TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNLARI VE ÇÖZÜM OLANAKLARI

Çetin Hoca ile Türkiye’nin  sorunları ve çözümleri üzerine bir söyleşi yaptık. Bu ilginç söyleşiyi ilgiyle izleyeceğinizi ve konuyla ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşacağınızı
 umuyoruz.

SORU: Hocam, Türkiye’nin bugünkü durumunu kısaca değerlendirir misiniz?

Göksu: Son yıllarda, siyaset dünyası iyice karıştı. Bir taraftan dinci kesimler iktidara gelerek, Cumhuriyetin temellerini değiştirmeye başladılar. Diğer taraftan, Cumhuriyeti savunduklarını iddia edenler, iktidara gelebilmek için Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaştılar. 
Atatürkçülük ’ten ve Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden uzaklaşma, siyasi alanda büyük bir belirsizlik oluşturdu. Halkçılık, Devletçilik, Devrimcilikten vazgeçildi, sermaye sınıfının ve dinci kesimlerin egemenliği giderek arttı. Tam Bağımsızlık ilkesi unutuldu, halk, ekonomik ve sosyal sıkıntılar içinde ne yapacağını bilemez duruma düşürüldü.
Halkın büyük çoğunluğu, yapılan anketlere göre, bu toplumsal yaygın krizden kurtuluşun yolunu yine Kemalist halkçı ilkelerde görmektedir. Ama kendini Kemalist ve halkçı ilan eden partiler ve gruplar giderek dağılmaya, bin bir parçaya bölünmeye, adeta bir yok oluşa doğru sürüklenmektedir. Amerika’nın, tam bağımsızlıktan yana Atatürkçüleri ve halkçılığın sembolü haline gelen Ecevitçileri  yok etme planı, içerideki işbirlikçileri (eş başkanları) sayesinde,  büyük ölçüde gerçekleşmiştir. 

Soru: Hocam oldukça gerçekçi ama aynı zamanda, karamsar bir tablo çizdiniz. Sizce “Kurtuluş” için hiç umut yok mu?

Göksu: Elbette var, bildiğiniz gibi bu konuda en büyük deneyimleri Türkler, 1920’lerde  yaşadı. Dönemin küresel güçleri Anadolu’yu dört yandan işgal ettiler. Bugünkü durumdan bin kat daha ağır koşullarda bile Türkler pes etmedi.  Bağımsızlık savaşını başlatarak dünya devlerini yendiler ve Türkiye Cumhuriyetini kurdular.  Bu olay, insanlık  tarihinin en inanılmaz devrimlerinden  birisidir. Türk halkının birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği takdirde,  mucizeler gerçekleştireceği kanıtlanmıştır. 

Soru: Yani yeniden birlik ve beraberlik icinde hareket edilirse Türkiye’nin bugünün kaos ortamından kurtulabileceğini mi İddia ediyorsunuz?

Göksu: Evet aynen öyle. Türkiye’nin, bu toplumsal ve ekonomik kaostan kurtuluşunun tek bir yolu vardır  o da  BİRLEŞMEK.  Dağılan ve parçalanarak bir yok oluşa sürüklenen Atatürkçülerin bir araya gelmesi, iç ve dış düşmanlara karşı birleşmesi, kurtuluşun tek anahtarı olduğu görülüyor. 

Soru: O halde ne yapmalı, ülkenin bu dağınık ortamında, ”Birlik ve Beraberlik” yeniden nasıl sağlanmalı? 

Göksu: Asıl sorun şu: Cumhuriyetçi, laik, demokratik, tam bağımsızlıktan yana kesimler, nasıl tekrar bir araya gelebilir, nasıl yeniden siyasal bir “güç odağı” oluşturabilir?
Son gelişmeler, Türkiye’nin 1920’lerde olduğu gibi, yeni bir dağılma ve parçalanma sorunu ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Ülke yeniden ekonomik ve toplumsal bir işgal altındadır. Bütün finans sistemi dışa bağımlı hale gelmiş, tarımda, sanayide, Savunmada bankacılıkta  ipler yabancıların kontrolüne geçmiştir. Yeniden bir bağımsızlık mücadelesine gerek olduğu görülüyor.
Şüphesiz ki yeniden Ulusal bir Birliğe ihtiyaç vardır, ama nasıl? Sistematik bir şekilde, sağ, sol, dinci dinsiz, Türk Kürt diye ayrılık tohumları ekilmiş, Ülke kana bulanmıştır. Bugün de, kurtuluş umudu olan partiler, yüzlerce parçaya bölünmüştür, her biri adeta bağımsız birimler gibi hareket etmektedir. Partiler arası ufak birliktelikler ise, temel sorunları anlamaktan ve bir sonuca ulaşmaktan çok uzaktır. 

Soru; Partiler, kurumlar bir araya gelemiyorsa, Ülkede birlik ve beraberlik nasıl sağlanacak? Türk  Toplumu, düştüğü kaos ortamından nasıl kurtulacak?

Göksu: Siyasetin tükendiği yerde Akademik  çözümlere başvurmak en akıllıca yoldur. Nitekim Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkeleri ve uygulamaları incelendiğinde, Türkiye’nin dünya çapında büyük bir başarısı dikkati çekiyor. Ülke, 1920”lerde tamamen  dışa bağımlı iken, Cumhuriyetle birlikte her alanda devrimler yapılmış, ülke sıfırdan başlayarak, kısa zamanda, dünyanın onuncu gelişmiş ülkesi konumuna gelmiştir. Bu büyük ve göz kamaştıran gelişmede,  başarının sırrı, Türklerin başlattığı, batıdan farklı, batıdan daha ileri bir “Türk Uygarlık Projesidir”. Atatürk’ün ölümünden sonra, Türk Uygarlık projesinden vazgeçildiği için, adeta batının uydusu konumuna gelinmiştir. Şüphesiz ki, Türk Uygarlık projesi aynı hızla devam edebilseydi, Türkiye dünyanın en ileri, en gelişmiş ülke konumuna gelmiş olacaktı.

Soru: Yani siz Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin, Atatürk’le başlatılan “Türk Uygarlığına” sahip çıkmak mıdır diyorsunuz?

Göksu: Tam da üstüne bastınız. Türkiye’nin yeniden bir diriliş hareketine ihtiyacı var. Ama bu dirilişi mevcut partilerle gerçekleştirmek pek mümkün görünmüyor. Üç beş  Atatürkçü partinin bir araya gelmesi de çözüm olmadığı anlaşıldı. Geriye tek kurtuluş umudu kalıyor. Atatürk’ün önderliğinde Türk halkının başlattığı ve sayısız devrimlerle, Türk Toplumuna çağ atlatan, Türk Uygarlığına sahip çıkmak, geliştirmek, tıpkı başlangıçta olduğu gibi, bilimin rehberliğinde bir  “toplumsal uygarlık hareketini” başlatmaktır.

Eğer, Türk milleti olarak, bunu başarabilirsek, Türk Uygarlığı “Geleceğin yüksek medeniyet ufkunda bir GÜNEŞ gibi doğacaktır”(M.K. Atatürk)

Soru: Hocam bugüne kadar hiç konuşulmayan hatta unutulan Türk Uygarlığı hakkında bilgi verdiniz ve bugünün kaos ortamından kurtuluş yolunu gösterdiniz. Teşekkür ediyoruz. 
Son bir soru daha, Türkiye’nin kurtuluş reçeteleri ile ilgili, bir kaynak önerir misiniz?
Göksu: Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi almak isteyenler için, Barış kitabevi tarafından mayıs ayında yayınlanan Atatürk ve Türk Güneş Uygarlığı kitabını tavsiye ediyorum. 

Ben de teşekkür ederim.

Çetin Göksu Kimdir:

ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ, ÖĞRETİM ÜYESİ
Uzmanlık Alanları: Şehir planlaması Güneş Güneşi, GüneşKentler, Güneş Mimarisi, yazar, siyasi danışman.
Guneş ve Güneş Kültürü üzerine 15 kadar kitabı yüzden fazla, makale ve konferansı vardir.
1943 yılı Antakya doğumlu, Paris Sorbon Üniversitesinden Şehircilik Doktora Diploması aldı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü kurucularından olan Göksu, 1981-2006 ODTÜ Öğretim Üyesidir.
Halen emekli olan Göksu'nun Güneş, Güneşkentler, Güneş Kültürü ve ekolojik planlama konularında çok sayıda bilimsel makalesi, denemeleri, ve eserleri bulunmaktadır.

YAYINLANMIŞ KİTAPLARI:
1."Güneş ve Kent", 1992, 2002,Odtü.
2."Güneş Yeniden Doğuyor" (denemeler) 1998.2. Baskı 2018
3."Güneş Bilinci" Yeni bir yaşam felsefesi (deneme) 2000
4.“Anadolu Güneş Uygarlığı” (Güneşe dayalı uygarlık (deneme).
5.“Küresel Isınma Türkiye’nin Güneş Projeleri 2002.
6.Güneş kentler ve Güneş Mimarisi, (referans kitabı) 2015
7.Günsera: Güneş enerjili sera modeli, 2015. Güneşköyde inşa edildi.
8. Güneşin Gizemli Bahçesi, Roman Ankara 2017.
9.Yükselen Güneş, bir Güneşköy efsanesi , Roman, Ankara 2018
10.Arinna Kültür Kenti Projesi (Hatti Hitit Uygarlığı Projesi). (Dsp Çalıştay org, kitap)
11.Köroğlu Kültürünü Canlandırma Projesi (Anadolu Efsanelerini canlandırma Projesi) Çalıştay, kitap org)
12.Antalya-Ürünlü Kültür Köyü Projesi (Araştırma, kitabı)
13. "Kümelenmiş Kentsel Sistemler" (Ar-Ge, Planlama Modeli)
14."Türkiye'de Kentsel Standartlar" (ortak araştırma, 3 cilt).
15.“A Story of a Sun village” , İngilizce, Amazon e -book

16.Atatürk ve Türk Güneş Uygarlığı, Barış Yayınevi Ankara,2023