Elektrik Faturalarındaki Adaletsizlik: Haksız Yükümlülüğe Hayır!
Yeşim Tütün
Yaklaşık 1,2 milyon mesken abonesinin etkileneceği bu karar, adalet anlayışımızı sorgulatıyor.
Özellikle geçim sıkıntısının had safhada olduğu günümüzde, hanelerin elektrik faturaları ile ilgili bu tür bir artış, toplumun büyük bir kesimini mağdur edecek. Sınırı aşan abonelerin faturalarının iki katına çıkacağı bilgisi, haksız bir yükümlülüğün altına girmemize neden olacak. Bu durum, enerji tüketiminin doğal olarak değişkenlik gösterdiği kış aylarında en çok ihtiyaç duyulan dönemde, ailelerin bütçelerini zorlayacak bir adım olarak karşımıza çıkıyor.
Enerji bir temel ihtiyaçtır ve her birey bu ihtiyacını karşılamak için elinden geleni yapmaktadır. Ancak, bu tür düzenlemelerle, hanelerin tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi beklenirken, aslında birçok insanın daha fazla tasarruf yapma çabasının boşa çıkmasına neden olacağını unutmamalıyız. Elektrik tüketimi, çoğu zaman iklim koşulları, yaşam standartları ve ailelerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmektedir. Bu nedenle, enerji fiyatlarının bu denli radikal bir şekilde artırılması, sosyal adaletsizliğe yol açacaktır.
Devletin, enerji maliyetlerini dengelemek adına attığı adımlar elbette önemlidir; ancak bu adımların toplumun her kesimini eşit şekilde etkilemesi ve adaletli bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Haksız yere iki katı fatura ödemek zorunda bırakılmak, birçok aileyi zor durumda bırakacak ve bu da toplumda büyük bir infiale yol açacaktır.
Bu bağlamda, yetkililerin bu durumu göz önünde bulundurarak düzenlemelerini tekrar gözden geçirmeleri ve sosyal adalet ilkelerine uygun bir yaklaşım benimsemeleri şarttır. Elektrik, sadece bir tüketim aracı değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin bir göstergesidir. Herkesin eşit şartlarda bu ihtiyacını karşılayabilmesi için, daha adil ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesi elzemdir.
Sonuç olarak, yüksek elektrik tüketenlerin faturasını iki katına çıkarmak yerine, daha kapsamlı ve adil çözümler üretilmelidir. Aksi takdirde, bu haksız uygulama sadece hanelerin değil, toplumun bütün kesimlerinin huzurunu tehdit edecektir. Bu haksızlığı durdurmak için sesimizi yükseltmeli ve adaletin sağlanması için mücadele etmeliyiz.