BUZ GİBİ ANKARA HAVASI, MİTİNGE ENGEL OLMADI…
BUZ GİBİ ANKARA HAVASI, MİTİNGE ENGEL OLMADI…
Ankara Tandoğan’da gerçekleştirilen ‘’Yurttaş Birliği Mitingi’’ gündemdeki yerini korurken, miting ile ilgili detayları sizler için Gazeteci –Yazar Erdal Direğin ile konuştuk.
Ankara Tandoğan’da gerçekleştirilen ‘’Yurttaş Birliği Mitingi’’ gündemdeki yerini korurken, miting ile ilgili detayları sizler için Gazeteci –Yazar Erdal Direğin ile konuştuk.
ÖZGÜR İFADE : Değerli başkanım merhaba, hoş geldiniz. Sizinle 28 ARALIK 2024 CUMARTESİ GÜNÜ Ankara Tandoğan Meydan’ında gerçekleşen “Yurttaş Birlikteliği Mitingi’ni”. Konuşmak istedik.67 DKÖ’nün birlikte hazırladığı miting sizce zamanlama açısından uygun bir tarihte yapıldı mı?
Devamında mitinge katılımı nasıl buldunuz?
ERDAL DİREĞİN : Merhabalar size ve tüm okurlara. Öncelikle Tandoğan Meydanı’nda defalarca mitinge katılmış biri olarak bu meydanın Anadolu olarak adının değiştirilmesini onaylamadığımı söyleyerek başlamak istiyorum. Tandoğan Meydanı olarak tanımlamak benim için daha doğru görünüyor. Ankara Büyükşehir Meclisinde önerge verilerek tekrar Tandoğan Meydanı olarak değiştirilmesini bekliyorum.
Normal şartlarda bu Miting, kurduğumuz çatı Birlik olan Cumhuriyet İçin Mücadele Birliği toplantılarımızda masaya gelmişti. Prensip olarak bileşenlerimizle beraber büyük bir mitinge imza atmak istemiştik. Ancak 29 Ekim Kadınlar Derneğinin ön alması ile bir miting düzenlenme gayreti olduğu tarafımıza söylenince biz de aldığımız bir kararla bu birlikteliğin içinde yer almak istedik.
Aslında tarih çok riskliydi. Katılım az olsaydı. Başarısız olarak algılanacak ve güç kaybına yol açacaktı. Hem yıl sonu olması, hem de havaların çok soğuk olması hepimizi korkutmuyor değildi. Burada büyük şans Asgari Ücret açıklamasının miting öncesi yapılmasıydı. Asgari ücretin yaşanılabilecek bir ücret olmadığını düşünenler ile emekliye yapılacak artışında beklenenin altında olabilecek olma ihtimali ile alan doldu taştı.
ÖZGÜR İFADE : Sanırım siz bu mitinge iki platform olarak katıldınız. Bunlar hangi Platformlardı.
ERDAL DİREĞİN : Birincisi biraz önce seslendirdiğim Çatı Platformumuz “Cumhuriyet İçin Mücadele Birliği”, ikincisi ise ülkemizin dört bir yanından gelen 74 arkadaşımızın Ankara’da toplanarak kurduğu “Birinci Vazifen Platformu”. Bu Platformun Başkanlığını Prof.Dr.Tolga Yarman yapmaktadır. Cumhuriyet İçin Mücadele Birliği ise bir başkanı olmayan eşitler hareketi olarak kurulmuş, sivil inisiyatif statüsündedir. . Kendi aramızdan seçtiğimiz Grup Sözcüleri ile temsil edilmektedir. Şuan için bileşenlerimizin sayısı 25 civarındadır.
ÖZGÜR İFADE : Daha önceki deneyimlerinizi bilerek sormak istiyoruz. Miting size göre başarılı mıydı? Varsa eksiklikleri nelerdi?
ERDAL DİREĞİN : Öncelikle komitede görev almış arkadaşlarımızı kutluyorum. Tarihi ne kadar yanlış bulsam da son gelişmeler gösterdi ki toplanma kaçınılmaz olacaktı. Yurttaş sözünü söyleyecek, haklı taleplerini dile getirecek. Çok akıllıca hazırlanmış pankart ve el dövizleri miting alanında epeyce ilgi gördü. Bizde Platformlarımız adına pankart ve dövizlerimizle alandaki yerimizi aldık. Söylediğim gibi hava çok soğuk olduğu için mitingin sonuna doğru havanında bulutlanması ile Ankara soğuğu iyice hissettirdi. Konuşmalar biraz daha kısa olabilirdi. Bana göre en büyük hata mitingin ana unsuru olmamasına rağmen, tüm örgütleriyle mitinge katılan Özgür Özel’in konuşmasını programın ortasına koymak hataydı. Özgür Özel güzel ve doyurucu bir konuşma yaptı. Alanı coşturdu. Hislere tercüman oldu. Fakat program Özgür beyin konuşmasından sonra fiilen bitti. Örgütler soğuğunda etkisiyle alanı terk etmeye başladılar. Yaklaşık 30 dakika daha süren programı ancak izleyen 2 bin kişi dolaylarındaydı. Program ne olursa olsun, Özgür Özel’in konuşması ile bitirilmesi gerekirdi. Hatta Özel sahneden inmeden, 67 DKÖ başkan yada sorumluları sahneye davet edilmeli ve onurlandırılmalıydı.
ÖZGÜR İFADE : Asgari Ücretin İlan edilmesinden sonra uzatılan mikrofonlara CHP Genel Başkanı Özgür Özel hak aramak için Tandoğan’ı adres gösterdi. Bu durum CHP mitingi olarak algılandı. Bunun için ne söylersiniz?
ERDAL DİREĞİN : Aslında Özgür Özel uzatılan mikrofonlara 67 DKÖ’nün hazırladığı miting olduğunu birkaç kez söyledi. Fakat bazı sosyal medya hesapları ve birkaç televizyon haber yaparken CHP mitingi olarak ilan ettiler. Burada Özgür Özel’in herhangi bir hatası olduğu söylenemez. Ayrıca öncesinde Yurttaş Birliği Mitingi için verdiği destek de takdire şayandı. Emeğe saygı adına hiçbir kuruluşun ön plana çıkarılmaması gerekirdi.
ÖZGÜR İFADE : Mitingde 29 EKİM Kadınları Derneği ve başkanı Şenal Saruhan’ın çok fazla ön plana çıktığı şekilde eleştiriler vardı. Bu konuda söylemek istediğiniz bir şey var mı?
ERDAL DİREĞİN : Miting komitesinde bizi temsilen yetkilendirdiğimiz arkadaşlarımız, sorduğunuz soru ile ilgili bize kaygılarını zaman zaman aktardılar. Öne çıkma yada çıkarılma durumu bizim genel yaklaşımımıza ters. “Kişisel beklentisi olan bizden uzak dursun” diyerek kurduğumuz oluşumların bu konuda tavrı çok nettir. Çağırıcı 67 Dernek, Platform, Meslek Odaları, Sendikalar alt alta yazılıp ilan edildiğinde, en üst sırada 29 Ekim Kadınlarının yazılmasını başardıkları için kendilerini kutluyorum. Elbette İroni yapıyorum. Alfabetik sıra yazılırken geliştirdikleri formül sonucu üstte yer aldılar. Yine de arkadaşlarımız olumsuz gördükleri söylemleri toplantımıza getirdiler. Biz aldığımız kararları komite ile paylaştık. Tanıtım metni ortak akılla yazılmış oldu.
ÖZGÜR İFADE : Değerli Başkanım, ülkemizde emekçiler ve emekliler yaşam savaşı veriyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel “haklarımızı meydanlarda arayacağız, halkımızla birlikte eylem yapacağız” dedi. Siz bu görüşü uygun buluyor musunuz? Sizin bundan sonra tavrınız ne olacaktır.
ERDAL DİREĞİN : Hükümetin açıkladığı asgari ücret ve açıklanması beklenen, 15 bini bulmayacak emekli maaşlarıyla geçim olmayacağı ortada. Algı ile değil, olgu ile bu durumu halkımıza anlatılmalı. Verilen zammı müjde gibi açıklayan sayın Cumhurbaşkanı’nı çılgınca alkışlayan milletvekillerini vicdana davet ediyorum. Özellikle büyük şehirlerde en düşük kiranın 20 bin TL olduğu düşünürsek 15- 20 bin TL ile geçinin demek akıllara zarar değil mi? Üç öğün çay-simit hesabı bile 16 bin TL yapıyor olurken daha fazla ne söylenebilir? Barınma, eğitim, sağlık anayasalarla korunmuş haklarımız değil mi? Bu haklarımızı anayasadan aldığımız güçle seslendirmeyeceğiz de ne yapacağız. Aslında biz ne istiyoruz. Tam olarak eskiden olduğu gibi asgari değil, ortalama bir yaşam istiyoruz. Ekonomi bozuk deniyor. Ekonomiyi çalışan mı, emekli mi bozdu?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve yeniden getirilirken söylediği ilk söz ne olmuştu; Rasyonel politikalara döneceğiz. Yani Nebati döneminde batırılan ekonomi modelinden vaz geçeceğiz demekti bu, akılcı politikalara dönülecekti. Güzelim ülkemin kaynakları yanlış politikalarla eridi gitti. Hani Merkez Bankası’ndan buharlaşan 128 milyar doların peşine düşmüştü ya kamuoyu. Gerçekten çok büyük bir para. 22 yılda sadece faize ödediğimiz para 240 milyar dolar. Hadi gelin düzeltin ekonomiyi bakalım. İşçi ve emeklinin sırtına basarak, vergide bu kadar adaletsizlik varken nasıl düzelecek bu ekonomi.
Son olarak muhalefet partilerine de seslenmek istiyorum. Öncelikle halkın derdi aç kalma korkusu. Bakın geçinmek demiyorum artık. Kira örneğini verdim. Kirada olan bir çalışan ve emeklinin maaşı kiraya ancak yetiyor. Ne yiyecek bu insanlar, ekmek alacak bile para kalmıyor. Birbirinizle gereksiz çatışmalara girmeyin. Önce halkınız için fakatsız, amasız bir araya gelin ve toplumsal muhalefeti layıkıyla yapın.