Prof. Dr. TOLGA YARMAN C.B. ERDOĞAN'IN ADAYLIĞININ SAKINCALARI KONUSUNDA YAZDIĞI DİLEKÇEYİ YSK'na SUNDU

ÖZEL HABER 23.07.2022 - 00:00, Güncelleme: 25.04.2023 - 16:22 8621+ kez okundu.
 

Prof. Dr. TOLGA YARMAN C.B. ERDOĞAN'IN ADAYLIĞININ SAKINCALARI KONUSUNDA YAZDIĞI DİLEKÇEYİ YSK'na SUNDU

Prof.Dr. Tolga Yarman önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Cumhurbaşkan..

Prof.Dr. Tolga Yarman önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylık başvurusu yapması halinde YSK'na doğacak olumsuz sonuçları detayıyla anlatan bir dilekçe yazdı. Dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halen AHİM'de dava konusu olan diploması ile ilgili detaylara değindi ve ''Ama birileri, demek oluyor ki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuz vermekten ala koyagelmiştir. O kadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesi sıfatını taşıdığım partinin kurultayında, yüze vurulmuştur(https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23 Temmuz 2020,https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz 2020). İlgilileri töhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır…'' dedi. Sosyal medya gruplarında da yayınlanan dilekçenin grup yöneticilerinin onayı olmadan gruplardan kaldırılması ise sürecin vehametini ortaya koydu. Prof.Dr.Tolga Yarman'ın YSK'ya sunduğu dilekçenin tam metni şöyle: Yüksek Seçim Kurulu (YSK) BaşkanlığıKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya,AnkaraKonu: Cumhurbaşkanımız’ın, YSK Başkanlığımız’a, tekrardan CB aday adayı olarakbaşvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî öneminin dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunulmasından, ibaretttir…Görevdeki Cumhurbaşkanımız, geçen ay, 9 Haziran 2022’de, hepimizin bildiğimiz şekliyle,Haziran 2023 Seçimi itibariyle, tekrar, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı(https://tr.euronews.com/2022/06/09/erdogan-2023-cumhurbaskanl-g-secimlerinde-cumhurittifak-n-n-aday-oldugunu-ac-klad). Tarafınıza, herhangi resmi bir başvurusu, seçim takvimiyönünden, pek muhtemel, henüz olmamakla beraber, aşağıda katınıza sunacağım talep,tarafınızdan (2014’te ve 2018’te), iki kez cumhurbaşkanlığı mazbatası verilmiş öznenin,profili açısından, aynıyla geçerli olduğundan, muhakkak dikkate alınmalı ve önümüzdekisürece dönük olarak, dikkatte tutulmalıdır; aynı bağlamda, öznenin vaki olabilecekbaşvurusuna dönük olarak, muhakkak, işleme alınmalıdır. Hatta, üçüncü kez katınızacumhurbaşkanı (CB) adayı olmak üzere başvurabilecek, Cumhurbaşkanımız’a, aşağıdaki, vakitalep üzerine, şimdiden yollanmalı, eğer yapacaksa, başvurusunu yaparken, dikkategetireceğim hususlara dönük, eksik gedik bırakmaması hususu, başta işaret ettiğim “üçüncükez cumhurbaşkanlığına adaylığına” dair yaptığı açıklama uzantısında, talep edilmelidir. Esasitibariyle ise, Cumhurbaşkanımız’ın, her iki dönem (2014 ve 2018) süresinde, ifa edilmişcumhurbaşkanlığı görevlerinin, bilhassa tarih önünde, sakata düşmemesi için, söz konusuyola, hiç vakit geçirmeden başvurmanız, kaçınılmazlık arzetmektedir.Görevdeki Cumhurbaşkanımız’ın, siyasî kabiliyetlerini, tartışma ötesi görenlerdenim…Artısıyla eksisi ile, önce on iki yıl (2002-2014) kesintisiz Başbakanlık görevini sürdürmüştür.Ardından, günümüze kadar (2014 ve 2018 seçimlerinde) iki kez seçilmek suretiyle,Cumhurbaşkanı görevini üstlenmiştir. Sandığa ve seçmenin iradesine saygım ise, tamdır vemahfuzdur. Fazla olarak belirtmek isterim ki, kendisiyle hiç karşılaşmamış olmama rağmen, aramızda herdaim, bir sempati akımı mevcut olmuştur. Tarafıma özellikle Başbakanlığı sürecinde ardışıkolarak ilettiği, selam ve saygı bağı, benim için, çok değerli olmuştur… Aynı mahalledebüyümüşüzdür. Aynı toprağın ve aynı göreneğin çocuklarıyızdır. Bu çerçevede birbirimizemanevî dünyalarımızdaki yakınlık, katlanmıştır.Böyle olmakla beraber, aşağıda dikkate getireceğim, talep, yalnızca Türkiye CumhuriyetiDevleti’ni, yapabildiğim kadarıyla korumaya (muhafaza etmeye) yönelik değildir. Her hal-ukârda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni muhafaza ve müdafaa etmek”, Cumhuriyetimiz’in hergencinin olacağı şekilde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesi’nde, tarafıma dayüklediği, birinci vazifedir. Şu ki, bu vazifeyi ifa ederken; Cumhurbaşkanı’nı da; bir Abi,giderek hocaların hocası olarak, bundan böyle Cumhuriyetimiz’in başına, giderek O’nunbaşına gelebilecek melanetler açısından korumam, bütün ulusumuz açısıdan hayatîönemdedir.Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Hal-i hazır muhkem bilgim ve kanaatim, O’nun,yeniden CB adayı olmaması, dahası olamayacağı yönündedir. Başka bir deyişle, YüksekSeçim Kurulumuz’un (YSK) bundan önce (2014’te ve 2018’de) verdiği cumhurbaşkanlığımazbataları, ortada dolaşagelen kuvvetli şüphenin işaret ettiği doğrultuda, herşeye karşınyanılmayı dileyerek ifade ediyorum, yok hükmündedir… Muhakeme kabiliyetimin ve aklımınişaret ettiği sonuç, budur. Aynı bir hata, YSK Başkanlığımız tarafından 2023’te, ya da, dahaönce yapılabilecek CB seçiminde, tekrarlanmamalıdır. Burada iki konuya girmeyeceğim:Birincisi, Anayasamız’ın 101. Maddesi’nin, bir kişinin, olağan süreç itibariyle iki kezdenfazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğidir. Yukarıda, Cumhurbaşkanımız’ın, önümüzdekiseçimde, üçüncü kez CB adayı olacağını açıklamakla beraber, söz konusu anayasa hükmününe suretle aşabileceğine dair bir açıklamada, bulunmamış olmasıdır. Bu konuya buradagirmeyeceğim. İkincisi, Cumhurbaşkanımız hakkında maatteessüf ABD TemsilcilerMeclisi’nde, 30 Ekim 2019’da kabul edilmiş bulunan, bir “mal varlığı” soruşturmasının,açılmış olduğudur. (https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1n-malvarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1nara%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-istendi/a-51043460). Bu olgu, ülkemize dönük dehşetli bir tehdittir… Buna rağmen, Cumhurbaşkanımız, söz konusu tehdide karşı, henüz bir şey yapmış görünmemektedir. YSK’nın; yasalarımız, başta anayasamızın lafzıgereği, söz konusu olguyu, kavrayabildiğim kadarıyla, dikkate alması gerekmiyor ise de;kendisini böylesi bir itham karşısında aklamamış olacak Cumhurbaşkanımız’ın; en baştaülkesini koruma saikiyle, tekrardan cumhurbaşkanlığına aday olmak istemesi, etiksayılmamak gerekir ve ister istemez, olumsuz ihtimalleri, akıllara getirir. Bu konuya daburada girmeyeceğim…Esas bursa escort meselemiz şudur ki, Anayasamız’ın 101. Maddesi, CB adayı olabilmek üzere, yükseköğrenim şartını vaz etmiş bulunmaktadır. Buna karşılık, kamuoyunda olduğu kadar, şahsenvicdanımda gelişmiş olan hüküm, Cumhurbaşkanımız’ın yüksek öğretim diploması olmadığı,yönündedir. Keşke başbakanlık gibi, CB için de yüksek öğretim diploması gereği,anayasamıza raptedilmemiş olsaydı!.. Ancak söz konusu yaptırım anayasamızda olduğusürece, yüksek öğrenim görmemiş bir CB adayı, YSK tarafından, adaylaştırılamaz.Adaylaştırılmışsa, işlem hukukî olamaz. Adaylaştırılmış ve seçim sonrası, bihakkın edindiğioylar uzantısında CB mazbatası ile ödüllendirilmiş ise, bu tasarruf maatteessüf, hukukîsayılamaz…Bu aşamadaki çığlığımın ana sebebi ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasamız oradadurduğu sürece, tekrar ve aynı bir hukuksuzluğa duçar edilmemesini, temindir. Bileceğinizüzere, konuyla ilgili, hem katınıza, hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hem Avrupaİnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM), bireysel ve kurumsal, “tonla” başvuru vardır. Bütünbunları atlayarak ve mümkün mertebe duru bir mantıkla, sadece, aşağıdaki hususları dikkatetaşımakla yetineceğim.o Cumhurbaşkanımız’ın, yüksek öğrenim diplomasının maalesef, aslı değil, sureti, 2014Seçimi öncesinde, İstanbul 15. Noteri tarafından tasdik edilmiş olup, katınıza sunulmuştur(https://www.diken.com.tr/erdoganin-diploma-aslini-gormeden-onaylayan-katibisorusturmayan-notere-uyari-cezasi/). Cumhuriyet Gazetesi’nin 12 Haziran 2019 tarihlihaberinde (daha 2014’teki CB seçimi itibariyle), o açıdan şöyle denmektedir: Türkiye Noterler Birliği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi Yüksek muğla escort SeçimKurulu’na (YSK) sunduğu üniversite diplomasının fotokopisini, aslını görmedenonaylayan Kâtip hakkında, soruşturma açmayan notere, uyarı cezası verdi. Erdoğan, 10Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde YSK’ya sunulmak üzereüniversite diplomasının fotokopisini (bahsi geçen Noterliğe) verdi (sundu). Noter KâtibiEmine Seven; ‘Dairemizce onaylanması istenilen işbu fotokopinin ilgilisi tarafındangösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım’, şerhiyle,belgeyi tasdik etti. Ahmet Davran adlı vatandaş, Kâtip Emine Seven’i Türkiye NoterlerBirliği’ne şikayet etti. Başvuruda şu ifadelere yer verildi: ‘Kâtip Emine Seven A4fotokopi kâğıdını, diploma aslı olmadığı halde, kanuna aykırı bir şekilde şerh vurarakimzalamış, noter mührünü ve kaşesini basarak sahte bir resmi belge oluşturmuştur.Hatta 2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ındiplomasının sahteliğine ilişkin yapılan itirazlarda da, Kâtip Emine Seven tarafındantanzim edilen bu sahte resmi evrak, iğfal, yani kandırma gücüne sahip olduğundan,YSK’nin kararlarında bahse konu olmuş ve bu şerhe dayalı olarak itirazlar (YSKtarafından) reddedilmiştir.’İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün, şikayeti (Ahmet Davran adlı şahsın Noterler Birliği’nebaşvurusuna bağlı olarak, bu kurumun, 15. Noter’den, Kâtip Emine Seven hakkında işlemyapılmasını, istemesini), dikkate almayarak, soruşturma açmadı. Bunun üzerine TürkiyeNoterler Birliği 23 Mayıs 2019’da (Noter) Nejla Akgün’e uyarı cezası verilmesine kararverdi. Karar gerekçesinde şöyle dendi: “Disiplin işlemlerinin mahiyeti, hesap verilebilirlikilkesi ve işlemlerin yapılmamasından doğabilecek zararlar göz önüne alındığında adıgeçen noterin soruşturma yapması gerektiği yönündeki Türkiye Noterler Birliği’nin birçokyazışmasına rağmen, soruşturma yapmaktan imtina etmesi ve bu yönde ısrarcıdavranmasının disiplin suçu oluşturduğu kanaatine varıldığından, İstanbul 15. NoteriNejla Akgün hakkında 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 125. maddesi delaletiyle 126.maddesinin (A) bendi uyarınca disiplin yönünden, uyarma cezası verilmesine, oybirliğiylekarar verildi.”Toplamda sekiz sayfa olan bu kararın (Noterler Birliği, E 2018/263, K 2019/158) özü,hemen bütün basında yer almıştır. Noterler Birliği’nden gerekmesi halinde, tabiatıylaistetilebilir. Esas itibariyle ise, YSK Başkanlığı’na, “diploma” konusunda, 2014’te yapılanitirazlar, İstanbul 15. Noteri Kâtibesi’nin tanzim ettiği ve fakat, şahsen anladığım, sakıtolduğu ortaya çıkmış, tasdik şerhli suret öne çekilerek reddedilirken, özü itibariyle, YSKkararlarında, bütünüyle kayıt altına alınmış olup, bu Kurum tarafından eksiksiz biliniyorolmaktadır.Bu karar uzantısında, İstanbul 15. Noteri, diploma tasdikinde sahtecilik yapan Kâtip EmineSeven hakkında, olayların sonrasında dahi, soruşturma açmamış görünmektedir.Aynı bağlamda, Noterler Birliği, sahtecilik hakkında Kâtip ve Noter hakkında suçduyurusunda bulunmamıştır.Bulunsa, dava, her hal-u kârda, Noter açısından, ilgili ağır ceza mahkememizde görülecekbir dava olurdu. Noterler Birliği, İstanbul 15. Noterliği’nde suret üstünden yapılan tasdikişlemini, iptal etmemiştir, ya da iptali istemini, İdare Mahkemesi’ne taşımamıştır.İster doğrudan iptal işlemiyle, ister idare mahkemesinde görülecek, belli bir sahtecilikdavası uzantısında, İstanbul 15. Noterliği’nde yapılmış olan, diploma tasdik işlemi, yokhükmünde sayılsa (dileriz öyle olmayacaktır, şu ki), Cumhurbaşkanımız’a YSK tarafından2014’te ve 2018’de verilmiş mazbatalar, ağızdan yel alsın, yok hükmüne sıkışır.Aynı bağlamda; YSK; diploma sahibinden, tasdikte sahteciliğin ortaya çıkmasından sonra,diplomanın aslı üstünden tasdik işleminin yenilenmesini ve elindeki, sakatlanmış olduğusarih olan kayıtların ve bunların zemininde yapılmış işlemlerin ve idarî tasarrufların,onarılmasını, talep etmemiştir.Kanaatimce, daha da vahim olan; Diploma’nın Sahibi’nin, şu olup bitenden sonra olsun(ki, araya 2018 CB Seçimi ayrıca girmiş olmaktadır), hem İstanbul 15. Noteri’nediplomasının aslını yollayarak tasdik işlemindeki pürüzü gidermesi yönünde, hem de 15.Noterlik’teki sakatlığın ortadan kaldırılmasına bağlı olacak olarak, YSK nezdinde,müteselsilen vücut bulmaya devam etmiş sakatlıklar dizisinin giderilmesi yönünde,bilindiği kadarıyla, hiç bir adım, atmamış olmasıdır…Dikkate sunduğum haberde, görev suiistimaliyle düzenlenen sakıt Noter belgesine yerverilmiştir. Bu belgenin kopyası, aşağıdadır. Solda suretinin kopyası görülen diplomanınsahteliği ayrıca sorgulanmaktadır… Açıkladığım çerçevede; Noterler Birliği’nin İstanbul 15. Noteri’ne verdiği uyarı cezası,diploma tasdik işleminin, cürüm mahiyetinde ortaya çıkan sakatlığının, ihbarı sayılmakiktiza diyarbakır escort eder.o Bu ihbar, bütün Türkiye ve Dünya kamuoyunadır. En başta ise diploma sahibine ve YSKBaşkanlığı’nadır. İhbar suretiyle; YSK; 2014’te ve 2018’de verdiği CB mazbatalarının,aksi ispatlanıncaya kadar, sakıt olduğu belli olan işlemler üstüne bina etmiş olduğunun,idrakine, varmış olmalıdır.o Öyleyse, i) İstanbul 15. Noteri’nden, behemehal, diplomanın sahibini Noterliğe davetederek anılan diplomanın tasdikini, aslı üstünden yaptıktan sonra, tasdikli aslınauygunluğun, YSK Katı’na iletilmesini, ihtar etmelidir, ii) Diploma sahibinden, sakıtişlemin onarılmasına imkan verilmek üzere, diplomasının aslını tasdik ettirip, YSK’yailetmesini, ihtaren, talep etmelidir.o YSK, ihtarlarına, yanıt alamayabilecektir. Öte yandan YSK kararları, malum, kesindir.Anayasa Mahkememiz’e dahi, götürülemez… Bir tek, AİHM’ne götürülebilir. Ki,“diploma konusu”, basından bilindiği üzere (https://www.hkp.org.tr/tag/diploma/), halenAİHM’nde görülen bir davanın konusudur. AİHM, 2014 ve 2018 CB mazbatalarının sakıtolduğuna hükmetse bile, hüküm YSK’yı tabiatıyla bağlamayabilecektir.o YSK kararları, buna karşılık, genel hukuk ahkâmından münezzeh değildir. Herhangi birhükmün temelindeki delilin sahte ya da kuvvetli şüpheli olduğu, açığa çıkmışsa, hangimahkeme olursa olsun, iade-i muhakeme yoluyla, önceki kararını yeniden ele alabilir vedeğiştirebilir. YSK, işaret ettiğim ihtarlarına dönük, sonuç alamazsa, iade-i muhakemeyoluyla, 2014 ve 2018 CB mazbatalarını, önceki tasarruflardaki haklılık, YSK’nın ayrıcayetkisi dahilindeki, yargı yoluyla savunulamıyorsa, iptal etme yetkisini, haiz olmalıdır…YSK Üyeleri; vicdanlarının sesini dinleyerek; hepimiz gibi; yargılamanın, önceki YSKtasarruflarındaki haklılığı ortaya çıkartacağını niyaz ederek, ifade ediyorum; bu yola,muhakkak gitmelidirler…o Düşündürücü bir diğer husus, geçende İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan (İBB),Cumhurbaşkanımız’ın, İstanbul Belediye Başkanı olduğu evrede, İBB Personel DaireBaşkanlığı’nda olacak, diplomasının görülmek istenmesi uzantısında, talebin, IBBtarafından reddedilmesidir. Haber 11 Haziran 2021 tarihlidir ve şöyledir(https://haber.sol.org.tr/haber/ibb-erdoganin-diplomasina-iliskin-bilgi-talebini-reddetti306890): HKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde belediyeye sunması gerekendiplomasıyla ilgili İBB’ye başvuruda bulunmuştu. Başvuruda Erdoğan’ın diplomasının4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince İBB arşivindençıkartılarak kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti. Başvuruyudeğerlendiren İBB, Erdoğan’ın diplomasının talep edilmesinin 4982 Sayılı Bilgi EdinmeHakkı Kanunu’na göre “kapsam dışı” olduğunu öne sürdü. İBB, başvuruya verdiğiyanıtta şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı hakkında bilgi ve belge talebinize dairilgi elektronik başvurunuz incelenmiştir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ndabilgi edinme hakkına ilişkin istisnalar düzenlenmiş olup, söz konusu kanunun 21.maddesinde “kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliğikapsamında açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şerefve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veyabelgeler, ‘bilgi edinme hakkı’ kapsamı dışındadır” düzenlemesi yer almaktadır. Bunedenle talebiniz, ‘bilgi edinme hakkı’ kapsamı dışında olduğundan ilgi dilekçenizüzerinde herhangi bir işlem yapılamamıştır. Bilgilerinize rica ederim.”o Söz konusu talebi IBB’ye yöneltenler, İBB Başkanı, İBB İnsan Kaynakları Müdürü veDilekçeyi İşleme Koymayan Görevliler hakkında, “Suç Delillerini Yok Etme, Gizlemeveya Değiştirme” suçunu işlediklerini belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suçduyurusunda, bulundular.o Konumuz açısından ise, buradaki asıl mesele şudur: IBB Personel Dairesi’ndeCumhurbaşkanımız’ın hangi diploması bulunmaktadır? YSK’nın, 2014’te ve 2018’deverdiği CB mazbatalarına ilişkin idarî tasarrufların sakatlığı, Noterler Birliği’nin, İstanbul Noteri’ne verdiği uyarı cezasıyla, bu aşama itibariyle olsun, sübut bulduğuna ve bahsekonu sakatlık bugüne kadar onarılmamış göründüğüne göre, YSK’nın,Cumhurbaşkanımız’ın, IBB Personel Dairesi’nde bulunan diplomasıyla, YSK’nın elindebulunan ve sahtecilikle elde olunduğu kuvvetli bir kanaat olarak ortaya çıkmış bulunan,sureti tasdikli diplomanın, uyumluluğunu soruşturması, kaçınılmazdır. Tasarruf YSK’nınyetkisi tahtında bulunmaktadır. Bu açıdan, YSK’nın, Cumhurbaşkanımız’ın IBB PersonelDairesi’nde bulunan söz konusu diplomasını mercek altına alması gerekir. Sizi bütünvarlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslına uygun bir yüksek öğrenimdiplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, bu satırların yazarı olacaktır.o Cumhurbaşkanımız; diploması üstüne yapılan şikayetler ve spekülasyonlar uzantısında,Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4 Haziran 2016’da Marmara Üniversitesi’nde yaptığıkonuşmada, diplomasını arşivden çıkartıp göstermesini buyurmuştur(https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diploma-aciklamasi-rektor-sinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nün Cumhurbaşkanımız’danaldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Söz konusuÜniversite’nin mezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi, mahkemekararıyla erişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür…o Şurası diğer bir vakıa olmaktadır ki, Cumhurbaşkanımız’ın Marmara Üniversitesi’ndeokuduğu derslerle ilgili başarı notlarının Transkripti’ne (Dökümü’ne) de ulaşılamamışbulunulmaktadır. Yani Marmara Üniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımız’ın talimatıgereği diplomayı arşivden çıkartıp göstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışmagötürmeyecek bağıl bir ders ve not dökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyorolmalıdır. Rektör, bütün bunları yapmıyorsa, YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talepetmelidir.o Cumhurbaşkanımız’ın yüksekokul diplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şudikkate taşıdığım hususlar, zihinlerde bulanıklık peydahlamaya devam edecektir. O kadarböyledir ki, Cumhurbaşkanımız’ın İmam Hatip Lisesi sonrasında üniversite okuyabilmeküzere, fark dersleri vererek bitirdiği, Eyüp Lisesi’nden mezun olduğuna dair, dahi,istihfamlar gündemdedir (Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ocak 2021,https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-mezun-oldugu-liseye-basvuru-1806019).Bu durumda, yetkisi tahtında olduğu şekliyle, YSK, durumun aslını Eyüp LisesiMüdürlüğü’nden, cevabî yazıya eklenecek ayrıntılı bir “fark dersleri dökümü” ve bunlarakarşı öğrencinin edindiği notları havi bir belge talep ederek, sormalıdır.o Bir diğer yandan, Cumhurbaşkanımız adına tanzim edilmiş olan birden fazla MarmaraÜniversitesi Diploması mevcut görünmektedir. Bu konuda tarafınıza sunulmuş olduğunuizlediğim dilekçeler mevcuttur. Şu ki bu maruzatımın irtifaını düşürmemek üzere, buralaragirmeyeceğim.o Bütün şu bulanıklıklar ortada iken, ne muhalefet yönetimlerinin ne de, hangi kanattaolurlarsa olsunlar, çeşitli devrelerdeki TBMM üyelerinin, çıtlarını çıkartmamış olması,tüyleri diken diken ediyor. Neticede kuvvetli bir şüphenin takip edilmesi, savın doğruluğuanlamına gelmez… Şüphenin, sonuçta, takip edilenin fiilinin, aleyhine ya da lehinesonuçlanacağının müjdesini taşır… Kuvvetli şüphe zail olabilir…o Ama birileri, demek oluyor ki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuzvermekten ala koyagelmiştir. O kadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesisıfatını taşıdığım partinin kurultayında, yüze vurulmuştur(https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23 Temmuz 2020,https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz 2020). İlgilileritöhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır…Bütün şu dikkate getirdiklerim itibariyle, şahsen gördüğüm, ilgili tasarrufları, pek muhtemelenfarkında olmadan yürürlüğe koyan YSK Değerli Üyelerimiz’in, üstlerinde, ciddi sorumlulukbirikmiş olmaktadır. Sorunu onlar, bir biçimde, işte örneğin kendi tasarruflarına dönük biriade-i muhakeme yolunu açarak çözemezlerse, tarihin, bizim hakkımızda hangi olumsuzdeğerlendirmeleri karşımıza çıkartacağını, tahmin etmek dahi istemiyorum.Her hal-u kârda, Cumhurbaşkanımız’ın, YSK Başkanlığımız’a, tekrardan CB aday adayıolarak başvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündeme gelmesinintarihî önemini ve gereğini, dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunuyorum…Rabbimiz, ulusumuzu, insanlığı, cümle sevdiği kullarını, her türlü melanetten korusun!..Omuzdaşları adına, Prof. Dr. Tolga Yarman,Parti Kurucu Üyesi,CHP Kurultay Onur Üyesi   ]]>
Prof.Dr. Tolga Yarman önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Cumhurbaşkan..

Prof.Dr. Tolga Yarman önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylık başvurusu yapması halinde YSK'na doğacak olumsuz sonuçları detayıyla anlatan bir dilekçe yazdı. Dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halen AHİM'de dava konusu olan diploması ile ilgili detaylara değindi ve ''Ama birileri, demek oluyor ki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuz vermekten ala koyagelmiştir. O kadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesi sıfatını taşıdığım partinin kurultayında, yüze vurulmuştur(https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23 Temmuz 2020,https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz 2020).

İlgilileri töhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır…'' dedi.

Sosyal medya gruplarında da yayınlanan dilekçenin grup yöneticilerinin onayı olmadan gruplardan kaldırılması ise sürecin vehametini ortaya koydu.

Prof.Dr.Tolga Yarman'ın YSK'ya sunduğu dilekçenin tam metni şöyle:

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) BaşkanlığıKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya,AnkaraKonu: Cumhurbaşkanımız’ın, YSK Başkanlığımız’a, tekrardan CB aday adayı olarakbaşvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî öneminin dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunulmasından, ibaretttir…Görevdeki Cumhurbaşkanımız, geçen ay, 9 Haziran 2022’de, hepimizin bildiğimiz şekliyle,Haziran 2023 Seçimi itibariyle, tekrar, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı(https://tr.euronews.com/2022/06/09/erdogan-2023-cumhurbaskanl-g-secimlerinde-cumhurittifak-n-n-aday-oldugunu-ac-klad).

Tarafınıza, herhangi resmi bir başvurusu, seçim takvimiyönünden, pek muhtemel, henüz olmamakla beraber, aşağıda katınıza sunacağım talep,tarafınızdan (2014’te ve 2018’te), iki kez cumhurbaşkanlığı mazbatası verilmiş öznenin,profili açısından, aynıyla geçerli olduğundan, muhakkak dikkate alınmalı ve önümüzdekisürece dönük olarak, dikkatte tutulmalıdır; aynı bağlamda, öznenin vaki olabilecekbaşvurusuna dönük olarak, muhakkak, işleme alınmalıdır. Hatta, üçüncü kez katınızacumhurbaşkanı (CB) adayı olmak üzere başvurabilecek, Cumhurbaşkanımız’a, aşağıdaki, vakitalep üzerine, şimdiden yollanmalı, eğer yapacaksa, başvurusunu yaparken, dikkategetireceğim hususlara dönük, eksik gedik bırakmaması hususu, başta işaret ettiğim “üçüncükez cumhurbaşkanlığına adaylığına” dair yaptığı açıklama uzantısında, talep edilmelidir. Esasitibariyle ise, Cumhurbaşkanımız’ın, her iki dönem (2014 ve 2018) süresinde, ifa edilmişcumhurbaşkanlığı görevlerinin, bilhassa tarih önünde, sakata düşmemesi için, söz konusuyola, hiç vakit geçirmeden başvurmanız, kaçınılmazlık arzetmektedir.Görevdeki Cumhurbaşkanımız’ın, siyasî kabiliyetlerini, tartışma ötesi görenlerdenim…Artısıyla eksisi ile, önce on iki yıl (2002-2014) kesintisiz Başbakanlık görevini sürdürmüştür.Ardından, günümüze kadar (2014 ve 2018 seçimlerinde) iki kez seçilmek suretiyle,Cumhurbaşkanı görevini üstlenmiştir. Sandığa ve seçmenin iradesine saygım ise, tamdır vemahfuzdur.

Fazla olarak belirtmek isterim ki, kendisiyle hiç karşılaşmamış olmama rağmen, aramızda herdaim, bir sempati akımı mevcut olmuştur. Tarafıma özellikle Başbakanlığı sürecinde ardışıkolarak ilettiği, selam ve saygı bağı, benim için, çok değerli olmuştur… Aynı mahalledebüyümüşüzdür. Aynı toprağın ve aynı göreneğin çocuklarıyızdır. Bu çerçevede birbirimizemanevî dünyalarımızdaki yakınlık, katlanmıştır.Böyle olmakla beraber, aşağıda dikkate getireceğim, talep, yalnızca Türkiye CumhuriyetiDevleti’ni, yapabildiğim kadarıyla korumaya (muhafaza etmeye) yönelik değildir. Her hal-ukârda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni muhafaza ve müdafaa etmek”, Cumhuriyetimiz’in hergencinin olacağı şekilde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesi’nde, tarafıma dayüklediği, birinci vazifedir. Şu ki, bu vazifeyi ifa ederken; Cumhurbaşkanı’nı da; bir Abi,giderek hocaların hocası olarak, bundan böyle Cumhuriyetimiz’in başına, giderek O’nunbaşına gelebilecek melanetler açısından korumam, bütün ulusumuz açısıdan hayatîönemdedir.Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Hal-i hazır muhkem bilgim ve kanaatim, O’nun,yeniden CB adayı olmaması, dahası olamayacağı yönündedir. Başka bir deyişle, YüksekSeçim Kurulumuz’un (YSK) bundan önce (2014’te ve 2018’de) verdiği cumhurbaşkanlığımazbataları, ortada dolaşagelen kuvvetli şüphenin işaret ettiği doğrultuda, herşeye karşınyanılmayı dileyerek ifade ediyorum, yok hükmündedir… Muhakeme kabiliyetimin ve aklımınişaret ettiği sonuç, budur. Aynı bir hata, YSK Başkanlığımız tarafından 2023’te, ya da, dahaönce yapılabilecek CB seçiminde, tekrarlanmamalıdır.

Burada iki konuya girmeyeceğim:Birincisi, Anayasamız’ın 101. Maddesi’nin, bir kişinin, olağan süreç itibariyle iki kezdenfazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğidir. Yukarıda, Cumhurbaşkanımız’ın, önümüzdekiseçimde, üçüncü kez CB adayı olacağını açıklamakla beraber, söz konusu anayasa hükmününe suretle aşabileceğine dair bir açıklamada, bulunmamış olmasıdır. Bu konuya buradagirmeyeceğim. İkincisi, Cumhurbaşkanımız hakkında maatteessüf ABD TemsilcilerMeclisi’nde, 30 Ekim 2019’da kabul edilmiş bulunan, bir “mal varlığı” soruşturmasının,açılmış olduğudur.

(https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1n-malvarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1nara%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-istendi/a-51043460). Bu olgu, ülkemize dönük dehşetli bir tehdittir… Buna rağmen, Cumhurbaşkanımız, söz konusu tehdide karşı, henüz bir şey yapmış görünmemektedir. YSK’nın; yasalarımız, başta anayasamızın lafzıgereği, söz konusu olguyu, kavrayabildiğim kadarıyla, dikkate alması gerekmiyor ise de;kendisini böylesi bir itham karşısında aklamamış olacak Cumhurbaşkanımız’ın; en baştaülkesini koruma saikiyle, tekrardan cumhurbaşkanlığına aday olmak istemesi, etiksayılmamak gerekir ve ister istemez, olumsuz ihtimalleri, akıllara getirir. Bu konuya daburada girmeyeceğim…Esas bursa escort meselemiz şudur ki, Anayasamız’ın 101. Maddesi, CB adayı olabilmek üzere, yükseköğrenim şartını vaz etmiş bulunmaktadır. Buna karşılık, kamuoyunda olduğu kadar, şahsenvicdanımda gelişmiş olan hüküm, Cumhurbaşkanımız’ın yüksek öğretim diploması olmadığı,yönündedir. Keşke başbakanlık gibi, CB için de yüksek öğretim diploması gereği,anayasamıza raptedilmemiş olsaydı!.. Ancak söz konusu yaptırım anayasamızda olduğusürece, yüksek öğrenim görmemiş bir CB adayı, YSK tarafından, adaylaştırılamaz.Adaylaştırılmışsa, işlem hukukî olamaz. Adaylaştırılmış ve seçim sonrası, bihakkın edindiğioylar uzantısında CB mazbatası ile ödüllendirilmiş ise, bu tasarruf maatteessüf, hukukîsayılamaz…Bu aşamadaki çığlığımın ana sebebi ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasamız oradadurduğu sürece, tekrar ve aynı bir hukuksuzluğa duçar edilmemesini, temindir. Bileceğinizüzere, konuyla ilgili, hem katınıza, hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hem Avrupaİnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM), bireysel ve kurumsal, “tonla” başvuru vardır. Bütünbunları atlayarak ve mümkün mertebe duru bir mantıkla, sadece, aşağıdaki hususları dikkatetaşımakla yetineceğim.o Cumhurbaşkanımız’ın, yüksek öğrenim diplomasının maalesef, aslı değil, sureti, 2014Seçimi öncesinde, İstanbul 15. Noteri tarafından tasdik edilmiş olup, katınıza sunulmuştur(https://www.diken.com.tr/erdoganin-diploma-aslini-gormeden-onaylayan-katibisorusturmayan-notere-uyari-cezasi/). Cumhuriyet Gazetesi’nin 12 Haziran 2019 tarihlihaberinde (daha 2014’teki CB seçimi itibariyle), o açıdan şöyle denmektedir:

Türkiye Noterler Birliği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi Yüksek muğla escort SeçimKurulu’na (YSK) sunduğu üniversite diplomasının fotokopisini, aslını görmedenonaylayan Kâtip hakkında, soruşturma açmayan notere, uyarı cezası verdi. Erdoğan, 10Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde YSK’ya sunulmak üzereüniversite diplomasının fotokopisini (bahsi geçen Noterliğe) verdi (sundu). Noter KâtibiEmine Seven; ‘Dairemizce onaylanması istenilen işbu fotokopinin ilgilisi tarafındangösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım’, şerhiyle,belgeyi tasdik etti. Ahmet Davran adlı vatandaş, Kâtip Emine Seven’i Türkiye NoterlerBirliği’ne şikayet etti. Başvuruda şu ifadelere yer verildi: ‘Kâtip Emine Seven A4fotokopi kâğıdını, diploma aslı olmadığı halde, kanuna aykırı bir şekilde şerh vurarakimzalamış, noter mührünü ve kaşesini basarak sahte bir resmi belge oluşturmuştur.Hatta 2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ındiplomasının sahteliğine ilişkin yapılan itirazlarda da, Kâtip Emine Seven tarafındantanzim edilen bu sahte resmi evrak, iğfal, yani kandırma gücüne sahip olduğundan,YSK’nin kararlarında bahse konu olmuş ve bu şerhe dayalı olarak itirazlar (YSKtarafından) reddedilmiştir.’İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün, şikayeti (Ahmet Davran adlı şahsın Noterler Birliği’nebaşvurusuna bağlı olarak, bu kurumun, 15. Noter’den, Kâtip Emine Seven hakkında işlemyapılmasını, istemesini), dikkate almayarak, soruşturma açmadı. Bunun üzerine TürkiyeNoterler Birliği 23 Mayıs 2019’da (Noter) Nejla Akgün’e uyarı cezası verilmesine kararverdi. Karar gerekçesinde şöyle dendi: “Disiplin işlemlerinin mahiyeti, hesap verilebilirlikilkesi ve işlemlerin yapılmamasından doğabilecek zararlar göz önüne alındığında adıgeçen noterin soruşturma yapması gerektiği yönündeki Türkiye Noterler Birliği’nin birçokyazışmasına rağmen, soruşturma yapmaktan imtina etmesi ve bu yönde ısrarcıdavranmasının disiplin suçu oluşturduğu kanaatine varıldığından, İstanbul 15. NoteriNejla Akgün hakkında 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 125. maddesi delaletiyle 126.maddesinin (A) bendi uyarınca disiplin yönünden, uyarma cezası verilmesine, oybirliğiylekarar verildi.”Toplamda sekiz sayfa olan bu kararın (Noterler Birliği, E 2018/263, K 2019/158) özü,hemen bütün basında yer almıştır. Noterler Birliği’nden gerekmesi halinde, tabiatıylaistetilebilir. Esas itibariyle ise, YSK Başkanlığı’na, “diploma” konusunda, 2014’te yapılanitirazlar, İstanbul 15. Noteri Kâtibesi’nin tanzim ettiği ve fakat, şahsen anladığım, sakıtolduğu ortaya çıkmış, tasdik şerhli suret öne çekilerek reddedilirken, özü itibariyle, YSKkararlarında, bütünüyle kayıt altına alınmış olup, bu Kurum tarafından eksiksiz biliniyorolmaktadır.Bu karar uzantısında, İstanbul 15. Noteri, diploma tasdikinde sahtecilik yapan Kâtip EmineSeven hakkında, olayların sonrasında dahi, soruşturma açmamış görünmektedir.Aynı bağlamda, Noterler Birliği, sahtecilik hakkında Kâtip ve Noter hakkında suçduyurusunda bulunmamıştır.Bulunsa, dava, her hal-u kârda, Noter açısından, ilgili ağır ceza mahkememizde görülecekbir dava olurdu. Noterler Birliği, İstanbul 15. Noterliği’nde suret üstünden yapılan tasdikişlemini, iptal etmemiştir, ya da iptali istemini, İdare Mahkemesi’ne taşımamıştır.İster doğrudan iptal işlemiyle, ister idare mahkemesinde görülecek, belli bir sahtecilikdavası uzantısında, İstanbul 15. Noterliği’nde yapılmış olan, diploma tasdik işlemi, yokhükmünde sayılsa (dileriz öyle olmayacaktır, şu ki), Cumhurbaşkanımız’a YSK tarafından2014’te ve 2018’de verilmiş mazbatalar, ağızdan yel alsın, yok hükmüne sıkışır.Aynı bağlamda; YSK; diploma sahibinden, tasdikte sahteciliğin ortaya çıkmasından sonra,diplomanın aslı üstünden tasdik işleminin yenilenmesini ve elindeki, sakatlanmış olduğusarih olan kayıtların ve bunların zemininde yapılmış işlemlerin ve idarî tasarrufların,onarılmasını, talep etmemiştir.Kanaatimce, daha da vahim olan; Diploma’nın Sahibi’nin, şu olup bitenden sonra olsun(ki, araya 2018 CB Seçimi ayrıca girmiş olmaktadır), hem İstanbul 15. Noteri’nediplomasının aslını yollayarak tasdik işlemindeki pürüzü gidermesi yönünde, hem de 15.Noterlik’teki sakatlığın ortadan kaldırılmasına bağlı olacak olarak, YSK nezdinde,müteselsilen vücut bulmaya devam etmiş sakatlıklar dizisinin giderilmesi yönünde,bilindiği kadarıyla, hiç bir adım, atmamış olmasıdır…Dikkate sunduğum haberde, görev suiistimaliyle düzenlenen sakıt Noter belgesine yerverilmiştir. Bu belgenin kopyası, aşağıdadır. Solda suretinin kopyası görülen diplomanınsahteliği ayrıca sorgulanmaktadır…

Açıkladığım çerçevede; Noterler Birliği’nin İstanbul 15. Noteri’ne verdiği uyarı cezası,diploma tasdik işleminin, cürüm mahiyetinde ortaya çıkan sakatlığının, ihbarı sayılmakiktiza diyarbakır escort eder.o Bu ihbar, bütün Türkiye ve Dünya kamuoyunadır. En başta ise diploma sahibine ve YSKBaşkanlığı’nadır. İhbar suretiyle; YSK; 2014’te ve 2018’de verdiği CB mazbatalarının,aksi ispatlanıncaya kadar, sakıt olduğu belli olan işlemler üstüne bina etmiş olduğunun,idrakine, varmış olmalıdır.o Öyleyse, i) İstanbul 15. Noteri’nden, behemehal, diplomanın sahibini Noterliğe davetederek anılan diplomanın tasdikini, aslı üstünden yaptıktan sonra, tasdikli aslınauygunluğun, YSK Katı’na iletilmesini, ihtar etmelidir, ii) Diploma sahibinden, sakıtişlemin onarılmasına imkan verilmek üzere, diplomasının aslını tasdik ettirip, YSK’yailetmesini, ihtaren, talep etmelidir.o YSK, ihtarlarına, yanıt alamayabilecektir. Öte yandan YSK kararları, malum, kesindir.Anayasa Mahkememiz’e dahi, götürülemez… Bir tek, AİHM’ne götürülebilir. Ki,“diploma konusu”, basından bilindiği üzere (https://www.hkp.org.tr/tag/diploma/), halenAİHM’nde görülen bir davanın konusudur. AİHM, 2014 ve 2018 CB mazbatalarının sakıtolduğuna hükmetse bile, hüküm YSK’yı tabiatıyla bağlamayabilecektir.o YSK kararları, buna karşılık, genel hukuk ahkâmından münezzeh değildir. Herhangi birhükmün temelindeki delilin sahte ya da kuvvetli şüpheli olduğu, açığa çıkmışsa, hangimahkeme olursa olsun, iade-i muhakeme yoluyla, önceki kararını yeniden ele alabilir vedeğiştirebilir. YSK, işaret ettiğim ihtarlarına dönük, sonuç alamazsa, iade-i muhakemeyoluyla, 2014 ve 2018 CB mazbatalarını, önceki tasarruflardaki haklılık, YSK’nın ayrıcayetkisi dahilindeki, yargı yoluyla savunulamıyorsa, iptal etme yetkisini, haiz olmalıdır…YSK Üyeleri; vicdanlarının sesini dinleyerek; hepimiz gibi; yargılamanın, önceki YSKtasarruflarındaki haklılığı ortaya çıkartacağını niyaz ederek, ifade ediyorum; bu yola,muhakkak gitmelidirler…o Düşündürücü bir diğer husus, geçende İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan (İBB),Cumhurbaşkanımız’ın, İstanbul Belediye Başkanı olduğu evrede, İBB Personel DaireBaşkanlığı’nda olacak, diplomasının görülmek istenmesi uzantısında, talebin, IBBtarafından reddedilmesidir. Haber 11 Haziran 2021 tarihlidir ve şöyledir(https://haber.sol.org.tr/haber/ibb-erdoganin-diplomasina-iliskin-bilgi-talebini-reddetti306890):

HKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde belediyeye sunması gerekendiplomasıyla ilgili İBB’ye başvuruda bulunmuştu. Başvuruda Erdoğan’ın diplomasının4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince İBB arşivindençıkartılarak kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti. Başvuruyudeğerlendiren İBB, Erdoğan’ın diplomasının talep edilmesinin 4982 Sayılı Bilgi EdinmeHakkı Kanunu’na göre “kapsam dışı” olduğunu öne sürdü. İBB, başvuruya verdiğiyanıtta şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı hakkında bilgi ve belge talebinize dairilgi elektronik başvurunuz incelenmiştir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ndabilgi edinme hakkına ilişkin istisnalar düzenlenmiş olup, söz konusu kanunun 21.maddesinde “kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliğikapsamında açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şerefve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veyabelgeler, ‘bilgi edinme hakkı’ kapsamı dışındadır” düzenlemesi yer almaktadır. Bunedenle talebiniz, ‘bilgi edinme hakkı’ kapsamı dışında olduğundan ilgi dilekçenizüzerinde herhangi bir işlem yapılamamıştır. Bilgilerinize rica ederim.”o Söz konusu talebi IBB’ye yöneltenler, İBB Başkanı, İBB İnsan Kaynakları Müdürü veDilekçeyi İşleme Koymayan Görevliler hakkında, “Suç Delillerini Yok Etme, Gizlemeveya Değiştirme” suçunu işlediklerini belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suçduyurusunda, bulundular.o Konumuz açısından ise, buradaki asıl mesele şudur: IBB Personel Dairesi’ndeCumhurbaşkanımız’ın hangi diploması bulunmaktadır? YSK’nın, 2014’te ve 2018’deverdiği CB mazbatalarına ilişkin idarî tasarrufların sakatlığı, Noterler Birliği’nin, İstanbul Noteri’ne verdiği uyarı cezasıyla, bu aşama itibariyle olsun, sübut bulduğuna ve bahsekonu sakatlık bugüne kadar onarılmamış göründüğüne göre, YSK’nın,Cumhurbaşkanımız’ın, IBB Personel Dairesi’nde bulunan diplomasıyla, YSK’nın elindebulunan ve sahtecilikle elde olunduğu kuvvetli bir kanaat olarak ortaya çıkmış bulunan,sureti tasdikli diplomanın, uyumluluğunu soruşturması, kaçınılmazdır. Tasarruf YSK’nınyetkisi tahtında bulunmaktadır. Bu açıdan, YSK’nın, Cumhurbaşkanımız’ın IBB PersonelDairesi’nde bulunan söz konusu diplomasını mercek altına alması gerekir. Sizi bütünvarlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslına uygun bir yüksek öğrenimdiplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, bu satırların yazarı olacaktır.o Cumhurbaşkanımız; diploması üstüne yapılan şikayetler ve spekülasyonlar uzantısında,Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4 Haziran 2016’da Marmara Üniversitesi’nde yaptığıkonuşmada, diplomasını arşivden çıkartıp göstermesini buyurmuştur(https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diploma-aciklamasi-rektor-sinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nün Cumhurbaşkanımız’danaldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Söz konusuÜniversite’nin mezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi, mahkemekararıyla erişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür…o Şurası diğer bir vakıa olmaktadır ki, Cumhurbaşkanımız’ın Marmara Üniversitesi’ndeokuduğu derslerle ilgili başarı notlarının Transkripti’ne (Dökümü’ne) de ulaşılamamışbulunulmaktadır. Yani Marmara Üniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımız’ın talimatıgereği diplomayı arşivden çıkartıp göstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışmagötürmeyecek bağıl bir ders ve not dökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyorolmalıdır. Rektör, bütün bunları yapmıyorsa, YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talepetmelidir.o Cumhurbaşkanımız’ın yüksekokul diplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şudikkate taşıdığım hususlar, zihinlerde bulanıklık peydahlamaya devam edecektir. O kadarböyledir ki, Cumhurbaşkanımız’ın İmam Hatip Lisesi sonrasında üniversite okuyabilmeküzere, fark dersleri vererek bitirdiği, Eyüp Lisesi’nden mezun olduğuna dair, dahi,istihfamlar gündemdedir (Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ocak 2021,https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-mezun-oldugu-liseye-basvuru-1806019).Bu durumda, yetkisi tahtında olduğu şekliyle, YSK, durumun aslını Eyüp LisesiMüdürlüğü’nden, cevabî yazıya eklenecek ayrıntılı bir “fark dersleri dökümü” ve bunlarakarşı öğrencinin edindiği notları havi bir belge talep ederek, sormalıdır.o Bir diğer yandan, Cumhurbaşkanımız adına tanzim edilmiş olan birden fazla MarmaraÜniversitesi Diploması mevcut görünmektedir. Bu konuda tarafınıza sunulmuş olduğunuizlediğim dilekçeler mevcuttur. Şu ki bu maruzatımın irtifaını düşürmemek üzere, buralaragirmeyeceğim.o Bütün şu bulanıklıklar ortada iken, ne muhalefet yönetimlerinin ne de, hangi kanattaolurlarsa olsunlar, çeşitli devrelerdeki TBMM üyelerinin, çıtlarını çıkartmamış olması,tüyleri diken diken ediyor. Neticede kuvvetli bir şüphenin takip edilmesi, savın doğruluğuanlamına gelmez… Şüphenin, sonuçta, takip edilenin fiilinin, aleyhine ya da lehinesonuçlanacağının müjdesini taşır… Kuvvetli şüphe zail olabilir…o Ama birileri, demek oluyor ki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuzvermekten ala koyagelmiştir. O kadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesisıfatını taşıdığım partinin kurultayında, yüze vurulmuştur(https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23 Temmuz 2020,https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz 2020). İlgilileritöhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır…Bütün şu dikkate getirdiklerim itibariyle, şahsen gördüğüm, ilgili tasarrufları, pek muhtemelenfarkında olmadan yürürlüğe koyan YSK Değerli Üyelerimiz’in, üstlerinde, ciddi sorumlulukbirikmiş olmaktadır. Sorunu onlar, bir biçimde, işte örneğin kendi tasarruflarına dönük biriade-i muhakeme yolunu açarak çözemezlerse, tarihin, bizim hakkımızda hangi olumsuzdeğerlendirmeleri karşımıza çıkartacağını, tahmin etmek dahi istemiyorum.Her hal-u kârda, Cumhurbaşkanımız’ın, YSK Başkanlığımız’a, tekrardan CB aday adayıolarak başvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündeme gelmesinintarihî önemini ve gereğini, dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunuyorum…Rabbimiz, ulusumuzu, insanlığı, cümle sevdiği kullarını, her türlü melanetten korusun!..Omuzdaşları adına, Prof. Dr. Tolga Yarman,Parti Kurucu Üyesi,CHP Kurultay Onur Üyesi

 

]]>

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.