Prof. Dr. Canan Karatay’a Yönelik Linç Kampanyası
Prof. Dr. Canan Karatay’a Yönelik Linç Kampanyası
Son dönemde, Prof. Dr. Canan Karatay, sağlık alanındaki görüşleri ve uyguladığı tedavi yöntemleri nedeniyle hem destekleyenler hem de karşıtları arasında sıkça tartışma konusu oldu. Ancak, son günlerde kendisine yönelik ortaya atılan ciddi suçlamalar, daha geniş bir kamuoyunun ilgisini çekmiş durumda.
Son dönemde, Prof. Dr. Canan Karatay, sağlık alanındaki görüşleri ve uyguladığı tedavi yöntemleri nedeniyle hem destekleyenler hem de karşıtları arasında sıkça tartışma konusu oldu. Ancak, son günlerde kendisine yönelik ortaya atılan ciddi suçlamalar, daha geniş bir kamuoyunun ilgisini çekmiş durumda.
Yeşim Tütün
İddialara göre, Karatay’ın uyguladığı tedavi yöntemleri, bir hastasının ölümüne yol açtı. Bu iddialar, medyada geniş yankı uyandırırken, Karatay'a karşı başlatılan linç kampanyası da hızla büyüdü.
Bu iddialar hakkında, Prof. Dr. Canan Karatay ile yaptığı açıklamada suçlamalara sert bir şekilde karşı çıktı ve savunmasını açıkladı. Karatay, hastasıyla en son 2020 yılında görüştüğünü belirterek, o dönemde tedavi ettiği hastanın 2024 yılında hayatını kaybetmesini, yapılan tedaviyle ilişkilendirmenin mantıklı olmadığını ifade etti. Prof. Dr. Karatay, şunları söyledi:
"Vefat eden hastayı en son 2020 yılında gördüm. Hasta ise 2024 yılında vefat etmiş. Nasıl olur da benim yaptığım tedavi 4 yıl sonra ölüme yol açar?" diyerek, tedavi sürecinin üzerinden uzun bir zaman geçtiğini vurguladı.
Ayrıca, hastasının yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmemesi nedeniyle sağlığının kötüleştiğine de dikkat çeken Karatay, bu tür durumların tedavinin başarısız olmasına yol açabileceğini belirtti. Karatay, hastasına verdiği önerilerin, kısa vadede olumlu etkiler yaratsa da, uzun vadede uygulamaya alınmaması durumunda sağlığın bozulmaya devam edebileceğini belirtti.
"Hasta kötü beslenme ve yaşam koşullarını düzeltmiyordu. Bana geldiği kısa süreli dönemde sağlığını toparlıyordu. Sonra gene bozuluyordu. Ama dediğim gibi 2020’den sonra ne yaptı bilmiyorum."
Prof. Dr. Karatay, tüm bu suçlamalara ve linç kampanyasına karşı, adli süreçte haklılığını ortaya koyacağına inandığını belirtti. 21 Ocak'ta görülecek mahkemede, söz konusu iddiaların asılsız olduğunu ve her birini tek tek çürüteceğini dile getirdi. Ayrıca, savunmasını üstlenecek çok sayıda hukuk profesyonelinin olduğunu belirterek, bu konuda yalnız olmadığını da vurguladı:
"Bu aslı astarı olmayan iddiaları 21 Ocak’taki mahkemede tek tek cevaplayıp çürüteceğim. Türkiye’nin dört bir yanından hukuk hocaları, avukatlar savunmamı üstlenmek istediklerini bildiriyorlar. Hepsine teşekkür ediyorum."
Karatay, kendisine yöneltilen bu suçlamaların arkasında büyük ilaç şirketlerinin bulunduğunu ve bu linç kampanyasının onların çıkarlarını korumaya yönelik bir saldırı olduğuna inandığını belirtti. Prof. Dr. Canan Karatay, sağlık alanındaki alternatif tedavi yöntemleriyle ve özellikle ilaçsız tedaviyle ilgili tavsiyelerinin, ilaç lobisi tarafından hedef alındığını savundu:
"Bana yönelik bu linç kampanyasını yürüten ilaç lobisidir. Biliyorum ve asla yenilmem."
Bu açıklamalar, Prof. Dr. Karatay’ın sağlık alanındaki yaklaşımını ve bu tür linç kampanyalarına karşı nasıl bir duruş sergilediğini gösteriyor. Karatay, tedavi süreçlerinin ve sağlık politikalarının daha geniş bir çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kendi görüşlerini savunmaya devam edeceğini açıkça ifade etti.
Ancak tüm bu açıklamalara rağmen, kendisine yönelik eleştiriler ve linç kampanyalarının önüne geçilip geçilemeyeceği, zamanla şekillenecek bir soru işareti olarak duruyor. Prof. Dr. Canan Karatay’ın savunması, hukuki bir mücadeleye dönüşse de, bu süreçte sağlık ve tedavi yöntemleri konusunda yapılan tartışmaların toplumun genelinde nasıl yankı bulacağı, şüphesiz ki kamuoyunun ilgisini daha da arttıracak.