Ev sahibi depremde ağır hasar alan evin kirasını istedi

Maraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 2 deprem, 11 ili etkiledi. Antalya’nın Manavgat ilçesine gelen depremzede Merve Bayırlı, depremde yaşadıklarını anlattı. Bayırlı, “Salonda yerde yatıyorduk. Bir anda sesler duymaya başladık. Ondan sonra bir sarsıntı. Çocuklarımızı battaniyeye sardık, eşimin söylemesiyle kendimizi masanın atına atıp, korumaya aldık. O an düşündüğümüz şey ‘Biz bittik’ oldu. Bir baktık yağmurun altında bulduk kendimizi” diye konuştu.

‘EVİMİZİN DURUMU ÇOK KÖTÜ’

DHA'da yer alan habere göre, ev ağır hasar gördüğü için 5 gün içeri giremediklerini aktaran Bayırlı, “Sabaha kadar yağmurun altında kaldık. Çocuklarımız 3 gün boyunca üzerlerindeki kıyafetler ıslak şekilde kaldı. 4 gün oldu, 5 gün oldu. Artık çocuklar soğuktan morarmaya başlayınca Antalya’ya gelmeye karar verdik. Devletin yardımıyla Manavgat’ta 5 yıldızlı bir otele geçici olarak yerleştik. Evimizin durumu çok kötü, oturulacak gibi değil. Annemle babam ise İskenderun’da çadırda kalıyor. 2 gün önce şiddetli rüzgar çıktı ve çadırlar üstlerine devrilmiş. Her şeyleri iyice dağılmış durumda. Şu anda hiçbir şey yapamıyorlar” dedi.

‘EV DARMADAĞIN, HER ŞEY YIKILMIŞ’
 

Bayırlı, İskenderun’da herkesin zor durumda olduğunu belirtirken, ev sahibinin ise depremden sonra kira için annesini arayışını ise hazmedemediğini söyleyerek, “Ev sahibi annemi aramış ve ‘Ev kiranızı verin’ demiş. İçinde oturamadılar bile. Üstelik ev oturulacak gibi değil. Eşyalar, darmadağın vaziyette. Eve giremiyorlar bile. Ev sahibi nasıl ister, nasıl yapar, nasıl bir vicdan sahibi; bunu hiç anlamıyorum. Ev darmadağın durumda. Her şey yıkılmış. Ağabeyimin üstüne dolap düşmüş. Zorla çıkarmışlar. Evin kapıları bile açılmıyor” diye konuştu.

Deprem gecesini sözlerle anlatmanın imkanı olmadığını söyleyen 28 yaşındaki Orhan Bayırlı da, “Gece uyuyamamıştım. Birden deprem başladı. Hemen eşimi uyandırdım. Salonda bir vazo vardı, onu dönerken görünce iyice panik oldu. Eşimi hemen masanın altına ittirdim. Çocuklar da yerde yatıyordu, birini eşime verdim, diğerini ben aldım. Masanın altında şehadet getirerek ölümü bekledik. Bir ara sarsıntının durulur gibi olduğunu anlayınca kendimizi dışarı attık” dedi.