyla bir bağlantısı olabilir mi?T.Yarman: Ben olsam şöyle bakardım... Oralarda yakında bir hafriyat oldu mu? Olduysa toprağın altı üstüne gelmiş demektir ve bu radyasyon patlamasını açıklar... Elektriksel dalgalanmayı sonlandırmanın yolu, bu durumda, açılan toprağı kapatmaktır :)) ...

Bir de şu fırsatı kaçırmazdım:

Radyasyon üstünde oturan köylülerimizin, civar ve radyasyonsuz köylerde ikamet eden köylülere oranla kanser vaka oransal sayısı, ne kadar daha yüksek, buna muhakkak bakardım... Çünkü Dünya'da, bildiğim, böylesi bir "laboratuvar" yok... Aynı bağlamda, inek sütünde muhakkak radyasyon arardım... Hayvanların telefatında sözünü ettiğimiz köylerde, civar köylerde meydana gelenle kıyaslandığında bir fazlalık var mı, ona da bakardım... Belki bakıldı, ben bilemedim... 

Eğer bir bağlantısı yoksa 26-27 Nisan tarihlerinde ölçülen radyasyon için hangi senaryolardan bahsedebiliriz?

Kimsenin günahını almak istemem, ancak ilgili kurumun yaptığı açıklama katiyen tatmin edici değil; ötesi, lafzı itibariyle olsun, çocuksu... 

Bir defa o açıklamayı lisan-ı münasiple geri çeksinler... Samimi ve bilgi yüklü bir açıklama yapsınlar...

Oralarda bir yerden toprak çekildi mi, acaba, işaret ettiğim gibi, önce buna bakardım...

Bu arada, radyasyona biteviye maruz bulunan köylülerimize el uzatırdım... Bu ne kadar yapılıyor, bulunduğum yerden göremiyorum, bilemiyorum...  

İnşallah gereği yapılıyordur...

]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.