Adı Mahmut...
Soyadını bilen yok, bilirler bilmesine de çok uzun ve telaffuzu zormuş, bu yüzden kimse kullanmaz...
Mahmut Emmi derler, kâfidir bu kadarı köylü için...
Dördüncü karısı da vefat etmiştir Mahmut Emmi'nin...
Kadınlar ağlaşır, erkekler diğer odada oturup tespih çeker, hayatın faniliğinden bahsederler habire...
Mahmut Emmi muhtarın kulağına fısıldar: "Rıza'nın kırkı ne zaman çıkıyo ki acep?"
"Çok afedersin ama Allah belanı versin be Mahmut Emmi! Yav hanımını toprağa gömeydin de ondan sonra yeni karı peşine düşeydin bari! Rıza öleli daha iki hafta olmadı, ne tez karısına göz koydun? Kudurdun mu emmi, kendine gel bi allasen ya!"
"Dört çocuğa ben mi bakcam bu saatten sonra? Ev temizliği, yemek, bağ bahçe işleri..."
23 yaşında genç ve güzel bir kadındı ne de olsa... Mahmut Emmi onu yapayalnız ve dul başına bırakır mıydı hiç?
Sahip çıkmak, kol kanat germek lazımdı tabi...
"55 yaşındasın, utanmuyon mu çocuğun yaşındaki kadına göz koymaya?"
"Rıza da 42 yaşındaydı, ona niye hiç laf etmedin? Bırak muhtar bu lafları, Rıza'nın kırkı çıksın da istemeye gidek senlen..."
Muhtar lahavle çekti öfkeyle...
Ve... Ve çığlıklar yükseldi birden kadınların olduğu yerden...
Koştular... O da nesi? Karısını canlanmış bir halde görünce altına kaçırdı korkudan Mahmut Emmi...
Ölü uyanmış ve dile gelmişti...
Bağırıp çağıranlar, feryat figan sesleri arasında ayılıp bayılanlar...
Dirildi diye namı aldı yürüdü ama doktorlara göre zaten hiç ölmemiş ki...
Bayılmış sadece...
Fakat köylünün gözünde o artık mübarek bir kadındı...
Mahmut Emmi de iyiden iyiye tırsar oldu karısından.
Bir dediğini iki etmez, lafının üstüne söz söylemez bir hale geldi...
Rıza'nın dul karısı da artık dünya ahret bacısıydı...
Korkudan karısına cinsel münasebet amacıyla yaklaşamayan Mahmut Emmi'nin bütün libidosu içinde patlamak zorunda kalıyor ve karısı da yıllar sonra rahat bir nefes alıyordu bu sayede...
Her şey bir yana, en çok da muhtarın manalı bakışları ve alaycı gülümsemesi yakıyordu canını.
Ve işte yine sırıtarak geliyor muhtar...
"Vaaay, Mahmut Emmi nassın yav?
Hadi gözün aydın, müjdemi isterim." dedi muhtar neşe içinde...
"Hayırdır, noldu ki?"
"Rıza'nın kırkı çıktı, haber vereyim dedim"