Caroline LAURENT Turunc
Köşe Yazarı
Caroline LAURENT Turunc
 

Aşkın soğuk bir iklim kadar soğuktu!

Aşkın soğuk bir iklim kadar soğuktu! Beni sensiz bıraktığın günleri, yaşamadığım her baharı doyasıya yaşamak istiyorum. şafakta, güneş doğduğunda, belki yeniden doğarız. Yokluğunun bütün yalnızlığını avuçlarımda taşıdım,Ellerimden ter döktüm ırmaklara. Çayırların büyüdüğünü hiç görmedim Elimin değdiği yerde dikenler parmaklarına batmasın diye hiç gül dikmedim. Sensiz hiçbir çiçeğin kokusunu ciğerlerime çekemedim. kaldırımlarda tek başıma yürürken, yağmurların beni ıslatmasına izin vermedim. Her gün gökyüzünün altında ölü bir ağaç gibi iki hece arasında bekledim. Yıpranmış kelimelerin inandırıcılığını yitirdiği yerde Yenilikler bulacağımı düşündüm. Ağaçların dallarından düşen yapraklarla düşmeye hazır değildim. Tahtım sadece senin kucağın olmalıydı saçlarımda sadece senin ellerin keşke sadece benim iklimim olsaydın, başkasının değil. zaman içinde iki aşama arasında Vahşi rüzgarın uğultusunda Sessizliğin nabzını dinlerken doyasıya sevişirdik tüm kuru yapraklarla birlikte yere düşüp yeniden kalkardık Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara tek beden olurduk. Şimdi tüm aynalar sıraya girdi, benden kaçıyorlar Hiç bitmeyeceğini düşündüğüm nefesim Gecede yürüyen gölgen benim gölgeme veda ediyor. Ağlıyorum, ağlıyorum ve sonra gülümsüyorum. Her düşüncenin kollarında bir çocuk Her gecenin yalnızlığında karanlığımı aydınlatan mum ışığı oldum. Sana dair her şeye alıştım artık, senden uzakta gözlerimi senden alıp başka pınarlarla yeniden rengarenk çiçekler açacağım. Caroline Laurent Turunc #caroline_laurent_turunc 28/12/2022-Paris              
Ekleme Tarihi: 31 Aralık 2022 - Cumartesi
Caroline LAURENT Turunc

Aşkın soğuk bir iklim kadar soğuktu!

Aşkın soğuk bir iklim kadar soğuktu!
Beni sensiz bıraktığın günleri, yaşamadığım her baharı doyasıya yaşamak istiyorum.
şafakta, güneş doğduğunda, belki yeniden doğarız.
Yokluğunun bütün yalnızlığını avuçlarımda taşıdım,Ellerimden ter döktüm ırmaklara.
Çayırların büyüdüğünü hiç görmedim
Elimin değdiği yerde dikenler parmaklarına batmasın diye hiç gül dikmedim.
Sensiz hiçbir çiçeğin kokusunu ciğerlerime çekemedim.
kaldırımlarda tek başıma yürürken, yağmurların beni ıslatmasına izin vermedim.
Her gün gökyüzünün altında ölü bir ağaç gibi iki hece arasında bekledim.
Yıpranmış kelimelerin inandırıcılığını yitirdiği yerde Yenilikler bulacağımı düşündüm.
Ağaçların dallarından düşen yapraklarla düşmeye hazır değildim.
Tahtım sadece senin kucağın olmalıydı
saçlarımda sadece senin ellerin
keşke sadece benim iklimim olsaydın,
başkasının değil.
zaman içinde iki aşama arasında
Vahşi rüzgarın uğultusunda
Sessizliğin nabzını dinlerken doyasıya sevişirdik
tüm kuru yapraklarla birlikte yere düşüp yeniden kalkardık
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara tek beden olurduk.
Şimdi tüm aynalar sıraya girdi, benden kaçıyorlar
Hiç bitmeyeceğini düşündüğüm nefesim
Gecede yürüyen gölgen benim gölgeme veda ediyor.
Ağlıyorum, ağlıyorum ve sonra gülümsüyorum.
Her düşüncenin kollarında bir çocuk
Her gecenin yalnızlığında karanlığımı aydınlatan mum ışığı oldum.
Sana dair her şeye alıştım artık, senden uzakta gözlerimi senden alıp başka pınarlarla yeniden rengarenk çiçekler açacağım.
Bir 1 kişi, ayakta ve açık hava görseli olabilir
 
Haber Detay Altı LOGO
 
 
 
 
 
 
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

15
Haziran
02
Mayıs
26
Nisan
07
Kasım
01
Kasım
24
Ekim
12
Ekim
19
Eylül
08
Ağustos
07
Temmuz
22
Haziran
30
Mayıs
15
Mayıs
28
Şubat