Başta İBB Çözüm merkezi olmak üzere birçok belediyeye yazarım. Sıkça yazıştığım bir başka kurum da CİMER. Son dönemde cevaplar geç gelmeye başlasa da, genellikle “Görüş ve Öneri” kapsamında başvuru yaparım.
Yine günlerden bir gün, ABD hükümeti kamuoyunda bilinen adıyla “Soykırım yasası”nı onaylayınca, belli ki kızmışım. 24.04.2021’de yaptığım başvuruya, 10.05.2021’de e- posta adresime aşağıdaki cevap gönderildi.
Sayın AHMET BAYBARS GÖĞEZ,
T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 24.04.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2101888940 sayılı başvurunuz 10.05.2021 tarihinde CİMER tarafından cevaplanmıştır:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine yapmış olduğunuz başvurunuz incelenmiş olup müracaatınızda yer alan hususlar tarafımızca kayıt altına alınmıştır. Bilgilerinize sunarız.
Başvurumu da yine CİMER sitesinden alıntılayarak aşağıda kopyalıyorum:
Başvuru Sayısı 2101888940
Başvuru Zamanı 24/04/2021 21:08:25
Başvuru Tipi Görüş Öneri
Başvuru Metni
Sayın cumhurbaşkanım,
ABD’nin soykırımı kabul etmesini bir T.C. vatandaşı olarak asla kabul etmiyor ve kınıyorum.
Bu aynı zamanda Ermeni kökenli vatandaşlarımızla aramızı açmak için ard niyetli karardır.
Bu durumda pasif veya reaktif bir politika yerine proaktif politika ve kararlarla cevap hakkı kullanılmalıdır diye düşünüyorum.
Bu kararın sonuçlarının izlenilerek, gerekli tepki gösterilmediği takdirde devamı gelecektir.
Ülkemizi en yumuşak karnımızdan vurmaya çalışacaklardır.
Mademki eski defterler açıldı onların anladığı dilden (Finans) cevap vermemiz gerektiğine inanıyorum. ÖNERİM;
1. Montrö’ye göre boğaz geçiş ücretleri, anlaşma şartlarına göre gr/ altın olarak revize edilmelidir.
2. Birinci dünya savaşında işgalci batılı devletlerin ülkemize verdikleri yıkım ve zararlar.
3. Kurtuluş savaşında galip ülke olarak başta Yunanistan olmak üzere, işgalcilerden savaş tazminatı alma hakkımız vardır. Ancak talep edilmemiştir.
4. Savaş tazminatlarını ödemeyen ülkelerle olan ticari ve siyasi ilişkilerimizi gözden geçireceğimizi ilan etmeliyiz. Lozan bu konuda elimizde ki en önemli belgedir. Saygılarımla.
SONRAKİ GELİŞMELER
Bana verilen cevaptan yaklaşık 18 ay sonra 07.10.2022’de, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Boğaz geçiş ücretleri, net ton başına 0,80 USD’dan ($), 4.08 USD ($) çıkartılarak yaklaşık beş (5) kat artırıldı. Bugün (01.07.2023) alınan kararla net ton başına geçiş ücreti güncellenerek 4,42 USD oldu.
Geçiş ücretindeki bu artışlarla, en ayrıntılı bilgi veren linkteki gazete haberine göre yıllık 40 milyon $ olan gelir, 200.000.000 $’a çıkmış.
39 yıldır kimsenin aklına gelmeyen, mevcut iktidarın yaptığım başvuru ile hazineye ek olarak 160.000.000 $ ek kazanç sağlanmış olması ülkemiz için harika bir sonuç değil mi? Bunca net yazışma varken, iktidar veya ilgili bürokratlar 20 yıldır düşünmedikleri konuda çıkıp, “Biz zaten bunu düşünüyorduk!” diyebilir mi?
Başta sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Mehmet ŞİMŞEK’e önerimdir.
Bugünlerde ülkemizin ihtiyacı olan döviz bazlı gelirler ile bazı düzenlemelerle İç kaynaklardan tasarruf/ ek gelirler kazanmak mümkün aslında. “İş’ten değil, Diş’ten artırma” zamanı. Sadece yurt dışından gelecek krediler, Swap ve yardımlarla kalkınma hamlesi “Türkiye yüzyılını” gerçekleştirmek zor. Konusunda uzman birçok kişi, siyasetçi ve bilim adamı, karar alıcılar ve bürokratlarca davet edilerek, hangi siyasi düşünceye sahip olduklarına bakılmadan “Görüş ve Önerileri” alınmalıdır. Sadece CİMER başvurusu ile olmaz bu işler..
Ayrıca konu mevcut yasalar ve terörle mücadele ihbar yasası gibi çıkarılacak ek kanun- yönetmeliklerle, cimri davranılmadan ikramiye/ devlet takdiri (teşekkürü) şeklinde teşvik edilmelidir. Yorgunu yokuşa süren, adeta ödül vermemek üzere uygulanan 1931 tarihli kanun yürürlükte olup geliştirilmelidir. https://vergidosyasi.com/2018/07/29/1905-sayili-ihbar-ikramiyesine-iliskin-kanun/
Düşünebiliyor musunuz? Verilen cevapta “Teşekkür” bile yok. Sadece “Kayıt altına almış” arkadaşlar.! Nasıl bir kibir bu! CİMER başvurusunda iletişim bilgilerim var. Adresim belli. Kazara suç işleyip, aykırı laf etsem saatler içinde kapımız çalınır.
Çok mu şüpheciyim bilemem ama başvurum sonrası “becerikli” bir bürokrat, “Buldum- buldum” diye ortaya çıkıp, ikramiye, makam, mevki ve itibar kazandıysa son dönemde sıkça karşılaştığımız “intihal” ayıbı gibi, Emek ve düşünceye saygısızlık yapmış olmaz mı? Böyle örnekler araştırılıyor mu? Şüphelerimde yalnız mıyım?
Sadece Görüş ve Öneri olarak değil, Sitem olarak da kabul edilmesi dileğimle. Kabotaj bayramı kutlu olsun.