İstanbullular akın akın Saraçhane'de... İmamoğlu'ndan tarihi buluşmada ilk açıklama

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine  'ahmak' dediği iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildi.  İmamoğlu'nun çağrısı üzerine yüz binlerce İstanbullu Saraçhane'de bir araya geldi.

Cumhuriyet'in aktardığına göre İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Demokrasiye inanan hemşerilerim, hanımefendiler, beyefendiler, gençler, çocuklar... Demokrasiye inanan yüce Türk milleti! Evinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Burası Saraçhane, burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur.

"BU SORUNUN CEVABINI VERMENİZİ İSTİYORUM"

Ama önce sizlere soru sormak istiyorum. Bana bu sorunun cevabını vermenizi istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var?

Sizden ne istiyorlar? 31 Mart'ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. Zarfa attığını dört oy pusulasından üçü geçerli, büyükşehir belediyesi için kullandığınız oy ise geçersizdir dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler. Seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine eskiden bizden bizden bir gün önce, kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3.5 yıldır, bu millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar.

Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarda dışarıdan fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da uydurma bahanelerle aylar geçiyor, yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar. Sizinle alıp veremedikleri ne var bunların? 16 milyon insanımızdan ne istiyorlar?

Hepinizin çok yakından bildiği, mesela eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları belediye verirdi. Artık taksi ile ilgil kararlar Ankara'dan alınacak diyorlar.

Siz ne yaptınız? Bir kere değil, iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz.

"YOK ÖYLE KOLAY KAÇMAK YOK"

Sizin seçtiğiniz belediye başkanınız görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkardılar. Üstelik baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirerek karar çıkardılar. Allah aşkına bu ülkeyi yönetenlerin, ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var?

Yok öyle kolay kaçmak yok. Onları gönderecek altı siyasi partinin lideri burada.

Sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama yapsınlar. Nafile, nafile...

Ne hukuk ne ahlâk gözetiyorlar. Ne din ne iman gözetiyorlar. Her şeyi yok sayıyorlar!

Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimizin için, haksızlığa karşı, adaletsizliğe karşı buradayız.

Demokrasi ve özgürlük için hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor.

Dün de oldu, şimdi de oluyor. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan, tavsiyemiz ne biliyor musunuz? Siyaset miyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızı bir ve eşit görmüyorsanız, memleketi idare ediyorum diyemezsiniz.

Sadece birtakım çıkar gruplarını, seçilmiş dernekleri, birtakım karanlık odakları yönetiyorsunuz. İstanbul'da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza dek sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan, İstanbul'un canına okuyan bir düzendi bu. Ben seçimde hemşirelerimden yetki isterken yetkiyi verin, bu israf düzenini yok edelim dedim. Şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ilan ettim.

Kişilere, gruplara, cemaatlere, partilere, kişisel yakınlığınızın olduğu bu tarz grup ve kurumlara yakın olmayacağız, herkese eşit olacağız dedik. İstanbullular beni bunun için seçtiler. İsraf düzenine bu şekilde son verdik. Bütçemizi 16 milyon İstanbullunun hizmetine sunduk. Bir avuç insan yalan oldu yalan. Avuçlarını yaladılar."

AYRINTILAR GELİYOR...