Prof.Dr. Tolga Yarman'dan Ders Niteliğinde Yanıt!

ÖZEL HABER 03.03.2023 - 15:36, Güncelleme: 03.03.2023 - 16:22 11302+ kez okundu.
 

Prof.Dr. Tolga Yarman'dan Ders Niteliğinde Yanıt!

Ülkemizin geleceğine dair büyük önem taşıyan 2023 seçimlerinde Millet İttifakının 6'lı masa çerçevesinde aday belirlemek adına yaptığı toplantılarında zaman daralmasına rağmen bir sonuç alamaması endişeleri artırıyor. Kısır döngünün nedeninin ise sn.Kılıçdaroğlu'nun adaylık ısrarının olması kulislere yansıyan bilgiler arasında. Ülke geleceğini böylesine etkileyecek bir seçimde ortak paydada buluşmak yerine; kişisel hırsların önde tutularak, halkın çağrılarına kulak tıkayarak aday ben olmalıyım ısrarı ise gerçekten çok düşündürücü!

Konuyla ilgili Prof.Dr. Tolga Yarman'dan görüşünü belirtmesini istedik. Kendisi CHP Kurucu üyesi ve ülkemizin içinde yeraldığı handikapları cesurca  adeta haykırarak anlatıyor ve uyarıyor. Aşağıdaki yazışmalarında yer aldığı yanıtını sizlerle paylaşıyoruz. Yorum değerli okurlarımızın: Sevgili Kemal Kılıçdaroğlu ile, aramızda üç ileti teati edildi.   Bunlardan esasen birincisi benim 6 Nisan 2022'de Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan yazımdır. Bu yazıya Değerli Kemal Kılıçdaroğlu, bir mektupla yanıt verme zerafetini sergiledi. Bu mektuba behemehal yanıt yazdım ve sürecin bizi sürüklemekte olduğu evrede, Cumhurbaşkanlğı'na (CB) aday olmamasını, gidişat itibariyle, adaylığının bir BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi olarak tezahür etmesinden çok  endişe ettiğimi ve ne kadar hakkaniyetsiz olursa olsun, seçimlerden ayrıca kim galip çıkarsa çıksın, Bölgemiz'de, hele işte on yılı aşkın bir süredir yaşanmakta olanlar uzantısında, Türkiye'nin mezhebî olarak yırtılmak istenecek olmasının, projenin onemli bir kesiti olarak çağrıştığını, anlattım...   Ayrıca CB adayımızın nasıl belirlenmesi gerektiğine dair bir yöntem onerdim.   Söz konusu yazıların son ikisi aramızda olarak teati edilmiş olmakla beraber, ebediyete kadar öyle tutulamaz...   Yazıları kamuoyuna, hele bu evrede duyurmayı, görev telakki ediyorum... O kadar böyle ki, korktuğumuz ufak ufak başımıza gelmekte...   Hala geç değil... Herkesi dinliyorsunuz, herkesle helalleşiyorsunuz... Bize, bilim adamlarına, parti emekçilerine, partinin kurucularına neden kulak kabartmıyorsunuz?   Olmakta olanlar endişelerimi arttırıyor...   CHP YÖNETİMİ’NE VE MİLLET İTTİFAKI UNSURLARI’NA ÇAĞRI 31 Mart 2022 Değerli Yöneticiler: Kimi, gayet yerinde bulduğumuz temel eleştirilere karşın, Millet İttifakı’nın kamuoyunda bir umut odağı olduğu vakıadır. Emeklerinizi kutluyoruz… Bu durumda mesele, dağın, ağızdan yel alsın, fare doğurmamasının, teminidir. Her söylemin ve her eylemin ittifaka taşıdığı ve ittifaktan kaçırdığı oylar vardır ki, bu, siyaset sürecinin genel doğası gereğidir. Bir ittifak unsuru; sahte deliller üstüne kurgulanmış olduğu yargı hükmüne raptolmuş; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepesini, tarihte benzeri görülmemiş biçimde, tek bir kurşun atmadan biçmiş ve çakı gibi, masum kere masum subaylarımızı, amirallerimizi, generallerimizi, ordu komutanlarımızı, yıllar boyunca zindanlarda çürütmüş olan, Balyoz ve Ergenekon Davaları’na dönük olarak; “Bu davalara FETÖ’cü hakimler ve savcılar karıştı demek, davaların içi boştur demek, değildir, davalar tekrar görülmelidir”, kabilinden, çok hukuksuz, çok yadırgatıcı, en başta da sürecin kurgusu itibariyle çakma delillere mıhlandığı, şeksiz şüphesiz ortaya çıkmış olup; demek ki, çok hakkaniyetsiz bir savla, gündeme otururken… İttifakın öteki bir unsurunun; şaşırtıcı derecede geç kalmış bir çizgide, “Balyoz mağdurlarıyla helalleşeceğiz”, yönündeki yeni beyanı, yalnızca bir şizofreni peydahlamakla kalmamakta… “Kuru bir helalleşme” yerine, Balyoz ve Ergenekon davalarına, kürek kürek sahte delil yığan, sahte delil üretme merkezleri ve buralarda, sahte delil üreten ajanlar hakkında, aradan, yıllar geçtiği halde, hala daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, tek bir soruşturma önergesi vermemiş olması, söz konusu helalleşme tavrının gayrı samimi olduğu konusunda, ciddi endişeleri celbetmektedir… Benzer örnekler çoktur... Kestirmeden gitmek üzere, bunları sıralamıyoruz… Şu ki işaret ettiğimiz gibi olunca, Millet İttifakı, güven yitirmektedir; giderek, seçmen kaçırmakta, kuvvetlenebilecekken, zayıflamaktadır. Ittifakın bir önderi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde, bilhassa, durum tam da böyledir… CHP Yönetimi, Millet İttifakı’nı, büyüteceğim derken, has evlatlarını, Onlar’la helalleşemeyecek noktada, küstürmektedir!.. Bir defa bu açıdan, CHP Yönetimi’ni, parti içi demokrasiyi göz ardı etmemeye, davet ediyoruz. Kendi içinde demokrat olamayan hiç bir parti, ülkede demokrasinin lokomotifi olamaz… Olacağını iddia ediyorsa, ona kimse inanmaz… Şu anda CHP içindeki parti içi demokrasinin makineleri durmuş vaziyettedir, o kadar böyledir ki, parti içi demokrasiden umutlarını kesen gençler, yükselebilmek için dalkavukluğa başvurma noktasındadırlar… Bu feci tablo bir yana, önümüzde, ihtimal olarak bulunan baskın seçim dahil, olağan seçimle, parti içi kongre seçimlerinin örtüşmemesi için, CHP Yönetimi’nin, daha fazla gecikmeden ve hızlandırılmış bir parti içi seçim takvimini, açıklaması, hayati önem taşımaktadır. Aksi her tavrın maliyeti, çok yönlü, çok yüksektir… Takvim sürecinde, mahalle kongrelerinden başlayarak, bütün kongrelerde, ayrıca yıllara yayılan acılar ve yarılmalar uzantısında düsturlaştırılmış çarşaf liste uygulamasını, alelusul kongre oylamalarla bertaraf etme oyunbazlığına duçar olunmaması, bir o kadar, hayatî önemdedir… Esas hayatî olan, Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemek üzere, bir yöntemin, istişare edilip yürürlüğe konmasıdır… Cumhurbaşkanı adayının telaffuzu, yekten altı çift dudak arasına bırakılmamalıdır. Bırakılırsa, muhakkak düş kırıklıkları yaşanacak ve ittifaktan kopmalar vücut bulacaktır… Millet İttifakı’nın, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesini, ayrıca bir şölene çevirmek, seçimin açık ara kazanılmasının, bir baş koşuludur. Yoksa, iktidar yandaşları, milyarlarca doları piyasaya sürebilecek, hele devlet imkanlarını da arkalarına almışken, geçici bir ekonomik rahatlama peydah edebilecek, bu suretle sandıktan çıkmayı ciddi olarak zorlayabileceklerdir… Bu oyunu bozmanın yolu; Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının, işte altı çift dudağın telaffuzundan, çıkartılması ve millet katında bir siyasi rüzgâr ve coşku, giderek fikrî bir zenginlik oluşturacak olan, bir önyarışmanın mümkün kılınmasından, geçer… Öteki türlü, cumhurbaşkanı adayımızın, içe dönük olarak da, dışa dönük olarak da, gücü, işaret ettiğimiz yarışma uzantısında öne çıkacak cumhurbaşkanı adayının gücünden daha az olacaktır… Başka bir deyişle, belirttiğimiz yöntemle belirlenecek Cumhurbaşkanı adayı, kıyaslanamayacak kadar üst bir kolaylıkla cumhurbaşkanımız olabilecek ve içe dönük olarak da, dışa dönük olarak da, öteki türlü olacak olana kıyasla, çok daha güçlü olacaktır. Aynı çerçevede, “ekmek için ekmel” örneğindeki gibi, dış telkinli ve altı çift dudak arasından çıkacak Cumhurbaşkanı adayı, başımıza hiç aklımıza gelmeyen çoraplar örebilecektir… En çok korkulacak bir musibet; dış odakların, bölgedeki köklü heveslerine odun taşıyacak şekilde, Cumhurbaşkanı, ister Millet İttifakı’ndan çıksın, ister Cumhur İttifakı’ndan… Bölgemiz’de, taa, Saddam’ın 1980’de İran’a saldırtılmasından başlayarak, giderek 2011’de Suriye belasıyla beraber doruğa ulaşmış, mezhep savaşlarıyla, maatteessüf gayet örgülü olarak… Türkiye’yi, bir mezhebi yırtılmaya taşımak isteyebilecek, olmalarıdır… Kamuoyunun, başta da, Millet İttifakı’nın Yöneticileri’nin dikkatine önemle sunuyoruz… Omuzdaşları ve Prof. Dr. Tolga Yarman (CHP Kurultay Onur Üyesi) Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevabı   Ve  Pek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan CHP Kemalcim: 13 Nisan 2022 tarihli mektubuna teşekkür ediyorum... Aramızdaki ciddi görüş ayrılıklarını, davranış eğilim farklılıklarını, bir tarafa bırakıyorum...  Bugünkü CHP'nin kökenindeki Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) 28 kurucusundan biri olmanın, tarihe dönük olarak zihnime yüklediği sorumluluk, bir tarafa, en önce "arkadaşlığımızın" gereği itibariyle, yazıyorum.  I. CB'na adaylığın gündemde. Buna, seni, içeride ve dışarıda teşvik eden, odaklar var. Çoğu; bir defa, benim gördüğüm, gayrı samimi... Aday olursan, keşke yanılsam, katiyen şeçilemeyeceksin... Hile hurda diz boyu olacak... Sığınmacılara oy kullandırılacak... Bütün bunları dahi geçiyorum. Türkiye, adım gibi eminim, dış odaklı stratejilerde mezhebî bir yırtılmaya sürüklenmek ve İran'a karşı Saddamlaştırılmak isteniyor... Yıllardır yazıyor söylüyorum... Bize, TÜMÖD'e, 2 Ağustos 2011'deki ziyaretin sırasında yaptığım sunumda dilim döndüğünce, sana ayrıca, anlatmıştım...  Senin aday olacağın, CB seçiminden - çok hakkaniyetsiz ancak öyle işte - kim çıkarsa çıksın, Türkiye, tam da şer biçimde tasarlandığı şekliyle, "mezhebî bir yırtılmayla" çıkar... "Maksat", ağızdan yel alsın, hasıl olur...  II. Etrafta, bizi çok rahatsız ettiği kadar, inanıyorum seni de çok rahatsız eden, ihtirası yeteneklerinden bilmem kaç karış önde, debelenmeler, çok çirkin biçimde ve gırla gidiyor. Bunları kesmenin bir yolu var. Bu, hiç bir biçimde altı çift dudağın arasından bir CB adayı telaffuz etmek değildir... Bir önyarışmanın önünü açmaktır. Önerimi, soyutta bırakmamak için, 1993'te, SHP Genel Başkanlık Seçimi öncesi, Genel Merkezimiz'e yönelttiğim ve ozamanki Genel Sekreterimiz Sevgili Cevdet Selvi'nin benimsemesiyle uygulanan yönetimi, hatırlatmak isterim.  Buna göre, dört bölge merkezi belirlendiydi: Kocaeli, Ordu, Afyon ve Diyarbakır. Adaylar (Sevgili Murat Karayalçın, Sevgili Aydın Güven Gürkan, nur içinde yatsın, Sevgili Yüksel Çakmur ve ben), gittik, buralarda yarıştık... Son olarak, İl Başkanlarımız Kurultay Öncesi, Ankara'ya geldiğinde, Onlar'ın huzurunda bir daha yarıştık... Kurultay'a böyle gittik... Müthiş bir fikrî zenginlik oldu... Türkiye'de rüzgar estirdik... Coşku doruktaydı... Yöntem elbette ayrıntılandırılabilir... Ancak işte, Türkiye'ye ve bölgeye dönük, giderek Dünyamız'a dönük, diyeceği olanlar, mırın kırın etmenin ötesinde, gelirler, diyeceklerini söylerler... Yoksa (gıyapta kusura düşmeyi kasdediyor olamam, şu ki), yeni bir "Ekmek için Ekmel" vakkasına sıkışırız... Anlatmaya çalıştığım çerçevede, bir siyasi rüzgarı, coşkuyu arkasına alamayan Türkiye'nin, kim seçilirse seçilsin, üstündeki boyunduruğu kopartıp atması, imkansızlaşır...  Maruz bulunduğun etkileri tahmin edebiliyorum... Ama şu dediğime yakın bir şeyi başaramazsak, falımız, korkarım kapalıdır... ** Mektubunu, "Katkılarınızı her zaman bekliyoruz" diye bitirmişsin... Bir defa, ne zaman davet ettin de, icabette kusurumuz, oldu ki :)) ... Her hal-u kârda, ben senden şimdi, omuzdaşlarımız, yurttaşlarımız ve Türkiye adına, anlattığım doğrultuda, yüce bir katkı bekliyorum...  Her ne zaman istersen, buluşmayı, dertleşmeyi, tartışmayı, elbette isterim... Daha önceleri de zikrettim, söylemesi zait, burada, bir evin var... Seni ağırlamaktan elbette çok mutlu oluruz... ** Güzel dileklerle, sevgiyle, saygıyla kucaklıyorum, çok çok öpüyorum... Kardeşin Tolga Yarman Güzel dilekler ve sevgiyle...   Prof. Dr. Tolga Yarman CHP Kurucu Üyesi    
Ülkemizin geleceğine dair büyük önem taşıyan 2023 seçimlerinde Millet İttifakının 6'lı masa çerçevesinde aday belirlemek adına yaptığı toplantılarında zaman daralmasına rağmen bir sonuç alamaması endişeleri artırıyor. Kısır döngünün nedeninin ise sn.Kılıçdaroğlu'nun adaylık ısrarının olması kulislere yansıyan bilgiler arasında. Ülke geleceğini böylesine etkileyecek bir seçimde ortak paydada buluşmak yerine; kişisel hırsların önde tutularak, halkın çağrılarına kulak tıkayarak aday ben olmalıyım ısrarı ise gerçekten çok düşündürücü!

Konuyla ilgili Prof.Dr. Tolga Yarman'dan görüşünü belirtmesini istedik. Kendisi CHP Kurucu üyesi ve ülkemizin içinde yeraldığı handikapları cesurca  adeta haykırarak anlatıyor ve uyarıyor. Aşağıdaki yazışmalarında yer aldığı yanıtını sizlerle paylaşıyoruz. Yorum değerli okurlarımızın:

Sevgili Kemal Kılıçdaroğlu ile, aramızda üç ileti teati edildi.

 
Bunlardan esasen birincisi benim 6 Nisan 2022'de Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan yazımdır. Bu yazıya Değerli Kemal Kılıçdaroğlu, bir mektupla yanıt verme zerafetini sergiledi. Bu mektuba behemehal yanıt yazdım ve sürecin bizi sürüklemekte olduğu evrede, Cumhurbaşkanlğı'na (CB) aday olmamasını, gidişat itibariyle, adaylığının bir BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi olarak tezahür etmesinden çok  endişe ettiğimi ve ne kadar hakkaniyetsiz olursa olsun, seçimlerden ayrıca kim galip çıkarsa çıksın, Bölgemiz'de, hele işte on yılı aşkın bir süredir yaşanmakta olanlar uzantısında, Türkiye'nin mezhebî olarak yırtılmak istenecek olmasının, projenin onemli bir kesiti olarak çağrıştığını, anlattım...
 
Ayrıca CB adayımızın nasıl belirlenmesi gerektiğine dair bir yöntem onerdim.
 
Söz konusu yazıların son ikisi aramızda olarak teati edilmiş olmakla beraber, ebediyete kadar öyle tutulamaz...
 
Yazıları kamuoyuna, hele bu evrede duyurmayı, görev telakki ediyorum... O kadar böyle ki, korktuğumuz ufak ufak başımıza gelmekte...
 
Hala geç değil... Herkesi dinliyorsunuz, herkesle helalleşiyorsunuz... Bize, bilim adamlarına, parti emekçilerine, partinin kurucularına neden kulak kabartmıyorsunuz?
 
Olmakta olanlar endişelerimi arttırıyor...
 

CHP YÖNETİMİ’NE VE MİLLET İTTİFAKI UNSURLARI’NA ÇAĞRI
31 Mart 2022

Değerli Yöneticiler:
Kimi, gayet yerinde bulduğumuz temel eleştirilere karşın, Millet İttifakı’nın kamuoyunda bir
umut odağı olduğu vakıadır. Emeklerinizi kutluyoruz…
Bu durumda mesele, dağın, ağızdan yel alsın, fare doğurmamasının, teminidir.
Her söylemin ve her eylemin ittifaka taşıdığı ve ittifaktan kaçırdığı oylar vardır ki, bu, siyaset
sürecinin genel doğası gereğidir.
Bir ittifak unsuru; sahte deliller üstüne kurgulanmış olduğu yargı hükmüne raptolmuş; Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin tepesini, tarihte benzeri görülmemiş biçimde, tek bir kurşun atmadan
biçmiş ve çakı gibi, masum kere masum subaylarımızı, amirallerimizi, generallerimizi, ordu
komutanlarımızı, yıllar boyunca zindanlarda çürütmüş olan, Balyoz ve Ergenekon
Davaları’na dönük olarak; “Bu davalara FETÖ’cü hakimler ve savcılar karıştı demek,
davaların içi boştur demek, değildir, davalar tekrar görülmelidir”, kabilinden, çok hukuksuz,
çok yadırgatıcı, en başta da sürecin kurgusu itibariyle çakma delillere mıhlandığı, şeksiz
şüphesiz ortaya çıkmış olup; demek ki, çok hakkaniyetsiz bir savla, gündeme otururken…
İttifakın öteki bir unsurunun; şaşırtıcı derecede geç kalmış bir çizgide, “Balyoz mağdurlarıyla
helalleşeceğiz”, yönündeki yeni beyanı, yalnızca bir şizofreni peydahlamakla kalmamakta…
“Kuru bir helalleşme” yerine, Balyoz ve Ergenekon davalarına, kürek kürek sahte delil yığan,
sahte delil üretme merkezleri ve buralarda, sahte delil üreten ajanlar hakkında, aradan, yıllar
geçtiği halde, hala daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, tek bir soruşturma önergesi
vermemiş olması, söz konusu helalleşme tavrının gayrı samimi olduğu konusunda, ciddi
endişeleri celbetmektedir…
Benzer örnekler çoktur... Kestirmeden gitmek üzere, bunları sıralamıyoruz… Şu ki işaret
ettiğimiz gibi olunca, Millet İttifakı, güven yitirmektedir; giderek, seçmen kaçırmakta,
kuvvetlenebilecekken, zayıflamaktadır.
Ittifakın bir önderi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde, bilhassa, durum tam
da böyledir…
CHP Yönetimi, Millet İttifakı’nı, büyüteceğim derken, has evlatlarını, Onlar’la
helalleşemeyecek noktada, küstürmektedir!..
Bir defa bu açıdan, CHP Yönetimi’ni, parti içi demokrasiyi göz ardı etmemeye, davet
ediyoruz. Kendi içinde demokrat olamayan hiç bir parti, ülkede demokrasinin lokomotifi
olamaz… Olacağını iddia ediyorsa, ona kimse inanmaz… Şu anda CHP içindeki parti içi
demokrasinin makineleri durmuş vaziyettedir, o kadar böyledir ki, parti içi demokrasiden
umutlarını kesen gençler, yükselebilmek için dalkavukluğa başvurma noktasındadırlar…

Bu feci tablo bir yana, önümüzde, ihtimal olarak bulunan baskın seçim dahil, olağan seçimle,
parti içi kongre seçimlerinin örtüşmemesi için, CHP Yönetimi’nin, daha fazla gecikmeden ve
hızlandırılmış bir parti içi seçim takvimini, açıklaması, hayati önem taşımaktadır. Aksi her
tavrın maliyeti, çok yönlü, çok yüksektir…
Takvim sürecinde, mahalle kongrelerinden başlayarak, bütün kongrelerde, ayrıca yıllara
yayılan acılar ve yarılmalar uzantısında düsturlaştırılmış çarşaf liste uygulamasını, alelusul
kongre oylamalarla bertaraf etme oyunbazlığına duçar olunmaması, bir o kadar, hayatî
önemdedir…
Esas hayatî olan, Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemek üzere, bir yöntemin, istişare edilip
yürürlüğe konmasıdır… Cumhurbaşkanı adayının telaffuzu, yekten altı çift dudak arasına
bırakılmamalıdır. Bırakılırsa, muhakkak düş kırıklıkları yaşanacak ve ittifaktan kopmalar
vücut bulacaktır… Millet İttifakı’nın, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesini, ayrıca bir
şölene çevirmek, seçimin açık ara kazanılmasının, bir baş koşuludur. Yoksa, iktidar
yandaşları, milyarlarca doları piyasaya sürebilecek, hele devlet imkanlarını da arkalarına
almışken, geçici bir ekonomik rahatlama peydah edebilecek, bu suretle sandıktan çıkmayı
ciddi olarak zorlayabileceklerdir…
Bu oyunu bozmanın yolu; Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının, işte altı çift dudağın
telaffuzundan, çıkartılması ve millet katında bir siyasi rüzgâr ve coşku, giderek fikrî bir
zenginlik oluşturacak olan, bir önyarışmanın mümkün kılınmasından, geçer…
Öteki türlü, cumhurbaşkanı adayımızın, içe dönük olarak da, dışa dönük olarak da, gücü,
işaret ettiğimiz yarışma uzantısında öne çıkacak cumhurbaşkanı adayının gücünden daha az
olacaktır… Başka bir deyişle, belirttiğimiz yöntemle belirlenecek Cumhurbaşkanı adayı,
kıyaslanamayacak kadar üst bir kolaylıkla cumhurbaşkanımız olabilecek ve içe dönük olarak
da, dışa dönük olarak da, öteki türlü olacak olana kıyasla, çok daha güçlü olacaktır.
Aynı çerçevede, “ekmek için ekmel” örneğindeki gibi, dış telkinli ve altı çift dudak arasından
çıkacak Cumhurbaşkanı adayı, başımıza hiç aklımıza gelmeyen çoraplar örebilecektir…
En çok korkulacak bir musibet; dış odakların, bölgedeki köklü heveslerine odun taşıyacak
şekilde, Cumhurbaşkanı, ister Millet İttifakı’ndan çıksın, ister Cumhur İttifakı’ndan…
Bölgemiz’de, taa, Saddam’ın 1980’de İran’a saldırtılmasından başlayarak, giderek 2011’de
Suriye belasıyla beraber doruğa ulaşmış, mezhep savaşlarıyla, maatteessüf gayet örgülü
olarak… Türkiye’yi, bir mezhebi yırtılmaya taşımak isteyebilecek, olmalarıdır…
Kamuoyunun, başta da, Millet İttifakı’nın Yöneticileri’nin dikkatine önemle sunuyoruz…

Omuzdaşları ve Prof. Dr. Tolga Yarman (CHP Kurultay Onur Üyesi)

Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevabı


 

Ve 

Pek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu
Genel Başkan
CHP

Kemalcim:
13 Nisan 2022 tarihli mektubuna teşekkür ediyorum... Aramızdaki ciddi görüş
ayrılıklarını, davranış eğilim farklılıklarını, bir tarafa bırakıyorum...  Bugünkü
CHP'nin kökenindeki Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) 28 kurucusundan biri
olmanın, tarihe dönük olarak zihnime yüklediği sorumluluk, bir tarafa, en önce
"arkadaşlığımızın" gereği itibariyle, yazıyorum. 
I. CB'na adaylığın gündemde. Buna, seni, içeride ve dışarıda teşvik eden, odaklar
var. Çoğu; bir defa, benim gördüğüm, gayrı samimi... Aday olursan, keşke yanılsam,
katiyen şeçilemeyeceksin... Hile hurda diz boyu olacak... Sığınmacılara oy
kullandırılacak... Bütün bunları dahi geçiyorum. Türkiye, adım gibi eminim, dış odaklı
stratejilerde mezhebî bir yırtılmaya sürüklenmek ve İran'a karşı
Saddamlaştırılmak isteniyor... Yıllardır yazıyor söylüyorum... Bize, TÜMÖD'e, 2
Ağustos 2011'deki ziyaretin sırasında yaptığım sunumda dilim döndüğünce, sana
ayrıca, anlatmıştım...  Senin aday olacağın, CB seçiminden - çok hakkaniyetsiz
ancak öyle işte - kim çıkarsa çıksın, Türkiye, tam da şer biçimde tasarlandığı
şekliyle, "mezhebî bir yırtılmayla" çıkar... "Maksat", ağızdan yel alsın, hasıl olur... 
II. Etrafta, bizi çok rahatsız ettiği kadar, inanıyorum seni de çok rahatsız eden, ihtirası
yeteneklerinden bilmem kaç karış önde, debelenmeler, çok çirkin biçimde ve gırla
gidiyor. Bunları kesmenin bir yolu var. Bu, hiç bir biçimde altı çift dudağın arasından
bir CB adayı telaffuz etmek değildir... Bir önyarışmanın önünü açmaktır. Önerimi,
soyutta bırakmamak için, 1993'te, SHP Genel Başkanlık Seçimi öncesi, Genel
Merkezimiz'e yönelttiğim ve ozamanki Genel Sekreterimiz Sevgili Cevdet Selvi'nin
benimsemesiyle uygulanan yönetimi, hatırlatmak isterim.  Buna göre, dört bölge
merkezi belirlendiydi: Kocaeli, Ordu, Afyon ve Diyarbakır. Adaylar (Sevgili Murat

Karayalçın, Sevgili Aydın Güven Gürkan, nur içinde yatsın, Sevgili Yüksel Çakmur ve
ben), gittik, buralarda yarıştık... Son olarak, İl Başkanlarımız Kurultay Öncesi,
Ankara'ya geldiğinde, Onlar'ın huzurunda bir daha yarıştık... Kurultay'a böyle gittik...
Müthiş bir fikrî zenginlik oldu... Türkiye'de rüzgar estirdik... Coşku doruktaydı...
Yöntem elbette ayrıntılandırılabilir... Ancak işte, Türkiye'ye ve bölgeye dönük, giderek
Dünyamız'a dönük, diyeceği olanlar, mırın kırın etmenin ötesinde, gelirler,
diyeceklerini söylerler... Yoksa (gıyapta kusura düşmeyi kasdediyor olamam, şu ki),
yeni bir "Ekmek için Ekmel" vakkasına sıkışırız... Anlatmaya çalıştığım çerçevede, bir
siyasi rüzgarı, coşkuyu arkasına alamayan Türkiye'nin, kim seçilirse seçilsin,
üstündeki boyunduruğu kopartıp atması, imkansızlaşır... 
Maruz bulunduğun etkileri tahmin edebiliyorum... Ama şu dediğime yakın bir şeyi
başaramazsak, falımız, korkarım kapalıdır...
**
Mektubunu, "Katkılarınızı her zaman bekliyoruz" diye bitirmişsin... Bir defa, ne zaman
davet ettin de, icabette kusurumuz, oldu ki :)) ... Her hal-u kârda, ben senden şimdi,
omuzdaşlarımız, yurttaşlarımız ve Türkiye adına, anlattığım doğrultuda, yüce bir katkı
bekliyorum... 
Her ne zaman istersen, buluşmayı, dertleşmeyi, tartışmayı, elbette isterim... Daha
önceleri de zikrettim, söylemesi zait, burada, bir evin var... Seni ağırlamaktan elbette
çok mutlu oluruz...
**
Güzel dileklerle, sevgiyle, saygıyla kucaklıyorum, çok çok öpüyorum...
Kardeşin
Tolga Yarman

Güzel dilekler ve sevgiyle...
 
Prof. Dr. Tolga Yarman
CHP Kurucu Üyesi

 


 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.