YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN BEYKOZ’UN CUMHUR ABİSİ !

ÖZGÜR İFADE : Cumhur bey öncelikle adınızın Cumhur olması sizin Cumhuriyet Bayramı, yani 29 Ekim doğumlu olduğunun işareti olsa gerek. Sizin için Cumhuriyetin anlamı nedir?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN :  Herkese merhaba, ilk sorunuzun cevabı, evet Cumhuriyet Bayramı günü doğmuşum. Adımı babam koymuş. Cumhuriyeti ben kısaca özetleyeyim. Cumhuriyetin en sevdiğim tarafı “kimsesizlerin kimsesi” olduğudur. Herkesin mutlu olacağı bir rejim olarak görüyorum. Cumhuriyet sosyal adaletin temelidir. İhtiyaçtan fazlasını başkasının hakkı olarak görmektir Cumhuriyet. Hakimiyet kesinlikle milletindir.

 

ÖZGÜR İFADE :  Sizi önce Beykoz’da, sonra diğer illerde her mitingde, her eylemde görmek mümkün. Bireysel olarak hedefleriniz nelerdir? Siz de konfor alanınızda oturup rahat edebilirdiniz. Sahi sizin amacınız nedir?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN :  Dedem Osmanlı donanmasında Subaymış. Böyle bir babanın evladı okumamış. Yani babamın okuması yazması yok. İlginç değil mi? Annemin okuma yazması var. Parçalanmış bir ailenin evladı olarak örf, adet, gelenek baskılarından uzak büyüdüm. Bu durum çocukluğumdan beri kendi aklımla hareket etmeme yol açtı. Mahalle baskısına boyun eğmedim. Sürekli araştırdım, sorguladım. İlk önce iyi bir baba olmak için yola çıktım. Lise çağımda Mehmet Akif Ersoy’dan çok etkilendim. Bu arada Kuranı Türkçe olarak kendime okudum. Önce anlamalıydım. Tüm geleneksel bilgileri bir tarafa bırakıp, Kuran’ın gerçeklerini kendim gördüm.

Kavgam Allah ile kul arasına girenlerledir. Mustafa Kemal’in yaptığı gibi Kuranı Türkçeye çevirmek devrimdir. Ben de Ata’mın yolundan gidip, insanları bilgilendirme misyonumu geliştirdim. İnsanlar şunu bilmeliler Allah’ın dini tekdir. Kuran’da, İncil’de, Tevrat’ta, Zebur’da, İbrahim’e ve Nuh’a indirilenlerde aynı öğütlerdir. Bu şartlarda hiçbir şey yapmadan oturmak anlamlı değil. Hele son yıllarda ülkemin içinde bulunduğu durumu görüp, hiçbir şey yapmadan oturmak yakışır mı Mustafa Kemal’in Askeri’ne…
 

 

ÖZGÜR İFADE :  Mustafa Kemal Atatürk sizin için ne ifade ediyor? Duvar yazılarınızda hep ondan ve yaptıklarından söz ediyorsunuz.

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN : Kuran okuduktan sonra elime Nutuk’u aldım. Gördüm ki Mustafa Kemal bütün yolumu açmış. Anti-Emperyalist duruşundan etkilenmemek mümkün mü? Mustafa Kemal batılı dışlamış, modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş. Yolundan yürümemek  mümkün mü? Bitmiş bir ülkeyi küllerinden doğmasını sağladı. Atam bana “yürü” dedi, yürüyorum… Afişler, dövizler yazıyorum. Okuyanların, üzerinde düşünmelerini önemsiyorum.

ÖZGÜR İFADE :  Son yıllarda toplumca duyarsız olduk. İyilikler ve güzellikler git gide azalıyor. Çok mu menfaatçi olduk? Çok mu bireysel düşünüyoruz?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN :  Duyarsız olduğumuzu yıllar önce fark ettim. Bireysel hareketler kibir yüklüdür. Cumhuriyet Mitinglerinde umutlanmıştım. O günden sonra kolektif hareketlerin hepsine katılmaya çabalıyorum. Milyonların meydanlara toplanmasını unutamam. Şeytana fırsat tanımadan safları sıklaştırıp, Allah ile kul arasına giren din tacirleriyle mücadele etmeliyiz. Eyleme sokulmayan bilginin topluma hiçbir faydası yoktur. Örgütlü harekete bu ülkenin ihtiyacı var. Birlikte başarmak için sonuna kadar meydanlarda olacağım, olmalıyız.

ÖZGÜR İFADE :  Sizin en fazla önemsediğiniz Bursa Nutku ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi. Bunu yazdığınız pankartlarda görebiliyoruz. Sizin için niçin bu kadar önemli?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN : Mustafa Kemal Bursa Nutku’nu 05.02.1933 tarihinde okumuştur. Gençliğe Hitabe’yi ise 20 Ekim 1927 de okumuştur. Yani 90 yıl önce bu günleri öngörmüştür. Zor durumlarla karşılaşıldığında bize nasıl davranmamız gerektiğini anlatmıştır. Bursa Nutku ile “Cumhuriyet’in tasfiye edilme çabaları olduğunda, Devrimlerin ve Cumhuriyetin, sahibi ve bekçisi olduğumuzu unutmamamızı” bize öğüt olarak bildirmiştir. Gençliğe hitabesinde de daha zorlu dönemlerde, iç ve dış düşmanlara karşı, vatanı savunma gerektiğinde, nasıl vaziyet alınması gerektiğini öğütlemiştir. Nasıl önemli olmasın ki, elbette çok önemsiyorum.


ÖZGÜR İFADE :  Bir orman köylüsü olarak, aynı zamanda toprakla haşır neşirsiniz. Hükümetin tarıma bakışı ortada. Üreten kazanamıyor, tüketen alamıyor. Klasik olacak ama, Ne olacak bu tarımın hali?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN : Bu konuya girersek çıkamayız. Saatlerce konuşmak gerekebilir. Fakat şunu söyleyebilirim. Hükümet insanlar üretmesin diye uğraşıyor. Neredeyse her şey ithal. Her yıl, üç Kıbrıs büyüklüğünde bir alan tarım dışına çıkıyor. Çiftçi zarar edeceğini bile bile ekmeye çalışıyor. İyi ki de üretiyor. Yoksa gerçekten açlıkla sınanabiliriz.

Burada sizinle farklı bir konuyu paylaşayım. Altın olmazsa hiçbir şey olmaz. Fakat demir olmazsa hayat olmaz. Demir önce topraktan bitkiye, sonra insana geçiyor. Altın kadar değeri yok. Nasıl bir akıl bu? Kapitalizm gerçekten vahşi. Her şey daha fazla kazanç ve daha fazla sömürmeye dayanıyor. Para tedavülden kalkmadan insanlığa rahat yok. Bir avuç insanın refahı için emekçiler gece gündüz, köle gibi çalışmak zorunda. Para tedavülden kalkınca ihtiyaçtan fazlası topluma kalır. İnsanlar eşitlenir. Herkes ihtiyacına erişir. Sosyal adalet de sağlanmış olur.

Türk toplumunun yüzde 85’i yoksulluk sınırının altında, yarısından fazlası açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında TL neredeyse ABD Doları ile eşit durumdaydı. Bu gün yaklaşık 35 katı. Bundan kim sorumlu acaba. İktidara geldiklerin dolar 1.5 TL civarındaydı.

Ekonomiyi ben mi bozdum. Kim sorumlu ise hesabı ondan sorulmalıdır. Yine Hz.Ali’nin bir sözünü aktarayım. “Eğer Müslümanların yaşadığı bir ülkede fakir görürsen, biliniz ki yönetenler, halkın malını çalıyor” demektir. Yorumsuz…
 

ÖZGÜR İFADE :  Cumhur bey üzerinize giydiğiniz kıyafetlere bile yazılar yazıp mesaj veriyorsunuz? Toplum, yakın çevreniz sizi nasıl görüyor? Deli mi, Dahi mi?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN : Kimileri deli, kimileri dahi olarak görüyor. Tabii ben bunlardan etkilenmiyorum. İnsanların benimle ilgili düşündükleri ile ilgilenmiyorum. Ben ne yaptığımı biliyorum. Mustafa Kemal’e iki ayyaş demediler mi? Bu gün nasıl kıymete bindi. Lazım olduğunda baş tacı yapıyorlar. Tabii bu söylemlerin samimi olmadığı ortada. Bizim için “dinsiz” diyorlar. “Elhamdülillah kula kul olanlardan değiliz” demiş Mustafa Kemal Atatürk.

Onun için bizimle ilgili söylenenlerin zerre kadar değeri yok. Hedefimi sordunuz? Tek cümle ile söyleyeyim; GELECEK NESİLLERE ÖZGÜR BİR VATAN BIRAKMAK…



ÖZGÜR İFADE :  Cumhur ağabey, verdiğiniz bilgiler ve anlattıklarınız için size çok teşekkür ediyoruz. Okuyucularımıza bugün için son sözleriniz ne olur?

YILMAZ CUMHUR DENİZKIRAN : Benim ön adımı niçin koymuşlar biliyor musunuz? Her zorluk karşısında yılmayayım diye. Cesaretli olayım diye. Korkmuyorum, hiç kimseden korkmuyorum.

Bende herkese amasız, fakatsız, egosuz bir araya gelme çağrısı yapıyorum. Umudunuzu asla kaybetmeyin. O vakit Atatürk’ün bir sözü ile bitirelim. “UMUTSUZ DURUMLAR YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR”