Video linkini yazımın sonuna bırakacağım. Videoda ne anlatılıyordu? Maltepe Belediyesinin yaptığı yolsuzlukları haber yaptığımız için Özgür İfade Gazetesine kumpas kurarak kurarak mahkemeye verdiğini, ama yargı siz suçlu değilsiniz, Maltepe Belediyesi size iftira atmak istemiş bunu mahkeme kararıyla tescil ediyorum diyerek beraat ettirmiş!Bu satırları yazan arkadaş haksızlığa uğrayan meslektaşına destek vermek yerine; yalanla, sahtekarlıkla gazetemize ve bize iftira atan, kumpas kuran 5 yıl hapis cezasıyla yargılanmamıza sebep olan zalimin yani Maltepe Belediyesinin tarafında yer almış.
İşte bizim isyanımız buna. Biz yapılan yolsuzlukları gördüğümüzde bakın burada yanlış yapılıyor! Usulsüzlük var, çalınan Maltepe halkının parası diyoruz, bunu halka ve kamuoyuna duyuruyoruz. Bu bizim hem insani, hem vicdani, hem de mesleki sorumluluğumuz. Bizim olduğu kadar diğer yerel basınında sorumluluğudur. Peki bölgemizin basını neden işimizi layıkıyla yaptığımız için bize düşman gözüyle bakıyor? Neden suç işlendiğinde yazmayıp, biz yazdığımız için bizi hedef alıyor! Bu işte bir gariplik yok mu?
Bak arkadaşım! Bu sözlerimi sana ve senin nezdinde, senin zihniyetinde olan herkese söylüyorum. Maltepe'ye gelmeden önce İzmir'de gazete sahibiydim. 25 yıllık mesleki geçmişim var. Bizi kendinizle karıştırmayın. Bu gazete şahsi menfaat amaçlı kurulmadı. Ve kimseyi şahsen hedef almayız. Ali Kılıç ile ilgili yapılan haberler tamamen makamını kullanarak yaptığı yanlış işler üzerine. Belki bilmiyorsunuz ya da unuttunuz!Basın Konseyinin resmi web sitesinde yer alan ‘’Basın Meslek İlkeleri’’nin iki madddesini size hatırlatmak isterim. -(3. Madde) Kamusal bir görev olan gazetecilik ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir.-(5. Madde) Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.
Yani kişiler bizi ilgilendirmiyor! Ama makamlarının onlara verdiği gücü şahsi menfaatleri için kullanıyorsalar yazmamak suçtur gazete için. Bizler halkın çıkarlarını korumakla yükümlüyüz.
Şimdiye kadar hiç bir meslektaşımza söz söylemedik. Ama benim ya da ekibimin mesleki ve kişisel onurunu zedeleyecek bir olaya taraf olurlarsa bunu yazmak; onur, gurur sahibi her insan gibi bizim de en doğal hakkımız!
Saldırmak diyorsun ya! Saldırmak tam da bu senin yaptığın işte! Videoda bize karşı işlenen bir suç anlatılıyor ama sen hakaretler yağdırmışsın. Farkında mısın bilmiyorum ama, suç işleyeni koruyorsun.
Fakat bir yerde çok haklısın! Birbirinizi çok iyi biliyorsunuz. Ve çok şükür ki asla sizlerin tarafında olmadım.
Bu yazının, bu arkadaşın şahsında aynı zihniyeti taşıyan herkese cevap olarak yazıldığını tekrarlamak istiyorum. Sanırım Gazetecilik ile Gasteciliğin arasındaki o ince çizgiyi yeterince anlatabildim. Biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Ya Siz?
Son sözüm: Biz koşullar ne olursa olsun gerçekleri sansürsüz yazmaya devam edeceğiz!
Bir de kıytırık demişsiniz ya biz susuyoruz, cevabı istatistikler versin:
]]>