Yeşim Tütün

Bu yönetmelik, "sahipli" hayvanların ağızlıksız sokağa çıkamayacağını belirtmekle kalmıyor, aynı zamanda apartman yönetimlerinin keyfi kararlarıyla hayvanların sahiplenilmesini engelleyerek onların hayatlarını daha da zorlaştırıyor. Hayvanları sahiplenmek ve onlara güvenli bir yuva sağlamak, hepimizin sorumluluğudur; ancak bu yönetmelik, hayvanseverleri ve potansiyel sahiplenicileri caydırmakta, hayvanların haklarını bir kez daha göz ardı etmektedir.

Daha da kötüsü, barınaklardaki "tehlikeli" olarak sınıflandırılan tüm köpeklerin öldürülmesi emri, hayvanların yaşamını hiçe sayan barbarca bir uygulamadır. Hayvanlar, insan elinden kaynaklanan sorunların kurbanı olmamalıdır. Eğitilmeyen, sosyalizasyon sürecinden geçmeyen veya travmalar yaşamış hayvanlar, bu süreçte daha fazla yardıma ihtiyaç duyarlar. Onların yok edilmesi, sorunun çözümü değil, aksine sorunları derinleştiren bir yaklaşımdır.

Hayvanların yaşam hakları, onların yalnızca birer mal veya mülk olarak görülmemesi gerektiğini hatırlatıyor. Bu yönetmelik, toplumu ve hayvanları karşı karşıya getiren bir ayrım yaratmakta, hayvanların yaşam alanlarını daraltmakta ve daha fazla evsiz hayvanın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 

Gerçek bir çözüm, hayvanların eğitimi, toplumda hayvan hakları konusunda farkındalık yaratılması ve barınakların iyileştirilmesi gibi insan odaklı yaklaşımlardır. Hayvanların yaşamlarını korumak için daha insani ve yapıcı yasalar ve düzenlemelere ihtiyaç var. Bu tasarının derhal geri çekilmesi, hayvanların yaşam hakkına saygı gösterilmesi ve onların korunmasına yönelik daha insani politikaların geliştirilmesi için hep birlikte savaşmalıyız!