Ersoy Arslan
Köşe Yazarı
Ersoy Arslan
 

DÜNYAYI KİM YÖNETİYOR?

Sabahın yedi buçuğu… Dışarısı ayaz, dışarısı zifiri karanlık… Resmi rakamlara göre güneşin doğmasına daha elli dakika var. Hava kapalıysa, yağmur yağıyor veya yağacaksa, güneş doğsa da karanlık… Bütün bunlara rağmen sokak insan kaynıyor. Telaş had safhada, telaş gözlerde, telaş yüreklerde ve burunlardan solunan hararetli nefeslerde... Suratlar asık. İnsanlar öfkeli. Minicik çocuklar tutmuş anne-babasının elini, gözü kapalı ve uykulu uykulu yürüyorlar, yürümeye çalışıyorlar, çünkü eğitim şart, çünkü ivedi olarak öğrenmeleri gereken bir ton ünite var. Baktım şöyle bir etrafa, gizli bir kamera aradı gözlerim. Çünkü tüm bunlar şaka olmalıydı. Simülasyondaydık muhtemelen. Bu çocuklar güneş doğmadan derse başlıyorsa, bu olsa olsa bir simülasyon hatası idi. Dünyayı kim yönetiyor, diye düşündüm bir müddet. Neden bir müddet, çünkü yetişmem gerekiyordu, diğer herkes gibi… Büyükler paraya yetişmeye, küçükler bilgide yetiştirilmeye uyanıyorlardı her sabahın köründe. Güya hâkimi oldukları gezegende, köleydi insanlar aslında. Daha mantıklı bir sistem kuramazlar mıydı? Çocuklar 10’da başlasa derse, büyükler 10 buçukta işe… Ama bir şey yapamıyordu işte hiç kimse. O kadarına güçleri yetmiyor, istemeseler de, istemedikleri, ve gerçekte kimin istediği de belli olmayan şeyleri yapıyorlardı seve seve… Hâkimiyet insanda değildi bu gezegende, kimdeydi bilen yok.  Ezbere kopyala yapıştır yaşamlar, sorgulayamazdı zaten hiçbir şeyi…
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2025 - Cuma
Ersoy Arslan

DÜNYAYI KİM YÖNETİYOR?

Sabahın yedi buçuğu… Dışarısı ayaz, dışarısı zifiri karanlık… Resmi rakamlara göre güneşin doğmasına daha elli dakika var. Hava kapalıysa, yağmur yağıyor veya yağacaksa, güneş doğsa da karanlık…

Bütün bunlara rağmen sokak insan kaynıyor. Telaş had safhada, telaş gözlerde, telaş yüreklerde ve burunlardan solunan hararetli nefeslerde... Suratlar asık. İnsanlar öfkeli. Minicik çocuklar tutmuş anne-babasının elini, gözü kapalı ve uykulu uykulu yürüyorlar, yürümeye çalışıyorlar, çünkü eğitim şart, çünkü ivedi olarak öğrenmeleri gereken bir ton ünite var.

Baktım şöyle bir etrafa, gizli bir kamera aradı gözlerim. Çünkü tüm bunlar şaka olmalıydı. Simülasyondaydık muhtemelen. Bu çocuklar güneş doğmadan derse başlıyorsa, bu olsa olsa bir simülasyon hatası idi.

Dünyayı kim yönetiyor, diye düşündüm bir müddet. Neden bir müddet, çünkü yetişmem gerekiyordu, diğer herkes gibi… Büyükler paraya yetişmeye, küçükler bilgide yetiştirilmeye uyanıyorlardı her sabahın köründe.

Güya hâkimi oldukları gezegende, köleydi insanlar aslında. Daha mantıklı bir sistem kuramazlar mıydı? Çocuklar 10’da başlasa derse, büyükler 10 buçukta işe… Ama bir şey yapamıyordu işte hiç kimse. O kadarına güçleri yetmiyor, istemeseler de, istemedikleri, ve gerçekte kimin istediği de belli olmayan şeyleri yapıyorlardı seve seve…

Hâkimiyet insanda değildi bu gezegende, kimdeydi bilen yok.  Ezbere kopyala yapıştır yaşamlar, sorgulayamazdı zaten hiçbir şeyi…

Yazıya ifade bırak !