ANKARA KULİSLERİNDE YENDEN “ÇOKLU ADAY” FORMÜLÜ KONUŞULMAYA BAŞLANDI

Gazeteci İsmail Saymaz, Saraçhane’deki miting ve yaşananlardan sonra Kılıçdaroğlu ile Akşener’in görüşmediklerini belirtirken, Kılıçdaroğlu’nun gezilerinde yanında olan,HALK TV’de program yapan Saymaz’ın bu kulis bilgisini paylaşmasından günler sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Akşener ile aralarında küskünlük olmadığını belirtmişti.

Haber Alternatif'ten Celal Eren Çelik'in özel haberine göre yaşanan son gelişmeler bununla da sınırlı kalmazken SAADET PARTİSİ ALTILI MASA’da AKP’nin başörtüsünü içeren Anayasa teklifini destekleyeceğini açıklarken GELECEK ve DEVA Partisi’nin de bu yöndeki eğilimleri biliniyor.

ALTILI MASA içerisinde yaşanan bu gelişmeler esnasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tüm büyükşehirlerdeki reklam panoları ve bilboardları “BAŞLIYORUZ” temalı seçim afişleri ile donatması da Kılıçdaroğlu’nun “Fiilen adaylığını ilan etmesi” olarak yorunmlandı.

DEVA PARTİSİ Genel Başkanı Babacan’ın “Ortak Aday ALTILI MASA’daki tüm liderlerin kabul ettiği bir isim olmalı,tek bir lider dahi kabuşl etmez ise o aday ortak aday olmaz” açıklaması da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına İYİ PARTİ Genel Başkanı Akşener ile birlikte mesafeli duran ve bunu açıkça dile getiren Babacan’ın “Mesajı” olarak nitelendirildi.

KULİSLERDE “İBRE ÇOKLU ADAYA DÖNDÜ” YORUMLARI YAPILMAYA BAŞLANDI

Yaşanan son gelişmelerden sonra Ankara kulislerinde ALTILI MASA’nın Cumhurbaşkanlığı seçimi için “Çoklu aday formülüne” yöneleceği ve bu formülün son gelişmelerin ardından daha yüksek sesle dile getirildiği belirtiliyor.

Ankara kulislerinden sızan bilgiler ALTILI MASA içerisinde Demokrat Parti ve Saadet Partisi’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verirken, İYİ PARTİ ve DEVA PARTİSİ’nin Kılıçdaroğlu ile girilecek bir seçimin kazanılmasının çok riskli olduğunu, Kılıçdaroğlu’nun pek çok ankette Erdoğan’ın gerisinde kaldığını, Erdoğan’ı geçtiği anketlerde ise %1-2 oy farkı ile Erdoğan’ı geçtiğini belirterek AKP’nin %1-2 gibi bir farkı çeşitli sandık hileleri,YSK üzerinde karacağı baskı gibi çeşitli yollar ile kapatabileceğini dolayısı ile bu seçimin en az %7-8 fark ile kazanılması gerektiğini belirterek Kılıçdaroğlu’nun bu %7-8 farkı Erdoğan’a atmasının mümkün olmadığını belirtiyorlar.

Dolayısı ile İYİ PARTİ ile DEVA PARTİSİ Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı, Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanlığını yaptığı GELECEK PARTİSİ ise şu an için “Ortada” duruyor ve tavrını son anda belirleyecek.

Ankara kulislerinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Aramızda küslük yok” açıklaması yapsa dahi bunun siyaseten yapılmış bir açıklama olduğu CHP ile İYİ PARTİ’nin arasında ciddi bir gerginlik yaşandığı bunun aday belirleme sürecine doğrudan yansıyacağı ifade ediliyor.

Bu yaşananlar ışığında Ankara’daki ALTILI MASA’da bulunan partilere yakın isimler, AKP’ye karşı kaybedilecek bir seçimde tüm siyasi faturanın masayı deviren lidere ve partiye kesileceğini bu nedenle hiç bir liderin de buna cesaret edemeyeceğini belirtiyorlar.

ALTILI MASA’nın bir aday üzerinde uzlaşamadığı, masadan da kimsenin kalkamadığı bu “Siyasi kilitlenmişlik” tablosunda MASA için “Çoklu aday” formülünün yeniden gündeme geldiği ve daha yüksek sesle konuşulmaya başlandığı kulislere yansıyan en son bilgi.

ALTILI MASA’nın “Çoklu aday” formülü ile ilk turda her partinin kendi adayını çıkartıp, 2. tura kalan isim etrafında birleşilecek bir yol haritası izleneceği ifade ediliyor.

“Çoklu aday” formülünün masada partilerin arasındaki “Aday krizini” çözdüğü gibi, masada yer partilerin bir başka partinin adayını desteklemek istemediği için sandığa gitmemesi muhtemel seçmenini de ilk turda sandığa çekeceği dolayısı ile ALTILI MASA’nın tüm seçmenlerinin firesiz olarak sandığa gitmesinin yine bu formülle mümkün kılınacağı belirtiliyor.

Özellikle İYİ PARTİ tabanının kendisi “Ben Başbakan olacağım,Cumhurbaşkanı adayı değilim” dese dahi liderleri Akşener’i Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek için teşkilat başkanları vasıtası ile yoğun baskı yaptığı belirtilirken Akşener’in tavrından bu baskılara rağmen geri adım atmadığı ancak İYİ PARTİ’nin özellikle “Ülkücü kökenli” seçmen tabanının olası bir başka parti genel başkanının aday gösterilmesi halinde sandığa gitmeyebileceği ifade ediliyor.

Keza Cumhuriyet Halk Partisi tabanının da İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in son dönemde gerek Mansur Yavaş, gerekse Ekrem İmamoğlu üzerinden attığı adımlar ve “Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı” gibi söylemlerden son derece rahatsız olduğu, tabanda CHP’nin İYİ PARTİ’ye verdiği 15 vekil ile İYİ PARTİ’nin seçime girebildiği 2018 seçimlerini İYİ PARTİ’nin unuttuğunu ve CHP’ye “Dayatma” yaptığı algısının yükseldiği belirtilirken Akşener’in kendisi yahut Akşener’in belirlediği bir aday için CHP tabanının bir bölümünün sandığı protesto etme eğiliminde olduğu belirtiliyor.

“Çoklu aday” formülünün hayata geçmesi halinde ilk turda her parti kendi adayını çıkartacağı için sandıkta muhalefet bloğunun fire vermeden oy kullanacağı ve krizin çözüleceği belirtilirken bu formülün de “Riskleri” olduğu belirtiliyor.

“ÇOKLU ADAY FORMÜLÜNÜN DE RİSKLERİ VAR”

ALTILI MASA içerisinde yer alan partilerden birisinde aktif olarak üst düzey siyaset yapmaya devam eden bir kaynak çeşitli “Artılarının” yanı sıra “Çoklu aday” formülünün de riskleri olduğuna dikkat çekti.

Bu üst düzey siyasetçi “ Öncelikle AKP-CHP bloğu karşısında parçalı şekilde herkesin kendi adayı ile çıkacağı bir ilk tur projeksiyonunda tüm hesaplar ilk turda seçimin tamamlanamayıp 2.tura kalabileceği ön kabulüne dayalı olacak. Dolayısı ile tüm seçim stratejisi, seçim kampanyası bu yönde şekillenecektir. Yaklaşık 2,5 senedir aynı masada ittifak bileşeni olarak oturan partilerin “Rakip” olarak girecekleri seçimlerde birbirlerinden farklı diller kullanmaları, hatta bazen lokal bölgelerde zorunluluk sebebi ile dahi olsa birbirlerini eleştirmeleri söz konusu olabilecektir. Dolayısı ile yaşanacak bu “Doğal seçim süreci çatlağını” Cumhur İttifakı daha da derinleştirip tüm hesapları alt üst ederek ilk turda seçimi alabilir yani bir ikinci tur da olmaz, etrafında 2.turda birleşilecek bir isim de… Ama daha da önemlisi halkın algısı ciddi manada olumsuz etkilenebilir. Kamuoyunda AKP-CHP bloğunun propaganda araçları ile desteklenerek “Bunlar 2,5 senede daha bir aday üzerinde uzlaşamadılar herkes kendi derdine düştü,bunlar ülkeyi nasıl yönetecek” algısı yaratılabilir. Bu da seçimi tehlikeye atabilir” tespitinde bulundu…