LİMAK'IN AKBELEN'DE YAPTIĞINI, BELEDİYE DATÇA'DA YAPIYOR(!)

ÖZEL HABER 03.08.2023 - 13:08, Güncelleme: 03.08.2023 - 13:12 11383+ kez okundu.
 

LİMAK'IN AKBELEN'DE YAPTIĞINI, BELEDİYE DATÇA'DA YAPIYOR(!)

"Benim savaşım, kavgam Datça Belediyesini özel mülkü zanneden, çiftliği gibi kullanan, at koşturan , Belediyemizi kene gibi emen Datça Belediyesine çöreklenmiş, rantiye şantiye peşinde koşan bir güruh iledir."

Sedat Kaya "Rantiye -şantiye peşinde koşan bir güruh, Datça Belediyesi içersinde elinde tespih, ağzında sigara, koltuğunda bir tomar evrak, küstah ve cüretkar bakışlarla ,göbeğini kaşıyarak belediye kapısını aşındırmakta, belediye içersinde deli danalar gibi dolaşmaktadırlar." "Datça Belediyesi bu haliyle halkın değil, mafya tipli bir güruhun at koşturduğu cirit attığı bir ilkel arenaya dönüşmüştür." "Datça Belediyesi tarihinin hiçbir döneminde bu derece yozlaştırılmamış acizleştirilmemiş, şahsiyetsiz ve seviyesiz duruma düşürülmemiştir." ××× Bu sözler doğma büyüme Datçalı Yusuf Ziya Özalp 'e ait. Kelimesinden, virgülüne kadar katılıyorum. Maalesef yaşanan tam da budur. Belediye meclisine çöreklenmiş, gözü paradan başka bir şey görmeyen rantçı bir grup müteahhit meclis üyesi ve yakın çevresindekiler maalesef Datça'yı pervazsızca yağmalamakta. Limak'ın Akbelen'de yaptığı doğa katliamı, Datça'da bu güruh tarafından yapılmakta. Yüzlerce kaçak bina, bungalow, tiny house, denetlemeyen foseptikler, işgal edilen sahiller, imar çıkacak arsalara çöreklenmeler, yüksek sesli müzik terörü ve daha çok sorun bu zihniyetin ürünü. Bu yağma nedeniyle cennet Datça koşar adım beton mezarlığa dönmekte. Turizm sezonunun en hareketli olduğu bu dönemde otellerin yüzde 50 kapasite ile çalışmasının başlıca nedenlerinden biri de işte bu yozlaşma. Akbelen katliamını takip ettiğim için bu konuları yazmaya zorunlu ara vermiştim. Şimdi yeniden başlıyorum.   Yaklaşık 10 gün önce Datça Belediyesi'ne sorular yöneltmiştim. 10 gün geçti bir cevap gelmedi. O zaman tekrar sorayım.   1-Avukat Ali Kurt, günlerdir şöyle yazıyor; "Datça'da kaçak ve ruhsatsız yapı yapmak fiilen serbest. Belediye ekibi geliyor tutanağı tutuyor, mühürlüyor (trışkadan) encümen idari para cezası ve yıkım kararı alıyor. Tamam bitti. Görev tamam evlere dönelim. Alınan kararların infazı yok. Madem infaz etmeyeceksiniz bu işlemler için boşuna niye emek harcıyor, kamu kaynağı tüketiyorsunuz Sayın belediye başkanı? Ne oldu Ilıca (Taşlık) sahilindeki onlarca kaçak bungalov yıkımı? Göstermelik beş tane kaldırıldı. Bitti mi yani?" Ali Kurt'un bu yazdıklarına bir açıklamanız olacak mı?   2-Datça'nın gözbebeği bakir koylarından Sarı Liman bir Tiny House istilasına uğramış durumda. Bunlara bir işlem yapıldı mı?   3-Anfi kullanan sokak müzisyenlerine karşı gösterilen titizlik, müzik ruhsatı olmayan ya da iptal edilen işletmelere karşı da gösteriliyor mu? Eğer gösteriliyorsa, Eski Datça'da ve Liman'da müzik ruhsatı iptal edilen ya da olmayan işletmeler nasıl oluyor da yüksek desibelli müzik yayınına devam edebiliyor? O bölgelerde oturan insanların onlarca şikayeti neden değerlendirilmiyor? Para cezası kesmekle-ki o cezaların çoğu taksitlendirildi-sorun çözülüyor mu? Datça Belediyesi'nin halkın bu kadar şikayetçi olduğu bir konuda başka yaptırım gücü yok mu? 4-Bir meclis üyeniz evinin bahçesine kaçak havuz yaparsa, herhangi bir işlem yapar mısınız? Müteahhit meclis üyelerinizin inşaatlarını denetliyor musunuz? 5-Datça'da özellikle köylerde birçok yol köstebek yuvası gibiyken, insanlar altyapı diye inlerken, müteahhit meclis üyelerinizin satmak için yaptığı villalara yıldırım hızı ile asfalt yol ve altyapı hizmeti götürülmesi doğal mıdır? 6-Sahiller masa ve şezlong istilasından geçilmez durumda. İnsanlar denize girmekte zorlanıyor. Buralara gerekli denetimler yapılıyor mu? Yapılıyorsa istila hala nasıl devam ediyor.   7-Bir çok koyda foseptik suyunun denize karıştığını bilimsel raporlar kanıtladı. Bu raporlar belediyeye de gidiyor. Bazı koylarda kirlilik zaman zaman normal değerlerin üstüne çıkıyor. Foseptikler denetleniyor mu? Denetleniyorsa ne gibi işlemler yapılıyor?   8-Datça'nın su sorunu ortadayken, çok yer kaçak artezyenlerle delik deşik ediliyor. Bunlara neden izin veriliyor? Bu sorular çoğaltılabilir. Önceki yazımda da belirttiğim gibi, toplumda belediyenin bu konulardaki tutumuyla ilgili olumsuz bir algı var. Çifte standart şikayetleri yoğun. Sorularım cevaplanırsa, kelimesine dokunmadan yayınlayacağımı belirtmek isterim. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Yani günden güne hoyratça betonlaşan bu güzel beldemizi korumak, huzur içinde yaşamak. Cevapları bekliyorum.
"Benim savaşım, kavgam Datça Belediyesini özel mülkü zanneden, çiftliği gibi kullanan, at koşturan , Belediyemizi kene gibi emen Datça Belediyesine çöreklenmiş, rantiye şantiye peşinde koşan bir güruh iledir."
Sedat Kaya
"Rantiye -şantiye peşinde koşan bir güruh, Datça Belediyesi içersinde elinde tespih, ağzında sigara, koltuğunda bir tomar evrak, küstah ve cüretkar bakışlarla ,göbeğini kaşıyarak belediye kapısını aşındırmakta, belediye içersinde deli danalar gibi dolaşmaktadırlar."
"Datça Belediyesi bu haliyle halkın değil, mafya tipli bir güruhun at koşturduğu cirit attığı bir ilkel arenaya dönüşmüştür."
"Datça Belediyesi tarihinin hiçbir döneminde bu derece yozlaştırılmamış acizleştirilmemiş, şahsiyetsiz ve seviyesiz duruma düşürülmemiştir."
×××
Bu sözler doğma büyüme Datçalı Yusuf Ziya Özalp 'e ait.
Kelimesinden, virgülüne kadar katılıyorum.
Maalesef yaşanan tam da budur.

Belediye meclisine çöreklenmiş, gözü paradan başka bir şey görmeyen rantçı bir grup müteahhit meclis üyesi ve yakın çevresindekiler maalesef Datça'yı pervazsızca yağmalamakta.
Limak'ın Akbelen'de yaptığı doğa katliamı, Datça'da bu güruh tarafından yapılmakta.
Yüzlerce kaçak bina, bungalow, tiny house, denetlemeyen foseptikler, işgal edilen sahiller, imar çıkacak arsalara çöreklenmeler, yüksek sesli müzik terörü ve daha çok sorun bu zihniyetin ürünü.

Bu yağma nedeniyle cennet Datça koşar adım beton mezarlığa dönmekte.
Turizm sezonunun en hareketli olduğu bu dönemde otellerin yüzde 50 kapasite ile çalışmasının başlıca nedenlerinden biri de işte bu yozlaşma.
Akbelen katliamını takip ettiğim için bu konuları yazmaya zorunlu ara vermiştim.
Şimdi yeniden başlıyorum.
 
Yaklaşık 10 gün önce Datça Belediyesi'ne sorular yöneltmiştim.
10 gün geçti bir cevap gelmedi.
O zaman tekrar sorayım.
 
1-Avukat Ali Kurt, günlerdir şöyle yazıyor; "Datça'da kaçak ve ruhsatsız yapı yapmak fiilen serbest. Belediye ekibi geliyor tutanağı tutuyor, mühürlüyor (trışkadan) encümen idari para cezası ve yıkım kararı alıyor. Tamam bitti. Görev tamam evlere dönelim. Alınan kararların infazı yok. Madem infaz etmeyeceksiniz bu işlemler için boşuna niye emek harcıyor, kamu kaynağı tüketiyorsunuz Sayın belediye başkanı?
Ne oldu Ilıca (Taşlık) sahilindeki onlarca kaçak bungalov yıkımı? Göstermelik beş tane kaldırıldı. Bitti mi yani?"
Ali Kurt'un bu yazdıklarına bir açıklamanız olacak mı?
 
2-Datça'nın gözbebeği bakir koylarından Sarı Liman bir Tiny House istilasına uğramış durumda.
Bunlara bir işlem yapıldı mı?
 
3-Anfi kullanan sokak müzisyenlerine karşı gösterilen titizlik, müzik ruhsatı olmayan ya da iptal edilen işletmelere karşı da gösteriliyor mu?
Eğer gösteriliyorsa, Eski Datça'da ve Liman'da müzik ruhsatı iptal edilen ya da olmayan işletmeler nasıl oluyor da yüksek desibelli müzik yayınına devam edebiliyor? O bölgelerde oturan insanların onlarca şikayeti neden değerlendirilmiyor? Para cezası kesmekle-ki o cezaların çoğu taksitlendirildi-sorun çözülüyor mu? Datça Belediyesi'nin halkın bu kadar şikayetçi olduğu bir konuda başka yaptırım gücü yok mu?

4-Bir meclis üyeniz evinin bahçesine kaçak havuz yaparsa, herhangi bir işlem yapar mısınız? Müteahhit meclis üyelerinizin inşaatlarını denetliyor musunuz?

5-Datça'da özellikle köylerde birçok yol köstebek yuvası gibiyken, insanlar altyapı diye inlerken, müteahhit meclis üyelerinizin satmak için yaptığı villalara yıldırım hızı ile asfalt yol ve altyapı hizmeti götürülmesi doğal mıdır?

6-Sahiller masa ve şezlong istilasından geçilmez durumda. İnsanlar denize girmekte zorlanıyor. Buralara gerekli denetimler yapılıyor mu? Yapılıyorsa istila hala nasıl devam ediyor.
 
7-Bir çok koyda foseptik suyunun denize karıştığını bilimsel raporlar kanıtladı. Bu raporlar belediyeye de gidiyor. Bazı koylarda kirlilik zaman zaman normal değerlerin üstüne çıkıyor. Foseptikler denetleniyor mu? Denetleniyorsa ne gibi işlemler yapılıyor?
 
8-Datça'nın su sorunu ortadayken, çok yer kaçak artezyenlerle delik deşik ediliyor. Bunlara neden izin veriliyor?

Bu sorular çoğaltılabilir.
Önceki yazımda da belirttiğim gibi, toplumda belediyenin bu konulardaki tutumuyla ilgili olumsuz bir algı var.
Çifte standart şikayetleri yoğun.
Sorularım cevaplanırsa, kelimesine dokunmadan yayınlayacağımı belirtmek isterim.
Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek.
Yani günden güne hoyratça betonlaşan bu güzel beldemizi korumak, huzur içinde yaşamak.
Cevapları bekliyorum.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.