Gulbin Aybar
Köşe Yazarı
Gulbin Aybar
 

Duvarsız Üniversite(ymiş)

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Kampüs kapılarını vatandaşlara açmış. Akılla açıklanabilir bir karar değil. Vatandaşlar amfilerde öğrencilerin derslerine girip bir de fotoğraf çekiyorlarmış. Hayata geçirilen uygulamanın fayda hesabı yapıldığında (özellikle böyle köklü bir üniversite için) hem öğrencilere hem de ziyarete giden vatandaşlara faydası olmalı. Ve uygulamanın riskleri hesaplanmalı. Bu uygulamada hiçbir artı fayda olmadığı gibi çok farklı riski beraberinde getiriyor. Rektörlüğün güvenlik diye bir terimden  haberi yok sanırım. Ya da önemsemiyorlar. Elini kolunu sallayarak giren dengesiz bir vatandaş öğrencilere zarar verirse bunun hesabını ailelere kim verecek? Bu kararı ilk duyduğumda aklıma öğrencilerin güvenliğinin tehdit altında olduğu geldi. Aileler haklı olarak endişe içinde yaşayacak. Kaldı ki şiddet olaylarının sıklıkla görüldüğü ülkemizde eski eş, eski nişanlı ya da saplantılı bir sevgilinin zarar verebilme ihtimalini yükseltiyor. Ya da sebepsiz zarar verebilecek bir ruh hastası olamaz mı? Öğrencileri ve hocaları nasıl koruyacaksınız? Amfiler de ders dinleyen öğrencilerin ve hocaların konsantrasyonu bozulacak. Gençlerin aldıkları eğitimin kalitesi düşecek. Bu durum bence taciz olarak adlandırılabilir. Ve fotoğraf çekerek sosyal medyada yayınlamak. Bu zaten suç! Üstelik ziyaretçiler fotoğraflarının çekilmesine tepki gösteren öğrencileri dinlemiyormuş bile. Bu akla ziyan karardan dönülmesi için ille canımızın yanması mı gerekiyor? Aklıselim bir yönetici bu tuhaf uygulamayı derhal iptal ettirmeli. Eğitim yuvaları müze değil, sirk hiç değil. Orada eğitim gören gençlerimize ve eğitim veren hocalara kulak verin artık.   #müzedeğilüniversite
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2024 - Salı
Gulbin Aybar

Duvarsız Üniversite(ymiş)

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Kampüs kapılarını vatandaşlara açmış. Akılla açıklanabilir bir karar değil. Vatandaşlar amfilerde öğrencilerin derslerine girip bir de fotoğraf çekiyorlarmış.

Hayata geçirilen uygulamanın fayda hesabı yapıldığında (özellikle böyle köklü bir üniversite için) hem öğrencilere hem de ziyarete giden vatandaşlara faydası olmalı. Ve uygulamanın riskleri hesaplanmalı. Bu uygulamada hiçbir artı fayda olmadığı gibi çok farklı riski beraberinde getiriyor.

Rektörlüğün güvenlik diye bir terimden  haberi yok sanırım. Ya da önemsemiyorlar. Elini kolunu sallayarak giren dengesiz bir vatandaş öğrencilere zarar verirse bunun hesabını ailelere kim verecek?

Bu kararı ilk duyduğumda aklıma öğrencilerin güvenliğinin tehdit altında olduğu geldi. Aileler haklı olarak endişe içinde yaşayacak. Kaldı ki şiddet olaylarının sıklıkla görüldüğü ülkemizde eski eş, eski nişanlı ya da saplantılı bir sevgilinin zarar verebilme ihtimalini yükseltiyor. Ya da sebepsiz zarar verebilecek bir ruh hastası olamaz mı? Öğrencileri ve hocaları nasıl koruyacaksınız?

Amfiler de ders dinleyen öğrencilerin ve hocaların konsantrasyonu bozulacak. Gençlerin aldıkları eğitimin kalitesi düşecek. Bu durum bence taciz olarak adlandırılabilir. Ve fotoğraf çekerek sosyal medyada yayınlamak. Bu zaten suç!

Üstelik ziyaretçiler fotoğraflarının çekilmesine tepki gösteren öğrencileri dinlemiyormuş bile.
Bu akla ziyan karardan dönülmesi için ille canımızın yanması mı gerekiyor? Aklıselim bir yönetici bu tuhaf uygulamayı derhal iptal ettirmeli. Eğitim yuvaları müze değil, sirk hiç değil. Orada eğitim gören gençlerimize ve eğitim veren hocalara kulak verin artık.  
#müzedeğilüniversite

Yazıya ifade bırak !