Samsun’da Sağlık ve Akademik Özgürlük Darbesi: Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a Yönelik Baskılar Devam Ediyor

ÖZEL HABER 18.01.2025 - 14:49, Güncelleme: 18.01.2025 - 14:49 12442 kez okundu.
 

Samsun’da Sağlık ve Akademik Özgürlük Darbesi: Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a Yönelik Baskılar Devam Ediyor

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, sağlık camiasını ve Türkiye’yi sarsan bir skandala imza attı. Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Teşhis ve Tetkik Laboratuvarı, gece yarısı gerçekleştirilen bir baskınla tahrip edildi. Kapılar kırıldı, içindeki değerli tıbbi cihazlar dışarı çıkarılarak laboratuvar kullanılamaz hale getirildi. Ancak bu olayın sadece bir vandalizm vakası olmadığını anlamak için daha derinlere inmek gerekiyor.

Yeşim Tütün Olayın merkezinde, halk sağlığını iyileştirmek için yıllardır özveriyle çalışan ve pek çok çocuğa şifa olan Prof. Dr. Alişan Yıldıran bulunuyor. Yıldıran’ın akademik başarıları, tedavi ettiği yüzlerce hasta ve özellikle "gariban" olarak tanımlanan hastalarla olan ilişkisi, bazı güç odaklarını rahatsız etmiş gibi görünüyor. İddiaya göre, laboratuvarın sorumlusu olan Prof. Dr. Yıldıran’ı hedef alan bu saldırının arkasında, Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen’in usulsüz ihale talepleri ve Yıldıran’ın işini zorlaştıran bürokratik engellemeleri bulunuyor. Daha önce Yıldıran’ı görevden almak isteyen Özgen, bu kez laboratuvarı tahrip ederek onu etkisiz hale getirmeye çalıştı. Yıldıran’ın hastalarına sunduğu tedavi yöntemleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün dayatmalarına karşı, gerçek sağlık politikalarını savunan bir yaklaşımı içeriyor. Bu, bazı çevrelerde büyük rahatsızlık yaratmış durumda. Ancak mesele şu: Bir akademisyenin, tıbbi bir laboratuvarın yok edilmesiyle susturulmaya çalışılması, sağlık alanındaki bilimsel özgürlüğün çiğnenmesidir. Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a uygulanan bu baskı, aslında tüm sağlık sistemine yapılmış bir darbedir. Tıp dünyasında tanınan bir isim olan Yıldıran, sadece akademik kariyerine değil, aynı zamanda halk sağlığına da büyük katkılar sağlamış bir isimdir. Ancak, Yıldıran’ın başarıları ve bağımsız çalışmaları, onu hedef haline getiren bazı güç odakları için tehdit oluşturuyor. İleri sürülen iddialara göre, Yıldıran’ın tedavi yöntemleri, mevcut sağlık politikalarıyla ters düştüğü için engellenmeye çalışılıyor. Ancak, bu tür baskılar, bilimin ve tıbbın gelişmesine değil, geriye gitmesine yol açar. Prof. Dr. Yıldıran’a yapılan bu kumpas, sadece bir profesöre yönelik bir saldırı değildir; bu, halk sağlığına hizmet eden ve bilimsel özgürlüğü savunan herkese yapılmış bir saldırıdır. Sağlık hizmetleri, siyasetin ve çıkar gruplarının oyuncağı olamaz. Bir akademisyenin, kendi işini yapmak için bu denli zulme uğraması, tıp dünyasında büyük bir karanlık dönemi işaret etmektedir. Bugün, Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a sahip çıkmak, yalnızca bir bireyi değil, bağımsız ve tarafsız bir sağlık sistemini savunmak anlamına gelmektedir. Bu olay, tüm hekimlere, akademisyenlere ve sağlık çalışanlarına yapılan bir uyarıdır: Sağlıkta özgürlük ve bilimsel bağımsızlık, herkesin ortak mücadelesidir. Prof. Dr. Yıldıran’a karşı yapılan bu baskı, yalnızca onun değil, tüm halkın sağlığına ve geleceğine yapılmış bir tehdit olarak kaydedilecektir.
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, sağlık camiasını ve Türkiye’yi sarsan bir skandala imza attı. Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Teşhis ve Tetkik Laboratuvarı, gece yarısı gerçekleştirilen bir baskınla tahrip edildi. Kapılar kırıldı, içindeki değerli tıbbi cihazlar dışarı çıkarılarak laboratuvar kullanılamaz hale getirildi. Ancak bu olayın sadece bir vandalizm vakası olmadığını anlamak için daha derinlere inmek gerekiyor.

Yeşim Tütün

Olayın merkezinde, halk sağlığını iyileştirmek için yıllardır özveriyle çalışan ve pek çok çocuğa şifa olan Prof. Dr. Alişan Yıldıran bulunuyor. Yıldıran’ın akademik başarıları, tedavi ettiği yüzlerce hasta ve özellikle "gariban" olarak tanımlanan hastalarla olan ilişkisi, bazı güç odaklarını rahatsız etmiş gibi görünüyor. İddiaya göre, laboratuvarın sorumlusu olan Prof. Dr. Yıldıran’ı hedef alan bu saldırının arkasında, Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen’in usulsüz ihale talepleri ve Yıldıran’ın işini zorlaştıran bürokratik engellemeleri bulunuyor. Daha önce Yıldıran’ı görevden almak isteyen Özgen, bu kez laboratuvarı tahrip ederek onu etkisiz hale getirmeye çalıştı.

Yıldıran’ın hastalarına sunduğu tedavi yöntemleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün dayatmalarına karşı, gerçek sağlık politikalarını savunan bir yaklaşımı içeriyor. Bu, bazı çevrelerde büyük rahatsızlık yaratmış durumda. Ancak mesele şu: Bir akademisyenin, tıbbi bir laboratuvarın yok edilmesiyle susturulmaya çalışılması, sağlık alanındaki bilimsel özgürlüğün çiğnenmesidir. Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a uygulanan bu baskı, aslında tüm sağlık sistemine yapılmış bir darbedir.

Tıp dünyasında tanınan bir isim olan Yıldıran, sadece akademik kariyerine değil, aynı zamanda halk sağlığına da büyük katkılar sağlamış bir isimdir. Ancak, Yıldıran’ın başarıları ve bağımsız çalışmaları, onu hedef haline getiren bazı güç odakları için tehdit oluşturuyor. İleri sürülen iddialara göre, Yıldıran’ın tedavi yöntemleri, mevcut sağlık politikalarıyla ters düştüğü için engellenmeye çalışılıyor. Ancak, bu tür baskılar, bilimin ve tıbbın gelişmesine değil, geriye gitmesine yol açar.

Prof. Dr. Yıldıran’a yapılan bu kumpas, sadece bir profesöre yönelik bir saldırı değildir; bu, halk sağlığına hizmet eden ve bilimsel özgürlüğü savunan herkese yapılmış bir saldırıdır. Sağlık hizmetleri, siyasetin ve çıkar gruplarının oyuncağı olamaz. Bir akademisyenin, kendi işini yapmak için bu denli zulme uğraması, tıp dünyasında büyük bir karanlık dönemi işaret etmektedir.

Bugün, Prof. Dr. Alişan Yıldıran’a sahip çıkmak, yalnızca bir bireyi değil, bağımsız ve tarafsız bir sağlık sistemini savunmak anlamına gelmektedir. Bu olay, tüm hekimlere, akademisyenlere ve sağlık çalışanlarına yapılan bir uyarıdır: Sağlıkta özgürlük ve bilimsel bağımsızlık, herkesin ortak mücadelesidir. Prof. Dr. Yıldıran’a karşı yapılan bu baskı, yalnızca onun değil, tüm halkın sağlığına ve geleceğine yapılmış bir tehdit olarak kaydedilecektir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.