Ortadoğu’da Siyasi Gerilim Tırmanıyor

Yeşim Tütün


Son günlerde Ortadoğu’daki gelişmeler, bölgesel aktörlerin stratejik hamlelerini ve yeni ittifakları ortaya koyuyor. Katar Başbakanı Al Thani'nin, İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri'ne ilişkin açıklamaları ve Halep ile Şam’ın Suriye'nin yeni illeri yapılması gibi iç politik gelişmeler, bölgedeki jeopolitik manzaranın ne denli hızlı bir şekilde değiştiğini gösteriyor.

Katar’ın İsrail ve Golan Tepeleri İle İlgili Tutumu

Katar Başbakanı Al Thani'nin, İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini istemesi, Katar’ın Orta Doğu’daki tutumunun daha da sertleştiğini gösteriyor. Golan Tepeleri, İsrail'in Suriye'den işgal ettiği topraklardan biridir ve bu bölge, Suriye'nin uluslararası düzeydeki toprak bütünlüğü açısından oldukça önemlidir. Katar, özellikle son yıllarda, Arap dünyasında aktif bir diplomatik oyun oynayarak, İsrail’in Orta Doğu'daki rolünü sorgulamaya devam etmektedir. Al Thani’nin bu açıklaması, Katar’ın bölgesel güçlerle, özellikle de Suriye ve İran’la olan ilişkilerini güçlendirme amacını taşıyor olabilir.

El Culani'nin Türkiye'ye Karşı Ekonomik Hamlesi

El Culani’nin Türkiye’den ithal edilecek ürünlere yüzde 500 gümrük vergisi getirmesi, Suriye içindeki ekonomik savaşın yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Türkiye, son yıllarda Suriye içindeki çeşitli gruplara destek verirken, bu hamleyle El Culani, Türkiye'nin Suriye üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisini sınırlamayı amaçlıyor olabilir. Ancak bu karar, Suriye'nin genel ekonomik durumunu zorlaştıracak bir adım olarak da değerlendirilebilir. Bu kararın bir diğer önemli yönü, Körfez ülkelerinden yapılan ithalatın vergiden muaf tutulmasıdır; bu, Katar gibi ülkelerle ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik bir strateji olabilir.

Suriye'nin BM Güçleri ile Golan Tepeleri'ne Müdahale Planı

Suriye’nin BM güçlerini Golan Tepeleri’ne yerleştirmeye hazır olduğunu ifade etmesi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma konusunda ciddi adımlar atma amacında olduğunu gösteriyor. Bu hamle, özellikle İsrail’in bölgedeki etkisini azaltma hedefi taşırken, aynı zamanda Suriye'nin diplomatik ve askeri gücünü yeniden yapılandırma çabası olarak değerlendirilebilir. BM'nin bu planı onaylaması durumunda, bölgede uluslararası bir müdahale ve denetim süreci başlayabilir, bu da İsrail ve diğer bölgesel güçlerin stratejik hesaplarını değiştirebilir.

Halep ve Şam’ın Yeni İller Yapılması

Suriye hükümetinin, Halep’i 82. ve Şam’ı 83. il yapma planı ise ülkenin iç politik bir dönüşüm geçirdiğini ve merkezi hükümetin, ülke sınırları içinde daha fazla kontrol sağlamayı amaçladığını gösteriyor. Halep ve Şam’ın bu şekilde birleştirilmesi, Suriye’nin şehirlerini daha stratejik bir şekilde yönetme amacını taşıyor olabilir. Ancak, bu tür iç yönetim değişikliklerinin, halkın tepkisini çekmesi veya bazı yerel güçlerin itirazlarına yol açması da muhtemeldir.

Bölgesel Güç Dengeleri ve Türkiye’nin Rolü

Tüm bu gelişmeler, Türkiye için de önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Türkiye, Suriye iç savaşının başından itibaren bölgedeki en önemli dış aktörlerden biri haline gelmiştir. El Culani'nin gümrük vergisi uygulaması ve Katar’ın İsrail’e karşı gösterdiği sert tutum, Türkiye’nin bölgedeki ekonomik ve askeri stratejilerini gözden geçirmesine neden olabilir. Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve etkisi, bu tür diplomatik gelişmelerle doğrudan bağlantılıdır. Türkiye, hem Suriye ile olan sınır ilişkilerini hem de diğer bölgesel güçlerle olan ittifaklarını yeniden değerlendirmek zorunda kalacaktır.

Ortadoğu’daki son gelişmeler, bölgenin uzun vadeli barış ve istikrarını sağlamaktan ziyade, daha fazla çatışma ve gerilimi körükleme potansiyeline sahiptir. Katar, Suriye, Türkiye ve İsrail arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkiler, bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreç, hem uluslararası ilişkilerde hem de iç politikada derin etkiler yaratacak gibi görünüyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma çabası ve iç siyasi yapısındaki değişiklikler, Orta Doğu’nun gelecekteki haritasını etkileyecek unsurlar olarak öne çıkmaktadır.