6 Şubat Depremi: Kaybolanların Akıbeti Hala Belirsiz, Aileler Yardım Bekliyor
6 Şubat Depremi: Kaybolanların Akıbeti Hala Belirsiz, Aileler Yardım Bekliyor
6 Şubat 2023’te Türkiye’yi sarsan büyük felaketin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Ancak bu sürede kaybolan yüzlerce kişinin akıbeti hâlâ belirsizliğini koruyor.
6 Şubat 2023’te Türkiye’yi sarsan büyük felaketin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Ancak bu sürede kaybolan yüzlerce kişinin akıbeti hâlâ belirsizliğini koruyor.
Yeşim Tütün
Depremin hemen ardından başlatılan yoğun arama kurtarma çalışmaları, pek çok hayatı kurtarmış olsa da kaybolanlar için henüz bir açıklama yapılmadı. Deprem bölgesindeki en büyük dramlardan biri, kaybolanların ailelerinin yaşadığı belirsizlik. O günden bu yana kaybolanları arayan aileler, her geçen gün daha da derinleşen bir yalnızlık ve çaresizlik içinde seslerini duyurmak için çırpınıyor. Ancak bu çabalar, ne yazık ki yeterince karşılık bulmuş değil.
Kaybolanların Arkasında Kalan Sessiz Çığlıklar
Deprem sırasında kaybolan yakınlarını arayan yüzlerce aile, şu anda hâlâ bir umut ışığı arıyor. İlgili yetkililerden, arama ve kurtarma ekiplerinden ya da yardım kuruluşlarından bir yanıt alabilmiş değiller. 6 Şubat’ın ardından başlatılan enkaz kaldırma çalışmaları, kaybolanların bulunmasını imkansız hale getirmiş gibi görünüyor. Oysa kaybolan her kişi, ardında bir umut, bir bekleyiş bırakıyor. Aileler, hala sevdiklerinin sağ olup olmadığını, nerede olduklarını öğrenmeye çalışıyor. Ama bu mücadele, ne yazık ki çoğu zaman görmezden geliniyor.
Bürokratik Engeller ve Yetersiz Bilgilendirme
Kaybolanların ailelerinin karşılaştığı en büyük engel ise, adeta kaybolanlar konusunda hâlâ net bir planın ve açıklamanın olmaması. Pek çok aile, bürokratik engeller nedeniyle kaybolan yakınlarına dair herhangi bir resmi bilgi alamadıklarını ifade ediyor. İletişim eksiklikleri ve yetersiz bilgilendirme, mağdur ailelerin daha da yalnız hissetmesine yol açıyor. Kaybolan kişilerin durumuyla ilgili daha fazla şeffaflık ve somut adımlar atılması gerektiği herkesin ortak görüşü. Yetkililerden yapılan açıklamalar çoğunlukla genel geçer ifadelerle sınırlı kalıyor ve kaybolanların ailelerine moral vermektense, belirsizliği pekiştiriyor.
Toplumun Duyarsızlığı ve Sosyal Medyanın Rolü
Kaybolan kişilerin akıbetine dair seslerini duyurabilmek adına aileler, sosyal medya platformlarına başvuruyor. "Sesimize ses olun" diye çağrıda bulunan aileler, bu kanallar üzerinden daha fazla kişiye ulaşmayı hedefliyor. Ancak, bu süreçte toplumsal duyarlılığın yetersiz kalması, kaybolanların ailelerini daha da zor durumda bırakıyor. Her gün daha fazla insan, kaybolan sevdiklerine dair bilgi almak için sosyal medyada çağrılar yapıyor, ancak bu çağrılar çoğu zaman duyarsız kalıyor. Seslerini duyurmak için en önemli araçlarından biri olan sosyal medya ise, sesini duyurmak isteyen aileler için yeterince etkin bir mecra haline gelmiş değil.
Bir Adım Atılmalı, Umutlar Kırılmamalı
6 Şubat depreminden bu yana kaybolan kişilerin aileleri için birer bekleyişin ötesinde, insanlık adına bir adım atılması gerekiyor. Her gün, kaybolanların akıbetine dair yeni bir gelişme bekleyen aileler, belirsizlik içinde daha fazla zaman kaybetmek istemiyor. Depremin yarattığı bu korkunç travmanın izlerini silmek, kaybolanların bulunmasıyla mümkün olacaktır. Devletin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun geri kalanının, kaybolanların bulunması için harekete geçmesi gerekiyor.
Bir yıl sonra hâlâ kaybolanların akıbeti belirsizken, bu insanlar yalnız bırakılmamalı. Her bir kaybolan kişi, sadece ailesinin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Bu süreçte atılacak bir adım, sadece kaybolanların aileleri için değil, tüm Türkiye için bir umut ışığı olacaktır. Kaybolanların yakınlarının sesine kulak verilmediği sürece, acı devam edecek ve kaybolanlar yalnızca birer istatistikten ibaret kalacak.