Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt: Ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum

ÖZEL HABER 28.02.2023 - 12:33, Güncelleme: 28.02.2023 - 14:42 8104+ kez okundu.
 

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt: Ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt gündemle ilgili bir açıklama yaptı.

Yener Bozkurt açıklamasında ülkece yaşadığığımız deprem felaketi sonrası yaşananlara değinirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir vatandaş olarak ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum dedi. https://www.youtube.com/watch?v=-ZjKbdn7Q3Y Açıklamasında şu ifadelere yer verdi:   Asil Milletim, tekraren Başın Sağ, Varlığın Daim Olsun. Konuşmama geçmeden kısa bir bilgilendirmede bulunmak istiyorum. İçinde bulunduğumuz karanlık süreç boyunca Bağımsızlık Partisi olarak paylaşımlarımızı siyah-beyaz formatta yapacağız. Devlet olarak, millet olarak aydınlık ve güneşli günlere tekrar kavuştuğumuzda biz de renkli formata dönmüş olacağız. Evet, öylesine zorlu bir süreçten geçiyoruz ki acılarımız dinmek bir yana, gördüklerimizle, duyduklarımızla, yaşadıklarımızla katlanarak büyüyor. Canından can giden bölge insanımızın afetten 20 gün sonra dahi içinde bulunduğu perişan hallere tanık oluyor, depremzedelere gerek bölgede gerekse bölge dışında reva görülen fırsatçı yaklaşımları utançla izliyor, üstüne üstlük bizi yönetenlerin tehdit, şantaj ve hakaretlerine maruz kalıyoruz. Biri not ediyor, biri parmak sallıyor yetmezmiş gibi alenen küfrediliyoruz. Sayın Erdoğan bir vatandaş olarak ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum. Adı bile afeti çağrıştıran, bu çapsız, bu kapasitesiz, bu sınıfta kalan, bu çuvallayan AFAD’a oynamak yerine, Asırlık çınarımızı günün şartlarına uygun profesyonel bir kadroya kavuşturmayı, Altyapısını modern ekipman ve teçhizatla güçlendirmeyi, Ülke çapında bir afete anında müdahale edebilecek güç ve kapasiteye ulaştırmayı tercih etmiş olsaydınız Bugün Kızılay, iki buçuk değil on iki buçuk milyon insana yemek vermiş, Üç yüz bin değil üç milyon çadır kurmuş, Ve daha da önemlisi 50 bine yaklaşan can kaybımızı belki de çok daha düşük seviyelerde tutmuş olabilirdi. Evet aynen böyle düşünen bu yüzden “Kızılay Nerede?” diye soran milyonlar olarak, yukarıda sarf ettiğiniz sözleri biz de not ediyoruz. Mütekabiliyet esasına göre hareket ediyor, nefs-i müdafaa yapıyor, hak ve hukukumuzu saklı tutuyoruz. Ancak sizin gibi hakaret etmek yerine, cevap hakkımızı, asaletimizden ödün vermeden, seçim günü sandık başında kullanmayı tercih ediyoruz. Sayın Erdoğan. Sizin gibi bir Cumhurbaşkanım olmasından, sizin gibi ağzından hakaret eksik olmayan bir lider tarafından yönetilmekten utanç duyuyorum. Bu noktada yalnız olmadığımı, milyonlarca insanın benim gibi düşündüğünü biliyor, bugün için susmayı tercih eden milyonların, günü geldiğinde, kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşacağını da hissediyorum. Asil Milletim. Yaşanan tüm bu olumsuzlukların yakın vadede katlanarak artma ihtimali bulunmaktadır. Ülkemizi vuran depremlerin öncesi ve sonrasında sayısız gariplikler yaşanması bir yana, Suriye’nin de yaşadığımız afetin paydaşı olması konuyu daha hassas bir boyuta taşımaktadır. Suriye’deki deprem bölgesinde kontrolün terör örgütlerinde olması, bölgeye yapılacak uluslararası yardımların sınırlarımız üzerinden icra edilmesi yönündeki kasıtlı ve ısrarcı talepler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD başta olmak üzere uluslararası camia daha doğrusu küresel çete ile ciddi bir kriz yaşaması riskini beraberinde getirmektedir. Keza yaşadıklarımıza ilave olarak yurdun Batı bölgelerinde gerçekleşebilecek olası yeni depremler, yeni kayıpların yanı sıra ister istemez bazı yetersizliklere, bu durumun doğal bir sonucu olarak da geniş çaplı toplumsal hoşnutsuzluklara yol açabilecektir. İşte ülkemizi dört bir yandan sinsice kuşatan, Maraş ve Hatay depremleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletini yok etme sürecini başlatan şeytani gücün dört gözle beklediği an da budur. Manen çökmüş, ürkmüş, milli birlik ve beraberlik şuurunu kaybetmiş bir toplum işgalci zihniyet için bulunmaz bir fırsat doğuracaktır. Ancak şurası unutulmamalıdır ki cehennemin kapıları bir kez açıldıysa sadece Türkler için değil tüm kavimler için açılmıştır. Yaradan’ın kut verdiği Türk boyu, hiçbir zaman hiç kimseden korkmamış, bağımsızlığından zerre ödün vermemiştir. Bu asil millet, oyun bozmayı da tarih yazmayı da çok iyi bilir. Tarihi bir kez daha yazma vakti geldiyse eğer, Türkün muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda fazlasıyla mevcuttur. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Var olsun Türk Milleti. Yener Bozkurt Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı
Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt gündemle ilgili bir açıklama yaptı.

Yener Bozkurt açıklamasında ülkece yaşadığığımız deprem felaketi sonrası yaşananlara değinirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir vatandaş olarak ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum dedi.

https://www.youtube.com/watch?v=-ZjKbdn7Q3Y

Açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
 

Asil Milletim, tekraren Başın Sağ, Varlığın Daim Olsun.

Konuşmama geçmeden kısa bir bilgilendirmede bulunmak istiyorum.

İçinde bulunduğumuz karanlık süreç boyunca Bağımsızlık Partisi olarak paylaşımlarımızı siyah-beyaz formatta yapacağız.

Devlet olarak, millet olarak aydınlık ve güneşli günlere tekrar kavuştuğumuzda biz de renkli formata dönmüş olacağız.

Evet, öylesine zorlu bir süreçten geçiyoruz ki acılarımız dinmek bir yana, gördüklerimizle, duyduklarımızla, yaşadıklarımızla katlanarak büyüyor.

Canından can giden bölge insanımızın afetten 20 gün sonra dahi içinde bulunduğu perişan hallere tanık oluyor, depremzedelere gerek bölgede gerekse bölge dışında reva görülen fırsatçı yaklaşımları utançla izliyor, üstüne üstlük bizi yönetenlerin tehdit, şantaj ve hakaretlerine maruz kalıyoruz.

Biri not ediyor, biri parmak sallıyor yetmezmiş gibi alenen küfrediliyoruz.

Sayın Erdoğan bir vatandaş olarak ben de “Kızılay Nerede” diye soruyorum.

Adı bile afeti çağrıştıran, bu çapsız, bu kapasitesiz, bu sınıfta kalan, bu çuvallayan AFAD’a oynamak yerine,

Asırlık çınarımızı günün şartlarına uygun profesyonel bir kadroya kavuşturmayı,

Altyapısını modern ekipman ve teçhizatla güçlendirmeyi,

Ülke çapında bir afete anında müdahale edebilecek güç ve kapasiteye ulaştırmayı tercih etmiş olsaydınız

Bugün Kızılay, iki buçuk değil on iki buçuk milyon insana yemek vermiş,

Üç yüz bin değil üç milyon çadır kurmuş,

Ve daha da önemlisi 50 bine yaklaşan can kaybımızı belki de çok daha düşük seviyelerde tutmuş olabilirdi.

Evet aynen böyle düşünen bu yüzden “Kızılay Nerede?” diye soran milyonlar olarak, yukarıda sarf ettiğiniz sözleri biz de not ediyoruz.

Mütekabiliyet esasına göre hareket ediyor, nefs-i müdafaa yapıyor, hak ve hukukumuzu saklı tutuyoruz.

Ancak sizin gibi hakaret etmek yerine, cevap hakkımızı, asaletimizden ödün vermeden, seçim günü sandık başında kullanmayı tercih ediyoruz.

Sayın Erdoğan.

Sizin gibi bir Cumhurbaşkanım olmasından, sizin gibi ağzından hakaret eksik olmayan bir lider tarafından yönetilmekten utanç duyuyorum.
Bu noktada yalnız olmadığımı, milyonlarca insanın benim gibi düşündüğünü biliyor, bugün için susmayı tercih eden milyonların, günü geldiğinde, kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşacağını da hissediyorum.

Asil Milletim.

Yaşanan tüm bu olumsuzlukların yakın vadede katlanarak artma ihtimali bulunmaktadır.

Ülkemizi vuran depremlerin öncesi ve sonrasında sayısız gariplikler yaşanması bir yana, Suriye’nin de yaşadığımız afetin paydaşı olması konuyu daha hassas bir boyuta taşımaktadır.

Suriye’deki deprem bölgesinde kontrolün terör örgütlerinde olması, bölgeye yapılacak uluslararası yardımların sınırlarımız üzerinden icra edilmesi yönündeki kasıtlı ve ısrarcı talepler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD başta olmak üzere uluslararası camia daha doğrusu küresel çete ile ciddi bir kriz yaşaması riskini beraberinde getirmektedir.

Keza yaşadıklarımıza ilave olarak yurdun Batı bölgelerinde gerçekleşebilecek olası yeni depremler, yeni kayıpların yanı sıra ister istemez bazı yetersizliklere, bu durumun doğal bir sonucu olarak da geniş çaplı toplumsal hoşnutsuzluklara yol açabilecektir.

İşte ülkemizi dört bir yandan sinsice kuşatan, Maraş ve Hatay depremleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletini yok etme sürecini başlatan şeytani gücün dört gözle beklediği an da budur.

Manen çökmüş, ürkmüş, milli birlik ve beraberlik şuurunu kaybetmiş bir toplum işgalci zihniyet için bulunmaz bir fırsat doğuracaktır.

Ancak şurası unutulmamalıdır ki cehennemin kapıları bir kez açıldıysa sadece Türkler için değil tüm kavimler için açılmıştır.

Yaradan’ın kut verdiği Türk boyu, hiçbir zaman hiç kimseden korkmamış, bağımsızlığından zerre ödün vermemiştir. Bu asil millet, oyun bozmayı da tarih yazmayı da çok iyi bilir.

Tarihi bir kez daha yazma vakti geldiyse eğer, Türkün muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda fazlasıyla mevcuttur.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti

Var olsun Türk Milleti.

Yener Bozkurt

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.