İKLİM PANDEMİSİ ( PANDOMİ) KAPIDA !
Yeşim Tütün
Son günlerde dolaşan bazı iddialar, Sağlık Bakanlığı’nın iklim değişikliği eylem planı kapsamında gribal enfeksiyonlar ve kalp rahatsızlıklarının “iklime bağlanacağı” yönünde. Üstelik bu çerçevede, hastalıklara yeni bir isim verileceği —“iklim değişikliğine maruz kalma”— ve koronavirüs döneminden daha katı tedbirlerin alınacağı da öne sürülüyor. Daha da ötesi, et, süt, yumurta gibi temel gıdaların tüketiminin ve klorsuz su içmenin yasaklanabileceği iddia ediliyor. Bilimsel akıldan uzak bu yaklaşım, hem kamuoyunun sağlıklı bilgi alma hakkını tehdit etmekte hem de gerçek çevre sorunlarının ciddiyetini gölgelemektedir.
İklim değişikliği ve sağlık ilişkisi vardır
Mevsimsel geçişlerde vücut direnci ani ısınma ve soğumaya bağlı düşebilir.
Soğuk algınlığı olabilir ki bu yıllardır olan bir şeydir.
.Ancak bu, her gribi ya da her kalp krizini doğrudan “iklim değişikliğine maruz kalma” hastalığı ilan etmek anlamına gelmez. Böyle bir yaklaşım, tıbbi bilimlerin yüzlerce yıllık bilgi birikimini göz ardı etmek olur.
Korona dönemi kısıtlamalarının ötesi: Bilim dışı korku yönetimi;
Koronavirüs sürecinde uygulanan kısıtlamaların amacı netti: yüksek bulaşıcılığa sahip bir virüsün yayılmasını yavaşlatmak.( Bu da bir aldatmaca idi)Ancak iklim değişikliği gibi yavaş ilerleyen, çok faktörlü bir sorunun etkilerini halk sağlığı önlemleriyle birebir kısıtlamalara çevirmek ne bilimsel ne de etik açıdan mantıklıdır. Hele ki, temel gıda ürünlerini yasaklamak gibi radikal ve sağlıksız kararların bu çerçevede gündeme gelmesi, ancak komplo teorilerinde yer bulabilir.
Besin yasakları: Bilime değil ideolojiye hizmet eder
Et, süt ve yumurta gibi hayvansal gıdaların iklim değişikliğine olan etkisi tartışılabilir; bu konuda sürdürülebilir üretim yöntemleri geliştirilmesi gerektiği doğrudur. Ancak bu ürünlerin tamamen yasaklanması hem insan sağlığını riske atar hem de toplumun beslenme özgürlüğünü gasp eder. İnsanların gıdaya erişimini sınırlamak, iklim sorununu çözmek yerine sosyal adaletsizliği büyütür.
İklim değişikliği adı altında yapılan dayatmalar, iklim plandemisine atılan başka bir oyundur.
Belli ki bu şekilde yeni kısıtlamalar getirilerek , insanlar tam bir kontrol sistemine tabii tutulmak istenmektedir
Bunun gidişi zorunlu aşı pasaportu olacaktır.
Yeni kapanmalar gündeme gelecektir.
Ancak bu sorunu çözmenin yolu hastalıklara isim değiştirerek ya da toplumun temel beslenme hakkını kısıtlayarak değil.
Bu kez insanlar inanmayacaktır
Türkiye iklim sözleşmesinden çıkmak zorundadır.