Ali Apaydın: Okullarımızda Hayalet Öğrenciler Var!

Eğitim kalitesinin düşüşü gündemde sıkça tartışılırken Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Apaydın yazısında öyle bir konuya dikkat çekti ki okurken inanmakta zorlanacaksınız. Mafya düzeninin ülkemizin bir çok kurumunda izlerini görüyoruz. Eğitimde mafyanın ne işi olur kardeşim diyenler Ali Apaydın’ın bu yazısını dikkatle okusun.

Eğitim Mafyası Düzeni

Ali Apaydın bu düzeni şu cümlelerle açıklamış:

Okullarımızda hayalet öğrenciler dolaşıyor! Okullarda tutulan her defterde, her belgede onların varlığına tanık oluyorsunuz. E-okul sistemine girip isimlerini tek tek görebiliyorsunuz. Bu belgelere göre birçoğu hiç devamsızlık yapmamış, büyük çoğunluğu ise çok az devamsızlık yapmış durumda. Her birinin yazılı, performans, proje notları işlenmiş halde, her birine dönem sonlarında karne düzenleniyor, her biri tek tek okullardan mezun olup diploma alıyor!

Ancak bu öğrencilerin hiçbirinin okul arkadaşı yok! Çünkü okullarında yoklar! Büyük çoğunluğu okullarının adresini bile bilmiyor, bir kez bile okul binasının içine girmemişler çünkü; sınıf arkadaşları onları hiç görmemiş, öğretmenleri onları hiç görmemiş!

Birtakım veliler ve birtakım okul yöneticilerinin marifetiyle yepyeni bir düzen kuruluyor: bir eğitim mafyası düzeni!

***

Küçük Yaşta Zorla Evlendirilen Kadınların Eğitim Süreci Böyle Hallediliyor!

Okula gelmeyen  hatta sınavlara bile girmeyen sadece okulda ismi olan bu öğrencilerin dönem sonlarında teşekkür, takdir aldığı hatta dönem birincisi olduğunu yazan Ali Apaydın; Eğitim sektöründe herkesin bu durumu bildiğini ve bunun bazı özel okul yöneticileri ve velilerle ortak işlenen bir suç olduğuna dikkat çekiyor:

Bazı özel okullarda birtakım veliler ve birtakım okul yöneticileri tarafından korkunç bir suç işleniyor ve bu sektördeki hemen her insan bunu apaçık şekilde biliyor.

Öğrenciler tümüyle mevzuata uygun şekilde kaydoluyor. Okul ücreti anlaşılan şekilde ödeniyor. Sonrasındaysa öğrenci derslere, sınavlara hiçbir şeye katılmıyor, belki bazen biraz usulüne uygun olsun diye sınav zamanlarında gelip sınav kağıtlarını birilerinin gözetiminde şöyle bir doldurup gidiyor.

Bu öğrencilere sektörde hayalet öğrenci deniyor. Ve bu hayalet öğrenciler, dönem sonlarında teşekkürler, takdirler alıyor, hatta bazıları okul birincisi bile oluyor!

Elbette tüm bu olup bitenlerden öğretmenler de haberdar. Bu konuda ezici çoğunluğu bu kirli sürecin içinde olmak istemiyor, ancak sektör içinde maaşlarını bile vaktinde almakta zorlanan bu insanlar işten çıkarılmakla tehdit ediliyor ve şu ya da bu şekilde birçoğu bu mafya düzenine alet oluyor ya da eşlik ediyor!

Ve sonuçta, birileri tarafından küçük yaşta zorla evlendirilen kadınların zorunlu eğitim süreci böyle halledilerek, çocuk evlilikleri bu düzen sayesinde örtbas ediliyor!

Birbiriyle anlaşan kurs merkezleri ile okullar, okula gitmiş, derslere, sınavlara girmiş gibi gösterdikleri öğrencilerini bu düzen sayesinde sadece üniversite sınavlarına hazırlıyor. Bu yerlere gitmek gün geçtikçe birçok öğrenci tarafından çok cazip bulunuyor ve birçok veli bu yerleri doğru bir eğitim adresi olarak görüyor!

Hali vakti yerinde bazı veliler, iki-üç kat ücret ödeyerek velisi oldukları öğrencileri bir zahmet olarak gördükleri okula gitme ve ders görme işlerinden bu düzen sayesinde kurtarıyor!

Ve daha onlarca farklı senaryo var bu düzenin içinde.

Öylesine yaygınlaşmış bir düzen ki bu; birçok veli bir özel okula kayıt yaptırmak isterken okul yetkililerine “Çocuğum okula gelmese olmaz mı?”, “Sadece sınavlara gelip gitse” gibi taleplerde bulunmayı çok olağan bir şekilde dile getiriyor artık. Yani sadece kirli bir mafya düzeni değil söz konusu olan, daha da beteri, bu mafya zihniyetinin olağanlaşmış olması –ki bu olağanlaşan durumun kat be kat artırdığı veli zorbalığı meselesini ayrıca kaleme alacağım.

***

Ülkemizde sahte lisans diplomalarına, başkaları tarafından yazılan yüksek lisans ve doktora tezleri gibi sahteliklere tanık olmuştuk –ki bu sahtelikler de halen devam ediyor– ancak zorunlu eğitim kademesi sürecinde olan genç ve çocuk insanların eğitim haklarının ellerinden alınmasına ve bizzat velilerinin eşliğinde, velilerinin onayıyla istismar edilmesine ilk kez tanıklık ediyoruz!

Mesleğinin esaslarıyla yaşayan öğretmenleri ve okul çalışanlarını ve duyarlı tüm velileri bu konuya ilişkin bildiklerini görünür kılmaya davet ediyorum. Ve duyarlı milletvekillerinin bu konuyu bir an evvel TBMM gündemine taşımasını umut ediyorum. Çünkü söz konusu olan savunmasız halde bulunan genç ve çocuk insanların öyküsü…