Hiçlikte asılı bir maviliğin içindeyiz. Son sürat dönerken gezegen, tutar bizi o mavilik, sakince… Ama insan sakin değildir asla. Kaynar içerde lavlar, eser kasırgalar… Savaşır derinlerdeki canavarla. Yapma der, etme der, ama canavar söz dinlemez, sözü dinlensin ister. Hayır diyen, ona itaat etmeyen galiptir bu yolda…
Hiçlikte asılı bir maviliğin içindeyiz. Güvenmek istiyoruz bazı şeylere, kişilere… Kırıldıkça arzdaki hayaller, duaya kalkar eller. Gök bizi işitir. Gök bize güven verir. Çünkü Yer, sarsmaktadır insanlığı, üstünden atmak istercesine…
Hiçlikte asılı bir maviliğin içindeyiz, sandım. Yanıldım. Ve gördüm ki hiçlik diye tasavvur ettiğim, varlığın özü; mavilik ise gökkuşağı…
Nedenleri topladım, niçinleri ekledim, lakin bir sebep bulamadım bazı mevzulara… Aramak, yolda olmaktır. Bulmak ise hedefe varmak… Kim yüzde yüz ulaşabilir ki amaçlara? Kovaladıkça kaçan ateş böceğidir bazı şeyler, yaklaştıkça uzaklaşır, çünkü kovalanır her daim kaçan…
Maddeyi HİÇten ayırabilir misin? Gördüm, en büyük maddeydi sevgi… Lakin sevmek zordu, imkânsıza yakındı. Sevebilenlere ödül verilmeli… Ve bu ödül, sevilmek olmalı…
Gezegen bile maviyse, karartmayın içinizi, şaşırmayın karanlıktan çıkan bu renk cümbüşüne. Uçuyorsa boşlukta gezegen, korkma düşmezsin. Her şey havada süzülmüyor mu zaten.