İstanbul Deprem Seferberlik Planı açıklanıyor | İmamoğlu: Seferberlik başlatıyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) olası bir depreme karşı hazırladığı İstanbul Deprem Seferberlik Planı açıklanıyor.

11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından olası İstanbul depremi Türkiye'nin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. İBB ekibi; çözüm ve önlem önerileri ile iş birliği çağrılarını içeren "İstanbul Deprem Seferberlik Planı"nı açıklıyor.

 

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul için yüksek seviyede bir seferberlik başlatıyoruz" dedi. Depremin bilimsel bir gerçek olduğunu ve İstanbul'un bilim insanlarınca uzun yıllardır uyarıldığını anımsatan İmamoğlu, "Bu topraklarda durmadan deprem oluyor, insanlar ölüyorsa, iktidarı, muhalefeti, bürokrasisi, vatandaşları, hepimiz depremi ülkenin birinci sorunu kabul etmeliyiz" dedi.

Depremin bu coğrafya için bir realite olduğunu kaydeden İmamoğlu, "Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi tekrardan, sıfırdan başlatıyoruz" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Zor anlarında afetzedelerin yanında bulunmaya devam edeceğimiz bu süreçte 2 bine yakın personelimiz hâlâ Hatay'da. 7 gün orada bulundum, büyükşehir belediye başkanlarımız, genel başkan yardımcımız ve genel başkanımız liderliğinde... Arama kurtarma ekiplerimizin ortaya koyduğu mücadeleyi buradan anmak istiyorum. Katkı sunan tüm kurum kuruluşlarında, gönüllülere, katkı sunan vatandaşlarımıza, milletimize ayrı bir teşekkürü borç biliyorum.

Bu büyük afetin ve yaşadıklarımızın bize yüklediği derin bir sorumluluk var. Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyeceğimizi biliyoruz. On binlerce canımız hâlâ belki göçük altına, enkazlardan çıkarılıyorken biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Buna hakkımız yok.
Hepimizin her şeyi tekrar düşünmeye ihtiyacı var. Bu topraklarda durmadan deprem oluyor, insanlar ölüyorsa, iktidarı, muhalefeti, bürokrasisi, vatandaşları, hepimiz depremi ülkenin birinci sorunu kabul etmeliyiz.

Bundan sonra deprem tartışması, fay hattı tartışmalarını terk etmeliyiz. Zaten layıkı ile yapan hocalarımız var. Deprem bu kadim coğrafya için bir realitedir. Bu topraklarda milyonlarca yıl önce depremi oluşturan mekanizmalar oluştu. Depremleri durduramayacağımıza göre, milletçe depremde yıkılmamak için, şaşkınlık içinde büyük pişmanlık duymamak için, bir devlet olarak da gelecekte ayakta kalabilmek için deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız.

İBB olarak, güçlü bir inisiyatif alıyoruz, düzen değiştiriyoruz, düzen değiştirmek zorundayız. Bu cesaret ister, cesur olabilmek için öne yanlış giden bir sürecin, düzenin bir parçası olmaktan net olarak kurtulmak gerekir. İBB, bu süreçte yıllardır bu konuyu konuşuyor. 1999 yılından beri İstanbul'un yanı başında olan Gölcük ve Düzce depreminden beri... Bu düzene kalıcı ve cesur biçimde değişim adına yeterli adımları atamamıştır.

"BİZ İMAR, RANT, SİYASET DÜZENİNE KARŞIYIZ"

2019'dan bugüne biz imar, rant siyaset düzenine karşıyız. Deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek konumda olmak zorunda olduğumuzun farkındayız. Bu konumumuzun gereğini yerine getirme çabamızın yetmeyeceğini, bunu daha da yükseklere taşımak zorunda olduğumuzun farkındayız.

Deprem konusunda yapılması gereken her ne var ise yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için yüksek seviyede bir seferberlik başlatıyoruz. Bu mümkündür. California, Meksika, İtalya, Şili, Japonya'da nasıl mümkün olabilmişse, İstanbul'da da mümkün olmak zorundadır. Yaşamak istiyorsak...
Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve gerçek anlamda beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul'u nasıl vurduysa, yine vuracaktır. Gününü, yılını bilmiyoruz ama deprem bu kentte yaşanacaktır. Bu topraklarda millet olarak neslimizi ebediyen yaşatmak istiyorsak, kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını hızlıca oluşturmak zorundayız.

 

"BİLİM, YEGANE IŞIĞIMIZDIR"

Bilime ihtiyacımız var, bilim yegane ışığımızdır. Bilimin söylediklerini görmezden gelerek yolumuza devam ettiğimizde, canımızı yakan, sayısını beyan etmekte bile zorlandığımız on binlerce insanımızı kaybettiğimizde yaşadığımız acıyı defalarca yaşarız. Görmezden gelerek yola devam etmek mümkün değildir.

Güçlü bir yol haritasına ihtiyacımız var. Tüm kaynakları belirli bir zaman planına göre sürece dahil etmek zorundayız. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi tekrardan, sıfırdan başlatıyoruz.

İş başına geldiğimizden beri yaptığımız pek çok afet hazırlığı projesini bir araya getirerek defalarca gözden geçirdik. Bilim çevrelerine çağrı yaparak hızla deprem bilim kurulu kurduk, çalıştaylar yaptık. Bilim kurulumuzla yaptığımız toplantıda, 7 alanda çalıştay sürecini gerçekleştirdik. Güçlendirmeden acil yardıma; lojistikten, sağlık önlemlerine; semt örgütlenmesinden afet koordinasyon merkezimize kadar tüm boyutlarını mercek altına aldık. 7 bilimsel kuruldan gelen değerlendirme raporları da elimizdedir, bunları paylaşacağız. Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız bundan sonra çalışmalarına aralıksız devam edecek."
EMRAH ŞAHAN: İSTANBUL, İNŞAATA VE BETONA GÖMÜLEN BİR ANLAYIŞIN ESİRİ OLDU

İmamoğlu'nun ardından söz alan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Emrah Şahan, "İstanbul, inşaata ve betona gömülen bir anlayışın esiri oldu. İstanbul yetki karmaşasının yaşandığı bir şehir olamaz. 2019'dan bu yana deprem konusunda ortak aklı, kentin gelecek planını gören tüm paydaşlarla çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.
BUĞRA GÖKCE: RİSKLİ YAPILARIN TESPİT VE UYGULANMASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Şahan'ın ardından söz alan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, şu ifadeleri kullandı: "Son yaşadıklarımız bize gösterdi ki afetlere ilişkin mevzuatımızın birçok kırılanlığı var. Mevzuatımızın eksik ve suistimallerinin sonuçlarını son depremde gördük. Bizce bu çerçevede İstanbul için ayrı bir yasa düzenlemesine ihtiyaç var. İmar planlarının hazırlanması ve onaylanmasına ilişkin süreçlerin kamu yararı gözetilerek tekrar ele alınması gerekiyor. 99 öncesi imzalanan imar planları tekrar gözden geçirilmeli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na verilen yetkilerin bir kısmının İBB'ye verilmesi de önem taşıyor. Toplanma alanlarının imar planlarına işlenmesi ve değiştirilemeyecek hususlar olduğunun kayıt altına alınmalı. Sayıştay'ın önümüzdeki dönemde imar rantlarına ilişkin özel bir çalışma yapması birçok şeyi değiştirebilir. Bizce tüm yapıların kimlik kartları deprem güvenlik sertifikası olarak hazırlanmalı. Zemin katında ticari işletme bulunan tüm yapılar ayrı bir denetime tabi tutulmalı. İnşaatlarda görev alacak tüm ara elemanlara mesleki bir yeterlilik eğitimi verilmesi zorunlu. Riskli yapıların tespit ve uygulanması gözden geçirilmeli."