Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Ersoy Arslan Yazdı: TÜRKÜLERİMİZ ASLINDA NE ANLATIYOR?

Ersoy Arslan Türkülerimiz maalesef göründükleri kadar masum değil arkadaşlar. Gelin şimdi birkaç örnek üzerinden meseleyi ele alalım. Dam üstünde un eler (Evet, bu güzel bir başlangıç sözü, dam üstünde un eleyen bir vatandaşımızın sorunlarını gündeme getirecek ve ülke tarımcılığına dair hassas bilgi paylaşımında bulunarak kanayan bir yaraya parmak basacak herhalde diye düşünüyoruz ilk başta) Tombul tombul memeler  (Ve birden afallıyoruz, undan memeye bu ani ve sebepsiz geçiş karşısında önce kısa bir şok yaşasak da yine de iyi niyetli birtakım bahaneler üretmeye çalışıyoruz: "Belki de yaşadığı sıkıntılı hayat koşullarından mütevellit vücudu ödem yaptı veya habire un eleyip eleyip o unlar da boşa gitmesin diye kendini hamur işine verdiğinden ötürü kilo aldı kadıncağız, işte bu yüzden tombullaştı muhakkak o memeler, yani kadın sağlığı üzerine bu türkü" diye yorumlama gayretine giriyoruz meseleyi.) Memeler baş kaldırmış (Yok artık, memede bu denli ısrar edildiğine göre türküde sosyal bir mesaj verilmeye çalışılmıyor galiba. Ama yine de, küçük de olsa vaziyeti başka türlü yorumlayabilceğimize inanıyoruz safiyane bir şekilde. Belki de bu bir metafor; memelerin baş kaldırması; bu çarpık düzene bir isyan, geçimini tarımdan özellikle de undan sağlayan çiftçi kardeşlerimizin sıkıntılarına yeter artık deyip sonunda baş kaldırmasını mecazi olarak anlatıyor olmalı türkü.) Ama hayır... Ve sonunda olay, baş kaldırmış memelerin giysideki düğmelerin kavuşamamasına sebep olmasıyla neticeleniyor. Yani aslında tüm mesele şehvet, azgınlık ve memeden ibaret... Damda un eleyen bir kadını dikizleyen Coşkun kılıklı azgın bir adamın fantezilerini anlatmaya çalışıyormuş meğer türkü en başından beri... Üstüne üstlük kadın evin geliniymiş, "gelin oy zalım zalım zalım" diyerek bir de kadını zalimlikle suçluyor haspam, kelimeyi art arda tekrarlayarak üçleme yapıyor zalimliğinin ne denli büyük olduğunu anlatabilmek için... Vay arkadaş, sen sapık değilsin de sırf memesi tombul diye yeni gelin zalım öyle mi? Ve daha neler var neler... Mandanın söğüt dalına yuva yaptığını ve yetmezmiş gibi bir de yavrusunu paçoz bir sineğin kapıp gittiğini iddia eden bu türkü eşrafı, daha ne kadar aklımızla dalga geçecek arkadaşlar, buna bir dur demeyecek miyiz? Cemile isimli bir kadının dağlık mevkideki bir meşe ormanında tek başına, hem de gaydırı guppak (oynak, hafifmeşrep) bir vaziyette gezip tozmasına ne diyelim peki? Vay efendim neymiş, inmiş derelerine de bilemiyormuş, bir türlü karar veremiyormuş kaytan bıyıklarını kadının nerelerine sürmesi gerektiğine... Düşünsenize, ben böyle bir şey sorsam, instagram hikâyesinden bir anket yayınlasam... "Merhaba sevgili takipçilerim, üzerinize afiyet ben bir miktar bıyık bıraktım, hemi de kaytan. Gireceğim cinsel münasebetler esnasında bıyıklarımı partnerimin nerelerine süreyim sizce? (A). Boyun ve gıdı çevresi (B). Meme ve çevresi (C). O yer ve çevresi (D). Hiçbiri" Daha çok türkü var konuşulması gereken ama bugünlük bu kadar. Mesela "Komşu kızını zapteyle, bizim oğlan aşıktır!" tarzı bir bir üslupla komşusunu uyaran (ve belki de tehdit eden) "Yaylalar Yaylalar" türküsüne maalesef hiç vakit ayıramadık. Ama merak etmeyin, bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğim... Ersoy ARSLANersoyarslan78@gmail.com ]]>
Ekleme Tarihi: 19 Ekim 2022 - Çarşamba
Sizden Gelenler

Ersoy Arslan Yazdı: TÜRKÜLERİMİZ ASLINDA NE ANLATIYOR?

Ersoy Arslan

Türkülerimiz maalesef göründükleri kadar masum değil arkadaşlar. Gelin şimdi birkaç örnek üzerinden meseleyi ele alalım.

Dam üstünde un eler (Evet, bu güzel bir başlangıç sözü, dam üstünde un eleyen bir vatandaşımızın sorunlarını gündeme getirecek ve ülke tarımcılığına dair hassas bilgi paylaşımında bulunarak kanayan bir yaraya parmak basacak herhalde diye düşünüyoruz ilk başta)

Tombul tombul memeler  (Ve birden afallıyoruz, undan memeye bu ani ve sebepsiz geçiş karşısında önce kısa bir şok yaşasak da yine de iyi niyetli birtakım bahaneler üretmeye çalışıyoruz: "Belki de yaşadığı sıkıntılı hayat koşullarından mütevellit vücudu ödem yaptı veya habire un eleyip eleyip o unlar da boşa gitmesin diye kendini hamur işine verdiğinden ötürü kilo aldı kadıncağız, işte bu yüzden tombullaştı muhakkak o memeler, yani kadın sağlığı üzerine bu türkü" diye yorumlama gayretine giriyoruz meseleyi.)

Memeler baş kaldırmış (Yok artık, memede bu denli ısrar edildiğine göre türküde sosyal bir mesaj verilmeye çalışılmıyor galiba. Ama yine de, küçük de olsa vaziyeti başka türlü yorumlayabilceğimize inanıyoruz safiyane bir şekilde. Belki de bu bir metafor; memelerin baş kaldırması; bu çarpık düzene bir isyan, geçimini tarımdan özellikle de undan sağlayan çiftçi kardeşlerimizin sıkıntılarına yeter artık deyip sonunda baş kaldırmasını mecazi olarak anlatıyor olmalı türkü.)

Ama hayır... Ve sonunda olay, baş kaldırmış memelerin giysideki düğmelerin kavuşamamasına sebep olmasıyla neticeleniyor. Yani aslında tüm mesele şehvet, azgınlık ve memeden ibaret... Damda un eleyen bir kadını dikizleyen Coşkun kılıklı azgın bir adamın fantezilerini anlatmaya çalışıyormuş meğer türkü en başından beri... Üstüne üstlük kadın evin geliniymiş, "gelin oy zalım zalım zalım" diyerek bir de kadını zalimlikle suçluyor haspam, kelimeyi art arda tekrarlayarak üçleme yapıyor zalimliğinin ne denli büyük olduğunu anlatabilmek için... Vay arkadaş, sen sapık değilsin de sırf memesi tombul diye yeni gelin zalım öyle mi?

Ve daha neler var neler... Mandanın söğüt dalına yuva yaptığını ve yetmezmiş gibi bir de yavrusunu paçoz bir sineğin kapıp gittiğini iddia eden bu türkü eşrafı, daha ne kadar aklımızla dalga geçecek arkadaşlar, buna bir dur demeyecek miyiz?

Cemile isimli bir kadının dağlık mevkideki bir meşe ormanında tek başına, hem de gaydırı guppak (oynak, hafifmeşrep) bir vaziyette gezip tozmasına ne diyelim peki?

Vay efendim neymiş, inmiş derelerine de bilemiyormuş, bir türlü karar veremiyormuş kaytan bıyıklarını kadının nerelerine sürmesi gerektiğine... Düşünsenize, ben böyle bir şey sorsam, instagram hikâyesinden bir anket yayınlasam... "Merhaba sevgili takipçilerim, üzerinize afiyet ben bir miktar bıyık bıraktım, hemi de kaytan. Gireceğim cinsel münasebetler esnasında bıyıklarımı partnerimin nerelerine süreyim sizce? (A). Boyun ve gıdı çevresi (B). Meme ve çevresi (C). O yer ve çevresi (D). Hiçbiri"

Daha çok türkü var konuşulması gereken ama bugünlük bu kadar. Mesela "Komşu kızını zapteyle, bizim oğlan aşıktır!" tarzı bir bir üslupla komşusunu uyaran (ve belki de tehdit eden) "Yaylalar Yaylalar" türküsüne maalesef hiç vakit ayıramadık. Ama merak etmeyin, bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğim...

Ersoy ARSLANersoyarslan78@gmail.com

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran