Sanayileşme ve şehirleşme de kirlilik... Trakya'ya 'Hıfzıssıhha gerek
Sanayileşme ve şehirleşme de kirlilik... Trakya'ya 'Hıfzıssıhha gerek
Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Murat Sevgi sanayileşmenin çok yoğun olduğu Trakya’da şehirleşmenin de büyük bir hızla geliştiğini; bunun da içinden çıkılamayacak derecede oluşan sorunlar yumağını hızla büyüttüğüne dikkat çekti.
Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Murat Sevgi sanayileşmenin çok yoğun olduğu Trakya’da şehirleşmenin de büyük bir hızla geliştiğini; bunun da içinden çıkılamayacak derecede oluşan sorunlar yumağını hızla büyüttüğüne dikkat çekti.
Murat Sevgi yaptığı açıklamada özellikle Türkiye’nin en yoğun nüfus ve sanayi bölgelerinden biri olan Tekirdağ’da, çevre, sağlık, gıda, hayvancılık, tarım, hava, su, toprak ile ilgili ne varsa dokunacak, müdahale edecek, tahliller yapacak, bilimsel çalışmalara destek verecek, araştıran, soruşturan bir Hıfzıssıhha kurumuna; ‘başkanlık’, ‘enstitü’ ya da ‘müdürlük’ çatısı altında ihtiyaç olduğunun altını çizdi:
Fotoğraf: Dengesende
Binlerce sanayi tesisini bir noktaya odakladığınızda o tesislerin her biri temel sorunlarını işletme içerisinde çözmek zorunda. İşletme içerisinde çözülemeyen sorunlar dışarı taşıyor. Benzer durumda çok sayıda işletme dip dibe olduğu için o odakta sorunlar yumağı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Nedir bu sorunlar?
En başta personel sorunları var. İşçi haklarından vasıflı eleman sorununa, çalışanların ailelerinden çocukların eğitim sorununa kadar her şey sorun.
Sonrasında işletmeden kaynaklanan sorunlar var. Enerji sorunu, kaynakların kontrolsüz kullanımı, toprak, su, hava kirliliği, atıklar... Bunların hepsi doğru planlanmadığı ya da plan olsa bile uygulanmadığı zaman büyük sorun.
İstanbul’un iki sınırında da çarpık sanayileşme sorunları var. Doğusunda Gebze-Kocaeli bölgesinde de batısında Çerkezköy-Çorlu bölgesinde de bu çarpıklık yollarda dolaşan herkesin gözüne çarpıyor.
Çorlu-Çerkezköy-Ergene üçgeninin çevresine odaklanmış bir kirlilik sarmalı bölgede yaşayan başta insan yerleşimleri olmak üzere her türlü canlıya zarar veriyor. Sadece insana da değil, tarımdan doğaya zarar veriyor. Su kaynaklarından toprak kaynaklarına kadar her şeye zarar veriyor. En önemlisi de etkisi en kısa sürede görülen şey olan hava. Başta sanayi bacalarından kaynaklanan zehirler, sanayi tesislerinin işletme sahasından yayılan zehirler, derelere boca edildikten sonra derelerden buharlaşan zehirler, kimyasal kokuları, plastik kokuları ve atık kanalına dönüşmüş derelerden yükselen kötü koku ile temas eden herkes, her şey zarar görüyor.
YETKİLİLER NEREDE?
Kanallar vasıtasıyla derelere deşarj edilen sıvı atıklar, işletme sahasından ve bacalardan yayılan gaz atıklar bölgede yaşayanların en büyük kabusu. “Zehir soluyoruz” diye çırpınan sosyal medyada paylaştıklarıyla kalan tepkiler, kurumların birkaç ceza haberi ile yatıştırılmaya çalışılıyor ama cezalar suçu engellemiyor.
İşi denetleme olan bir kuruma ihtiyaç var. Denetim, kontrol, izleme, uyarma, ceza kesme gibi işlevleri olan; sağlığı, çevreyi, havayı, suyu, toprağı, yaşam kalitesini her şeyin üzerinde tutan bir kuruma ihtiyaç var.
İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin en yoğun nüfus ve sanayi bölgelerinden biri olan Tekirdağ’da, çevre, sağlık, gıda, hayvancılık, tarım, hava, su, toprak ile ilgili ne varsa dokunacak, müdahale edecek, tahliller yapacak, bilimsel çalışmalara destek verecek, araştıran, soruşturan bir Hıfzıssıhha kurumuna; ‘başkanlık’, ‘enstitü’ ya da ‘müdürlük’ çatısı altında ihtiyaç var.
Murat SEVGİ
Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi