Prof. Dr. Tolga Yarman
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Tolga Yarman
 

27 Mayıs 1960

Bugün 27 MAYIS... Ama yine çıt çıkmayacak... Başta Yavuz Sultan Selim'in Babacığı II. Beyazıt'a karşı yaptığı darbe olmak üzere, BÜTÜN DARBELERİ KINAYACAĞIZ, olacak bitecek...   Pardon,Yavuz Sultan Selim'in (ki Yavuz, en bıçkın bulduğum Osmanlı Padişahları'ndan biridir), Babası'na karşı yaptığı darbeyi kimse yine hiç aklına getirmeyecek ... Oysa, ben Çocuk Tolga Yarman... 27 Mayıs sürecinde, 14 yaşımdayım, en küçük kardeşimiz Faruk, 4 yaşında... 28 - 29 NİSAN Üniversite Olayları'nın hemen ardından, Cumartesi Günüydü, Rahmetli BABAMI, bir araba dolusu POLİS, evin camını çerçevesi aşağı indirdikten sonra, içeriye akın akın girip, bağırışlar çığrışlar içinde, SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE götürdü... BABAM’IN İZİNİ BULAMADIK... Birkaç gün sonra, Rahmetli ANNEMİ GÖZALTINA ALMIŞLAR... Ben yatılı okuldayım... Eve hafta arası gelince, her köşeye perdah gibi çökmüş, buhurlu hüzünden anlıyorum... YOKLAR, izleri de, belli degil... İDAM talebiyle YARGILANMAYA gotürülmüşler, meğer... Sonradan öğreniyoruz...   BABAM 66.Tümen'de, Mehmet Ali AYBAR'la beraber aynı koğuşta... ANNEM, HARBİYE NEZARETİ'NDE... ** İlk çıkarsamam şu: - NE ÖNCESİNDE OLANLAR OLSAYDI, NE ARKASINDAN OLANLAR!.. Ağızdan yel alsın, bugün olana benzer (o günlerdeki deyişle) bir sath-i maile sürükleniyordu, Türkiye: ZÜMRE TAHAKKÜMÜ!.. Devlet Radyoları sabahtan akşama kadar Demokrat Parti'ye (DP) katılan köylülerin sülâle boyu isimlerini saymaktan çıkamıyordu, bir türlü... "VATAN CEPHESİ'ydi, bu... Buraya katılmayan, sanki Vatan evladı değildi... İSMET PAŞA, iki defa, LİNÇ edilmekten kıl payı kurtuldu... TBMM bünyesinde, adı TAHKİKAT KOMİSYONU olan bir "mutlak mahkeme" kuruldu... Denetimsiz bir yargı organı gibi calışacak ve bilhassa CHP'yi kapatacak, CHP'nin üst yonetim mensuplarını, İsmet Paşa'dan başlayarak, HAPSE atacaktı... TEMSİLİYET BUNALIMI, hat safhadaydı... DP, yarıdan biraz fazla bir oy oranı ile Meclis'in kahir ekseriyetine konuyordu... Yarıdan biraz az oy alan CHP'ye ise, kapı kenarındaki sandalyeler kalıyordu, sadece... Bunun adı "MİLLİ İRADE" idi... Bu milli irade ile yapılamayacak hiçbir şey yoktu... İnsanlar örneğin işte sokakta linç edilebilirdi... Hilafet istenirse geri getirebilirdi. Listelere, "odun" konsa, seçilebilirdi... Yutturmaca devam ediyor... 27 Mayıs oldu... Bence tam bir DEVRİMDİ... Öyle oldu, boyle oldu... 27 MAYIS, DEVRİMDİ... ** DEVRİM MİYDİ, DARBE MİYDİ? Bana ne!.. Bir defa devrimdi, geçelim, "darbe" olsa ne yazar? Darbelere karşı degil miyiz, yani? Elinizin körü... Bundan daha ABES bir soru olabilir mi?.. Geçende birisi bana böyle bir soru yöneltince: - Pekiyi işte, sen, YAVUZ SULTAN SELİM'in BABASINA KARŞI YAPTIĞI DARBEYE KARŞI MISIN, değil misin, deyiverdim ... Karşıyım dese, OSMANLI hayal olacak... Karşı değilim dese, 27 MAYIS mübah olacak ... Öyle kala kaldı... Sonra... "O BAŞKA", dedi... NERESİ BAŞKA?, dedim... Cevap, "yengen" oldu!.. ** TARİH, DARBELERE KARŞI OLMAKLA, ÇÖZÜMLENMEZ Ben FRANSİZ İHTİLALİ'NE KARŞIYIM... Elinin körü... Olsan ne yazar, olmasan ne yazar ... “FRANSIZ İHTİLALİ, EKİM DEVRİMİ, hangi süreçte, hangi saiklerle oldu, nasıl oldu?”, diye bakılır... Ben "DEPREMDE BİNALARIN ÇÖKMESİNE" KARŞIYIM... Ee ÇÖKÜYOR!.. Olsun, ben karşıyım... Olsan ne yazar, olmasan ne yazar!.. Çökmesin istiyorsan, betondan demir çalmayacaksın... ÇALARSAN -istedigin kadar depremde binaların çökmesine karşı ol- ÇÖKER, BİNA... 27 MAYIS yeni anayasa ile bir defa temsiliyet bunalımina son verdi... MİLLİ BAKİYE ile TİP avuç içi kadar milletvekili soktu, Meclis'e; tozunu savurdu ortalığın... SENATO KURULDU... MİLLİ İRADE yavesiyle, liderin her aklına getirdigi, eller havada, kabul edip, yasa oylamaktan, şükür, çıkıldı... Bunun üstüne; "yargıç kere yargıç", bilge hukukçularin yer aldığı ANAYASA MAHKEMESİ, kuruldu... Yani, Meclis'in çıkardığı kanunu, Senato onaylasa dahi, kanunların anayasaya aykırı olup olmadığını denetleyebiliyor, "olmadık kanunları" iade edebiliyordu, Anayasa Mahkemesi... "MİLLİ İRADE YAVESİ", GERİLEDİ... TRT ÖZERK OLDU... İktidar'ın borazanı olmaktan çıktı... ÜNİVERSİTE ÖZERK OLDU... Zırt pırt iktidar müdahalesine açık kalmaktan, kurtuldu... ** Bu kazanımlar, yol boyu, maateessüf yitirildi... 27 MAYIS TARİHİ bile UNUTTURULDU... Hazin... ** Haa, iyiler yanında olumsuzluklar da olmadı mı? Olmaz olur mu? Sürü sepet... En başta idamlar, keşke olmayaydı... Pekiyi 27 MAYIS NEDİR: - DEVRİMDİR... Sapına kadar devrimdir...   Ama işte: - NE ÖNCESİNDE OLANLAR OLSAYDI, NE SONRASINDA OLANLAR!.. Ya, 27 MAYIS'ı unutturmak istedikleri, mahkum ettikleri bir yana, ondan GEREKLİ DERSİ ALAMAYANLAR?.. Istedikleri kadar darbelerde karşı olsunlar (biz de karşıyız neticede, kardeşim n'olmuş, yani); şu, acılarla, kanla kurulmuş Cumhuriyet'in, beton demirinden ÇALMAYA devam ederlerse, ben söylemiyorum, "bina mukavemet hesabı" söylüyor, altında kalmaya mahkumdurlar... ** Güzel dilekler ve sevgiyle
Ekleme Tarihi: 28 Mayıs 2023 - Pazar
Prof. Dr. Tolga Yarman

27 Mayıs 1960

Bugün 27 MAYIS...
Ama yine çıt çıkmayacak...
Başta Yavuz Sultan Selim'in Babacığı II. Beyazıt'a karşı yaptığı darbe olmak üzere, BÜTÜN DARBELERİ KINAYACAĞIZ, olacak bitecek...
 

Pardon,Yavuz Sultan Selim'in (ki Yavuz, en bıçkın bulduğum Osmanlı Padişahları'ndan biridir), Babası'na karşı yaptığı darbeyi kimse yine hiç aklına getirmeyecek ...
Oysa, ben Çocuk Tolga Yarman... 27 Mayıs sürecinde, 14 yaşımdayım, en küçük kardeşimiz Faruk, 4 yaşında... 28 - 29 NİSAN Üniversite Olayları'nın hemen ardından, Cumartesi Günüydü, Rahmetli BABAMI, bir araba dolusu POLİS, evin camını çerçevesi aşağı indirdikten sonra, içeriye akın akın girip, bağırışlar çığrışlar içinde, SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE götürdü... BABAM’IN İZİNİ BULAMADIK... Birkaç gün sonra, Rahmetli ANNEMİ GÖZALTINA ALMIŞLAR... Ben yatılı okuldayım...

Eve hafta arası gelince, her köşeye perdah gibi çökmüş, buhurlu hüzünden anlıyorum... YOKLAR, izleri de, belli degil... İDAM talebiyle YARGILANMAYA gotürülmüşler, meğer... Sonradan öğreniyoruz...
 

BABAM 66.Tümen'de, Mehmet Ali AYBAR'la beraber aynı koğuşta... ANNEM, HARBİYE NEZARETİ'NDE... ** İlk çıkarsamam şu: - NE ÖNCESİNDE OLANLAR OLSAYDI, NE ARKASINDAN OLANLAR!.. Ağızdan yel alsın, bugün olana benzer (o günlerdeki deyişle) bir sath-i maile sürükleniyordu,
Türkiye: ZÜMRE TAHAKKÜMÜ!.. Devlet Radyoları sabahtan akşama kadar Demokrat Parti'ye (DP) katılan köylülerin sülâle boyu isimlerini saymaktan çıkamıyordu, bir türlü... "VATAN CEPHESİ'ydi, bu... Buraya katılmayan, sanki Vatan evladı değildi... İSMET PAŞA, iki defa, LİNÇ edilmekten kıl payı kurtuldu...

TBMM bünyesinde, adı TAHKİKAT KOMİSYONU olan bir "mutlak mahkeme" kuruldu... Denetimsiz bir yargı organı gibi calışacak ve bilhassa CHP'yi kapatacak, CHP'nin üst yonetim mensuplarını, İsmet Paşa'dan başlayarak, HAPSE atacaktı...

TEMSİLİYET BUNALIMI, hat safhadaydı... DP, yarıdan biraz fazla bir oy oranı ile Meclis'in kahir ekseriyetine konuyordu... Yarıdan biraz az oy alan CHP'ye ise, kapı kenarındaki sandalyeler kalıyordu, sadece... Bunun adı "MİLLİ İRADE" idi... Bu milli irade ile yapılamayacak hiçbir şey yoktu... İnsanlar örneğin işte sokakta linç edilebilirdi... Hilafet istenirse geri getirebilirdi. Listelere, "odun" konsa, seçilebilirdi... Yutturmaca devam ediyor... 27 Mayıs oldu... Bence tam bir DEVRİMDİ... Öyle oldu, boyle oldu... 27 MAYIS, DEVRİMDİ... ** DEVRİM MİYDİ, DARBE MİYDİ? Bana ne!..

Bir defa devrimdi, geçelim, "darbe" olsa ne yazar? Darbelere karşı degil miyiz, yani? Elinizin körü... Bundan daha ABES bir soru olabilir mi?.. Geçende birisi bana böyle bir soru yöneltince: - Pekiyi işte, sen, YAVUZ SULTAN SELİM'in BABASINA KARŞI YAPTIĞI DARBEYE KARŞI MISIN, değil misin, deyiverdim ... Karşıyım dese, OSMANLI hayal olacak... Karşı değilim dese, 27 MAYIS mübah olacak ... Öyle kala kaldı... Sonra... "O BAŞKA", dedi... NERESİ BAŞKA?, dedim... Cevap, "yengen" oldu!..

** TARİH, DARBELERE KARŞI OLMAKLA, ÇÖZÜMLENMEZ Ben FRANSİZ İHTİLALİ'NE KARŞIYIM... Elinin körü... Olsan ne yazar, olmasan ne yazar ...

“FRANSIZ İHTİLALİ, EKİM DEVRİMİ, hangi süreçte, hangi saiklerle oldu, nasıl oldu?”, diye bakılır... Ben "DEPREMDE BİNALARIN ÇÖKMESİNE" KARŞIYIM... Ee ÇÖKÜYOR!.. Olsun, ben karşıyım... Olsan ne yazar, olmasan ne yazar!.. Çökmesin istiyorsan, betondan demir çalmayacaksın... ÇALARSAN -istedigin kadar depremde binaların çökmesine karşı ol- ÇÖKER, BİNA...

27 MAYIS yeni anayasa ile bir defa temsiliyet bunalımina son verdi... MİLLİ BAKİYE ile TİP avuç içi kadar milletvekili soktu, Meclis'e; tozunu savurdu ortalığın... SENATO KURULDU... MİLLİ İRADE yavesiyle, liderin her aklına getirdigi, eller havada, kabul edip, yasa oylamaktan, şükür, çıkıldı... Bunun üstüne; "yargıç kere yargıç", bilge hukukçularin yer aldığı ANAYASA MAHKEMESİ, kuruldu... Yani, Meclis'in çıkardığı kanunu, Senato onaylasa dahi, kanunların anayasaya aykırı olup olmadığını denetleyebiliyor, "olmadık kanunları" iade edebiliyordu,

Anayasa Mahkemesi... "MİLLİ İRADE YAVESİ", GERİLEDİ... TRT ÖZERK OLDU... İktidar'ın borazanı olmaktan çıktı... ÜNİVERSİTE ÖZERK OLDU... Zırt pırt iktidar müdahalesine açık kalmaktan, kurtuldu... ** Bu kazanımlar, yol boyu, maateessüf yitirildi... 27 MAYIS TARİHİ bile UNUTTURULDU... Hazin... ** Haa, iyiler yanında olumsuzluklar da olmadı mı? Olmaz olur mu? Sürü sepet... En başta idamlar, keşke olmayaydı... Pekiyi 27 MAYIS NEDİR: - DEVRİMDİR... Sapına kadar devrimdir...
 

Ama işte: - NE ÖNCESİNDE OLANLAR OLSAYDI, NE SONRASINDA OLANLAR!.. Ya, 27 MAYIS'ı unutturmak istedikleri, mahkum ettikleri bir yana, ondan GEREKLİ DERSİ ALAMAYANLAR?.. Istedikleri kadar darbelerde karşı olsunlar (biz de karşıyız neticede, kardeşim n'olmuş, yani); şu, acılarla, kanla kurulmuş Cumhuriyet'in, beton demirinden ÇALMAYA devam ederlerse, ben söylemiyorum, "bina mukavemet hesabı" söylüyor, altında kalmaya mahkumdurlar...
** Güzel dilekler ve sevgiyle

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

27
Mayıs
28
Ekim
28
Mayıs
15
Şubat
05
Eylül