DKÖ'leri bir çatıda birleşiyor. "CUMHURIYET İÇİN MÜCADELE BİRLİĞİ" Kuruluyor...

ÖZGÜR İFADE : Sayın Başkanım, Cumhuriyet İçin Mücadele Birliği nasıl kuruldu. Neyi eksik gördünüz de, bu düşünce oluştu?

Erdal Direğin

ERDAL DİREĞİN: Son yıllarda Türkiye’de Sivil Toplum anlamında büyük bir boşluk oluştu. Elbette bir çok Demokratik Kitle Örgütleri var, iyi niyetlerle kurulmuş ve faaliyet göstermekte, ancak yeterince etkin değiller. Bunun bir çok nedeni var. Bunu birazdan açarız. Nasıl kurulduğuna gelirsek… Elbette ihtiyaçtan doğdu, bu fikir. Bu gidişattan kaygı duyan ancak güç birliği yapılamadığı için Anayasal haklarını kullanamayan bir çok kişi ve Demokratik Kitle Örgütleri var. Bir çoğu münferit hareket ettiğinden sesler cılız çıkıyor, yapılan barışçıl eylemler, demokratik bildiriler hedefe ulaşamıyordu.

Ekonomik olarak çok sıkıntılı toplum, hatta kim bilir belki de, işte tıpkı, Venezüella’dan başlayarak, Güney Amerika ülkelerindeki gibi, birileri acayip zengin edilirken, demokratik olarak örgütlenemesin, başkaldıramasın diye, ekonomik sıkıntılara gömüldü. Demokratik kurumlarda ayrıca, insanlar, maddi olarak sıkıntıda. Bakın emekliler 30-40 kişilik protestolar düzenliyorlardı. Dikkate bile alınmadılar, gündeme bile gelmiyorlardı. Şu an büyük yapılar kurulmuş bulunuyor. Emekliler yurt çapında örgütlendi. Ankara’da çok güzel bir miting yapıldı. Bu nedenle Cumhuriyet’i önceleyen, Atatürkçü,

Laik (Akılcı), Demokrat oluşumları bir araya getirmek için yola çıktık. Statümüz sivil inisiyatif olacak şekilde devam edeceğiz. Sonradan kurumsal bir yapıya da evrilebilir mi? Bunu zaman ve şartlar belirleyecek.

 

ÖZGÜR İFADE : Konu üzerinde ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

ERDAL DİREĞİN : Sanıyorum 15 ay oldu. Ankara’da Prof.Dr.Tolga Yarman öncülüğünde bir çalıştay gerçekleştirdik. Türkiye’nin çeşitli yörelerinde çoğunluğu, ülkemize sıçrayana boyutlarıyla, Bölge’deki Enerji savaşları Konusu olmak üzere 20’den fazla konferans gerçekleştirmiştik. Bu konferanslar hem bilgilendirme hem de aydınlatma düzeyinde konferanslardı. Ülkemiz adına kaygı duyulacak ne varsa konuşuluyordu. Hiç bir kişisel beklenti olmadan, yaz kış demeden yaklaşık 30 bin kilometre yol kat edilerek gerçekleştirdiğimiz bu konferanslarda müthiş performans gösterdi Tolga Yarman hocamız.


Bu çalıştaya da öncelikle gidilen illerde bize ev sahipliği yapan kanaat önderleri ve dernek başkanları davet edildi. Elbette kendi konularında yetkin ve tecrübeli bir çok yurtsever de katkı sundu.

Çalıştay’a 74 kişi katıldı, herkes katkı verdi. Bu birliktelik “Birinci Vazifen Platformu” olarak doğmuş oldu. Birkaç gün içerisinde hazırlanan Sonuç Bildirgesi’ni 150 kişi imzaladı. Sonuç bildirisinin son paragrafında Türkiye’deki Yurtsever, Atatürkçü, Laik (Akılcı), Demokrat yapıları bir araya getirme misyonu öne konmuştu. Biz de bize tevdi edilen görevi yerine getirmek için çalışmalara başladık.

Ankara’da ilk toplantıyı dört kişi gerçekleştirdik. Adalet Eski Bakanlarımızdan Hukukçu, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ü ve yine hukukçu olan Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu , İTÜ Birlik Başkanı Sayın Serap Şemsi Çatalpınar ile ağırladık. İlk tohum bu toplantıda atıldı. Sonra düzenli aralıklarla olarak 6 toplantı daha yapıldı. Demokratik Kitle Örgütleri’nin (DKÖ) Temsilcileri, siyasiler, hukukçular katkı verdiler.

ÖZGÜR İFADE : Birbirinden farklı dünya görüşüne sahip katılımcılar olduğunu biliyorum. Fikir ayrılıkları sorun oluyor mu?

ERDAL DİREĞİN : Bir kere farklı görüşler, sarmaştıkça, bu bir zenginliktir. Her samimi ve bilhassa deneyimden süzülen fikre saygımız sınırsız. Görüşülür, tartışılır, oylanır. Toplantılarımızda gündeme uyarak, hem kuruluş yapısını konuşuyoruz, üzerinde tartışıyoruz, hem de, Türkiye’de, dünyadaki gelişmeleri masaya yatırıyoruz. Her toplantımızda demokratik uygulamaları sonuna kadar işletiyoruz.

Değişik görüşlerden bir çok arkadaşımız sorunsuz, fevkalade uyumlu çalışıyorlar. Amaç Türkiye’nin geleceği ve halkımızın refahı olunca bir araya gelmek zor olmuyor.

ÖZGÜR İFADE: Cumhuriyet İçin Mücadele Birliği ‘nin Başkanı ya da Yönetim Kurulu belirlendi mi?

ERDAL DİREĞİN : Başkan ya da Yönetim Kurulu yok. Örgütlenme modeli yatay. Yani alt-üst ayrımı yok. Kişisel ego yok. Mevzu bahis vatansa, gerisi teferruat diyen, dostlarla bir aradayız. İlk günden beri toplantıya ben başkanlık ediyorum. Fakat başka toplantılara başka arkadaşlarımız, başkanlık edebilir.



ÖZGÜR İFADE : İlk olarak hedefleriniz nelerdir? Sözünü ettiğiniz kriterlerdeki DKÖ’lerine bir çağrınız var mı? Bu oluşumu nasıl duyuracaksınız?

ERDAL DİREĞİN : Aslında hedefimiz çok net” Büyük Atatürk’ün bize Gençliğe Hitabe’de yüklediği Birinci Vazife’ye harfiyen uymak”. Orada her şeyi o kadar güzel anlatmış ki! Nasıl bir deha ki bugünleri görmüş. “Bakın bunlar şu şu felaketler başınıza gelebilir” demiş, önlemleri nasıl alacağımızı söylemiş.

Daha ne yapsın? Abide silah arkadaşlarıyla omuz omuza hem yoktan bir ülke kurmuş, hem de bizlere yol göstermiş. Bizim yolumuz, Büyük Atatürk’ün işaret ettiği, ancak Cumhuriyetimizin (bugünkü mezhebî taassup sürüklenmeleriyle taban tabana zıt olarak) aklilik zemininde kurumsallaştırdığı, görenek değerlerimize, aynı doğrultuda sahip çıkarak, “Çağdaş Uygarlık Yoludur”… Zaman zaman ayırım yapmadan iktidara ve muhalefete uyarılarda bulunacağız. Sakatlıklara “yanlış”, olumluya “doğru” diyeceğiz. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz.

DKÖ’lerine bir çağrımız var tabii. Bir çağrı metni hazırladık, Çağrımız’ı yeni kurulan sitemizde yayınladık; https://mucadelebirligi.org adresine girildiğinde çağrı metni görülecektir. Sosyal medya hesaplarımız bir süre sonra paylaşılacaktır.



ÖZGÜR İFADE : Sayın Başkanım, bizde gazete olarak böyle kutsal bir görev için yanınızda duracağız.Türkiye her zaman ileriye gitmek zorunda. Sizleri kutluyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu varsa buyurun lütfen.

ERDAL DİREĞİN : Öncelikle desteğiniz için teşekkürler. Son bir sözüm şu: Kişisel beklentileri olmayan kişileri, kurumları aramızda görmek istiyoruz, güçlerimizi birleştirip seslerimizin gür çıkmasının gerçekleşmesi ana hedefimizdir. Tekraren kimse ile kişisel sorunumuz yok. Ülkemizde, akılcı göreneğe saygılı, insan haklarını önceleyen, yönetim ile barış içinde, özgür ve refah içinde yaşamak istiyoruz.