"YENİ ANAYASA ÖYLE Mİ?"
Bugün başımı “Ben Türkçüyüm” diyenler için eğiyorum.
Bilindiği üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, 28.nci Yasama Dönemi, 01 Ekim 2023 Pazar günü başlayacak.
Anayasa uyarınca uzatılmadığı veya seçimler yenilenmediği takdirde 5 yıl süren döneme, "Yasama Yılı" deniyor.
Trajikomik bir bilgilendirmemiz olsun.
Kurulduğu 23 Nisan 1920’den bugüne dek, en kısası 3 ay, en uzunu da çoğunlukla 4 yıl olmak üzere, tam 27 Yasama Dönemi geçiren Büyük Millet Meclisi’nde, az önce dediğimiz gibi normal süresinin yani 5 yılın tamamlandığı tek bir yasama dönemi var, o da Temmuz 2018’den Nisan 2023’e dek AKP iktidarında geçen 27.nci dönem.
Trajik zira, Atatürk’ten İnönü’ye, Menderes’ten Ecevit’e, Demirel’den Özal’a, Tansu Çiller’den Mesut Yılmaz’a, onca güçlü isimlerin önderi olduğu iktidarlara, koalisyonlara defalarca ev sahipliği yapan TBMM’de, tam bir yasal dönem, yani 5 yıllık yasama süreci sadece 1 kez gerçekleşmiş.
Bu durum aynı zamanda komik zira, sadece 1 kez gerçekleşen bu istisnai durum ilk kez Recep Tayyip ERDOĞAN ve lideri olduğu AKP’ye nasip olmuş.
Güler misin ağlar mısın yani.
Ama Cumhurbaşkanı ve AKP’nin yüzyılda bir yakaladığı bu başarıya, son 20 yılın muhalefetinin katkısını da unutmamak lazım tabi.
Her neyse konumuza dönecek olursak.
01 Ekim’de başlayacak olan 28.nci yasama döneminin en önemli ve öncelikli gündemi yeni anayasa değişikliği olacak.
Zaten uzun süredir dillendirilen bu konuya önce Adalet Bakanı sonra da Cumhurbaşkanı resmiyet kazandırdı geçtiğimiz günlerde.
Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ; “Darbecilerin yaptığı anayasadan kurtulma zamanı gelmiştir.” derken,
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN; “12 Eylül Yönetimi’nin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hala konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Ülkemizi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik.” diyerek, 28.nci dönemin asli gündeminin anayasa değişikliği olacağını duyurdu.
Öncelikle çiçeği burnunda Adalet Bakanı’mıza küçük bir hatırlatmada bulunalım.
Sevgili Bakan öncelikle şunu bil ki, yeni bir anayasayı kimin yaptığı hiç önemli değildir. Önemli olan, referanduma sunulan yeni metnin, halk nezdinde ne ölçüde kabul gördüğüdür.
Senin o tu-kaka dediğin 1982 Anayasası, kim tarafından hazırlanırsa hazırlansın, Asil Türk Milleti’nin %91 gibi net bir çoğunluğu tarafından onaylanmış ve kabul edilmiş bir anayasadır.
Seni bu göreve atayan makamın %52’lik meşruiyetiyle mukayese dahi edilemez yani.
Umarız başında olduğun Adalet Bakanlığı, yasal olsa da vicdani olmayan bu gibi durumlarda, adalet terazisini, şaşmaz bir doğruluk ve hakkaniyetle kullanır.
Bu arada bilmeyenler, özellikle gençler için aktaralım.
82 Anayasası, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, 07 Kasım 1982’de yapılan referandumda, %9 RET oyuna karşılık Türk Halkı’nın %91 gibi ezici bir EVET oyuyla kabul ettiği anayasadır.
Cumhurbaşkanı R.T. ERDOĞAN’a gelecek olursak;
Halen yürürlükte olan bu darbe anayasasının kanun ve hükümleri çerçevesinde AKP’yi kuran,
Yine darbe anayasasının kanun ve hükümlerine bağlı olarak 21 yıldır iktidarda olan,
Yine bu darbe anayasası paralelinde Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sayın Cumhurbaşkanı!
Tek eksiğimiz, özgürlükçü ve yenilikçi bir anayasaydı zaten.
Mayıs 2023’de %52 oyla, yani neredeyse bir o kadar da tasvip edilmeyen bir oranda seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olarak,
Ekonominin yap-boz tahtasına döndüğü, sokakların Teksas ile yarıştığı, uyuşturucu kullanımının 10 yaşa indiği, sığınmacı sorununun beka sorununa dönüştüğü, kadın cinayetlerinin, sağlık çalışanlara şiddetin gündemin değişmez maddesi olduğu,
Cemaat ve tarikatların altın çağlarını yaşadığı, ülkenin kurucusuna “boş yapma ATATÜRK” denildiği, hırsızlık ve arsızlığın tavan yaptığı bir ülkede,
Mevcut olandan daha demokratik ve daha özgürlükçü bir anayasaya gerek var mı sizce?
Tabi her işin bir kenara bırakılıp, ille de yeni anayasa denmesindeki Çapanoğlunu, siz de biz de çok iyi biliyoruz.
Ama şunun altını bir kere net olarak çizelim.
En ideal anayasa metnini bulmak için istediğiniz kadar konuşup, tartışıp, müzakere etmenizde, gitmenizde gelmenizde, çalmadık kapı bırakmamanızda, bizim açımızdan hiçbir sıkıntı yok.
Gönlünüzce konuşun, yazın çizin.
Ama bu daha demokratik, daha özgürlükçü ve daha birleştirici anayasanız, mevcut 4.ncü maddenin kenarından dahi geçerse, külahları ölümüne değişiriz haberiniz olsun.
Ne diyordu 4.ncü Madde?
“Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez”
Neydi bu ilk 3 madde?
Şöyle göğsümüzü gere gere, hep birlikte gururla tekrarlayalım.
Madde 1: Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.
Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde,
İnsan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî Marşı, İstiklal Marşı’dır.
Başkenti Ankara’dır.
Evet Sayın Cumhurbaşkanı!
Sözümüz meclisten dışarı ama, sağınızda solunuzda, önünüzde arkanızda, bu yukarıda saydıklarımızdan birini bile, değiştirmek şöyle dursun, değiştirmeyi düşünebilecek kadar yürek yemiş birileri varsa,
Buyursunlar onları şöyle bir öne alalım.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
İzlemek için