"BÖYLE OLUR MÜLKÜN ADALETİ"

Yener Bozkurt amacının  "kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemek" olan bu yeni yasanın geldiğimiz noktada caydırıcı olmaktan çok suç işleyenlere verilen düşük cezalar ve aflarla ''suç işlemeyi özendirici'' hale getirdiğini ifade etti. Vatandaşın adalete olan güveninin kaybolduğuna dikkat çeken Yener Bozkurt hukuk eliyle toplumun temel yapı taşları parçalanmış; vatandaş nezdinde korku, endişe ve paniğe neden olunmuş, bu sayede insanlar sindirilerek bir korku imparatorluğu yaratılmıştır dedi.
Yener Bozkurt açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Asil Türk Milleti’nin önünde başımı gururla öne eğiyorum.

Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "AK PARTİ", simgesi bildiğin ampul olan Adalet ve Kalkınma Partisi, ki ben inadına AKP diyorum,

2001’de kuruluşunun hemen ardından, 2002 Genel Seçimlerinde tek başına iktidara gelmiş ve ilk yıllara özel, ekonomi başta olmak üzere çeşitli alanlardaki başarılı icraatlarının ardından yavaş yavaş asli gündemine dönmüştür.

İlerleyen süreçte, Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda yaşayacağı yıkımlar için gerekli olan alt yapı da yine AKP eliyle yapılan kanun değişiklikleriyle sağlanmıştır.

Bize göre bu kanun değişikliklerinin en önemlisi ve en yıkıcı olanı 2004'te kabul edilen ve 2005'te yürürlüğe giren, Türk Ceza Kanunu olmuştur.


Amacı güya; "kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemek" olan bu yeni yasa, sonuncusu Temmuz 2023’de olmak üzere bugüne dek tam 37, evet yanlış duymadınız tam 37 kez değiştirilmiştir.

Olayın vahametini, utancın büyüklüğünü görebiliyor musunuz?

Devletin yani mülkün temeli olan adaletin en önemli kozu olan ceza sistemi bu kadar değişir mi, değişirse işe yarar mı, caydırıcılığı kalır mı?

Devletin onuru ve haysiyetinin simgesi olan Ceza Kanunu, 18 yılda 37 kez değişiyorsa ya bu kanunun hazırlanış amacında ya da kanunu hazırlayanlarda ciddi sıkıntı var demektir.

Türk Ceza Kanunu’ndan bahsediyoruz, market raflarındaki fiyat değişikliklerinden değil.

Acı olan ne biliyor musunuz? Yapılan değişiklikler toplumun ve mağdurun yararına olsa başımız üstüne ama bunların yaptığı, inadına mağdurun hakkını hiçe sayan, suçluyu koruyan, suçu özendiren değişiklikler.

Misal, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 15 Temmuz 2023’de yürürlüğe giren son infaz düzenlemesiyle,

COVID-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl ve daha az süre kalanlar, tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan sürelerini denetimli serbestlik altında dolduracaklar.

Ve sıkı durun; adam öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenlerde bu yasadan yararlanacaklar.

Fırsatı kaçırdık diye düşünenler üzülmesin. Bu düzenlemeyle önümüzdeki süreçte de yatarı 20 yıl olan bir suç işleyenler, 3,5 yıl kapalı cezaevinde kalıp sonrasında açık cezaevine geçerek tahliye olabilirler.

 

Ne diyorlar? Daha iyisi olacaksa, onu da AKP yapar.

 

Katillere, tecavüzcülere “3 yıl yatar çıkarsın” selamı, ne güzel teşvik değil mi?

Ha bu arada, Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yıldönümü vesilesiyle 29 Ekim’de, bir Genel Af çıkarsa da hiç şaşırmayın.

Öyle bir ortamdayız ki, 40 milyon kişi silah taşıyor, bunların sadece 3,5 milyonu ruhsatlı, silahı internetten kargoyla gönderiyorlar.

Ülke kan revan içinde, ortalık mafyasından, çetesinden, hırsızından, arsızından, itinden kopuğundan geçilmiyor. İnsanlar leblebi misali avuç avuç öldürülüyor.

RTÜK Hazretleri ise, “kamuoyuna yansıyan olayların ‘münferit’ olduğunu tüm bu şiddet olaylarının toplumun genelinde yaşanıyormuş gibi sürekli olarak radyo ve televizyonlara taşınmasının kanuna aykırı olduğunu” duyuruyor.

Yedikleri halta bakın, “bunlar münferit” diyorlar, utanmasalar “montaj bu montaj” diyecekler.

Gerçek şu ki, sadece ekmeğinin peşinde olan, kadını-erkeği, yaşlısı-genci her Türk vatandaşı, her an her yerde bir haydutun kurbanı olabilir.

Şanslı olanların direk kafasına sıkıyorlar, Samuray kılıcıyla doğranmak, baltayla parçalanmak da var.

Kasten Yaralama, Tehdit, Konut Dokunulmazlığının İhlali, Hırsızlık, Dolandırıcılık, Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve bunlar gibi birçok suç,

Adında Adalet olan, Adalet ve Kalkınma getireceği vaadiyle yola çıkan AKP’nin o yenilikçi ve muhteşem adalet anlayışı çerçevesinde, Uzlaşmaya Tabi Suçlar kapsamına alındı iyi mi?

Düşünebiliyor musunuz? Gerekçesi ne olursa olsun soysuz itin biri, kız-erkek fark etmez, evladınızı kaçıracak, günlerce alıkoyacak, sonunda yakalanacak, ebeveyn olarak şikayetçi olmadan önce bu geberesiceyle uzlaşma masasına oturmak zorunda kalacaksınız.

Sanmıyoruz ama hadi binde bir de olsa, mahkemelerin iş yükünü azaltmak adına çıkarılan bu yasayla böyle bir uzlaşı sağlandı ve dosya kapandı diyelim.

Eee. Adaletin Efendisi AKP.

Bu hayvan aynı suçu yeniden işleyip, canlar yeniden yandığında, yine mi uzlaşmaya gidilecek? Kamu düzenini, toplumsal barışı böyle mi sağlayacaksınız, suçun işlenmesini böyle mi engelleyeceksiniz?

Aferin size, böyle devam edin.

 

Bize adalet diye dayatılan, hukuku çağdaş normlara yükseltme maskesiyle yapılan bunca değişikliğin bunca saçmalığın asıl nedeni,

Hukuk eliyle toplumun temel yapı taşlarını parçalamak, vatandaş nezdinde korku, endişe ve paniğe neden olmak ve bu sayede insanları sindirerek bir korku imparatorluğu yaratmaktır.

Sorsanız, Avrupa Birliği Uyum Yasaları, AİHM şartları, insan hakları derler.

İyi de birader.

Senin eşgüdüm sağlayacağım diye yırtındığın AB’de,

Bizdeki gibi tarikat yurtlarında çocuklara tecavüz edilmiyor ki,

Bizdeki gibi her gün kadın cinayeti işlenmiyor ki,

Bizdeki gibi 80 yaşındaki ninenin kefen parasına göz dikilmiyor ki.

 

Neresinden tutup da neyin ayarını yapacaksın?

 

Kız-erkek hiç fark etmez, insan görünümlü bir hayvanın çıkıp da yaşarken tabuta koyduğu çocuğun hakkı ne olacak?

Ömrünün baharında, eğitim için geldiği şehirde, akşamüstü yolda yürürken, hiç tanımadığı bir psikopatın Samuray kılıcıyla katlettiği gencecik kızın hakkı ne olacak?

Adına erkek denen bir kahpenin kurşunlarıyla, hem de öz evladınızın gözü önünde öldürülen annelerin, kadınların hakkı ne olacak?

AB’nin de AİHM’nin de insan haklarının da cehennemin dibine kadar yolu var.

 

Asil Türk Milleti!

Yapılması gereken, derhal ama derhal, sil baştan bir Türk Ceza Kanunu hazırlanmasıdır.

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmamız halinde,

İçmiş-dışmış hiçbir baskıyı dinlemeden,

Türkün insani, toplumsal ve manevi değerlerini sonuna dek gözeten,

Canı yanan mağdurun hakkını fazlasıyla teslim eden,

“3-5 yatıp çıkarım” mantığını tarihe gömen,

Yapanın yaptığının yanına kar kalmayacağı,

Suçlunun anasından doğduğuna pişman edileceği,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yani mülkün temelini, sarsılmaz biçimde perçinleyen,

Yaratanın ve Türk'ün gerçek adaletini sağlayan,

Ve bununla da tüm dünyaya örnek olacak,

Yepyeni bir Türk Ceza Kanunu çıkaracağıma,

Büyük Türk Milleti önünde, namusum ve şerefim üzerine and içerim.

 

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,

Var olsun Türk Milleti.
İzlemek için