Gazipaşa kıyıları betona teslim edilmesin!
Yusuf Yavuz
Hazineye ait korunan alan vasıflı sahilde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Rizeli Ekşi ailesine ait AHES GYO şirketi tarafından toplam 2100 yatak kapasiteli 3 ayrı otel ile 12 villa inşa edilmek isteniyor. Selinus sahilinin ardından Koru sahilinin de 5 yıldızlı otellere açılmasına tepki gösteren Gazipaşa Hepimizin Platformu üyeleri, yaptıkları basın açıklamasında, sadece Antalya’daki 5 yıldızlı otel sayısının İspanya’dan daha fazla olduğuna vurgu yapılarak, “Bizler turizme ve turizm yatırımcısına karşı değiliz. Ama turizm bir ilçeye, topraklarını, tarım alanlarını, halkın önceliği olan kıyılardan yararlanma hakkını, diğer canlıları ve yaşam alanlarını yok ederek gelemez, gelmemeli. Bizler, halkımıza da faydası olmayacak, her şey dâhil sistemle çalışacak, sadece kıyılarımızı vahşice gasp edecek, aşırı betonlaşmaya yol açacak, sadece deniz odaklı büyük kitle turizmi istemiyoruz” denildi.
Antalya’nın Gazipaşa ilçesindeki kısıtlı sahil alanlarının 5 yıldızlı otel projelerine açılması bölgede endişe yaratıyor. Kitle turizmini istihdam kaynağı olarak görenlerin yanında, ilçenin betondan korunabilmiş kıyı alanlarına zararlar vereceğini düşünenler de var. Selinus sahilinde yapılması planlanan 2508 yatak kapasiteli ilk 5 yıldızlı otel projesi için geçtiğimiz yıl ÇED süreci başlatılmış, ancak başvuru dosyasındaki eksiklikler nedeniyle Ocak 2024’te ÇED süreci durdurulmuştu.
GAZİPAŞA KORU SAHİLİ RİZELİ EKŞİ AİLESİNE TAHSİS EDİLDİ
Bu gelişmenin ardından bu kez de Selinus antik kentinin doğusunda yer alan Koru Sahilindeki Hazine arazisinin Rizeli Ekşi ailesine ait AHES GYO’ya tahsis edildiği ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, sahildeki hazineye ait 3 büyük parselin üst kullanım hakkını turizm amaçlı yatırım yapılması amacıyla AHES GYO’ya verdi. Haziran 2024’te de söz konusu arazi için ön izin verildiği belirtildi. Hazineye ait tahsisli arazi, Koru Mahallesi sınırlarında yer alan 1471/1, 1472/1, 1473/1 parsellerden oluşuyor. İmar çalışmasından sonra 5 yıldızlı otel inşa etmek için 54.5 bin m2’lik özel bir parsel oluşturulacak. Şirket burada toplam 2100 yatak kapasiteli 5 yıldızlı otel ile her biri 200 m2’den oluşan 12 ayrı villa yapmayı planlıyor.
TAHSİS EDİLEN SAHİLDE EYLEM YAPTILAR
Gazipaşa sahilini betonlaştıracak projelere karşı ilçede tepkiler de yükseliyor. Gazipaşa Hepimizin Platformu üyeleri, önceki gün Koru sahilinde basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklama yapan önceki dönem Gazipaşa Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Yüksek Mimar Esin Bilgiç, “bir kez daha yetkili makamlarda oturan kişilere seslenmek istiyoruz” diyerek şunları söyledi:
‘FİDANLIK KAMUNUN, HEPİMİZİN ARAZİSİ’
“Kahyalar, Selinus ve Koru’yu kapsayan tüm kıyılarımızda uygulanmaya çalışılan bu yanlış planlamanın bir sonucu olarak, şimdi de Fidanlık arazimizin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 49 yıllığına Rizeli bir inşaat firmasına tahsis edildiğini ve bu tahsis sonucunda fidanlık arazimize devasa 3 adet otel ve villa grubu çalışmaları yapıldığını öğrendik. Belirtmek istiyoruz ki Fidanlık bir hazine arazisidir. Yani kamunun, halkın, hepimizin arazisi. Sömürü ve vurguna karşı ödünsüz korunması gereken Cumhuriyetimizin birikimlerinden. Cumhuriyetimiz ilk dönemlerinde, en değerli yerlerde, kamuya ait araziler bırakmış, fidanlıklar kurmuş. Burada yetiştirilen fidanlar bir zamanlar halkla, bahçelerle buluşmuş. Bir yandan da halkın ortak kullanım alanı, buluşma noktası olmuş, kültür aktarımı sağlamış. Fidanlık gibi kamusal arazilerin, hem de 49 yıllığına, adeta elden çıkarılırcasına özel şirketlere verilmemesi, tam aksine halkın kullanımına açık ve içinde yer aldığı doğaya uygun olarak değerlendirilmesi gerekir.”
OTELLERE AÇILAN SAHİL KORUNAN ALAN NİTELİĞİNDE
Yaklaşık 2 kilometrelik uzunluğa sahip Koru sahilindeki Fidanlık arazisinin 301 dekarlık bir alanı kapsadığını dile getiren Bilgiç, “Bu kıyının bir ucu, oluşumu binlerce yıla dayanan, ilçemize gelen konuklarımızın öncelikli görmek istediği yerlerden birisi, Doğal havuzlar bölgesi. Bir ucu da 1. Derece arkeolojik sit alanı olan, yüzlerce yıl öncesinin Selinus antik kenti ve kalesi. Tüm kıyı Nitelikli Doğal Koruma Alanı. Eski tanımıyla 2. Derece doğal sit alanı. Arkada bulunan ova da hala en güzel tarımın yapıldığı, imar durumunda ‘tarım alanı yapılaşma koşullarını koruyan’, yani betondan korunabilmiş bir alan. Hem kıyı bölgesi, hem arkasındaki geniş ova tümüyle korunan alanlar” ifadelerini kullandı.
ANTALYA’NIN BETONDAN KORUNMUŞ YEGANE KIYILARI
Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) çalışmalarına göre Gazipaşa’nın, Akdeniz Bölgesi kıyı hattı boyunca betonlaşmadan nasibini almamış Antalya’nın yegâne ilçesi olduğuna dikkat çekildiğini belirten Bilgiç, Gazipaşa’nın kendine özgü kumsal kıyı alanı ve civarı, tüm doğal yapısı ve biyolojik çeşitliliği ile eşsiz bir Önemli Doğa Alanı (ÖDA Gazipaşa) içindedir. “Gazipaşa kıyıları İribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta), Yumuşak sırtlı Nil kaplumbağası (Trionyx triunguis), Akdeniz foku (Monachus monachus), Tepeli karabatak (Gulosus aristotelis) ve Büyük gümüş martı (Larus michahellis) başta olmak üzere birçok deniz ve kıyı kuşları, Su samurlarının (Lutra lutra), kum zambağı, kadim çançiçeği ve kum deligözü gibi bitkilerin birinci derecede yaşam alanlarıdır” bilgilerini aktardı.
‘BETON ANLAYIŞIYI İLE HEM DOĞA HEM DE İLÇE HALKI KAYBEDECEK’
Gazipaşa kıyılarının turizm ideolojisine ve büyük çaplı otel inşaatlarına yenik düşmemesi gerektiğini vurgulayan Bilgiç, bölgenin Önemli Doğa Alanı niteliğine de dikkat çektiği açıklamasında şunları dile getirdi: “Atılacak her adımda, uygulanacak her projelendirmede, her açıdan özel konumda olan Fidanlık arazimizi ve bölgeyi korumak, geleceğe doğru planlamalarla, gelişirken aynı zamanda, korunan bir ilçe bırakmak yerine, şimdi yapılmak istenen, hem doğanın, hem ilçe halkının kaybedeceği, sadece kıyı odaklı, dev kütleli beton oteller anlayışıdır. Bu anlayışın bir sonucu olan Fidanlık arazimizin tahsis sürecine bakalım şimdi de: Kültür ve Turizm Bakanlığı bir süre önce Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle, başta kıyı bölgeleri olmak üzere onlarca parsel hazine ve orman arazisini turizm yatırımlarına tahsis etmek üzere ilana çıkmıştı. Gazipaşa’daki hazineye ait Fidanlık arazisi de bu parseller arasındaydı ve 49 yıllığına 4 veya 5 yıldızlı otellere tahsis edilmeye çalışılıyordu.
‘BAKANLIK ÇELİŞKİ İÇİNDE’
Bu ilanda Bakanlık, kamuya ait fidanlıkta 3 özel parsel oluşturuyor, ilçe merkezine kuş uçumu mesafelerini koyarak, sadece kıyı ve deniz odaklı, büyük oteller yapılmak üzere hazine arazisini tahsise çıkıyordu. Oysa Kültür ve Turizm Bakanlığı bizzat kendi yayımlarında, Ege ve Akdeniz kıyılarında sadece deniz odaklı otellerde aşırı yığılma olduğu bilgisini ortaya koyuyor, kırsal turizm, köy turizmi, eko turizm gibi çeşitli yaklaşımları öngörüyor, parsel bazlı planlama sona erdirilmeli, bütüncül bir bakış açısı olmalı, yerleşim yerlerinin tarihi, kültürü ön plana çıkarılmalı diyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığına, Gazipaşa’nın tüm kıyılarını yok edecek bu büyük çelişkisini bir kez daha buradan hatırlatıyoruz.
YEREL YÖNETİCİLERE ‘SESSİZLİK’ ELEŞTİRİSİ
Bu tahsiste çok önemli bir konu daha var. Fidanlık üzerinde oluşturulan 3 parsel de 50.000 m2’nin üzerinde. 2019 tarihli son planlara göre, bu parsellerde yüzde 80 inşaat oranı kullanılabiliyor. Ancak bakanlık, bu hazine arazisini tahsise, yüzde 40 inşaat oranından çıkarıyor. Tahsisi yüzde 40 ile alıyorsunuz, inşaatı yüzde 80 ile yapıyorsunuz. Bu durumda yatak kapasitesi de, inşaat kütlesi de iki katına çıkmaz mı? Kamuya ait, Gazipaşa Halkı için paha biçilmez değerdeki bu arazi, bu yanıltıcı bilgilerle kamunun elinden çıkarılmaya çalışılmaktadır. Elden çıkarırken de yatırımcıya ve yandaşlarına çok büyük bir rant yaratılmaktadır. Tüm bunlar olurken yerel yöneticilerin hiç sesi çıkmamaktadır.”
KORU SAHİLİNDE KİŞİYE ÖZEL İMAR UYGULAMASI YAPILIYOR
Kentler için kamu arazilerinin çok önemli olduğunu dile getiren Bilgiç, “İlçemizin tümünü kapsayan imar planında, sosyal, kültürel, sağlık gibi ortak kullanım alanları zaten çok çok yetersiz, hatta sembolik değerlerde bile değildir. Bu ilçemiz için hazırlanan bilimsel raporlarda da açıklanmıştır. Örneğin ilçemizde yer olmadığı için fen lisesi bir ilkokulun bahçesine, Devlet hastanesi dik bir tepenin yamacına yapılmak durumunda kalınmıştır. Hal böyle iken, özel şirketlerin kazancı uğruna, eldeki kamu alanlarını da çıkarmak akıl işi değildir. Aynı zamanda, bu hazine arazisi dağ köylerimiz de dâhil olmak üzere, 50.000 nüfuslu bir ilçenin önünde, kumsal kıyılarda kamuya ait tek nefes alma noktasıdır. Bu durum tüm yapılaşmadan sonra daha iyi anlaşılacaktır. Eğer tüm oteller yapıldıktan sonra halkımız bu tahsisi öğrenseydi, tepkisi çok daha büyük olacaktı. Aynen Serik, Manavgat kıyılarında bir süre önce olduğu gibi. Bu durumu öngörmek yerel yöneticilerimizin görevidir. Ancak onlar bir yandan Fidanlığın tahsisi konusunda sessizliklerini korurlarken, bir yandan da hazineye ait Fidanlık arazisinde bu devasa otellerin bir an önce başlayabilmesi için 18 uygulaması yapıyorlar. Gazipaşa Belediyesi şu anda, Antalya Büyükşehir Belediyesinin de onayladığı 18 uygulamasıyla, Koru kıyı bandında, diğer parselleri kapsamadan, sadece Fidanlık parselinin 18 uygulamasını yapmaktadır” dedi.
KIYILARI VE HALKI DEĞİL, YATIRIMCILARI KORUYAN PLAN
Açıklamasında Gazipaşa sahillerindeki planlama sürecine de değinen Bilgiç, “Adı ‘Koruma Amaçlı’ olan kıyı planları, 2019 yılında sadece yatırımcıyı koruyacak şekilde evrilmiş, halkın günübirlik alanlarına 2019’da bu revizyonla oteller el koymuştur. Önceki plan notlarında, günübirlik alan tanımı ‘Toplumun yararlanmasına açık olmak kaydıyla’ diye başlarken, 2019’daki plan notlarında bu kaldırılmış, ‘konaklama tesisinin devamı, tesisin tamamlayıcı niteliğinde’ olduğu yazılmıştır. Yani sıra sıra bütün oteller, halkın kullanım alanı olması gereken günübirlik alanlara havuzlarını, barlarını yapabilecekler, günübirlik alanlarımızı otellerinin ön bahçesi olarak kullanabileceklerdir. Bunu, ilk otelin ÇED raporunda, vaziyet planına yansımış şekilde, bütün açıklığı ile gördük. Hem de günübirlikte kullanamadıkları emsal oranlarını, otel alanlarında kullanabilecekleri şekilde. Bu durumda otel alanlarının inşaat oranı aslında yüzde 80’den de çok daha fazla oluyor. Ama dedik ya, kıyılarımızı ve Gazipaşa halkını değil de sadece yatırımcıları koruma planı bu” ifadelerini kullandı.
HAZIRLANAN PLANLA KÜÇÜK ARAZİ SAHİPLERİ TURİZMDEN DIŞLANDI
Gazipaşa kıyılarının Manavgat, Kundu ve Belek kıyıları gibi geniş alanlara sahip olmadığını vurgulayan Bilgiç, sahille ilgili yapılan planlarda yapı büyüklüklerine kısıtlama getirilmediğini belirterek, “Oluşturulan dev parsellere tek kütleli dev oteller yapılabilecektir. Oysa deniz havasının arkadaki tarım alanlarına ulaşabilmesi de düşünülüp, tek yapı değil de parçalı yapılaşma koşulları sağlanmalıydı. Yine minimum parsel büyüklüğünün 5 dönüm olması, daha küçük arazi sahiplerini yerlerini satmaya zorunlu kılmaktadır. 5 dönüm şartı ilçemizin durumuyla asla örtüşmemektedir. Oysa turizm sadece beş yıldızlı, her şey dâhil sistemle çalışan otel anlayışından ibaret değildir. Nasıl ki Kaş’ta 1 dönümün bile altındaki parsellerde, doğa ile sokak ile iç içe küçük butik oteller, yerel halka kalkındırıyorsa, bir aile bu otellerden geçimini sağlayabiliyorsa, benzer durum bizim kıyılarımızda da olabilir. O zaman yerel halk küçük, kendi otellerinin sahibi olur, gerçek yer sahipleri yerlerini satıp bu dev otellerin hizmet sektöründe çalışmak zorunda kalmazlar” dedi.
TURİZME DEĞİL, KIYILARI GASP EDEN KİTLE TURİZMİNE KARŞIYIZ
Otel projelerinin ilçedeki tarımı da olumsuz etkileyeceğini dile getiren Bilgiç, Fidanlık arazisinin otellerin değil, halkın kullanımında kalmasını ve 2019 yılında yapılan yanlış planlamadan vazgeçilmesini istediklerini söyledi. Kıyı Kanunu’nda yer verilen ‘Kıyılardan yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir’ hükmünün de uygulanmasını istediklerini belirten Bilgiç, “Sadece Antalya’da bulunan 5 yıldızlı otel sayısının, İspanya’dan fazla olmasına rağmen, turizm gelirimizin İspanya’nın yarısına bile ulaşamaması bizim kıyılarımıza da uygulanmak istenen bu turizm stratejisinin ne kadar hatalı olduğunun bir kanıtıdır. Bizler turizme ve turizm yatırımcısına karşı değiliz. Ama turizm bir ilçeye, topraklarını, tarım alanlarını, halkın önceliği olan kıyılardan yararlanma hakkını, diğer canlıları ve yaşam alanlarını yok ederek gelemez, gelmemeli. Bizler, halkımıza da faydası olmayacak, her şey dâhil sistemle çalışacak, sadece kıyılarımızı vahşice gasp edecek, aşırı betonlaşmaya yol açacak, sadece deniz odaklı büyük kitle turizmi istemiyoruz” dedi.