Cumhur Başkanının Diploması İle İlgili YSK Başkanlığına Bir Dilekçe daha Verildi!

ÖZEL HABER 14.08.2022 - 00:00, Güncelleme: 14.08.2022 - 00:00 8062+ kez okundu.
 

Cumhur Başkanının Diploması İle İlgili YSK Başkanlığına Bir Dilekçe daha Verildi!

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın diplomasının incelenmesi için YSK Baş..

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın diplomasının incelenmesi için YSK Başkanlığına bir dilekçe ile başvurdu. Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Prof. Dr. Tolga Yarman’ın ''Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yükseköğrenim Diplomasının YSK tarafından yeniden incelenmesi talebini içeren 25 Temmuz 2022 Tarihli dilekçesine ek olarak dahil ederek Anayasamızın 74. Maddesi ile 26. Maddesi gereği YSK tarafından bilgi verilmesini istedi. Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Op. Dr. Aytekin Ertuğrul'un YSK Başkanlığına ilettiği dilekçenin tam metni şöyle:YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞINAKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya, AnkaraİLGİ: A: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 26. Maddesi 74 Maddesi ve 79. MaddeleriB-Prof. Dr. Tolga Yarman’ın 25 Temmuz 2022 tarihli YSK nuna sunduğu dilekçesiAÇIKLAMALAR:1- CHP kurucu üyesi, CHP kurultay onur üyesi Sayın Prof. Dr. Tolga Yarman, Anayasamızın101 maddesine göre Cumhurbaşkanlarının “ Yükseköğrenim yapmış” olmaları şartını dahaönceki seçimlerde inandırıcı bir belge ile yerine getirmediğini uzun uzun incelemiş ve ilgi bdilekçeyi Yüksek kurulunuza sunmuştur.2- Dilekçesi ve özeti ekte sunulmaktadır. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlarının Yükseköğrenimgörmeleri şartı 1950-1960 arasında ilkokul mezunu olan Celal Bayar’ın cumhurbaşkanlığındaCumhuriyetimizin uğradığı ağır zaralar nedeniyle bir daha bu zaralar doğmasın diye 1961Anayasasına konulmuştur.Sayın Prof. Dr. Tolga Yarman’ın dilekçesinin özü:” Cumhurbaşkanımızın, YSKBaşkanlığımıza, tekrardan CB aday adayı olarak başvurması halinde, YSK DeğerliÜyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiye kamuoyuna ve Dünya kamuoyunakusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündeme gelmesinin tarihî öneminin dikkatealınması ve Yüksek Tahsilli olmadığı konusundaki tüm şüphelerin eksiksiz giderilmesiamacıyla konunun YSK tarafından derinliğine incelenmesi talebidir.”3- Sayın Tolga Yarman hocamızın dilekçesi ekte sunulmuştur. Her satırı her maddesi çok iyidüşünülerek iyi hazırlanmış olup çok samimi ve her türlü yanlıştan uzak kalınması için de şugörüşü ileri sürmektedir. “Sizi bütün varlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslınauygun bir yükseköğrenim diplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, busatırların yazarı olacaktır.”4- Dilekçenin bütünün katılıyor ve YSK nun incelemelerini tam olarak yerine getirmesiniistiyorum. Bir vatandaş olarak tek başına veya toplu halde düşünce açıklanması hakkıkapsamında Anayasamızın 74. Maddesi ile 26. Maddesinin ön gördüğü düşünceleri,birleştirme ve tek başına veya toplu halde açıklama ve yayma hakkı kapsamında Prof. Dr.Sayın Tolga Yarman’ın dilekçesindeki içeriğe ve ulaşılmak istenen amaca, yani SayınCumhurbaşkanımızın Yüksek Öğrenim diploması olup olmadığı hususunun açıklığakavuşturulması Türk Milleti için hayatı ve temel bir sorun olduğu her türlü izahtan varestedir.Bu dilekçemizin Ek-A Prof. Dr. Sayın Tolga Yarman’ın dilekçesi ile birlikte konu edilenincelemeye dâhil edilmesini ve sonucun yine Anayasamızın 74. Maddesi gereğince tarafımabildirilmesini saygılarımla arz ve talep ederim:Op. Dr. Aytekin ErtuğrulAdres başlıktadırEKLER:EK-A: İlgi B di,lekçe EK-ASayın Prof. Dr. Tolga Yarman’ın Cumhurbaşkanımızın Yükseköğrenim Diplomasikonusundaki 25 Temmuz 2022 Tarihli dilekçesiYüksek Seçim Kurulu (YSK) BaşkanlığıKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya, AnkaraKonu: Cumhurbaşkanımızın, YSK Başkanlığımıza, tekrardan CB aday adayı olarakbaşvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî öneminin dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunulmasından, ibarettir…Görevdeki Cumhurbaşkanımız, geçen ay, 9 Haziran 2022’de, hepimizin bildiğimiz şekliyle,Haziran 2023 Seçimi itibariyle, tekrar, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı(https://tr.euronews.com/2022/06/09/erdogan-2023-cumhurbaskanlığı seçimlerinde-cumhurittifakının adayı olduğunu açıkladı. Tarafınıza, herhangi resmi bir başvurusu, seçim takvimiyönünden, pek muhtemel, henüz olmamakla beraber, aşağıda katınıza sunacağım talep,tarafınızdan (2014’te ve 2018’te), iki kez cumhurbaşkanlığı mazbatası verilmiş öznenin,profili açısından, aynıyla geçerli olduğundan, muhakkak dikkate alınmalı ve önümüzdekisürece dönük olarak, dikkatte tutulmalıdır; aynı bağlamda, öznenin vaki olabilecekbaşvurusuna dönük olarak, muhakkak, işleme alınmalıdır. Hatta üçüncü kez katınızaCumhurbaşkanı (CB) adayı olmak üzere başvurabilecek, Cumhurbaşkanımıza, aşağıdaki, vakitalep üzerine, şimdiden yollanmalı, eğer yapacaksa, başvurusunu yaparken, dikkategetireceğim hususlara dönük, eksik gedik bırakmaması hususu, başta işaret ettiğim “üçüncükez cumhurbaşkanlığına adaylığına” dair yaptığı açıklama uzantısında, talep edilmelidir.Esas itibariyle ise, Cumhurbaşkanımızın, her iki dönem (2014 ve 2018) süresinde, ifa edilmişcumhurbaşkanlığı görevlerinin, bilhassa tarih önünde, sakata düşmemesi için, söz konusuyola, hiç vakit geçirmeden başvurmanız, kaçınılmazlık arz etmektedir. GörevdekiCumhurbaşkanımızın, siyasî kabiliyetlerini, tartışma ötesi görenlerdenim… Artısıyla eksisi ileönce on iki yıl (2002-2014) kesintisiz Başbakanlık görevini sürdürmüştür. Ardından,günümüze kadar (2014 ve 2018 seçimlerinde) iki kez seçilmek suretiyle, Cumhurbaşkanıgörevini üstlenmiştir. Sandığa ve seçmenin iradesine saygım ise, tamdır ve mahfuzdur. Fazlaolarak belirtmek isterim ki, kendisiyle hiç karşılaşmamış olmama rağmen, aramızda her daim,bir sempati akımı mevcut olmuştur. Tarafıma özellikle Başbakanlığı sürecinde ardışık olarakilettiği, selam ve saygı bağı, benim için, çok değerli olmuştur… Aynı mahalledebüyümüşüzdür. Aynı toprağın ve aynı göreneğin çocuklarıyızdır. Bu çerçevede birbirimizemanevî dünyalarımızdaki yakınlık, katlanmıştır. Böyle olmakla beraber, aşağıda dikkategetireceğim, talep, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yapabildiğim kadarıylakorumaya (muhafaza etmeye) yönelik değildir. Her hal-u kârda “Türkiye CumhuriyetiDevleti’ni muhafaza ve müdafaa etmek”, Cumhuriyetimiz ’in her gencinin olacağı şekilde,Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesinde, tarafıma da yüklediği, birincivazifedir. Şu ki, bu vazifeyi ifa ederken; Cumhurbaşkanı’nı da; bir Abi, giderek hocalarınhocası olarak, bundan böyle Cumhuriyetimiz ‘in başına, giderek O’nun başına gelebilecekmelanetler açısından korumam, bütün ulusumuz açısından hayatî önemdedir. Sonsöyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Hal-i hazır muhkem bilgim ve kanaatim, O’nun,yeniden CB adayı olmaması, dahası olamayacağı yönündedir. Başka bir deyişle, YüksekSeçim Kurulumuzun (YSK) bundan önce (2014’te ve 2018’de) verdiği Cumhurbaşkanlığımazbataları, ortada dolaşa gelen kuvvetli şüphenin işaret ettiği doğrultuda, her şeye karşınyanılmayı dileyerek ifade ediyorum, yok hükmündedir… Muhakeme kabiliyetimin ve aklımınişaret ettiği sonuç, budur. Aynı bir hata, YSK Başkanlığımız tarafından 2023’te, ya da, dahaönce yapılabilecek CB seçiminde, tekrarlanmamalıdır. Burada iki konuya girmeyeceğim:Birincisi, Anayasamızın 101. Maddesi’nin, bir kişinin, olağan süreç itibariyle iki kezden fazlaCumhurbaşkanı seçilemeyeceğidir. Yukarıda, Cumhurbaşkanımızın, önümüzdeki seçimde,üçüncü kez CB adayı olacağını açıklamakla beraber, söz konusu anayasa hükmünü ne suretleaşabileceğine dair bir açıklamada, bulunmamış olmasıdır. Bu konuya burada girmeyeceğim.İkincisi, Cumhurbaşkanımız hakkında maatteessüf ABD Temsilciler Meclisi’nde, 30 Ekim2019’da kabul edilmiş bulunan, bir “mal varlığı” soruşturmasının, açılmış olduğudur.(https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1nmalvarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1nara%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-istendi/a-51043460). Bu olgu, ülkemize dönük dehşetli bir tehdittir… Buna rağmen,Cumhurbaşkanımız, söz konusu tehdide karşı, henüz bir şey yapmış görünmemektedir.YSK’nın; yasalarımız, başta anayasamızın lafzı gereği, söz konusu olguyu, kavrayabildiğimkadarıyla, dikkate alması gerekmiyor ise de; kendisini böylesi bir itham karşısında aklamamışolacak Cumhurbaşkanımızın; en başta ülkesini koruma saikıyla, tekrardancumhurbaşkanlığına aday olmak istemesi, etik sayılmamak gerekir ve ister istemez, olumsuzihtimalleri, akıllara getirir. Bu konuya da burada girmeyeceğim… Esas meselemiz şudur ki,Anayasamızın 101. Maddesi, CB adayı olabilmek üzere, yükseköğrenim şartını vaz etmişbulunmaktadır. Buna karşılık, kamuoyunda olduğu kadar, şahsen vicdanımda gelişmiş olanhüküm, Cumhurbaşkanımızın yükseköğretim diploması olmadığı, yönündedir. KeşkeBaşbakanlık gibi, CB için de yükseköğretim diploması gereği, anayasamıza raptedilmemişolsaydı!.. Ancak söz konusu yaptırım anayasamızda olduğu sürece, yükseköğrenim görmemişbir CB adayı, YSK tarafından, ağdalaştırılamaz. Ağdalaştırılmışsa, işlem hukukî olamaz.Ağdalaştırılmış ve seçim sonrası, bihakkın edindiği oylar uzantısında CB mazbatası ileödüllendirilmiş ise, bu tasarruf maatteessüf, hukukî sayılamaz… Bu aşamadaki çığlığımın anasebebi ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasamız orada durduğu sürece, tekrar ve aynı birhukuksuzluğa duçar edilmemesini, temindir. Bileceğiniz üzere, konuyla ilgili, hem katınıza,hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne(AİHM), bireysel ve kurumsal, “tonla” başvuru vardır. Bütün bunları atlayarak ve mümkünmertebe duru bir mantıkla, sadece, aşağıdaki hususları dikkate taşımakla yetineceğim.Cumhurbaşkanımızın, yükseköğrenim diplomasının maalesef, aslı değil, sureti, 2014 Seçimiöncesinde, İstanbul 15. Noteri tarafından tasdik edilmiş olup, katınıza sunulmuştur(https://www.diken.com.tr/erdoganin-diploma-aslini-gormeden-onaylayankatibisorusturmayan-notere-uyari-cezasi/). Cumhuriyet Gazetesi’nin 12 Haziran 2019 tarihlihaberinde (daha 2014’teki CB seçimi itibariyle), o açıdan şöyle denmektedir: TürkiyeNoterler Birliği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi Yüksek Seçim Kurulu’na(YSK) sunduğu üniversite diplomasının fotokopisini, aslını görmeden onaylayan Kâtiphakkında, soruşturma açmayan notere, uyarı cezası verdi. Erdoğan, 10 Ağustos 2014’tekicumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde YSK’ya sunulmak üzere üniversite diplomasınınfotokopisini (bahsi geçen Noterliğe) verdi (sundu). Noter Kâtibi Emine Seven; ‘Dairemizceonaylanması istenilen işbu fotokopinin ilgilisi tarafından gösterilen ve iade edilen aslınauygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım’, şerhiyle, belgeyi tasdik etti. Ahmet Davranadlı vatandaş, Kâtip Emine Seven’i Türkiye Noterler Birliği’ne şikâyet etti. Başvuruda şuifadelere yer verildi: ‘Kâtip Emine Seven A4 fotokopi kâğıdını, diploma aslı olmadığı halde,kanuna aykırı bir şekilde şerh vurarak Kâtip Emine Seven tarafından tanzim edilen bu sahteresmi evrak, iğfal, yani kandırma gücüne sahip olduğundan, YSK’nin kararlarında bahse konuolmuş ve bu şerhe dayalı olarak itirazlar (YSK tarafından) reddedilmiştir.’ İstanbul 15. NoteriNecla Akgün, şikâyeti (Ahmet Davran adlı şahsın Noterler Birliği’ne başvurusuna bağlıolarak, bu kurumun, 15. Noterden, Kâtip Emine Seven hakkında işlem yapılmasını,istemesini), dikkate almayarak, soruşturma açmadı. Bunun üzerine Türkiye Noterler Birliği 23Mayıs 2019’da (Noter) Necla Akgün’e uyarı cezası verilmesine karar verdi. Karargerekçesinde şöyle dendi: “Disiplin işlemlerinin mahiyeti, hesap verilebilirlik ilkesi veişlemlerin yapılmamasından doğabilecek zararlar göz önüne alındığında adı geçen noterinsoruşturma yapması gerektiği yönündeki Türkiye Noterler Birliği’nin birçok yazışmasınarağmen, soruşturma yapmaktan imtina etmesi ve bu yönde ısrarcı davranmasının disiplin suçuoluşturduğu kanaatine varıldığından, İstanbul 15. Noteri Necla Akgün hakkında 1512 sayılıNoterlik Kanunu’nun 125. maddesi delaletiyle 126. maddesinin (A) bendi uyarınca disiplinyönünden, uyarma cezası verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.” Toplamda sekiz sayfa olanbu kararın (Noterler Birliği, E 2018/263, K 2019/158) özü, hemen bütün basında yer almıştır.Noterler Birliği’nden gerekmesi halinde, tabiatıyla istetilebilir. Esas itibariyle ise, YSKBaşkanlığı’na, “diploma” konusunda, 2014’te yapılan itirazlar, İstanbul 15. Noteri Kâtibesinintanzim ettiği ve fakat şahsen anladığım, sakıt olduğu ortaya çıkmış, tasdik şerhli suret öneçekilerek reddedilirken, özü itibariyle, YSK kararlarında, bütünüyle kayıt altına alınmış olup,bu Kurum tarafından eksiksiz biliniyor olmaktadır. Bu karar uzantısında, İstanbul 15. Noteri,diploma tasdikinde sahtecilik yapan Kâtip Emine Seven hakkında, olayların sonrasında dahi,soruşturma açmamış görünmektedir. Aynı bağlamda, Noterler Birliği, sahtecilik hakkındaKâtip ve Noter hakkında suç duyurusunda bulunmamıştır. Bulunsa, dava, her hal-u kârda,Noter açısından, ilgili ağır ceza mahkememizde görülecek bir dava olurdu. Noterler Birliği,İstanbul 15. Noterliğinde suret üstünden yapılan tasdik işlemini, iptal etmemiştir, ya da iptaliistemini, İdare Mahkemesi’ne taşımamıştır. 4 İster doğrudan iptal işlemiyle, ister idaremahkemesinde görülecek, belli bir sahtecilik davası uzantısında, İstanbul 15. Noterliğindeyapılmış olan, diploma tasdik işlemi, yok hükmünde sayılsa (dileriz öyle olmayacaktır, şu ki),Cumhurbaşkanımıza YSK tarafından 2014’te ve 2018’de verilmiş mazbatalar, ağızdan yelalsın, yok hükmüne sıkışır. Aynı bağlamda; YSK; diploma sahibinden, tasdikte sahteciliğinortaya çıkmasından sonra, diplomanın aslı üstünden tasdik işleminin yenilenmesini veelindeki, sakatlanmış olduğu sarih olan kayıtların ve bunların zemininde yapılmış işlemlerinve idarî tasarrufların, onarılmasını, talep etmemiştir. Kanaatimce, daha da vahim olan;Diplomanın Sahibinin, şu olup bitenden sonra olsun (ki, araya 2018 CB Seçimi ayrıca girmişolmaktadır), hem İstanbul 15. Noteri ’ne diplomasının aslını yollayarak tasdik işlemindekipürüzü gidermesi yönünde, hem de 15. Noterlik ’teki sakatlığın ortadan kaldırılmasına bağlıolacak olarak, YSK nezdinde, müteselsilen vücut bulmaya devam etmiş sakatlıklar dizisiningiderilmesi yönünde, bilindiği kadarıyla, hiç bir adım, atmamış olmasıdır… Dikkatesunduğum haberde, görev suiistimaliyle düzenlenen sakıt Noter belgesine yer verilmiştir. Bubelgenin kopyası, aşağıdadır. Solda suretinin kopyası görülen diplomanın sahteliği ayrıcasorgulanmaktadır… O Açıkladığım çerçevede; Noterler Birliği’nin İstanbul 15. Noteri’neverdiği uyarı cezası, diploma tasdik işleminin, cürüm mahiyetinde ortaya çıkan sakatlığının,ihbarı sayılmak iktiza eder. Bu ihbar, bütün Türkiye ve Dünya kamuoyunadır. En başta isediploma sahibine ve YSK Başkanlığı’nadır. İhbar suretiyle; YSK; 2014’te ve 2018’de verdiğiCB mazbatalarının, aksi ispatlanıncaya kadar, sakıt olduğu belli olan işlemler üstüne binaetmiş olduğunun, idrakine, varmış olmalıdır. Öyleyse, i) İstanbul 15. Noterinden, behemehâl,diplomanın sahibini Noterliğe davet ederek anılan diplomanın tasdikini, aslı üstündenyaptıktan sonra, tasdikli aslına uygunluğun, YSK Katına iletilmesini, ihtar etmelidir, ii)Diploma sahibinden, sakıt işlemin onarılmasına imkân verilmek üzere, diplomasının aslınıtasdik ettirip, YSK’ya iletmesini, ihtar en, talep etmelidir. YSK, ihtarlarına, yanıtalamayabilecektir. Öte yandan YSK kararları, malum, kesindir. Anayasa Mahkememize dahi,götürülemez… Bir tek, AİHM’ne götürülebilir. Ki, “diploma konusu”, basından bilindiğiüzere (https://www.hkp.org.tr/tag/diploma/), halen AİHM’nde görülen bir davanın konusudur.AİHM, 2014 ve 2018 CB mazbatalarının sakıt olduğuna hükmetse bile, hüküm YSK’yıtabiatıyla bağlamayabilecektir. YSK kararları, buna karşılık, genel hukuk ahkâmındanmünezzeh değildir. Herhangi bir hükmün temelindeki delilin sahte ya da kuvvetli şüpheliolduğu, açığa çıkmışsa, hangi mahkeme olursa olsun, iade-i muhakeme yoluyla, öncekikararını yeniden ele alabilir ve değiştirebilir. YSK, işaret ettiğim ihtarlarına dönük, sonuçalamazsa, iade-i muhakeme yoluyla, 2014 ve 2018 CB mazbatalarını, önceki tasarruflardakihaklılık, YSK’nın ayrıca yetkisi dâhilindeki, yargı yoluyla savunulamıyorsa, iptal etmeyetkisini, haiz olmalıdır… YSK Üyeleri; vicdanlarının sesini dinleyerek; hepimiz gibi;yargılamanın, önceki YSK tasarruflarındaki haklılığı ortaya çıkartacağını niyaz ederek, ifadeediyorum; bu yola, muhakkak gitmelidirler… Düşündürücü bir diğer husus, geçende İstanbulBelediye Başkanlığı’ndan (İBB), Cumhurbaşkanı’mızın, İstanbul Belediye Başkanı olduğuevrede, İBB Personel Daire Başkanlığı’nda olacak, diplomasının görülmek istenmesiuzantısında, talebin, IBB tarafından reddedilmesidir. Haber 11 Haziran 2021 tarihlidir veşöyledir (https://haber.sol.org.tr/haber/ibb-erdoganin-diplomasina-iliskin-bilgi-talebinireddetti306890): - HKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde belediyeyesunması gereken diplomasıyla ilgili İBB’ye başvuruda bulunmuştu. Başvuruda Erdoğan’ındiplomasının 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince İBBarşivinden çıkartılarak kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti. Başvuruyudeğerlendiren İBB, Erdoğan’ın diplomasının talep edilmesinin 4982 Sayılı Bilgi EdinmeHakkı Kanunu’na göre “kapsam dışı” olduğunu öne sürdü. İBB, başvuruya verdiği yanıtta şuifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı hakkında bilgi ve belge talebinize dair ilgi elektronikbaşvurunuz incelenmiştir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda bilgi edinmehakkına ilişkin istisnalar düzenlenmiş olup, söz konusu kanunun 21. maddesinde“kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamındaaçıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine,mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, ‘bilgiedinme hakkı’ kapsamı dışındadır” düzenlemesi yer almaktadır. Bu nedenle talebiniz, ‘bilgiedinme hakkı’ kapsamı dışında olduğundan ilgi dilekçeniz üzerinde herhangi bir işlemyapılamamıştır. Bilgilerinize rica ederim.” Söz konusu talebi IBB’ye yöneltenler, İBBBaşkanı, İBB İnsan Kaynakları Müdürü ve Dilekçeyi İşleme Koymayan Görevliler hakkında,“Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme” suçunu işlediklerini belirterek, İstanbulCumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda, bulundular. Konumuz açısından ise, buradakiasıl mesele şudur: IBB Personel Dairesi’nde Cumhurbaşkanımızın hangi diplomasıbulunmaktadır? YSK’nın, 2014’te ve 2018’de verdiği CB mazbatalarına ilişkin idarîtasarrufların sakatlığı, Noterler Birliği’nin, İstanbul 15. Noterine verdiği uyarı cezasıyla, buaşama itibariyle olsun, sübut bulduğuna ve bahse konu sakatlık bugüne kadar onarılmamışgöründüğüne göre, YSK’nın, Cumhurbaşkanımızın, IBB Personel Dairesi’nde bulunandiplomasıyla, YSK’nın elinde bulunan ve sahtecilikle elde olunduğu kuvvetli bir kanaatolarak ortaya çıkmış bulunan, sureti tasdikli diplomanın, uyumluluğunu soruşturması,kaçınılmazdır. Tasarruf YSK’nın yetkisi tahtında bulunmaktadır. Bu açıdan, YSK’nın,Cumhurbaşkanımızın IBB Personel Dairesi’nde bulunan söz konusu diplomasını mercekaltına alması gerekir. Sizi bütün varlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslına uygunbir yükseköğrenim diplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, bu satırların yazarıolacaktır. Cumhurbaşkanımız; diploması üstüne yapılan şikayetler ve spekülasyonlaruzantısında, Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4 Haziran 2016’da MarmaraÜniversitesi’nde yaptığı konuşmada, diplomasını arşivden çıkartıp göstermesini buyurmuştur(https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diploma-aciklamasi-rektorsinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nün Cumhurbaşkanımızdanaldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Söz konusu Üniversite’ninmezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi, mahkeme kararıylaerişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür… Şurası diğer bir vakıaolmaktadır ki, Cumhurbaşkanımızın Marmara Üniversitesi’nde okuduğu derslerle ilgili başarınotlarının Transkripti ’ne (Dökümü ’ne) de ulaşılamamış bulunulmaktadır. Yani MarmaraÜniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımızın talimatı gereği diplomayı arşivden çıkartıpgöstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışma götürmeyecek bağıl bir ders ve notdökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyor olmalıdır. Rektör, bütün bunları yapmıyorsa,YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talep etmelidir. Cumhurbaşkanımızın yüksekokuldiplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şu Cumhurbaşkanımız; diploması üstüneyapılan şikâyetler ve spekülasyonlar uzantısında, Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4Haziran 2016’da Marmara Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, diplomasını arşivden çıkartıpgöstermesini buyurmuştur (https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diplomaaciklamasi-rektor-sinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nünCumhurbaşkanımızdan aldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Sözkonusu Üniversite’nin mezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi,mahkeme kararıyla erişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür… Şurasıdiğer bir vakıa olmaktadır ki, Cumhurbaşkanımızın Marmara Üniversitesi’nde okuduğuderslerle ilgili başarı notlarının Transkripti ‘ne (Dökümü ‘ne) de ulaşılamamışbulunulmaktadır. Yani Marmara Üniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımızın talimatı gereğidiplomayı arşivden çıkartıp göstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışmagötürmeyecek bağıl bir ders ve not dökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyor olmalıdır.Rektör, bütün bunları yapmıyorsa, YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talep etmelidir.Cumhurbaşkanımızın yüksekokul diplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şudikkate taşıdığım hususlar, zihinlerde bulanıklık peydahlamaya devam edecektir. O kadarböyledir ki, Cumhurbaşkanımızın İmam Hatip Lisesi sonrasında üniversite okuyabilmeküzere, fark dersleri vererek bitirdiği, Eyüp Lisesi’nden mezun olduğuna dair, dahi,istihfamlar gündemdedir (Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ocak 2021,https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-mezun-oldugu-liseye-basvuru-1806019). Budurumda, yetkisi tahtında olduğu şekliyle, YSK, durumun aslını Eyüp LisesiMüdürlüğü’nden, cevabî yazıya eklenecek ayrıntılı bir “fark dersleri dökümü” ve bunlarakarşı öğrencinin edindiği notları havi bir belge talep ederek, sormalıdır. Bir diğer yandan,Cumhurbaşkanımız adına tanzim edilmiş olan birden fazla Marmara ÜniversitesiDiploması mevcut görünmektedir. Bu konuda tarafınıza sunulmuş olduğunu izlediğimdilekçeler mevcuttur. Şu ki bu maruzatımın irtifaını düşürmemek üzere, buralaragirmeyeceğim. Bütün şu bulanıklıklar ortada iken, ne muhalefet yönetimlerinin ne de, hangikanatta olurlarsa olsunlar, çeşitli devrelerdeki TBMM üyelerinin, çıtlarını çıkartmamışolması, tüyleri diken diken ediyor. Neticede kuvvetli bir şüphenin takip edilmesi, savındoğruluğu anlamına gelmez… Şüphenin, sonuçta, takip edilenin fiilinin, aleyhine ya da lehinesonuçlanacağının müjdesini taşır… Kuvvetli şüphe zail olabilir… Ama birileri, demek oluyorki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuz vermekten ala koyagelmiştir. Okadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesi sıfatını taşıdığım partinin kurultayında,yüze vurulmuştur (https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23Temmuz 2020, https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz2020). İlgilileri töhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır… Bütün şu dikkate getirdiklerim itibariyle, şahsen gördüğüm, ilgili tasarrufları,pek muhtemelen farkında olmadan yürürlüğe koyan YSK Değerli Üyelerimizin, üstlerinde,ciddi sorumluluk birikmiş olmaktadır. Sorunu onlar, bir biçimde, işte örneğin kenditasarruflarına dönük bir iade-i muhakeme yolunu açarak çözemezlerse, tarihin, bizimhakkımızda hangi olumsuz değerlendirmeleri karşımıza çıkartacağını, tahmin etmek dahiistemiyorum. Her hal-u kârda, Cumhurbaşkanımızın, YSK Başkanlığımıza, tekrardan CBaday adayı olarak başvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufunTürkiye kamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî önemini ve gereğini, dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zailolacağı niyazıyla, sunuyorum… Rabbimiz, ulusumuzu, insanlığı, cümle sevdiği kullarını, hertürlü melanetten korusun!..Omuzdaşları adına,-İMZAProf. Dr. Tolga Yarman,Parti Kurucu Üyesi,CHP Kurultay Onur Üyesi ]]>
Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın diplomasının incelenmesi için YSK Baş..

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın diplomasının incelenmesi için YSK Başkanlığına bir dilekçe ile başvurdu. Op. Dr. Aytekin Ertuğrul Prof. Dr. Tolga Yarman’ın ''Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yükseköğrenim Diplomasının YSK tarafından yeniden incelenmesi talebini içeren 25 Temmuz 2022 Tarihli dilekçesine ek olarak dahil ederek Anayasamızın 74. Maddesi ile 26. Maddesi gereği YSK tarafından bilgi verilmesini istedi.

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul'un YSK Başkanlığına ilettiği dilekçenin tam metni şöyle:YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞINAKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya, AnkaraİLGİ: A: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 26. Maddesi 74 Maddesi ve 79. MaddeleriB-Prof. Dr. Tolga Yarman’ın 25 Temmuz 2022 tarihli YSK nuna sunduğu dilekçesiAÇIKLAMALAR:1- CHP kurucu üyesi, CHP kurultay onur üyesi Sayın Prof. Dr. Tolga Yarman, Anayasamızın101 maddesine göre Cumhurbaşkanlarının “ Yükseköğrenim yapmış” olmaları şartını dahaönceki seçimlerde inandırıcı bir belge ile yerine getirmediğini uzun uzun incelemiş ve ilgi bdilekçeyi Yüksek kurulunuza sunmuştur.2- Dilekçesi ve özeti ekte sunulmaktadır. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlarının Yükseköğrenimgörmeleri şartı 1950-1960 arasında ilkokul mezunu olan Celal Bayar’ın cumhurbaşkanlığındaCumhuriyetimizin uğradığı ağır zaralar nedeniyle bir daha bu zaralar doğmasın diye 1961Anayasasına konulmuştur.Sayın Prof. Dr. Tolga Yarman’ın dilekçesinin özü:” Cumhurbaşkanımızın, YSKBaşkanlığımıza, tekrardan CB aday adayı olarak başvurması halinde, YSK DeğerliÜyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiye kamuoyuna ve Dünya kamuoyunakusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündeme gelmesinin tarihî öneminin dikkatealınması ve Yüksek Tahsilli olmadığı konusundaki tüm şüphelerin eksiksiz giderilmesiamacıyla konunun YSK tarafından derinliğine incelenmesi talebidir.”3- Sayın Tolga Yarman hocamızın dilekçesi ekte sunulmuştur. Her satırı her maddesi çok iyidüşünülerek iyi hazırlanmış olup çok samimi ve her türlü yanlıştan uzak kalınması için de şugörüşü ileri sürmektedir. “Sizi bütün varlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslınauygun bir yükseköğrenim diplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, busatırların yazarı olacaktır.”4- Dilekçenin bütünün katılıyor ve YSK nun incelemelerini tam olarak yerine getirmesiniistiyorum. Bir vatandaş olarak tek başına veya toplu halde düşünce açıklanması hakkıkapsamında Anayasamızın 74. Maddesi ile 26. Maddesinin ön gördüğü düşünceleri,birleştirme ve tek başına veya toplu halde açıklama ve yayma hakkı kapsamında Prof. Dr.Sayın Tolga Yarman’ın dilekçesindeki içeriğe ve ulaşılmak istenen amaca, yani SayınCumhurbaşkanımızın Yüksek Öğrenim diploması olup olmadığı hususunun açıklığakavuşturulması Türk Milleti için hayatı ve temel bir sorun olduğu her türlü izahtan varestedir.Bu dilekçemizin Ek-A Prof. Dr. Sayın Tolga Yarman’ın dilekçesi ile birlikte konu edilenincelemeye dâhil edilmesini ve sonucun yine Anayasamızın 74. Maddesi gereğince tarafımabildirilmesini saygılarımla arz ve talep ederim:Op. Dr. Aytekin ErtuğrulAdres başlıktadırEKLER:EK-A: İlgi B di,lekçe

EK-ASayın Prof. Dr. Tolga Yarman’ın Cumhurbaşkanımızın Yükseköğrenim Diplomasikonusundaki 25 Temmuz 2022 Tarihli dilekçesiYüksek Seçim Kurulu (YSK) BaşkanlığıKızılay, Ihlamur Sokak, 4, Çankaya, AnkaraKonu: Cumhurbaşkanımızın, YSK Başkanlığımıza, tekrardan CB aday adayı olarakbaşvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufun, Türkiyekamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî öneminin dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zail olacağıniyazıyla, sunulmasından, ibarettir…Görevdeki Cumhurbaşkanımız, geçen ay, 9 Haziran 2022’de, hepimizin bildiğimiz şekliyle,Haziran 2023 Seçimi itibariyle, tekrar, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı(https://tr.euronews.com/2022/06/09/erdogan-2023-cumhurbaskanlığı seçimlerinde-cumhurittifakının adayı olduğunu açıkladı. Tarafınıza, herhangi resmi bir başvurusu, seçim takvimiyönünden, pek muhtemel, henüz olmamakla beraber, aşağıda katınıza sunacağım talep,tarafınızdan (2014’te ve 2018’te), iki kez cumhurbaşkanlığı mazbatası verilmiş öznenin,profili açısından, aynıyla geçerli olduğundan, muhakkak dikkate alınmalı ve önümüzdekisürece dönük olarak, dikkatte tutulmalıdır; aynı bağlamda, öznenin vaki olabilecekbaşvurusuna dönük olarak, muhakkak, işleme alınmalıdır. Hatta üçüncü kez katınızaCumhurbaşkanı (CB) adayı olmak üzere başvurabilecek, Cumhurbaşkanımıza, aşağıdaki, vakitalep üzerine, şimdiden yollanmalı, eğer yapacaksa, başvurusunu yaparken, dikkategetireceğim hususlara dönük, eksik gedik bırakmaması hususu, başta işaret ettiğim “üçüncükez cumhurbaşkanlığına adaylığına” dair yaptığı açıklama uzantısında, talep edilmelidir.Esas itibariyle ise, Cumhurbaşkanımızın, her iki dönem (2014 ve 2018) süresinde, ifa edilmişcumhurbaşkanlığı görevlerinin, bilhassa tarih önünde, sakata düşmemesi için, söz konusuyola, hiç vakit geçirmeden başvurmanız, kaçınılmazlık arz etmektedir. GörevdekiCumhurbaşkanımızın, siyasî kabiliyetlerini, tartışma ötesi görenlerdenim… Artısıyla eksisi ileönce on iki yıl (2002-2014) kesintisiz Başbakanlık görevini sürdürmüştür. Ardından,günümüze kadar (2014 ve 2018 seçimlerinde) iki kez seçilmek suretiyle, Cumhurbaşkanıgörevini üstlenmiştir. Sandığa ve seçmenin iradesine saygım ise, tamdır ve mahfuzdur. Fazlaolarak belirtmek isterim ki, kendisiyle hiç karşılaşmamış olmama rağmen, aramızda her daim,bir sempati akımı mevcut olmuştur. Tarafıma özellikle Başbakanlığı sürecinde ardışık olarakilettiği, selam ve saygı bağı, benim için, çok değerli olmuştur… Aynı mahalledebüyümüşüzdür. Aynı toprağın ve aynı göreneğin çocuklarıyızdır. Bu çerçevede birbirimizemanevî dünyalarımızdaki yakınlık, katlanmıştır. Böyle olmakla beraber, aşağıda dikkategetireceğim, talep, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yapabildiğim kadarıylakorumaya (muhafaza etmeye) yönelik değildir. Her hal-u kârda “Türkiye CumhuriyetiDevleti’ni muhafaza ve müdafaa etmek”, Cumhuriyetimiz ’in her gencinin olacağı şekilde,Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesinde, tarafıma da yüklediği, birincivazifedir. Şu ki, bu vazifeyi ifa ederken; Cumhurbaşkanı’nı da; bir Abi, giderek hocalarınhocası olarak, bundan böyle Cumhuriyetimiz ‘in başına, giderek O’nun başına gelebilecekmelanetler açısından korumam, bütün ulusumuz açısından hayatî önemdedir. Sonsöyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Hal-i hazır muhkem bilgim ve kanaatim, O’nun,yeniden CB adayı olmaması, dahası olamayacağı yönündedir. Başka bir deyişle, YüksekSeçim Kurulumuzun (YSK) bundan önce (2014’te ve 2018’de) verdiği Cumhurbaşkanlığımazbataları, ortada dolaşa gelen kuvvetli şüphenin işaret ettiği doğrultuda, her şeye karşınyanılmayı dileyerek ifade ediyorum, yok hükmündedir… Muhakeme kabiliyetimin ve aklımınişaret ettiği sonuç, budur. Aynı bir hata, YSK Başkanlığımız tarafından 2023’te, ya da, dahaönce yapılabilecek CB seçiminde, tekrarlanmamalıdır. Burada iki konuya girmeyeceğim:Birincisi, Anayasamızın 101. Maddesi’nin, bir kişinin, olağan süreç itibariyle iki kezden fazlaCumhurbaşkanı seçilemeyeceğidir. Yukarıda, Cumhurbaşkanımızın, önümüzdeki seçimde,üçüncü kez CB adayı olacağını açıklamakla beraber, söz konusu anayasa hükmünü ne suretleaşabileceğine dair bir açıklamada, bulunmamış olmasıdır. Bu konuya burada girmeyeceğim.İkincisi, Cumhurbaşkanımız hakkında maatteessüf ABD Temsilciler Meclisi’nde, 30 Ekim2019’da kabul edilmiş bulunan, bir “mal varlığı” soruşturmasının, açılmış olduğudur.(https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1nmalvarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1nara%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-istendi/a-51043460). Bu olgu, ülkemize dönük dehşetli bir tehdittir… Buna rağmen,Cumhurbaşkanımız, söz konusu tehdide karşı, henüz bir şey yapmış görünmemektedir.YSK’nın; yasalarımız, başta anayasamızın lafzı gereği, söz konusu olguyu, kavrayabildiğimkadarıyla, dikkate alması gerekmiyor ise de; kendisini böylesi bir itham karşısında aklamamışolacak Cumhurbaşkanımızın; en başta ülkesini koruma saikıyla, tekrardancumhurbaşkanlığına aday olmak istemesi, etik sayılmamak gerekir ve ister istemez, olumsuzihtimalleri, akıllara getirir. Bu konuya da burada girmeyeceğim… Esas meselemiz şudur ki,Anayasamızın 101. Maddesi, CB adayı olabilmek üzere, yükseköğrenim şartını vaz etmişbulunmaktadır. Buna karşılık, kamuoyunda olduğu kadar, şahsen vicdanımda gelişmiş olanhüküm, Cumhurbaşkanımızın yükseköğretim diploması olmadığı, yönündedir. KeşkeBaşbakanlık gibi, CB için de yükseköğretim diploması gereği, anayasamıza raptedilmemişolsaydı!.. Ancak söz konusu yaptırım anayasamızda olduğu sürece, yükseköğrenim görmemişbir CB adayı, YSK tarafından, ağdalaştırılamaz. Ağdalaştırılmışsa, işlem hukukî olamaz.Ağdalaştırılmış ve seçim sonrası, bihakkın edindiği oylar uzantısında CB mazbatası ileödüllendirilmiş ise, bu tasarruf maatteessüf, hukukî sayılamaz… Bu aşamadaki çığlığımın anasebebi ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasamız orada durduğu sürece, tekrar ve aynı birhukuksuzluğa duçar edilmemesini, temindir. Bileceğiniz üzere, konuyla ilgili, hem katınıza,hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne(AİHM), bireysel ve kurumsal, “tonla” başvuru vardır. Bütün bunları atlayarak ve mümkünmertebe duru bir mantıkla, sadece, aşağıdaki hususları dikkate taşımakla yetineceğim.Cumhurbaşkanımızın, yükseköğrenim diplomasının maalesef, aslı değil, sureti, 2014 Seçimiöncesinde, İstanbul 15. Noteri tarafından tasdik edilmiş olup, katınıza sunulmuştur(https://www.diken.com.tr/erdoganin-diploma-aslini-gormeden-onaylayankatibisorusturmayan-notere-uyari-cezasi/). Cumhuriyet Gazetesi’nin 12 Haziran 2019 tarihlihaberinde (daha 2014’teki CB seçimi itibariyle), o açıdan şöyle denmektedir: TürkiyeNoterler Birliği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi Yüksek Seçim Kurulu’na(YSK) sunduğu üniversite diplomasının fotokopisini, aslını görmeden onaylayan Kâtiphakkında, soruşturma açmayan notere, uyarı cezası verdi. Erdoğan, 10 Ağustos 2014’tekicumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde YSK’ya sunulmak üzere üniversite diplomasınınfotokopisini (bahsi geçen Noterliğe) verdi (sundu). Noter Kâtibi Emine Seven; ‘Dairemizceonaylanması istenilen işbu fotokopinin ilgilisi tarafından gösterilen ve iade edilen aslınauygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım’, şerhiyle, belgeyi tasdik etti. Ahmet Davranadlı vatandaş, Kâtip Emine Seven’i Türkiye Noterler Birliği’ne şikâyet etti. Başvuruda şuifadelere yer verildi: ‘Kâtip Emine Seven A4 fotokopi kâğıdını, diploma aslı olmadığı halde,kanuna aykırı bir şekilde şerh vurarak Kâtip Emine Seven tarafından tanzim edilen bu sahteresmi evrak, iğfal, yani kandırma gücüne sahip olduğundan, YSK’nin kararlarında bahse konuolmuş ve bu şerhe dayalı olarak itirazlar (YSK tarafından) reddedilmiştir.’ İstanbul 15. NoteriNecla Akgün, şikâyeti (Ahmet Davran adlı şahsın Noterler Birliği’ne başvurusuna bağlıolarak, bu kurumun, 15. Noterden, Kâtip Emine Seven hakkında işlem yapılmasını,istemesini), dikkate almayarak, soruşturma açmadı. Bunun üzerine Türkiye Noterler Birliği 23Mayıs 2019’da (Noter) Necla Akgün’e uyarı cezası verilmesine karar verdi. Karargerekçesinde şöyle dendi: “Disiplin işlemlerinin mahiyeti, hesap verilebilirlik ilkesi veişlemlerin yapılmamasından doğabilecek zararlar göz önüne alındığında adı geçen noterinsoruşturma yapması gerektiği yönündeki Türkiye Noterler Birliği’nin birçok yazışmasınarağmen, soruşturma yapmaktan imtina etmesi ve bu yönde ısrarcı davranmasının disiplin suçuoluşturduğu kanaatine varıldığından, İstanbul 15. Noteri Necla Akgün hakkında 1512 sayılıNoterlik Kanunu’nun 125. maddesi delaletiyle 126. maddesinin (A) bendi uyarınca disiplinyönünden, uyarma cezası verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.” Toplamda sekiz sayfa olanbu kararın (Noterler Birliği, E 2018/263, K 2019/158) özü, hemen bütün basında yer almıştır.Noterler Birliği’nden gerekmesi halinde, tabiatıyla istetilebilir. Esas itibariyle ise, YSKBaşkanlığı’na, “diploma” konusunda, 2014’te yapılan itirazlar, İstanbul 15. Noteri Kâtibesinintanzim ettiği ve fakat şahsen anladığım, sakıt olduğu ortaya çıkmış, tasdik şerhli suret öneçekilerek reddedilirken, özü itibariyle, YSK kararlarında, bütünüyle kayıt altına alınmış olup,bu Kurum tarafından eksiksiz biliniyor olmaktadır. Bu karar uzantısında, İstanbul 15. Noteri,diploma tasdikinde sahtecilik yapan Kâtip Emine Seven hakkında, olayların sonrasında dahi,soruşturma açmamış görünmektedir. Aynı bağlamda, Noterler Birliği, sahtecilik hakkındaKâtip ve Noter hakkında suç duyurusunda bulunmamıştır. Bulunsa, dava, her hal-u kârda,Noter açısından, ilgili ağır ceza mahkememizde görülecek bir dava olurdu. Noterler Birliği,İstanbul 15. Noterliğinde suret üstünden yapılan tasdik işlemini, iptal etmemiştir, ya da iptaliistemini, İdare Mahkemesi’ne taşımamıştır. 4 İster doğrudan iptal işlemiyle, ister idaremahkemesinde görülecek, belli bir sahtecilik davası uzantısında, İstanbul 15. Noterliğindeyapılmış olan, diploma tasdik işlemi, yok hükmünde sayılsa (dileriz öyle olmayacaktır, şu ki),Cumhurbaşkanımıza YSK tarafından 2014’te ve 2018’de verilmiş mazbatalar, ağızdan yelalsın, yok hükmüne sıkışır. Aynı bağlamda; YSK; diploma sahibinden, tasdikte sahteciliğinortaya çıkmasından sonra, diplomanın aslı üstünden tasdik işleminin yenilenmesini veelindeki, sakatlanmış olduğu sarih olan kayıtların ve bunların zemininde yapılmış işlemlerinve idarî tasarrufların, onarılmasını, talep etmemiştir. Kanaatimce, daha da vahim olan;Diplomanın Sahibinin, şu olup bitenden sonra olsun (ki, araya 2018 CB Seçimi ayrıca girmişolmaktadır), hem İstanbul 15. Noteri ’ne diplomasının aslını yollayarak tasdik işlemindekipürüzü gidermesi yönünde, hem de 15. Noterlik ’teki sakatlığın ortadan kaldırılmasına bağlıolacak olarak, YSK nezdinde, müteselsilen vücut bulmaya devam etmiş sakatlıklar dizisiningiderilmesi yönünde, bilindiği kadarıyla, hiç bir adım, atmamış olmasıdır… Dikkatesunduğum haberde, görev suiistimaliyle düzenlenen sakıt Noter belgesine yer verilmiştir. Bubelgenin kopyası, aşağıdadır. Solda suretinin kopyası görülen diplomanın sahteliği ayrıcasorgulanmaktadır… O Açıkladığım çerçevede; Noterler Birliği’nin İstanbul 15. Noteri’neverdiği uyarı cezası, diploma tasdik işleminin, cürüm mahiyetinde ortaya çıkan sakatlığının,ihbarı sayılmak iktiza eder. Bu ihbar, bütün Türkiye ve Dünya kamuoyunadır. En başta isediploma sahibine ve YSK Başkanlığı’nadır. İhbar suretiyle; YSK; 2014’te ve 2018’de verdiğiCB mazbatalarının, aksi ispatlanıncaya kadar, sakıt olduğu belli olan işlemler üstüne binaetmiş olduğunun, idrakine, varmış olmalıdır. Öyleyse, i) İstanbul 15. Noterinden, behemehâl,diplomanın sahibini Noterliğe davet ederek anılan diplomanın tasdikini, aslı üstündenyaptıktan sonra, tasdikli aslına uygunluğun, YSK Katına iletilmesini, ihtar etmelidir, ii)Diploma sahibinden, sakıt işlemin onarılmasına imkân verilmek üzere, diplomasının aslınıtasdik ettirip, YSK’ya iletmesini, ihtar en, talep etmelidir. YSK, ihtarlarına, yanıtalamayabilecektir. Öte yandan YSK kararları, malum, kesindir. Anayasa Mahkememize dahi,götürülemez… Bir tek, AİHM’ne götürülebilir. Ki, “diploma konusu”, basından bilindiğiüzere (https://www.hkp.org.tr/tag/diploma/), halen AİHM’nde görülen bir davanın konusudur.AİHM, 2014 ve 2018 CB mazbatalarının sakıt olduğuna hükmetse bile, hüküm YSK’yıtabiatıyla bağlamayabilecektir. YSK kararları, buna karşılık, genel hukuk ahkâmındanmünezzeh değildir. Herhangi bir hükmün temelindeki delilin sahte ya da kuvvetli şüpheliolduğu, açığa çıkmışsa, hangi mahkeme olursa olsun, iade-i muhakeme yoluyla, öncekikararını yeniden ele alabilir ve değiştirebilir. YSK, işaret ettiğim ihtarlarına dönük, sonuçalamazsa, iade-i muhakeme yoluyla, 2014 ve 2018 CB mazbatalarını, önceki tasarruflardakihaklılık, YSK’nın ayrıca yetkisi dâhilindeki, yargı yoluyla savunulamıyorsa, iptal etmeyetkisini, haiz olmalıdır… YSK Üyeleri; vicdanlarının sesini dinleyerek; hepimiz gibi;yargılamanın, önceki YSK tasarruflarındaki haklılığı ortaya çıkartacağını niyaz ederek, ifadeediyorum; bu yola, muhakkak gitmelidirler… Düşündürücü bir diğer husus, geçende İstanbulBelediye Başkanlığı’ndan (İBB), Cumhurbaşkanı’mızın, İstanbul Belediye Başkanı olduğuevrede, İBB Personel Daire Başkanlığı’nda olacak, diplomasının görülmek istenmesiuzantısında, talebin, IBB tarafından reddedilmesidir. Haber 11 Haziran 2021 tarihlidir veşöyledir (https://haber.sol.org.tr/haber/ibb-erdoganin-diplomasina-iliskin-bilgi-talebinireddetti306890): - HKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde belediyeyesunması gereken diplomasıyla ilgili İBB’ye başvuruda bulunmuştu. Başvuruda Erdoğan’ındiplomasının 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince İBBarşivinden çıkartılarak kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti. Başvuruyudeğerlendiren İBB, Erdoğan’ın diplomasının talep edilmesinin 4982 Sayılı Bilgi EdinmeHakkı Kanunu’na göre “kapsam dışı” olduğunu öne sürdü. İBB, başvuruya verdiği yanıtta şuifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı hakkında bilgi ve belge talebinize dair ilgi elektronikbaşvurunuz incelenmiştir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda bilgi edinmehakkına ilişkin istisnalar düzenlenmiş olup, söz konusu kanunun 21. maddesinde“kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamındaaçıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine,mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, ‘bilgiedinme hakkı’ kapsamı dışındadır” düzenlemesi yer almaktadır. Bu nedenle talebiniz, ‘bilgiedinme hakkı’ kapsamı dışında olduğundan ilgi dilekçeniz üzerinde herhangi bir işlemyapılamamıştır. Bilgilerinize rica ederim.” Söz konusu talebi IBB’ye yöneltenler, İBBBaşkanı, İBB İnsan Kaynakları Müdürü ve Dilekçeyi İşleme Koymayan Görevliler hakkında,“Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme” suçunu işlediklerini belirterek, İstanbulCumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda, bulundular. Konumuz açısından ise, buradakiasıl mesele şudur: IBB Personel Dairesi’nde Cumhurbaşkanımızın hangi diplomasıbulunmaktadır? YSK’nın, 2014’te ve 2018’de verdiği CB mazbatalarına ilişkin idarîtasarrufların sakatlığı, Noterler Birliği’nin, İstanbul 15. Noterine verdiği uyarı cezasıyla, buaşama itibariyle olsun, sübut bulduğuna ve bahse konu sakatlık bugüne kadar onarılmamışgöründüğüne göre, YSK’nın, Cumhurbaşkanımızın, IBB Personel Dairesi’nde bulunandiplomasıyla, YSK’nın elinde bulunan ve sahtecilikle elde olunduğu kuvvetli bir kanaatolarak ortaya çıkmış bulunan, sureti tasdikli diplomanın, uyumluluğunu soruşturması,kaçınılmazdır. Tasarruf YSK’nın yetkisi tahtında bulunmaktadır. Bu açıdan, YSK’nın,Cumhurbaşkanımızın IBB Personel Dairesi’nde bulunan söz konusu diplomasını mercekaltına alması gerekir. Sizi bütün varlığımla temin ederim ki, IBB’deki diploma aslına uygunbir yükseköğrenim diplomasıysa, buna en çok sevinecek olanlardan biri, bu satırların yazarıolacaktır. Cumhurbaşkanımız; diploması üstüne yapılan şikayetler ve spekülasyonlaruzantısında, Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4 Haziran 2016’da MarmaraÜniversitesi’nde yaptığı konuşmada, diplomasını arşivden çıkartıp göstermesini buyurmuştur(https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diploma-aciklamasi-rektorsinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nün Cumhurbaşkanımızdanaldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Söz konusu Üniversite’ninmezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi, mahkeme kararıylaerişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür… Şurası diğer bir vakıaolmaktadır ki, Cumhurbaşkanımızın Marmara Üniversitesi’nde okuduğu derslerle ilgili başarınotlarının Transkripti ’ne (Dökümü ’ne) de ulaşılamamış bulunulmaktadır. Yani MarmaraÜniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımızın talimatı gereği diplomayı arşivden çıkartıpgöstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışma götürmeyecek bağıl bir ders ve notdökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyor olmalıdır. Rektör, bütün bunları yapmıyorsa,YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talep etmelidir. Cumhurbaşkanımızın yüksekokuldiplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şu Cumhurbaşkanımız; diploması üstüneyapılan şikâyetler ve spekülasyonlar uzantısında, Marmara Üniversitesi Rektörü’nden, 4Haziran 2016’da Marmara Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, diplomasını arşivden çıkartıpgöstermesini buyurmuştur (https://www.evrensel.net/haber/281765/erdogandan-diplomaaciklamasi-rektor-sinifarkadasimdi). Ancak bilebildiğimiz, Üniversite Rektörü’nünCumhurbaşkanımızdan aldığı talimatın gereğini henüz yerine getirmemiş bulunduğudur. Sözkonusu Üniversite’nin mezunlarıyla ilgili sayfasına, pek çok benzer sayfaya olduğu gibi,mahkeme kararıyla erişim yasağının getirilmiş olması ayrıca çok düşündürücüdür… Şurasıdiğer bir vakıa olmaktadır ki, Cumhurbaşkanımızın Marmara Üniversitesi’nde okuduğuderslerle ilgili başarı notlarının Transkripti ‘ne (Dökümü ‘ne) de ulaşılamamışbulunulmaktadır. Yani Marmara Üniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanımızın talimatı gereğidiplomayı arşivden çıkartıp göstermekle yetiniyor olmamalı, beraberinde, tartışmagötürmeyecek bağıl bir ders ve not dökümünü de kamuoyunun bilgisine sunabiliyor olmalıdır.Rektör, bütün bunları yapmıyorsa, YSK, bir yargı makamı olarak, gereğini talep etmelidir.Cumhurbaşkanımızın yüksekokul diplomasının gerçekliği kanıtlanıncaya kadar, bütün şudikkate taşıdığım hususlar, zihinlerde bulanıklık peydahlamaya devam edecektir. O kadarböyledir ki, Cumhurbaşkanımızın İmam Hatip Lisesi sonrasında üniversite okuyabilmeküzere, fark dersleri vererek bitirdiği, Eyüp Lisesi’nden mezun olduğuna dair, dahi,istihfamlar gündemdedir (Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ocak 2021,https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-mezun-oldugu-liseye-basvuru-1806019). Budurumda, yetkisi tahtında olduğu şekliyle, YSK, durumun aslını Eyüp LisesiMüdürlüğü’nden, cevabî yazıya eklenecek ayrıntılı bir “fark dersleri dökümü” ve bunlarakarşı öğrencinin edindiği notları havi bir belge talep ederek, sormalıdır. Bir diğer yandan,Cumhurbaşkanımız adına tanzim edilmiş olan birden fazla Marmara ÜniversitesiDiploması mevcut görünmektedir. Bu konuda tarafınıza sunulmuş olduğunu izlediğimdilekçeler mevcuttur. Şu ki bu maruzatımın irtifaını düşürmemek üzere, buralaragirmeyeceğim. Bütün şu bulanıklıklar ortada iken, ne muhalefet yönetimlerinin ne de, hangikanatta olurlarsa olsunlar, çeşitli devrelerdeki TBMM üyelerinin, çıtlarını çıkartmamışolması, tüyleri diken diken ediyor. Neticede kuvvetli bir şüphenin takip edilmesi, savındoğruluğu anlamına gelmez… Şüphenin, sonuçta, takip edilenin fiilinin, aleyhine ya da lehinesonuçlanacağının müjdesini taşır… Kuvvetli şüphe zail olabilir… Ama birileri, demek oluyorki, hemen hepimizin elini, gerçeklerin anlaşılmasına omuz vermekten ala koyagelmiştir. Okadar ki, söz konusu vebal, tarafımdan kurucu üyesi sıfatını taşıdığım partinin kurultayında,yüze vurulmuştur (https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ , Genel Merkez, 23Temmuz 2020, https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0, Kurultay, 25 Temmuz2020). İlgilileri töhmet altında bırakan hitaplarımın içeriği ise, hiç bir biçimde takibata maruztutulmamıştır… Bütün şu dikkate getirdiklerim itibariyle, şahsen gördüğüm, ilgili tasarrufları,pek muhtemelen farkında olmadan yürürlüğe koyan YSK Değerli Üyelerimizin, üstlerinde,ciddi sorumluluk birikmiş olmaktadır. Sorunu onlar, bir biçimde, işte örneğin kenditasarruflarına dönük bir iade-i muhakeme yolunu açarak çözemezlerse, tarihin, bizimhakkımızda hangi olumsuz değerlendirmeleri karşımıza çıkartacağını, tahmin etmek dahiistemiyorum. Her hal-u kârda, Cumhurbaşkanımızın, YSK Başkanlığımıza, tekrardan CBaday adayı olarak başvurması halinde, YSK Değerli Üyeleri’nin yapacakları her bir tasarrufunTürkiye kamuoyuna ve Dünya kamuoyuna kusursuz anlatılabilir bir berraklıkta gündemegelmesinin tarihî önemini ve gereğini, dikkatlerinize, ortadaki tüm şüphelerin eksiksiz zailolacağı niyazıyla, sunuyorum… Rabbimiz, ulusumuzu, insanlığı, cümle sevdiği kullarını, hertürlü melanetten korusun!..Omuzdaşları adına,-İMZAProf. Dr. Tolga Yarman,Parti Kurucu Üyesi,CHP Kurultay Onur Üyesi

]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.