ÇOCUKLARIMIZIN BUGÜNÜ VE YARINI İÇİN ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ HEMEN ŞİMDİ!

ÖZEL HABER 20.09.2024 - 14:02, Güncelleme: 20.09.2024 - 14:09 11506 kez okundu.
 

ÇOCUKLARIMIZIN BUGÜNÜ VE YARINI İÇİN ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ HEMEN ŞİMDİ!

ANKARA OKUL YEMEĞİ KOALİSYONU bir basın açıklaması yaparak Türkiye’nin 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesini hatırlatarak okullarda eğitim gören bütün çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su temininin sosyal devletin görevi olduğunun ve beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘’kamusal destek dayanışma programı ‘’ acilen uygulamaya konulması gerektiğinin altını çizdi.

Beslenme, her bireyin sağlıklı gelişimi ve yaşam kalitesi için temel bir gereksinimdir. Başta çocuklar olmak üzere, yeterli ve dengeli beslenmek herkes için temel bir insan hakkıdır. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri için bu hakkın sağlanması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki, ülkemiz de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede hala birçok çocuk yoksulluk sebebiyle yetersiz beslenme ve açlıkla mücadele etmektedir. Yetersiz beslenme, temiz ve içilebilir suya erişememe ve açlık, çocukların üzerinde fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak olumsuz etkilere neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları yaşadıklarını, okul devamsızlık sürelerinin uzadığını ve okul başarılarında azalma olduğunu ortaya koymaktadır.         Ülkemizde ilgili politikaların geliştirilmemesi sonucunda ortaya çıkan gelir dağılımındaki eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, gıda kalitesizliği ve güvencesizliği neticesinde birçok aile için sağlıklı ve besin değeri yüksek gıdalara erişim zorlaşmıştır. Yüksek enflasyon sebebiyle son yıllarda her üründe olduğu gibi gıda fiyatları da katlanarak artmıştır.  DİSK-AR verilerine göre en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu Aralık 2023 itibariyle yüzde 105,5’tir. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği Çocuğun İyi Olma Hali İstanbul Araştırması (2023) bulgularına göre en yoksul ailelerde haftada en az iki kere et yiyebilen çocukların oranı %13, aynı sıklıkta balık yiyebilen çocukların oranı ise %2’dir.  İPA verilerine göre Ekim 2023 itibariyle okul çağındaki çocukların da en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin edilmektedir.  İçerisine sürüklendiğimiz gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkilenmiştir. Eğitim İzleme Raporu 2023 verilerine göre önceki yıl eğitime kayıtlı olan en az 20 bin öğrenci okulu bırakmıştır. Birçok ülkede çocukların temel günlük beslenmelerine destek olmak için okul yemeği programları uygulanmaktadır. Bu programların okullaşmayı arttırdığı, özellikle kız çocuklarının okullaşmasına olumlu etkisi olduğu, ani ekonomik krizlerin yarattığı şoklarda çocukları okulda tutan bir sosyal destek işlevi gördüğü, yani toplumun en kırılgan kesimlerine bir sosyal koruma ağı olarak işlediği birçok çalışmada ortaya konmuştur. Son yapılan araştırmalar da okul çağındaki çocukların en az yarısının okula aç gittiğini göstermektedir. Çocukların okulu bırakmasının çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olduğu görülmektedir. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde, bu programın çocuk yoksulluğuna, okul terki ve devamsızlığın azaltılmasına, akademik başarının artırılmasına, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına etkisi, ulusal ve uluslararası kurumların yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur     Sonuç olarak, Türkiye’de beslenme yetersizliği sorunu, çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu sorunun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzemdir. Beslenmenin temel bir hak olduğu hatırlanmalı, kamu kurumları sorumluluklarını yerine getirmelidir.       Anne karnından itibaren özellikle 18 yaşına kadar her çocuğun temel hakkı olan sağlıklı beslenmeyi sağlamak ilgili kamu kurumlarının sorumluluğundadır. Okul yemeği programları yoluyla okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteğinin kamu kurumlarının politika önceliği olması son derece ivedidir. Ancak takip edilen politikalara bakıldığında okul yemeği programlarının kamu gündeminin dışında bırakıldığı, henüz Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği hizmetinin bile ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek geri çekildiği görülmektedir. Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanan 160 sayfalık “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifade yer almamaktadır.        Oysa Türkiye’nin 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere; “taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar” (Madde 27/3). İşte Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin bu ilişkin maddesine dayanarak tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören bütün çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su temininin sosyal devletin görevi olduğunu hatırlatıyor ve çocuklarımız başta olmak üzere yoksulluk ile ilişkili olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘’kamusal destek dayanışma programı ‘’ acilen uygulamaya konulmalıdır diyoruz.  Başta hükümet olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir. Gıda krizinin derinleştiği bu dönemde biz “Ankara Okul Yemeği Koalisyonu” olarak tüm bileşenlerimizle birlikte siyasal iktidara, muhalefet partilerine ve ilgili kamu kurumlarına sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Son derece önemli olan bu meselenin çözümüne katkı sunmak isteyen kurum ve kişilere çağrımızdır: Gelin hep birlikte çocuklarımızın bugününe ve geleceğine sahip çıkalım, yapılan çalışmaların takipçisi olalım ve birlikte çözüm üretelim.                                                      ANKARA OKUL YEMEĞİ KOALİSYONU   Ankara Okul Yemeği Koalisyonu Bileşenleri: Eğitim – Sen Ankara Şubeleri Veli – Der Ankara Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası – Ankara Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (Hasuder) Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 29 Ekim Kadınları Derneği Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Türk Kadınlar Birliği Ekmek ve Gül Gıda Mühendisleri Odası Mustafa Köroğlu Prof. Dr. Ahmet Yıldız Yıldırım Kaya Dr. N. Fevziye Sayılan Akademisyenler Gazeteciler   Kapak Fotoğrafı: Manşet
ANKARA OKUL YEMEĞİ KOALİSYONU bir basın açıklaması yaparak Türkiye’nin 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesini hatırlatarak okullarda eğitim gören bütün çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su temininin sosyal devletin görevi olduğunun ve beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘’kamusal destek dayanışma programı ‘’ acilen uygulamaya konulması gerektiğinin altını çizdi.


Beslenme, her bireyin sağlıklı gelişimi ve yaşam kalitesi için temel bir gereksinimdir. Başta çocuklar olmak üzere, yeterli ve dengeli beslenmek herkes için temel bir insan hakkıdır. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri için bu hakkın sağlanması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki, ülkemiz de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede hala birçok çocuk yoksulluk sebebiyle yetersiz beslenme ve açlıkla mücadele etmektedir. Yetersiz beslenme, temiz ve içilebilir suya erişememe ve açlık, çocukların üzerinde fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak olumsuz etkilere neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları yaşadıklarını, okul devamsızlık sürelerinin uzadığını ve okul başarılarında azalma olduğunu ortaya koymaktadır. 

       Ülkemizde ilgili politikaların geliştirilmemesi sonucunda ortaya çıkan gelir dağılımındaki eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, gıda kalitesizliği ve güvencesizliği neticesinde birçok aile için sağlıklı ve besin değeri yüksek gıdalara erişim zorlaşmıştır. Yüksek enflasyon sebebiyle son yıllarda her üründe olduğu gibi gıda fiyatları da katlanarak artmıştır.  DİSK-AR verilerine göre en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu Aralık 2023 itibariyle yüzde 105,5’tir. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği Çocuğun İyi Olma Hali İstanbul Araştırması (2023) bulgularına göre en yoksul ailelerde haftada en az iki kere et yiyebilen çocukların oranı %13, aynı sıklıkta balık yiyebilen çocukların oranı ise %2’dir.  İPA verilerine göre Ekim 2023 itibariyle okul çağındaki çocukların da en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin edilmektedir.  İçerisine sürüklendiğimiz gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkilenmiştir. Eğitim İzleme Raporu 2023 verilerine göre önceki yıl eğitime kayıtlı olan en az 20 bin öğrenci okulu bırakmıştır. Birçok ülkede çocukların temel günlük beslenmelerine destek olmak için okul yemeği programları uygulanmaktadır. Bu programların okullaşmayı arttırdığı, özellikle kız çocuklarının okullaşmasına olumlu etkisi olduğu, ani ekonomik krizlerin yarattığı şoklarda çocukları okulda tutan bir sosyal destek işlevi gördüğü, yani toplumun en kırılgan kesimlerine bir sosyal koruma ağı olarak işlediği birçok çalışmada ortaya konmuştur. Son yapılan araştırmalar da okul çağındaki çocukların en az yarısının okula aç gittiğini göstermektedir. Çocukların okulu bırakmasının çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olduğu görülmektedir. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde, bu programın çocuk yoksulluğuna, okul terki ve devamsızlığın azaltılmasına, akademik başarının artırılmasına, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına etkisi, ulusal ve uluslararası kurumların yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur

    Sonuç olarak, Türkiye’de beslenme yetersizliği sorunu, çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu sorunun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzemdir. Beslenmenin temel bir hak olduğu hatırlanmalı, kamu kurumları sorumluluklarını yerine getirmelidir. 

     Anne karnından itibaren özellikle 18 yaşına kadar her çocuğun temel hakkı olan sağlıklı beslenmeyi sağlamak ilgili kamu kurumlarının sorumluluğundadır. Okul yemeği programları yoluyla okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteğinin kamu kurumlarının politika önceliği olması son derece ivedidir. Ancak takip edilen politikalara bakıldığında okul yemeği programlarının kamu gündeminin dışında bırakıldığı, henüz Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği hizmetinin bile ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek geri çekildiği görülmektedir. Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanan 160 sayfalık “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifade yer almamaktadır.        Oysa Türkiye’nin 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere; “taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar” (Madde 27/3). İşte Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin bu ilişkin maddesine dayanarak tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören bütün çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su temininin sosyal devletin görevi olduğunu hatırlatıyor ve çocuklarımız başta olmak üzere yoksulluk ile ilişkili olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘’kamusal destek dayanışma programı ‘’ acilen uygulamaya konulmalıdır diyoruz. 

Başta hükümet olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir. Gıda krizinin derinleştiği bu dönemde biz “Ankara Okul Yemeği Koalisyonu” olarak tüm bileşenlerimizle birlikte siyasal iktidara, muhalefet partilerine ve ilgili kamu kurumlarına sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Son derece önemli olan bu meselenin çözümüne katkı sunmak isteyen kurum ve kişilere çağrımızdır: Gelin hep birlikte çocuklarımızın bugününe ve geleceğine sahip çıkalım, yapılan çalışmaların takipçisi olalım ve birlikte çözüm üretelim.

                                                     ANKARA OKUL YEMEĞİ KOALİSYONU

 

Ankara Okul Yemeği Koalisyonu Bileşenleri:

Eğitim – Sen Ankara Şubeleri

Veli – Der Ankara

Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası – Ankara

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (Hasuder)

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

29 Ekim Kadınları Derneği

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği

Türk Kadınlar Birliği

Ekmek ve Gül

Gıda Mühendisleri Odası

Mustafa Köroğlu

Prof. Dr. Ahmet Yıldız

Yıldırım Kaya

Dr. N. Fevziye Sayılan

Akademisyenler

Gazeteciler
 

Kapak Fotoğrafı: Manşet

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.