Rahimsiz ve vajensiz doğdu, hayatı kabusa döndü

Kars’ta 11 çocuklu ailenin kızı olarak dünyaya gelen Z.T., ergenliğe girmesine rağmen adet görmeyince ailesi tarafından hastaneye götürüldü.
Sözcü gazetesinin haberine göre doktorların muayene ederek ‘Sağlıklısın’ dediği Z.T., ilerleyen yaşlarda evlendi. Yaklaşık 8 ay evli kalan Z.T.’nin eşi, “Sen kadın değilsin; erkeksin, eş cinselsin, beni kandırdın” diyerek boşanma davası açtı.

Kars Adliyesi’nde görülen dava sürecinde cinsiyet tayini için hastaneye sevk edilen Z.T.’ye, Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Polikliniği’nde, kadın doğum uzmanı Dr. Müjde Canday tarafından nadir görülen doğumsal anomali olan MRKH sendromu teşhisi koyuldu.

Dünyada 5 bin kadında 1 görülen MRKH sendromu nedeniyle Z.T.’nin, rahimsiz ve vajensiz doğduğu belirlendi. Z.T.’ye laparoskopik cerrahi ile karın içi zarından vajina yapıldı.

‘ÜRETEN YUMURTALIKLARI VE TÜPLERİ MEVCUTTU’

Ameliyatı gerçekleştiren kadın doğum uzmanı Dr. Müjde Canday şunları söyledi:

“Kızımızın bize geliş hikayesi bir hayli ilginç ve trajik. 11 çocuklu, maddi imkanları kısıtlı bir ailenin kızı. Kendisi savcılık kanalıyla polikliniğimize cinsiyet tayini için başvurmuştu. 8 aylık evliliği olmuş.

Ergenlik döneminde yaşıtları gibi adet görmediği için ailesi tarafından muhtelif zamanlarda bazı kadın doğum uzmanları tarafından muayene edilmiş fakat kendisine sağlıklı olduğu, herhangi bir problemi olmadığı bilgisi verilmiş.

Hastamız, bunun üzerine bir evlilik yaşamış. Evlilik sürecinde de bu doğumsal anomalisinden kaynaklı cinsel yaşamlarında birtakım sıkıntılar yaşanmış. Bir süre sonra eşinin ‘Sen kadın değilsin; sen erkeksin, eş cinselsin’ yaftalamalarıyla yine hekim arayışına başlamışlar ve boşanma sürecine gelmişler.

Kızımız ve ailesi, manevi ve psikolojik anlamda çok yıpratılmış. Kendisi bize geldiğinde meslektaşım Dr. Aslıhan Yurtkal ile değerlendirdik ve 5 bin canlı doğumda 1 görülen doğumsal anomali olduğunu tespit ettik.

Yani hastamızın rahminin ve doğum yolu olarak bilinen vajinasının olmadığını tespit ettik fakat hastamızın kadınlık hormonları, üreten yumurtalıkları ve tüpleri mevcuttu.

Kendisine durumu hakkında detaylı bilgi verdik. Rahmi olmadığı için kendi çocuğunu doğuramayacak oluşunun yanı sıra sağlıklı bir aile hayatı sürdürebilmesine olanak sağlayacak bir vajenin rekonstrüktif cerrahisi ile yapılabileceğini anlattık.”

KARIN ZARI KULLANILDI

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerdeki bazı donanımlı hastanelerde nadir olarak gerçekleştirilen kapalı sistem ile hastaya karın zarını kullanarak doğum yolu oluşturduklarını anlatan Dr. Canday, şunları söyledi:

“Biz buna ‘neojen ameliyatı’ diyoruz. Z.T.’nin ameliyatı için tercih etmiş olduğumuz ameliyat tekniğinin adı ‘Modifiye Davydov’ yöntemidir. Davydov prosedürünü kullanarak bir neojen oluşturduk. Yeniden bir organ oluşturduğumuz bu ameliyat, Kars’ta ilk defa yapıldı. Ameliyatın üzerinden yaklaşık 2 ay geçti.

Muayenelerimiz, bize gayet başarılı bir cerrahi geçirdiğimizi müjdeliyor. Ameliyat sonrası süreci çok rahat geçiren kızımız ameliyattan sonra ikinci gün ayaklandı. Hastamıza, köyünde yaşadığı ağır travmatik olayların tekrarlama riski ile iyileşme sürecinin olumsuz etkileneceğini düşünerek psikolojisini korumak adına yatış sürecinde hemşirelerimizin de katkılarıyla yoğun telkinlerde bulunduk.

Fiziksel iyileşmesinin yanı sıra psikolojik desteğin de öneminin farkında olan ekibimiz, hastamıza ameliyat sonrası kendisinin her anlamda tam olarak sağlıklı bir kadın olduğu ve hayatının bundan sonraki kısmında sağlıklı bir cinsel ve ruhsal hayata sahip olmaması için hiçbir neden kalmamış olduğunun da farkına varmasını amaçladık.

Hastamızın tedavisinin ameliyat sonrasındaki bakım ayağı çok önemliydi. Ailece buna gerçekten çok güzel riayet ettiler. Güzel bakım ve bizim başarılı ameliyatımız sonrasında harika bir sonuç elde ettik. Biz şu mesajı vermek istiyoruz. Burada birtakım yanlış bilgiler ve hurafeler ile bu çocuk yaştaki kızımıza eşi ve köylüleri tarafından gerçek bir toplumsal linç yaşatılmıştır. 2023 yılında tedavisi mümkün olan bir hastalığın teşhis ayağında yaşanan gecikmeden kaynaklı zamanında tedavi edilememiş olan bu genç kızın hayatı, cehenneme çevrilmiştir.

Biz bu genç kızımızın yarasına ne kadar derman olabiliriz, bilmiyorum ama yavrumuzun en kısa zamanda bu yaşamış olduğu manevi linçten ötürü oluşan yaralarının sarılmasını ve tazmin edilmesini diliyoruz. Biz kızımızın elinden tutmaya devam edeceğiz. İnşallah yavrumuz, okuyacak ve sosyal hayata en güzel şekilde katılmaya devam edecek. Benzer hastalıklarla doğan kızlarımızın, Z.T.nin başına gelenleri yaşamaması için bize zamanında başvurmalarını ve ailelere bu durumun cerrahi ile düzeltilebilecek olduğunu duyurmak istiyoruz.”

‘BENİM GİBİ OLANLAR KORKMASIN’

Hastalığı nedeniyle çok büyük sıkıntılar çektiğini anlatan Z.T. ise “Ameliyat oldum, hiçbir sıkıntım kalmadı. Çok şükür, iyiyim. Ameliyatım çok güzel geçti. Hastanede bana doktorlarım ve hemşireler, çok güzel baktılar. Benim gibi olan kızlar, korkmasın. Ben bu durum için intihara kadar gittim. Eşim bana ‘Sen eş cinselsin’ diyerek tepki gösteriyordu. Söyleyemediğim ve hatırlamak bile istemediğim birçok şey yaşadım. Mahkeme yoluyla Müjde ve Aslıhan hocam ile tanıştım ve bu ameliyatı oldum. Ameliyat sonrası köyüme döndüğümde insanlar, benim için sevinecekler sanmıştım ama bu defa da herkes bana ‘Bu erkekti, ameliyatla kadın yaptılar’ diyor. Böyle bir şey yok. Şimdi tek isteğim; bunları unutup, okumak. Zorluklar çektim, bu hastalık yüzünden. Kimse de bana inanmadı, eşim boşanma davası açtığında, hakim bile bana inanmadı. İlk gittiğim doktor hastalığımı teşhis edebilmiş olsaydı elbette evlenmezdim, tedavi olurdum” dedi.