Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği: “Talimat Beklemek Can Kayıplarını Arttırdı”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu’nun (İKK) 50 kişilik ekiple 15 gün süren çalışmanın ardından hazırladığı rapor basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.
Basın toplantısında konuşan TMMOB İKK Eşsözcüsü Songül Aytek, liyakata vurgu yaptı.
Aytek ekiplerin talimat beklemesi nedeniyle ölü sayısının arttığını savunarak, “Kentimiz başta olmak üzere inceleme yapılan alanların tamamında yeterli, nitelikli ve liyakat esaslı görevlendirme ve idareciliğin olmayışı, bunun beraberinde acil ve ilk yardım hizmetlerini aksatması, birimlerin görev gereği ivedilikle müdahale etmeye girişmesi yerine siyasi iktidar ve temsilcilerinin emir ve talimatlarını beklemesi, can kayıpları başta olmak üzere yaralanma ve mal kayıplarının artmasına sebebiyet vermiştir” diye konuştu.
Aytek ayrıca, kayyumla yönetilen belediyeler başta olmak üzere birçok belediyenin kaçak ve denetim dışı yapılaşmaya göz yummasının, hükümetlerin imar afları getirmesi yıkımların artmasına sebep olduğunu dile getirdi.
Çarpık, plansız ve kaçak yapılaşma sebebiyle bazı bölgelerde nüfus yoğunluğunun arttığına dikkat çeken Aytek, bu bölgelerde Güvenli Acil Toplanma Alanları ya hiç olmadığını ya da yetersiz kaldığını söyledi. Aytek, belediyelerin bünyesinde görevlendirilen teknik personelin durumuna da vurgu yaparak, “İmar izni verme, yapı ruhsatı düzenleme, yapı kontrolü sağlama, iskân izni verme görevleri bulunan birçok belediyenin bünyesinde yeterli sayıda teknik personel bulunmaması, teknik personelin yeterli deneyime sahip olmaması denetlemede eksiklik yaratmıştır” dedi.
“Ölümlerin sorumlusu AFAD”
Raporda ölümlerin sorumlusunun AFAD olduğunu savunan Aytek, şunları söyledi:
“Yaşanan ölümlerin birçoğu afet nedeniyle değil zamanında müdahale etmeyen ve makyajlanarak her türlü afete hazır olduğu belirtilen AFAD ve bağlı olduğu yetkililer sebebiyle gerçekleşmiştir. Ulaşım sağlanmaması ve yetersiz ekip sebebiyle bazı yerlere hala erişimin sağlanmadığı ve yardımların ulaştırılmadığı görülmüştür.”
Gönüllülerin enkaz kaldırma ve arama kurtarma çalışmalarına katılımının yetersiz iletişim sebebiyle gerçekleşmediğine vurgu yapan Aytek, “Yardım çığlıkları karşısında sessiz kalamayıp bireysel inisiyatif alan gönüllüler engellenmiş, göz altına alınmış ve darp edilmiştir” diye konuştu.
“Denetleme yetkisine sahip birimler görevlerini yapmadı”
Birçok yapıda taşıyıcı sisteme inşaat halinde veya sonrasında zarar verildiğine dikkat çeken Aytek, “Birçok yapıda yapısal hasarın da olduğu değerlendirildiğinde, denetleme yetkisine sahip birimlerin görevlerini yapmadığı ortaya çıkmaktadır” dedi.
Aytek, TMMOB’un önerilerini şöyle özetledi:
-Delil niteliğinde belge toplanması, savcılık ve yargı süreçlerine güvensizliğin ortadan kaldırılması için süreçler şeffaf ve denetlenebilir şekilde kamuoyuna açık yürütülmelidir.
-Deprem sonrası çok katlı konut yaşamının sorgulanacağı ve deprem ile birlikte kırsal yerleşkelerde birçok yapının yıkıldığı da göz önünde bulundurulduğunda, kırsalda gerçekleşecek plansız, ruhsatsız yapılaşmaya karşı önlem alınmalı, denetim dışı ve teknik yeterlilikten yoksun üretilecek barınma alanlarına müsaade edilmemelidir.
-Ön hasar tespit çalışmaları özenle yapılmalı, idarelerin sorumlulukları gereğini yerine getirmemiş olması sebebiyle ileri süreçte yeterli güveni verecek teknik donanımla daha kapsamlı hasar tespit çalışmalarını ücretsiz olarak halka sunulmalıdır.
-Yapı denetim sisteminin yeniden ele alınarak kontrol ve denetleme görevlilerinin diploma, belge kiralama yerine her zaman şantiyede iş başında olacak şekilde düzenlenmesi ve denetlenmesi gerekmektedir.
-Mevcut konut alanlarındaki yangın, acil kaçış merdiven ve yolları başta olmak üzere, kat merdivenleri ve hollerdeki kaçışı engelleyecek eşyaların kaldırılması için denetim yapılmalıdır.
-Binaların zemin ve bodrum katlarında faaliyet gösteren otoparklar başta olmak üzere, zemin kattan bodrum kata veya birinci kata geçiş sağlayan ve proje dışı müdahalede bulunanlar, mekanı ruhsata aykırı amaç üzere kurarak yapısal zararlara sebep olanlar denetlenerek belirlenmeli, cezai işlemler ile birlikte gerekli düzeltme tedbirler tekrar sağlanmalıdır.
-Zemin etüdlerinin birebir denetlenmesi ve sonuç raporlarının gerçek veriler üzerinden hazırlanması, kontrollerinin mutlaka yapılması gerekmektedir.
-Fay hattına yakın olmasından kaynaklı taşınacak yerleşim yerleri var olan yerlerden çok uzak olmayan uygun zeminli yerlerde yapılmalıdır.
-Depremde etkilenen yerlerde demografi korunmalıdır.”