A.Baybars Göğez
Köşe Yazarı
A.Baybars Göğez
 

BELEDİYELERDE SEÇİM SONRASI YAPILMASI GEREKENLER

2029 yılına kadar belediyeleri yönetecek başkan ve meclis üyeleri seçimine bir aydan az süre kaldı. Geçen seçimlere göre ittifakların daha az olduğu, deyim yerindeyse her siyasi partinin boyunun ölçüsünü alacağı, sürprizlerle dolu bir seçim sonucu beklentisi var. İktidar İstanbul’u mutlaka almak istiyor. Ancak çıkardığı aday bugüne kadar sayın Recep Tayyip ERDOĞAN gibi hiç seçim kaybetmeyen sayın Ekrem İMAMOĞLU karşısında oldukça silik ve zayıf kaldı. İktidar ve ortağı MHP, başta emekliler ve yoksul kesimin tepki oylarıyla, İstanbul ile mevcut belediyelerden %25’ni kaybederse, 1 Nisan sabahında Türkiye başka bir siyasi tabloya uyanır. Bunun sonucunda erken seçim konuşulmaya başlanır. Seçim mitinglerinde en çok akılda kalan, asgari ücretin altında emekli maaşı alanlar ile geliri olmayan yoksul kesimler ve öğrencilere yapılacak sosyal yardım miktarlarının artırılacağı taahhütleri oldu. Birkaç çatlak ses hariç, bu yoksulluğun nedeni olan hükümetin uyguladığı politikalar yeterince tartışılmadı. Sosyal yardım konusunun asıl muhatabının belediyeler değil de, Aile bakanlığı olduğunu güçlü şekilde dile getiren muhalif siyasetçi yok. Hükümet ayni ve nakdi sosyal yardımları, bazı istisnalar hariç asli görevleri olmasa da adeta belediyelerin üzerine yıkmış oldu. Hatta sayın Murat KURUM’un İstanbul’u kazandıklarında, Gazze’ye yardım yapılacağını söylemesi büyük tepki çekti. AKP önümüzdeki dönem kazandığı belediyelerin kaynaklarını hizmet yerine mültecilere, yoksul kesimlere, düşük maaş alan emeklilere, muhtemelen tarikat ve cemaatlere mi harcayacak diye kamuoyu tartışmaya başladı. %90 belediye kamu ve bankalara borçlu. Faizle borçlanıp sosyal yardım yaparak finansal sürdürülebilirlik nasıl sağlanabilir.! Galiba gelecek dönemde de Sayıştay denetçileri sistematik hatalar bulurken, biz araştırmacılar da belediyeleri yazmaya devam edeceğiz. Seçimi Kaybeden Adaylar İle Partilerinin Yapması Gerekenler Nerede hata yaptık ve kaybettik diye özeleştiri yapılmalı. Vatandaşlar; Siyasi partiler iktidar olmak için kurulur. Yerel yönetimler halkındır. Siyasetçiler elini belediyelerden çeksin, kendi başkanımı ve meclis üyemi onlardan daha iyi seçerim demeye başladı. Parti İL- İLÇE- BELDE TEŞKİLATLARI ile seçimde kaybeden adaylar, mülkiye müfettişi ve Sayıştay denetçisi kadar mevzuat konusunda, il veya genel merkez koordinasyonuyla sınavlı ve sertifikalı eğitim almalı. (Kaynak kitap olarak 2 cilt Sayıştay raporları özeti ve test kitabımı öneririm.) Seçilen başkanın çalışmaları ile meclis kararları, Faaliyet ve Performans raporları, belediye ve şirket bilanço- Gelir tabloları ile mizanları çok sıkı takip edilmeli. Adeta seçildiğine pişman edilmeli… Belediye muhasebesi, şirketlerden farklıdır. Kurumda yetkin kişi yoksa, meclis denetim komisyonu ayrıntılı denetim raporu hazırlayabilir. Denetim komisyonuna 1/3 kadar dışarıdan uzman alınabilir ve/ veya mülki idareden destek istenebilir. Uzman kişi ve şirketlerden danışmanlık hizmeti alınabilir. Belediye meclisinde kabul edilen her türlü rapor- plan- program- şirket raporları web sitesinde ilan edilmek zorundadır. Sitede yoksa takip edilip, eksiklerin giderilmesi talep edilmelidir. Meclis toplantılarına vatandaşlar dinleyici olarak katılabilir. Meclis gündemi ilan edilmek zorundadır. Bilgiye ulaşılamadığı takdirde Bilgi edinme kapsamında CİMER başvurusu yapılabilir. Kent konseyi çalışmalarına katılabilir, katkıda bulunabilirler. Seçimi Kazanan Başkan Ve Üst Yönetimin Yapması Gerekenler Geçmiş yönetimden devir alınan mali bilançolar, evraklar, piyasa- banka- kamu borçları, alacaklar, vb. her türlü akçeli bilgi- belge- raporlar tutanakla teslim alınıp karşılıklı mutabakat zaptı imzalanmalıdır. Mevzuat gereği ileriki yıllarda risk oluşturabilecek karar ve tasarruflar kayıt altına alınmalıdır. En geç üç ay içinde BİT’ler dahil varsa yeni heyeti risk altına sokacak riskler tutanakla imza altına alınmalıdır. Yasal takip konusu yapılacak kamu zararları ihbar edilmelidir. Seçimde verilen sözler, projeler, taahhütler not edilmeli ve belirli bir takvime bağlanmalıdır. Köyler dahil belediye mücavir alanının, en az 10 yıllık Makro Gelişim, Yatırım ve Kalkınma planı hazırlanmalıdır. Profesyonel uzman desteği için hizmet alımı yapılması önerilir. Beldenin ayrıntılı SWOT analizi yapılmalı. Neler yapılmadığı ve yanlış yapıldığı tespit edilmelidir. Hazırlanan makro plan kamu ve özel kesim taraflarıyla paylaşılarak mutabakat sağlanmalıdır. Mutabakat mecliste oylanmalı, her başlık için alt projeler uluslararası formatta hazırlanmalıdır. Proje ve kaynakların takibi için PROJE KOORDİNASYON OFİSİ kurulmalıdır. Projelerin finans ihtiyaçları öncelikle iç kaynaklardan, Kredi geri ödeme sorunu yaşanmayacak karlı projeler için yurt içi ve dışı kaynaklardan finans sağlanmalı. Yap işlet devret modeli ile kamu ve özel kurumlar, uzman şirketler ve yerel oluşumlar davet edilmelidir. Sosyal destek ve yardımlar; nakit ödeme yerine, Kooperatifler- Birlikler- Köyler ile yapılacak ortak projelerden sağlanan ürünlerin ayni olarak dağıtımı veya sosyal kart hizmeti gibi planlanmalıdır. Temel gıda ürünlerinin, belde halkına en uygun fiyatlarla (tarla/ seradan tezgaha) ulaştırılması için YERİNDE ÜRET ve TÜKET ile ölçek ekonomisine uygun, ihracat- istihdam sorunlarını çözecek, iç piyasa için KENTSEL TARIM ve KENTSEL KALKINMA hedefli çözümler hazırlanmalıdır. KENTKÖY MODELİ Kentlilik bilinci yerleşmeli. Kentin gelişimi konusunda hedeflerle yönetim ilkesi benimsenmelidir. KARBON NÖTR- SIFIR İŞSİZLİK- TEMİZ ÇEVRE, CADDE VE SOKAKLAR- HAVA ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE- GIDA KALİTESİ VE FİYATLARIN DENETİMİ- DÜZENLİ İMAR UYGULAMALARI gibi hedefler konulmalı. Şeffaflık ve hesap verebilirlikten taviz verilmemelidir. Çok daha fazlası yazılabilir. Bölgenin özelliklerine göre değişebilir. Bloğumda birçok makalede düşüncelerimi paylaşmıştım. Örnek; https://abaybarsgogez.net/gelecegin-yerel-yonetim-anlayisindan-beklentilerim/ SONUÇ; Yakın gelecekte yerel yönetim anlayışımızın seçim sistemi dahil tamamıyla değişeceğine inanıyorum. Gelişmiş ülkelerde düzenli ve temiz şehirler, 50- 100 sene sonrasına göre planlanmış altyapı görüyoruz. Çarpık yapılaşma yok. Mevcut yapı stoku, yollar, şehir mobilyaları bakımlı ve düzenli. Devlet yetkililerimiz defalarca yurt dışına gidiyor. Ülkeye dönünce hafıza kaybı yaşıyorlar? Liyakatsiz olabilirler, kopya çekseler ya! Bence sorunun temel kaynağı siyasetçilerin belediyelerden elini çekmeyip rant beklentileri. Düzenli, liyakatli ve namuslu çalışanları bile bozuyor bu sistem. Siyasetten arınsalar %90 sorun anında çözülür. Tüm partilerin teşkilatları denetleyip göz açtırmazlar. Şu anda da yapabilirler ama “benim belediyeme dokundurtmam” korumacılığı yüzünden kimse sesini çıkaramıyor. Çözüme yönelik muhtelif öneriler olabilir. Yumuşak geçiş için kendi önerilerimi yazdım; YEREL YÖNETİMLERDE EGEMENLİK MİLLETİN Mİ? https://abaybarsgogez.net/yerel-yonetimlerde-egemenlik-milletin-mi/ Son olarak KENTSEL KALKINMA- KENTSEL TARIM- YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMA konuları artık merkezi hükümete bırakılmayacak kadar önemli. Geleneksel ve kırsal tarımdan tabii ki vazgeçemeyiz. Hatta devlet politikası yeniden gözden geçirilerek tarımsal hayvanlar dahil teşvik sistemi üretim artışı ağırlıklı olarak yeniden düzenlenmeli. KENTSEL ve KIRSAL tarifleri de net olarak yapılmalı. KÖYKENT kırsal kalkınma ve cazibe merkezleri yaratma projesiydi. Ancak günümüzde KENTKÖY ile kentsel kalkınma ve dikey tarım öne çıktı. Kitapta karşılaştırmalı olarak anlatıyorum. Umarım seçimlerden sonra kazanacak adaylarımız söz verdikleri gibi KENTKÖY projesi üzerinde çalışma başlatırlar. Türkiye’de bölgesel/ yerelde kalkınma olmadan, Yerelden Kalkınma Politikasının başarılamayacağını sanırım bedel ödemek zorunda kalarak öğrendik/ öğreniyoruz.   Bilgi paylaşınca güzel
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2024 - Pazar
A.Baybars Göğez

BELEDİYELERDE SEÇİM SONRASI YAPILMASI GEREKENLER

2029 yılına kadar belediyeleri yönetecek başkan ve meclis üyeleri seçimine bir aydan az süre kaldı. Geçen seçimlere göre ittifakların daha az olduğu, deyim yerindeyse her siyasi partinin boyunun ölçüsünü alacağı, sürprizlerle dolu bir seçim sonucu beklentisi var.

İktidar İstanbul’u mutlaka almak istiyor. Ancak çıkardığı aday bugüne kadar sayın Recep Tayyip ERDOĞAN gibi hiç seçim kaybetmeyen sayın Ekrem İMAMOĞLU karşısında oldukça silik ve zayıf kaldı.

İktidar ve ortağı MHP, başta emekliler ve yoksul kesimin tepki oylarıyla, İstanbul ile mevcut belediyelerden %25’ni kaybederse, 1 Nisan sabahında Türkiye başka bir siyasi tabloya uyanır. Bunun sonucunda erken seçim konuşulmaya başlanır.

Seçim mitinglerinde en çok akılda kalan, asgari ücretin altında emekli maaşı alanlar ile geliri olmayan yoksul kesimler ve öğrencilere yapılacak sosyal yardım miktarlarının artırılacağı taahhütleri oldu. Birkaç çatlak ses hariç, bu yoksulluğun nedeni olan hükümetin uyguladığı politikalar yeterince tartışılmadı.

Sosyal yardım konusunun asıl muhatabının belediyeler değil de, Aile bakanlığı olduğunu güçlü şekilde dile getiren muhalif siyasetçi yok. Hükümet ayni ve nakdi sosyal yardımları, bazı istisnalar hariç asli görevleri olmasa da adeta belediyelerin üzerine yıkmış oldu. Hatta sayın Murat KURUM’un İstanbul’u kazandıklarında, Gazze’ye yardım yapılacağını söylemesi büyük tepki çekti. AKP önümüzdeki dönem kazandığı belediyelerin kaynaklarını hizmet yerine mültecilere, yoksul kesimlere, düşük maaş alan emeklilere, muhtemelen tarikat ve cemaatlere mi harcayacak diye kamuoyu tartışmaya başladı.

%90 belediye kamu ve bankalara borçlu. Faizle borçlanıp sosyal yardım yaparak finansal sürdürülebilirlik nasıl sağlanabilir.! Galiba gelecek dönemde de Sayıştay denetçileri sistematik hatalar bulurken, biz araştırmacılar da belediyeleri yazmaya devam edeceğiz.

Seçimi Kaybeden Adaylar İle Partilerinin Yapması Gerekenler

  1. Nerede hata yaptık ve kaybettik diye özeleştiri yapılmalı. Vatandaşlar; Siyasi partiler iktidar olmak için kurulur. Yerel yönetimler halkındır. Siyasetçiler elini belediyelerden çeksin, kendi başkanımı ve meclis üyemi onlardan daha iyi seçerim demeye başladı.
  2. Parti İL- İLÇE- BELDE TEŞKİLATLARI ile seçimde kaybeden adaylar, mülkiye müfettişi ve Sayıştay denetçisi kadar mevzuat konusunda, il veya genel merkez koordinasyonuyla sınavlı ve sertifikalı eğitim almalı. (Kaynak kitap olarak 2 cilt Sayıştay raporları özeti ve test kitabımı öneririm.)
  3. Seçilen başkanın çalışmaları ile meclis kararları, Faaliyet ve Performans raporları, belediye ve şirket bilanço- Gelir tabloları ile mizanları çok sıkı takip edilmeli. Adeta seçildiğine pişman edilmeli…
  4. Belediye muhasebesi, şirketlerden farklıdır. Kurumda yetkin kişi yoksa, meclis denetim komisyonu ayrıntılı denetim raporu hazırlayabilir. Denetim komisyonuna 1/3 kadar dışarıdan uzman alınabilir ve/ veya mülki idareden destek istenebilir. Uzman kişi ve şirketlerden danışmanlık hizmeti alınabilir.
  5. Belediye meclisinde kabul edilen her türlü rapor- plan- program- şirket raporları web sitesinde ilan edilmek zorundadır. Sitede yoksa takip edilip, eksiklerin giderilmesi talep edilmelidir.
  6. Meclis toplantılarına vatandaşlar dinleyici olarak katılabilir. Meclis gündemi ilan edilmek zorundadır.
  7. Bilgiye ulaşılamadığı takdirde Bilgi edinme kapsamında CİMER başvurusu yapılabilir.
  8. Kent konseyi çalışmalarına katılabilir, katkıda bulunabilirler.

Seçimi Kazanan Başkan Ve Üst Yönetimin Yapması Gerekenler

  1. Geçmiş yönetimden devir alınan mali bilançolar, evraklar, piyasa- banka- kamu borçları, alacaklar, vb. her türlü akçeli bilgi- belge- raporlar tutanakla teslim alınıp karşılıklı mutabakat zaptı imzalanmalıdır.
  2. Mevzuat gereği ileriki yıllarda risk oluşturabilecek karar ve tasarruflar kayıt altına alınmalıdır.
  3. En geç üç ay içinde BİT’ler dahil varsa yeni heyeti risk altına sokacak riskler tutanakla imza altına alınmalıdır. Yasal takip konusu yapılacak kamu zararları ihbar edilmelidir.
  4. Seçimde verilen sözler, projeler, taahhütler not edilmeli ve belirli bir takvime bağlanmalıdır.
  5. Köyler dahil belediye mücavir alanının, en az 10 yıllık Makro Gelişim, Yatırım ve Kalkınma planı hazırlanmalıdır. Profesyonel uzman desteği için hizmet alımı yapılması önerilir.
  6. Beldenin ayrıntılı SWOT analizi yapılmalı. Neler yapılmadığı ve yanlış yapıldığı tespit edilmelidir.
  7. Hazırlanan makro plan kamu ve özel kesim taraflarıyla paylaşılarak mutabakat sağlanmalıdır.
  8. Mutabakat mecliste oylanmalı, her başlık için alt projeler uluslararası formatta hazırlanmalıdır.
  9. Proje ve kaynakların takibi için PROJE KOORDİNASYON OFİSİ kurulmalıdır.
  10. Projelerin finans ihtiyaçları öncelikle iç kaynaklardan, Kredi geri ödeme sorunu yaşanmayacak karlı projeler için yurt içi ve dışı kaynaklardan finans sağlanmalı. Yap işlet devret modeli ile kamu ve özel kurumlar, uzman şirketler ve yerel oluşumlar davet edilmelidir.
  11. Sosyal destek ve yardımlar; nakit ödeme yerine, Kooperatifler- Birlikler- Köyler ile yapılacak ortak projelerden sağlanan ürünlerin ayni olarak dağıtımı veya sosyal kart hizmeti gibi planlanmalıdır.
  12. Temel gıda ürünlerinin, belde halkına en uygun fiyatlarla (tarla/ seradan tezgaha) ulaştırılması için YERİNDE ÜRET ve TÜKET ile ölçek ekonomisine uygun, ihracat- istihdam sorunlarını çözecek, iç piyasa için KENTSEL TARIM ve KENTSEL KALKINMA hedefli çözümler hazırlanmalıdır. KENTKÖY MODELİ
  13. Kentlilik bilinci yerleşmeli. Kentin gelişimi konusunda hedeflerle yönetim ilkesi benimsenmelidir.
  14. KARBON NÖTR- SIFIR İŞSİZLİK- TEMİZ ÇEVRE, CADDE VE SOKAKLAR- HAVA ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE- GIDA KALİTESİ VE FİYATLARIN DENETİMİ- DÜZENLİ İMAR UYGULAMALARI gibi hedefler konulmalı.
  15. Şeffaflık ve hesap verebilirlikten taviz verilmemelidir.

Çok daha fazlası yazılabilir. Bölgenin özelliklerine göre değişebilir. Bloğumda birçok makalede düşüncelerimi paylaşmıştım. Örnek; https://abaybarsgogez.net/gelecegin-yerel-yonetim-anlayisindan-beklentilerim/

SONUÇ;

Yakın gelecekte yerel yönetim anlayışımızın seçim sistemi dahil tamamıyla değişeceğine inanıyorum.

Gelişmiş ülkelerde düzenli ve temiz şehirler, 50- 100 sene sonrasına göre planlanmış altyapı görüyoruz. Çarpık yapılaşma yok. Mevcut yapı stoku, yollar, şehir mobilyaları bakımlı ve düzenli. Devlet yetkililerimiz defalarca yurt dışına gidiyor. Ülkeye dönünce hafıza kaybı yaşıyorlar? Liyakatsiz olabilirler, kopya çekseler ya!

Bence sorunun temel kaynağı siyasetçilerin belediyelerden elini çekmeyip rant beklentileri. Düzenli, liyakatli ve namuslu çalışanları bile bozuyor bu sistem. Siyasetten arınsalar %90 sorun anında çözülür. Tüm partilerin teşkilatları denetleyip göz açtırmazlar. Şu anda da yapabilirler ama “benim belediyeme dokundurtmam” korumacılığı yüzünden kimse sesini çıkaramıyor.

Çözüme yönelik muhtelif öneriler olabilir. Yumuşak geçiş için kendi önerilerimi yazdım;

YEREL YÖNETİMLERDE EGEMENLİK MİLLETİN Mİ? https://abaybarsgogez.net/yerel-yonetimlerde-egemenlik-milletin-mi/

Son olarak KENTSEL KALKINMA- KENTSEL TARIM- YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMA konuları artık merkezi hükümete bırakılmayacak kadar önemli. Geleneksel ve kırsal tarımdan tabii ki vazgeçemeyiz. Hatta devlet politikası yeniden gözden geçirilerek tarımsal hayvanlar dahil teşvik sistemi üretim artışı ağırlıklı olarak yeniden düzenlenmeli.

KENTSEL ve KIRSAL tarifleri de net olarak yapılmalı. KÖYKENT kırsal kalkınma ve cazibe merkezleri yaratma projesiydi. Ancak günümüzde KENTKÖY ile kentsel kalkınma ve dikey tarım öne çıktı. Kitapta karşılaştırmalı olarak anlatıyorum. Umarım seçimlerden sonra kazanacak adaylarımız söz verdikleri gibi KENTKÖY projesi üzerinde çalışma başlatırlar.

Türkiye’de bölgesel/ yerelde kalkınma olmadan, Yerelden Kalkınma Politikasının başarılamayacağını sanırım bedel ödemek zorunda kalarak öğrendik/ öğreniyoruz.

 
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

26
Nisan