A.Baybars Göğez
Köşe Yazarı
A.Baybars Göğez
 

AREL ÜNİV. İLE İBB- İPA KENTSEL TARIM KONGRESİ

GİRİŞ Çok sık rastlanmayan, ilgi odağım Kentsel Tarım konulu bu kongreyi yazmasam olmazdı. Farklı bakış açılarıyla ikinci ve üçüncü yazılar da yazabilirim. İncelediğim akademik raporlar, projeler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait paylaşımlarda, Kırsal ve Kentsel tarım konusunda tarif karmaşası olduğunu görüyorum. Daha net ifadeyle, KIRSAL TARIM anlatılırken bir anda KENTSEL TARIMA geçiliyor. Çoğunlukla Belediyeler- Yerel Yönetimler odağındaki yazı ve projelerde KENTSEL TARIM anlatılarak başlayan açıklamalar bir anda KIRSAL TARIM konusuna evriliyor. Sadece tarif eksikliği kaynaklı mı? Bence değil. “Sahada karşılığı olmadan masa başı Akademik çalışma, Ekonomik değilse başarısı tartışılır” savı ihmal mi ediliyor! Para Kredi Koordinasyon Kurulu kararı! “Proje hibeleri haricindeki geri ödemeler, proje akademik yönden başarılı ancak, ekonomik yönden başarısızsa geri istenmez.!” Tamam araştırmacıları üzüp moralini bozmayalım.! Her araştırma projesi başarılı olmak zorunda da değil ancak, başarıyı cezalandırıp başarısızlığa övgü değil mi bu yaklaşım.! Üniversite kütüphane raflarında sayısız tezler- akademik yayınlar- projeler var. Akademik anlamda başarılı bulunsalar hatta yazanlara akademik unvan kazandırsalar da çok azı ticarileşiyor. Sorunun kaynağı yeterince araştırılıyor mu? Bu amaca hizmet eden Sanayi Bakanlığı SANTEZ- Sanayi Özel Sektör İşbirliği veya Sanayi Tezleri programı 2014’de Tubitak’a devredildi. 2017’de destekler başlamıştı. Nasıl gidiyor.! Üniversitelerin bu dokümanlar ve kaynaklarına girişimciler kolay ulaşabiliyor mu? Bazı fuar ve tanıtım günleri yapılıyor ama sonuç alınabiliyor mu? Yoksa Melek yatırımcı ve Risk Sermayesi şirketlerine ulaşabilenler daha mı şanslı? Tanıtım ve dış dünya ile iletişim eksikliği var gibi geliyor bana. Konumuz Yerel yönetimler olduğu için çıkıyorum buradan.! KONGRE; 16- 17 Kasım 2023’de İBB- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, İBB- İPA- İstanbul Planlama Ajansı ile Arel Üniversitesinin ana paydaşı olduğu “Yerel Yönetimler, Gıda Güvencesi ve Kentsel Tarım: Küresel ve Ulusal Seçenekler” temalı Ulusal Kongre, İPA Florya Kampüsünde gerçekleşmiş. Kongreye İBB Halk Ekmek ve İstanbul Yönetim Yenileme AŞ. (İSYÖN) destek sağlayarak katkıda bulunmuş. “Miş- muş” diyorum çünkü benim de sonradan haberim oldu. Akademisyen değilim ancak, Kırsal kalkınma ve cazibe merkezleri yaratma projesi KÖYKENT’e alternatif, KENTKÖY modelini ortaya koydum. İBB Kültür AŞ İstanbul Kitapçısı yetkililerine ulaştım ama geri dönüş olmadı. Yerel Yönetimler hakkındaki beş (5) kaynak kitabıma İBB ve çoğu belediyenin ilgi duymadığı gibi. Okunmayınca, Sayıştay hata bulmaya devam ediyor! İBB’de yaklaşık 500 Daire başkanlığı, Müdürlük ve Üst yöneticiye gerekli başucu kitaplarını hediye etmem bekleniyorsa, kusura bakmasınlar öyle bir bütçem yok. Belki hediye etmediğim için kızıp davet etmediler.! KENTKÖY modeli; “Kent çeperlerinde Yerinde Üret ve Tüket ile temel gıda ürünlerini ölçek ekonomisine uygun ve Ekolojik şartlarda, Kentsel ve Bölgesel Kalkınmaya katkıda bulunarak, ihracat hedefli üretmektir.” Yerel yönetim ve mülki idarelerin, İhtisas Kooperatifleri, Birlikleri ve Köylerle ortak projeler yapması hedefleniyor. Kongre katılımcılarından dostum Dr. Levent UZUNÇIBUK kongre kitapçığını paylaştı. Toplantı sonuç raporu hakkında görüş ve düşüncelerimi aşağıda paylaşacağım. https://usam.arel.edu.tr/kongre-sonuc-raporu/ İBB, İPA ve AREL Üniversitesini bu kongre için kutluyorum. Kentsel Tarım temalı fazla örnek göremiyoruz. İPA Özel Oturumunda; İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi Genel Çerçevesi, Stratejik Planda Kırsal Alanlar ve Tarım Politikaları ile Stratejik Plan Çalışmalarında Gıda Politikaları sunumları yapılmış. https://vizyon2050.istanbul/ İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi Genel Çerçevesinde; 7 tema altında 38 amaç belirlenmiş. İPA yetkilileri “Kentsel Tarım ve Gıda Güvencesi” kongresi düzenlese de, 2050 vizyonu içinde bu başlıklara yer vermeyip, Yerinde Üretip Tüketmek, Ekolojik Tarım ve Bölgesel Kentsel Kalkınmayı yok saymış. Bence “8’nci tema ve en az 4 adet amaç” belirleyip, İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesini güncellemekte yarar var. Burada olmayıp, hazırlanacak 2024- 2028 Strateji Planına koyulursa, Stratejik bakış ve anlam bütünlüğü eksik kalabilir. Belediyeler Özel oturumunda İBB, ABB- Ankara BB, Antalya BB, İZBB- İzmir BB ve Tekirdağ BB temsilcilerince kentsel tarım uygulamalarına ilişkin uygulamalar sunulmuş. NOT: Davet edilmedim diye yakınırken, meğer 30 BB’den sadece beş (5) CHP’li BB katılmış.! KONGRE SONRASI TESPİTLER VE DEĞERLENDİRMELER (Anladığım şekilde sadeleştirdim.) 1. Dünya ve ülkemizde iklim değişikliği, çevresel sorunlar, çatışmalar, doğal afetler, hızlı/ çarpık kentleşme ile tarım alanlarının daralması ve ekonomik krizlerle gıda fiyatları artmakta, bozulan tedarik zinciri gıdaya güvenceli erişimi ciddi şekilde sınırlamaktadır. 2. BM sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden büyük kısmı doğrudan ve dolaylı tarımsal faaliyetlerle ilişkilidir. Yoksulluk ve açlığa son verilmesi istenen düzeye ulaşamamış, gıdaya güvenceli erişim hala yetersizdir. 3. Gıdanın stratejik önemi nedeniyle tarım; merkezi ve yerel yönetimlerin koordinasyonuyla ele alınmalıdır. 4. Gıda planlaması ve kendine yeterliliğin arttırılması stratejilerine öncelik verilmelidir. 5. Stratejiler belirlenirken dinamik bir mevzuat sistemi ile yerel tohum bankaları oluşturulup yasa ile güvence altına alınmaları gerekir. 6. Ekonomik ve sağlıklı gıdaya ulaşmak için kent çeperlerindeki tarımsal alanların, başta yapılaşma olmak üzere çoklu nedenlere bağlı olarak azalması gıda güvencesi üzerine olumsuz etkiler yapmaktadır. 7. Kentlerin tarıma yönelik teşkilatlanma süreçleri ile kalkınma stratejilerinin uyumu, uygulamada başarının ve kentler arasındaki gıda bağımlılığının azaltılmasının ön koşuludur. 8. Yerel kooperatifler, kooperatiflerin örgütlenmesi ve faaliyetlerinin yürütülmesi mevzuatı geliştirilmeli. 9. Uzak tarım alanlarından büyük kentlere, gıda enflasyonu nedeni olan nakliye/ tedarik etkisi azaltılmalı. 10. Birçok ülke ve Türkiye’de artan girdi maliyetleri ile iş gücü eksikleri kırsal tarımı olumsuz etkiliyor. 11. Çayır ve meraların iyileştirilmesi ile hayvancılığın tarımsal faaliyetlerdeki yeri önemlidir. 12. Kentsel tarımla gıda ihtiyacının ekonomik ve sağlıklı karşılanabilme seçenekleri çalışılmalıdır. 13. Dünya’da kentsel tarım 21. yüzyılda ilgi çekmeye başlamıştır. ABD, Avustralya, Singapur ve AB ülkeleri uygulamaları ile yasal düzenlemeleri ve teşvik sistemleri dikkat çekmektedir. 14. Kentsel tarımda topluluk bahçeleri, çatı bahçeciliği, dikey tarım, kamu kurum ve kuruluş yerleşkelerinde tarımsal uygulamalar, balkon ve teras sebzeciliği, sitelerin ortak alan uygulamaları dikkat çeken örneklerdir. 15. Kentsel tarım, gıda yetiştiriciliği ötesinde kent sakinlerinin gıda, tarım ve doğa ile etkileşim sağlanmasına yardım ederken gıda vatandaşlığını ve ortak yaşam kültürünü desteklemektedir. 16. Kentsel tarımda Ziraat- gıda mühendisliği, şehir- bölge planlama, mimarlık, coğrafya, siyaset bilimi ve kamu yönetimi gibi disiplinler bir arada çalışıp, sorunların çözümünde ortak aklı ön plana çıkarmalıdır. 17. Farklı yerel yönetim, kamu kuruluşları, şirketler, üniversiteler, kooperatifler ve STK’ların kentsel tarım örnekleri var. Ulusal- yerel mevzuat düzenlenir, teşvik edilirse gıda güvencesine katkı potansiyeline sahiptir. 18. En iyi uygulamalar seçilerek görünürlüğünün artırılması ve deneyim aktarımı, başarıda önemlidir. 19.Bu itibarla kentsel tarım ulusal mevzuatta yer alıp, yerel yönetim planlarına dâhil edilmelidir. 20. Dünya’daki gibi, Türkiye bütüncül bir politika belirleyerek; akademik çalışmaların artarak devamının, üniversiteler, yerel yönetimler, özel sektör ve STK etkileşiminin artırılması gerektiği değerlendirilmiştir. YOL HARİTASI Yukarıda belirtilen tespitlerle Kongre ortakları, aşağıdaki yol haritasını uygulanmasına karar vermiştir. 1. İstanbul Arel Üniversitesince “Gıda Güvencesi – Kentsel Tarım“ ismiyle web portal oluşturulacaktır. https://usam.arel.edu.tr/yerel-yonetimler-gida-guvencesi-ve-kentsel-tarim-kuresel-ve-ulusal-secenekler/ 2. Kongre Düzenleme Kurulu ve Bilim Kurulunda yer alan, bildiri sunan akademisyenler, araştırmacılar ve uzmanlar; konuyla ilgili kurum- kuruluş, sektör ve STK’lar ile gönüllülerden etkileşim ağı kurulacaktır. Ağ kongreye katılamayan ancak konu ile ilgili çalışmalar yapan isteklilerin katılımına açık olacaktır. 3. Kongrede tespit edilen hususlarla ilgili seri çalıştaylar başlatılacaktır. Dört çalıştay aşağıya çıkarılmıştır. Çalıştay-1: Kentsel Tarım Mevzuatı Çalıştay-2: Türkiye’de Kentsel Tarım Mevzuatı için yapılması gerekenler. Çalıştay-3: Dünya’dan Kentsel Tarım Uygulamaları Çalıştay-4: Türkiye’den Kentsel Tarım Uygulamaları TOPLANTI SONUÇ BİLDİRGESİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİM Toplantının adı YEREL YÖNETİMLER GIDA GÜVENCESİ VE KENTSEL TARIM olup, Küresel Ve Ulusal boyutta ele alındığı/ alınması gerektiği anlaşılıyor. En azından ben öyle anladım ve yorumlarımı bu bakışla yapacağım. GİRİŞ paragrafında ifade ettiğim gibi SONUÇ BİLDİRGESİ’nin Kırsal ve Kentsel Tarım tarifi net değil. Büyükşehirler kentsel tarım yerine kırsal tarımdan sorumluymuş gibi incelenmiş. Nedeni BB’nin 6360 Sy. kanun ile mülki sınırdan sorumlu olması ve İl Özel İdaresinin feshi galiba. 2011’de Sulama Birlikleri de belediyelerden alınıp, DSİ’ye devredildi. Çoğuna elektrik borcu nedeniyle kayyum atandı. Birçok belediye Sulama Koop. ile ortak proje yapıp RES- GES kurdu. Çok da başarılı sonuçlar alındı. Akademik sorumluluk gereği, bu tür hatalı kararların sonuçları daha güçlü ifade edilebilirdi diye düşünürüm. İBB- İPA organize etse de, Küresel ve Ulusal boyutta; Gıda Güvencesi ve Kentsel Tarım yerine, sadece Büyükşehir ve bağlı ilçeler değerlendirilmiş. 922 ilçenin yarısı İL belediyelerinin ilçesi ve 390 adet belde belediyesi var. Ben de 6360 sayılı yasanın sakıncalı tarafları olduğuna katılıyorum. 51 il ve ilçelerinde İL ÖZEL İDARE mevcut olup, Kırsal tarım ve kalkınma çalışmaları yapıyorlar. Yeterince sorgulanıp karşılaştırılmamış. KENT- KOOPERATİFÇİLİĞİ tanımı altında (KENTKÖY- İhtisas Kooperatifi- Birlikleri olarak tanımlıyorum) çok değerli bildiriler okudum. Toplantı sonuç bildirgesinde yer almasa da, Kent Koop. SONUÇ bölümü değerlendirmeleri çok kıymetli. Özet olarak aşağıda paylaştım. Gıda güvenliği dile getirilirken, kentlerdeki Karbon ayak izi sorunu nedeniyle, Ekolojik- Organik üretim ve karşılaşılması muhtemel engeller üzerinde durulmamış. Hatta bu sorun görmezden gelinmiş. Md. 6’da yapılaşmayla kent çeperlerinde tarımsal alanların azaldığından bahsedilmiş. Çatalca- Silivri- Tuzla vb. bacalı sanayi ağırlıklı ilçelerdir. İBB mülki sınırlarında yer alan, İstanbul merkezine yakın Karbon ayak izine sahip böyle ilçeler mi çeper kabul edilmeli? Neredeyse hiç bacalı sanayi olmayan, doğal ortamıyla Karbon nötr seviyesine yakın, deniz ve karadan 1 saat uzaklıkta Armutlu- Çınarcık- Termal- Trakya ovaları mı kent çeperi? İBB- Bursa- Kocaeli BB karbon ayak izini azaltmak Akademik çevrelerin sorumluluğu değil. Dolayısıyla ekolojik üretim için tercihimiz doğal ekolojik bölgeler olmalı. İstanbul ölçeğinde ele alalım. Kent içi ve civarında çatı ve hobi bahçeleri, hastaneler ve kamu kurum bahçeleri, balkon ve teras sebzeciliği ile BB merkez ilçelerinin boş alanlarında yapılacak kentsel tarım, gıda enflasyonunu düşürüp, sofraya- tezgaha güvenli ve yeterli miktarda gıda sağlayabilir mi? Gıdaya erişim için olması gereken çözüm bu mudur? Uzak tarım alanlarından büyük kentlere tarımsal ürünlerin gelişi bu yöntemle engellenebilir mi? Kentlilerin sağlıklı, uygun fiyatlı ve ekolojik gıdaya erişimi için, ölçek ekonomisine uygun, dikey tarım ve ihracat hedefli Kentsel Tarım yapılırsa; fiyatların düşmesi, katma değerli ürünler elde edilmesi ve işsizliğin azalarak Yerelde/ Bölgesel kalkınma için daha uygun olmaz mı? Kentsel tarımı, kırsal tarımın bir parçası gibi görerek, Ulusal Kalkınma modeli hayali kuruluyor. Kırsal nüfus %6- 7, üretim yapan %2-3 kalmış. Kentsel tarımda Yerel yönetim, Mülki idareyle koordine ederek, ölçek ekonomisine uygun ve ihracat hedefli Ekolojik Tarımsal Üretimi gerçekleştirmeli. Kırsalda, Ekolojik Tarımsal Üretim modeli benimsenince, EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA modeli de gerçekleşmiş olur. ULUSAL KALKINMA hedefine ulaşmak için bu kademeler kurulmalıdır. Bunca yıldır Kırsal kalkınmayı konuşup, köyleri cazibe merkezi yaparak, Kentsel tarım ve Bölgesel kalkınmayı görmezden gelerek ülkeyi kalkındırmaya çalışıyoruz. Arada kademeler eksik olunca gerçekleşmiyor. (Benim görüşümdür.) YOL HARİTASINA uygun olarak web portalı oluşturulmuş. Dünya ve Türkiye’den Kentsel tarım uygulamaları yanında, İBB tarafından geleceğin Kentsel Tarım simülasyonları konulu bir çalışma planlanabilirdi. Bazıları yazılı metin olması yanında görsel uygulamalarla daha kolay anlıyor. Örnek; Londra’nın 34 m altında eski tünellerinde Kentsel Tarım yapmak gib.! Yenikapı- Kozyatağı- Esentepe vb. ana istasyonlar bağlantılı yer altı tünelleri açıp, seralarda üretilen taze sebzeleri insanlar satın alıp evine götürebilir. Çok mu hayalciyim! Toplu ulaşım karlı değil. Bence bu daha karlı olabilir. Ayrıca İBB ve özel şirketlerin onlarca kapalı otoparkı var. Çatılarında topraksız dikey tarım yapılabilir veya halk pazarları açılarak, seradan tezgaha ve sofraya zincir (sürekli halk pazarı) kurulabilir. (2023 yılı itibariyle Singapur’da 15 çok katlı otopark çatısı kentsel çiftlik olarak dönüştürülmüştür.) KENT KOOPERATİFLERİ VE KENTSEL TARIM SONUÇLARI; *Kentlerdeki yapay çevrenin doğal çevre ile dengelenmesi için kentsel tarım uygulamalarıyla çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlara önemli ölçüde çözüm üretilmesi mümkündür. *Tarımın bir sektör olarak kent dinamiklerine eklenmesi, kırsal bölgeden gelen nüfus katmanlarının kolaylıkla uyum sağlayacağı ortam yaratacaktır. Kent yaşamına adaptasyon sorunu yaşayan iç göçmenler, böyle güçlü organizasyonlara dahil olarak süreci daha az travmatik şekilde atlatabilir. *Kentin ihtiyacı olan gıdanın yine kent coğrafyasında üretilmesi, gıda fiyatlarındaki maliyetin düşmesi de kentsel tarım ve kent kooperatiflerinin olumlu çıktılarından biri olarak görülebilmektedir. *Kentlerde kadınlar ve engelliler gibi dezavantajlı grupların ekonomiye katılması için önemli bir fırsat vardır. Tarımsal üretimde mesai saatleri dışında esnek çalışma mümkündür. Kadınlar ev işleri ve çocukları yanında tarımsal faaliyetlerle rahatlıkla ilgilenebilir. *Kırsal tarım gibi kentsel tarım da kooperatifler ve birlikler çatısı altında yürütülerek, sürdürülebilirlik ve toplumsal etkileriyle güçlü Kentsel Kalkınmaya neden olacaktır. Kooperatifçilik katılımcılığı da destekleyen yapısı ile kentin sosyal ve demokratik yönünü güçlendirmektedir. *Toplumun tüm kesimlerinin kent ve kentsel sorunlara adaptasyonu ile kentlerdeki arazi rantı lehine gelişen kent ekonomisinin daha dengeli bir hale gelmesi mümkün olabilecektir.   Bilgi paylaşınca güzel
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2024 - Cumartesi
A.Baybars Göğez

AREL ÜNİV. İLE İBB- İPA KENTSEL TARIM KONGRESİ

GİRİŞ

Çok sık rastlanmayan, ilgi odağım Kentsel Tarım konulu bu kongreyi yazmasam olmazdı. Farklı bakış açılarıyla ikinci ve üçüncü yazılar da yazabilirim.

İncelediğim akademik raporlar, projeler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait paylaşımlarda, Kırsal ve Kentsel tarım konusunda tarif karmaşası olduğunu görüyorum. Daha net ifadeyle, KIRSAL TARIM anlatılırken bir anda KENTSEL TARIMA geçiliyor. Çoğunlukla Belediyeler- Yerel Yönetimler odağındaki yazı ve projelerde KENTSEL TARIM anlatılarak başlayan açıklamalar bir anda KIRSAL TARIM konusuna evriliyor.

Sadece tarif eksikliği kaynaklı mı? Bence değil. “Sahada karşılığı olmadan masa başı Akademik çalışma, Ekonomik değilse başarısı tartışılır” savı ihmal mi ediliyor! Para Kredi Koordinasyon Kurulu kararı! “Proje hibeleri haricindeki geri ödemeler, proje akademik yönden başarılı ancak, ekonomik yönden başarısızsa geri istenmez.!” Tamam araştırmacıları üzüp moralini bozmayalım.! Her araştırma projesi başarılı olmak zorunda da değil ancak, başarıyı cezalandırıp başarısızlığa övgü değil mi bu yaklaşım.!

Üniversite kütüphane raflarında sayısız tezler- akademik yayınlar- projeler var. Akademik anlamda başarılı bulunsalar hatta yazanlara akademik unvan kazandırsalar da çok azı ticarileşiyor. Sorunun kaynağı yeterince araştırılıyor mu? Bu amaca hizmet eden Sanayi Bakanlığı SANTEZ- Sanayi Özel Sektör İşbirliği veya Sanayi Tezleri programı 2014’de Tubitak’a devredildi. 2017’de destekler başlamıştı. Nasıl gidiyor.!

Üniversitelerin bu dokümanlar ve kaynaklarına girişimciler kolay ulaşabiliyor mu? Bazı fuar ve tanıtım günleri yapılıyor ama sonuç alınabiliyor mu? Yoksa Melek yatırımcı ve Risk Sermayesi şirketlerine ulaşabilenler daha mı şanslı? Tanıtım ve dış dünya ile iletişim eksikliği var gibi geliyor bana. Konumuz Yerel yönetimler olduğu için çıkıyorum buradan.!

KONGRE;

16- 17 Kasım 2023’de İBB- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, İBB- İPA- İstanbul Planlama Ajansı ile Arel Üniversitesinin ana paydaşı olduğu “Yerel Yönetimler, Gıda Güvencesi ve Kentsel Tarım: Küresel ve Ulusal Seçenekler” temalı Ulusal Kongre, İPA Florya Kampüsünde gerçekleşmiş. Kongreye İBB Halk Ekmek ve İstanbul Yönetim Yenileme AŞ. (İSYÖN) destek sağlayarak katkıda bulunmuş.

“Miş- muş” diyorum çünkü benim de sonradan haberim oldu. Akademisyen değilim ancak, Kırsal kalkınma ve cazibe merkezleri yaratma projesi KÖYKENT’e alternatif, KENTKÖY modelini ortaya koydum. İBB Kültür AŞ İstanbul Kitapçısı yetkililerine ulaştım ama geri dönüş olmadı. Yerel Yönetimler hakkındaki beş (5) kaynak kitabıma İBB ve çoğu belediyenin ilgi duymadığı gibi. Okunmayınca, Sayıştay hata bulmaya devam ediyor!

İBB’de yaklaşık 500 Daire başkanlığı, Müdürlük ve Üst yöneticiye gerekli başucu kitaplarını hediye etmem bekleniyorsa, kusura bakmasınlar öyle bir bütçem yok. Belki hediye etmediğim için kızıp davet etmediler.!

KENTKÖY modeli; “Kent çeperlerinde Yerinde Üret ve Tüket ile temel gıda ürünlerini ölçek ekonomisine uygun ve Ekolojik şartlarda, Kentsel ve Bölgesel Kalkınmaya katkıda bulunarak, ihracat hedefli üretmektir.” Yerel yönetim ve mülki idarelerin, İhtisas Kooperatifleri, Birlikleri ve Köylerle ortak projeler yapması hedefleniyor.

Kongre katılımcılarından dostum Dr. Levent UZUNÇIBUK kongre kitapçığını paylaştı. Toplantı sonuç raporu hakkında görüş ve düşüncelerimi aşağıda paylaşacağım. https://usam.arel.edu.tr/kongre-sonuc-raporu/

İBB, İPA ve AREL Üniversitesini bu kongre için kutluyorum. Kentsel Tarım temalı fazla örnek göremiyoruz.

İPA Özel Oturumunda; İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi Genel Çerçevesi, Stratejik Planda Kırsal Alanlar ve Tarım Politikaları ile Stratejik Plan Çalışmalarında Gıda Politikaları sunumları yapılmış. https://vizyon2050.istanbul/

İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi Genel Çerçevesinde; 7 tema altında 38 amaç belirlenmiş. İPA yetkilileri “Kentsel Tarım ve Gıda Güvencesi” kongresi düzenlese de, 2050 vizyonu içinde bu başlıklara yer vermeyip, Yerinde Üretip Tüketmek, Ekolojik Tarım ve Bölgesel Kentsel Kalkınmayı yok saymış. Bence “8’nci tema ve en az 4 adet amaç” belirleyip, İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesini güncellemekte yarar var. Burada olmayıp, hazırlanacak 2024- 2028 Strateji Planına koyulursa, Stratejik bakış ve anlam bütünlüğü eksik kalabilir.

Belediyeler Özel oturumunda İBB, ABB- Ankara BB, Antalya BB, İZBB- İzmir BB ve Tekirdağ BB temsilcilerince kentsel tarım uygulamalarına ilişkin uygulamalar sunulmuş.

NOT: Davet edilmedim diye yakınırken, meğer 30 BB’den sadece beş (5) CHP’li BB katılmış.!

KONGRE SONRASI TESPİTLER VE DEĞERLENDİRMELER (Anladığım şekilde sadeleştirdim.)

1. Dünya ve ülkemizde iklim değişikliği, çevresel sorunlar, çatışmalar, doğal afetler, hızlı/ çarpık kentleşme ile tarım alanlarının daralması ve ekonomik krizlerle gıda fiyatları artmakta, bozulan tedarik zinciri gıdaya güvenceli erişimi ciddi şekilde sınırlamaktadır.

2. BM sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden büyük kısmı doğrudan ve dolaylı tarımsal faaliyetlerle ilişkilidir. Yoksulluk ve açlığa son verilmesi istenen düzeye ulaşamamış, gıdaya güvenceli erişim hala yetersizdir.

3. Gıdanın stratejik önemi nedeniyle tarım; merkezi ve yerel yönetimlerin koordinasyonuyla ele alınmalıdır.

4. Gıda planlaması ve kendine yeterliliğin arttırılması stratejilerine öncelik verilmelidir.

5. Stratejiler belirlenirken dinamik bir mevzuat sistemi ile yerel tohum bankaları oluşturulup yasa ile güvence altına alınmaları gerekir.

6. Ekonomik ve sağlıklı gıdaya ulaşmak için kent çeperlerindeki tarımsal alanların, başta yapılaşma olmak üzere çoklu nedenlere bağlı olarak azalması gıda güvencesi üzerine olumsuz etkiler yapmaktadır.

7. Kentlerin tarıma yönelik teşkilatlanma süreçleri ile kalkınma stratejilerinin uyumu, uygulamada başarının ve kentler arasındaki gıda bağımlılığının azaltılmasının ön koşuludur.

8. Yerel kooperatifler, kooperatiflerin örgütlenmesi ve faaliyetlerinin yürütülmesi mevzuatı geliştirilmeli.

9. Uzak tarım alanlarından büyük kentlere, gıda enflasyonu nedeni olan nakliye/ tedarik etkisi azaltılmalı.

10. Birçok ülke ve Türkiye’de artan girdi maliyetleri ile iş gücü eksikleri kırsal tarımı olumsuz etkiliyor.

11. Çayır ve meraların iyileştirilmesi ile hayvancılığın tarımsal faaliyetlerdeki yeri önemlidir.

12. Kentsel tarımla gıda ihtiyacının ekonomik ve sağlıklı karşılanabilme seçenekleri çalışılmalıdır.

13. Dünya’da kentsel tarım 21. yüzyılda ilgi çekmeye başlamıştır. ABD, Avustralya, Singapur ve AB ülkeleri uygulamaları ile yasal düzenlemeleri ve teşvik sistemleri dikkat çekmektedir.

14. Kentsel tarımda topluluk bahçeleri, çatı bahçeciliği, dikey tarım, kamu kurum ve kuruluş yerleşkelerinde tarımsal uygulamalar, balkon ve teras sebzeciliği, sitelerin ortak alan uygulamaları dikkat çeken örneklerdir.

15. Kentsel tarım, gıda yetiştiriciliği ötesinde kent sakinlerinin gıda, tarım ve doğa ile etkileşim sağlanmasına yardım ederken gıda vatandaşlığını ve ortak yaşam kültürünü desteklemektedir.

16. Kentsel tarımda Ziraat- gıda mühendisliği, şehir- bölge planlama, mimarlık, coğrafya, siyaset bilimi ve kamu yönetimi gibi disiplinler bir arada çalışıp, sorunların çözümünde ortak aklı ön plana çıkarmalıdır.

17. Farklı yerel yönetim, kamu kuruluşları, şirketler, üniversiteler, kooperatifler ve STK’ların kentsel tarım örnekleri var. Ulusal- yerel mevzuat düzenlenir, teşvik edilirse gıda güvencesine katkı potansiyeline sahiptir.

18. En iyi uygulamalar seçilerek görünürlüğünün artırılması ve deneyim aktarımı, başarıda önemlidir.

19.Bu itibarla kentsel tarım ulusal mevzuatta yer alıp, yerel yönetim planlarına dâhil edilmelidir.

20. Dünya’daki gibi, Türkiye bütüncül bir politika belirleyerek; akademik çalışmaların artarak devamının, üniversiteler, yerel yönetimler, özel sektör ve STK etkileşiminin artırılması gerektiği değerlendirilmiştir.

YOL HARİTASI

Yukarıda belirtilen tespitlerle Kongre ortakları, aşağıdaki yol haritasını uygulanmasına karar vermiştir.

1. İstanbul Arel Üniversitesince “Gıda Güvencesi – Kentsel Tarım“ ismiyle web portal oluşturulacaktır. https://usam.arel.edu.tr/yerel-yonetimler-gida-guvencesi-ve-kentsel-tarim-kuresel-ve-ulusal-secenekler/

2. Kongre Düzenleme Kurulu ve Bilim Kurulunda yer alan, bildiri sunan akademisyenler, araştırmacılar ve uzmanlar; konuyla ilgili kurum- kuruluş, sektör ve STK’lar ile gönüllülerden etkileşim ağı kurulacaktır. Ağ kongreye katılamayan ancak konu ile ilgili çalışmalar yapan isteklilerin katılımına açık olacaktır.

3. Kongrede tespit edilen hususlarla ilgili seri çalıştaylar başlatılacaktır. Dört çalıştay aşağıya çıkarılmıştır.

Çalıştay-1: Kentsel Tarım Mevzuatı

Çalıştay-2: Türkiye’de Kentsel Tarım Mevzuatı için yapılması gerekenler.

Çalıştay-3: Dünya’dan Kentsel Tarım Uygulamaları

Çalıştay-4: Türkiye’den Kentsel Tarım Uygulamaları

TOPLANTI SONUÇ BİLDİRGESİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİM

Toplantının adı YEREL YÖNETİMLER GIDA GÜVENCESİ VE KENTSEL TARIM olup, Küresel Ve Ulusal boyutta ele alındığı/ alınması gerektiği anlaşılıyor. En azından ben öyle anladım ve yorumlarımı bu bakışla yapacağım.

  1. GİRİŞ paragrafında ifade ettiğim gibi SONUÇ BİLDİRGESİ’nin Kırsal ve Kentsel Tarım tarifi net değil. Büyükşehirler kentsel tarım yerine kırsal tarımdan sorumluymuş gibi incelenmiş. Nedeni BB’nin 6360 Sy. kanun ile mülki sınırdan sorumlu olması ve İl Özel İdaresinin feshi galiba. 2011’de Sulama Birlikleri de belediyelerden alınıp, DSİ’ye devredildi. Çoğuna elektrik borcu nedeniyle kayyum atandı. Birçok belediye Sulama Koop. ile ortak proje yapıp RES- GES kurdu. Çok da başarılı sonuçlar alındı. Akademik sorumluluk gereği, bu tür hatalı kararların sonuçları daha güçlü ifade edilebilirdi diye düşünürüm.
  2. İBB- İPA organize etse de, Küresel ve Ulusal boyutta; Gıda Güvencesi ve Kentsel Tarım yerine, sadece Büyükşehir ve bağlı ilçeler değerlendirilmiş. 922 ilçenin yarısı İL belediyelerinin ilçesi ve 390 adet belde belediyesi var.
  3. Ben de 6360 sayılı yasanın sakıncalı tarafları olduğuna katılıyorum. 51 il ve ilçelerinde İL ÖZEL İDARE mevcut olup, Kırsal tarım ve kalkınma çalışmaları yapıyorlar. Yeterince sorgulanıp karşılaştırılmamış.
  4. KENT- KOOPERATİFÇİLİĞİ tanımı altında (KENTKÖY- İhtisas Kooperatifi- Birlikleri olarak tanımlıyorum) çok değerli bildiriler okudum. Toplantı sonuç bildirgesinde yer almasa da, Kent Koop. SONUÇ bölümü değerlendirmeleri çok kıymetli. Özet olarak aşağıda paylaştım.
  5. Gıda güvenliği dile getirilirken, kentlerdeki Karbon ayak izi sorunu nedeniyle, Ekolojik- Organik üretim ve karşılaşılması muhtemel engeller üzerinde durulmamış. Hatta bu sorun görmezden gelinmiş.
  6. Md. 6’da yapılaşmayla kent çeperlerinde tarımsal alanların azaldığından bahsedilmiş. Çatalca- Silivri- Tuzla vb. bacalı sanayi ağırlıklı ilçelerdir. İBB mülki sınırlarında yer alan, İstanbul merkezine yakın Karbon ayak izine sahip böyle ilçeler mi çeper kabul edilmeli? Neredeyse hiç bacalı sanayi olmayan, doğal ortamıyla Karbon nötr seviyesine yakın, deniz ve karadan 1 saat uzaklıkta Armutlu- Çınarcık- Termal- Trakya ovaları mı kent çeperi? İBB- Bursa- Kocaeli BB karbon ayak izini azaltmak Akademik çevrelerin sorumluluğu değil. Dolayısıyla ekolojik üretim için tercihimiz doğal ekolojik bölgeler olmalı.
  7. İstanbul ölçeğinde ele alalım. Kent içi ve civarında çatı ve hobi bahçeleri, hastaneler ve kamu kurum bahçeleri, balkon ve teras sebzeciliği ile BB merkez ilçelerinin boş alanlarında yapılacak kentsel tarım, gıda enflasyonunu düşürüp, sofraya- tezgaha güvenli ve yeterli miktarda gıda sağlayabilir mi? Gıdaya erişim için olması gereken çözüm bu mudur? Uzak tarım alanlarından büyük kentlere tarımsal ürünlerin gelişi bu yöntemle engellenebilir mi?
  8. Kentlilerin sağlıklı, uygun fiyatlı ve ekolojik gıdaya erişimi için, ölçek ekonomisine uygun, dikey tarım ve ihracat hedefli Kentsel Tarım yapılırsa; fiyatların düşmesi, katma değerli ürünler elde edilmesi ve işsizliğin azalarak Yerelde/ Bölgesel kalkınma için daha uygun olmaz mı?
  9. Kentsel tarımı, kırsal tarımın bir parçası gibi görerek, Ulusal Kalkınma modeli hayali kuruluyor. Kırsal nüfus %6- 7, üretim yapan %2-3 kalmış. Kentsel tarımda Yerel yönetim, Mülki idareyle koordine ederek, ölçek ekonomisine uygun ve ihracat hedefli Ekolojik Tarımsal Üretimi gerçekleştirmeli. Kırsalda, Ekolojik Tarımsal Üretim modeli benimsenince, EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA modeli de gerçekleşmiş olur. ULUSAL KALKINMA hedefine ulaşmak için bu kademeler kurulmalıdır. Bunca yıldır Kırsal kalkınmayı konuşup, köyleri cazibe merkezi yaparak, Kentsel tarım ve Bölgesel kalkınmayı görmezden gelerek ülkeyi kalkındırmaya çalışıyoruz. Arada kademeler eksik olunca gerçekleşmiyor. (Benim görüşümdür.)
  10. YOL HARİTASINA uygun olarak web portalı oluşturulmuş. Dünya ve Türkiye’den Kentsel tarım uygulamaları yanında, İBB tarafından geleceğin Kentsel Tarım simülasyonları konulu bir çalışma planlanabilirdi. Bazıları yazılı metin olması yanında görsel uygulamalarla daha kolay anlıyor. Örnek; Londra’nın 34 m altında eski tünellerinde Kentsel Tarım yapmak gib.! Yenikapı- Kozyatağı- Esentepe vb. ana istasyonlar bağlantılı yer altı tünelleri açıp, seralarda üretilen taze sebzeleri insanlar satın alıp evine götürebilir. Çok mu hayalciyim! Toplu ulaşım karlı değil. Bence bu daha karlı olabilir. Ayrıca İBB ve özel şirketlerin onlarca kapalı otoparkı var. Çatılarında topraksız dikey tarım yapılabilir veya halk pazarları açılarak, seradan tezgaha ve sofraya zincir (sürekli halk pazarı) kurulabilir. (2023 yılı itibariyle Singapur’da 15 çok katlı otopark çatısı kentsel çiftlik olarak dönüştürülmüştür.)

KENT KOOPERATİFLERİ VE KENTSEL TARIM SONUÇLARI;

*Kentlerdeki yapay çevrenin doğal çevre ile dengelenmesi için kentsel tarım uygulamalarıyla çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlara önemli ölçüde çözüm üretilmesi mümkündür.

*Tarımın bir sektör olarak kent dinamiklerine eklenmesi, kırsal bölgeden gelen nüfus katmanlarının kolaylıkla uyum sağlayacağı ortam yaratacaktır. Kent yaşamına adaptasyon sorunu yaşayan iç göçmenler, böyle güçlü organizasyonlara dahil olarak süreci daha az travmatik şekilde atlatabilir.

*Kentin ihtiyacı olan gıdanın yine kent coğrafyasında üretilmesi, gıda fiyatlarındaki maliyetin düşmesi de kentsel tarım ve kent kooperatiflerinin olumlu çıktılarından biri olarak görülebilmektedir.

*Kentlerde kadınlar ve engelliler gibi dezavantajlı grupların ekonomiye katılması için önemli bir fırsat vardır. Tarımsal üretimde mesai saatleri dışında esnek çalışma mümkündür. Kadınlar ev işleri ve çocukları yanında tarımsal faaliyetlerle rahatlıkla ilgilenebilir.

*Kırsal tarım gibi kentsel tarım da kooperatifler ve birlikler çatısı altında yürütülerek, sürdürülebilirlik ve toplumsal etkileriyle güçlü Kentsel Kalkınmaya neden olacaktır. Kooperatifçilik katılımcılığı da destekleyen yapısı ile kentin sosyal ve demokratik yönünü güçlendirmektedir.

*Toplumun tüm kesimlerinin kent ve kentsel sorunlara adaptasyonu ile kentlerdeki arazi rantı lehine gelişen kent ekonomisinin daha dengeli bir hale gelmesi mümkün olabilecektir.

 
Bilgi paylaşınca güzel
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

26
Nisan