7 Ekim Cumartesi günü Müslüman Kardeşler adlı örgütün Filistin şubesi olan Hamas’ın militanlarının İsrail’e girip katliam yapmaları üzerine, İsrail de aynı şekilde Filistin’de katliama başladı. Ortadoğu’da yıllar boyu devam eden bu acı olaylar, biteceğe de benzemiyor.
17 Ekim Salı günü Gazze’de hastanelere yapılan ve en az 500 Filistinlinin öldüğü, yüzlercesinin de yaralandığı saldırıyı tüm dünya ülkeleri kınadı. İsrail bu saldırıyı kendilerinin yapmadığını Hamas’ın yaptığını bildirdi. Ama daha önce İsrail ordusu “hastaneleri vuracağız” açıklaması yapmıştı. Bu hain saldırıyı kim yaparsa yapsın, yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden insanları öldürmek büyük bir vahşettir. Ortadoğu’da yaşananlar tam anlamıyla bir katliamdır, insanlık dramıdır. “Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Millet hayatı tehlikelerle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir” diyen büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sloganına bağlı kalarak bu katliamlara son vermek olasıdır ancak sömürü düzeni barışı engellemektedir.
Hastaneye yapılan bu vahşi saldırı dünyayı ayağa kaldırdı. Dünyaya insan hakları dersi veren batının, çekingen tavırları görüldü, hatta içlerinde İsrail’i destekleyenler bile oldu. Yapılan bu insanlık suçlarına karşı bildiri yayınlamak ya da kınamak ile sonuç değişmiyor; batının ikiyüzlü olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Yine kadınlar, çocuklar öldürülüyor, yine büyük acılar yaşanıyor.
Bunun üzerine Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Brezilya'nın Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşlarının Gazze'ye erişimini sağlamak için ‘çatışmalara ara verme’ çağrısına ilişkin sunduğu karar tasarısında Hamas'ın terör saldırıları ile sivillere yönelik her türlü şiddet kınanıyordu. Oya sunulan bu tasarı için 12 evet, 2 çekimser ve 1 hayır oyu kullanıldı.
15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi üyelerden ABD hayır oyu kullanırken, Rusya ve İngiltere ise çekimser oy kullandı. ABD'nin Daimi Temsilcisi ülkesinin veto kararını şu şekilde açıkladı: “ABD, karar tasarısında İsrail'in meşru müdafaa hakkına değinilmemesini hayal kırıklığıyla karşıladı.” Karar tasarısında önerdiği değişiklikler kabul edilmeyen Rusya’nın Daimi Temsilcisi “sivillere yönelik kınamayı kabul etmeyen delegasyonlar Ortadoğu'da akan kanın durmasını istemiyor. Amerikalı arkadaşlarımızın ikiyüzlülüğüne bir kez daha şahit olduk. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki tasarıyı veto ederek çözüm istemediklerini gösterdiler” dedi.
Ülkemizde TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler ve çeşitli kuruluşlar da yayınladıkları bildirilerle bu saldırıyı kınadılar. Hatta bazı düşünce sistemi yerine oturmamış gruplar İstanbul’da İsrail konsolosluğu önünde eylem yapıp, polisimizi taşladılar. Benzer eylemler Malatya ve Adana’da da yapıldı, askerlerimiz taşlandı. Türk askerini ve polisini taşlayarak eylem yapılmaz, bunlar kışkırtıcıların yaptığı pis oyunlardır. Dünya ülkeleri devlet terörü uygulayan haydut devlet İsrail ile ekonomik, kültürel, siyasi ve ticari ilişkiler durdurulmalı, İsrail’in büyükelçileri gönderilmelidir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarını bile uygulamayan bir devlet için ciddi yaptırım gereklidir. Yoksa kınama yaparak, açıklama yayınlayarak bu katliamların, bu trajedinin önlenemeyeceği bilinmelidir. Türkiye “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sloganına bağlı kalarak, bölgedeki barış çabalarına katkı sunmalıdır.
AKP genel başkanı da yayınladığı bildiride şöyle dedi: “İçerisinde kadınların, çocukların, masum sivillerin olduğu bir hastaneyi vurmak, İsrail’in en temel insani değerlerden yoksun saldırılarının son örneğidir. Gazze’de yaşanan ve tarihte benzeri olmayan bu vahşeti durdurmak için tüm insanlığı harekete geçmeye davet ediyorum.” Türk milleti de AKP genel başkanını, 2004 yılında Amerikan Yahudi Kongresi'nden aldığı “Yahudi Cesaret Madalyası”nı geri vermeye davet etmektedir. İktidarları uğruna Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen işgal projesinin eşbaşkanı olmakla övünenlerin, yandaşlık yapanların, sivilleri bile hedef alan emperyalizmin kirli yüzüne söyleyecekleri sözleri yoktur.
Şimdi Gazze’de yaşanan insanlık dramını bahane ederek Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlamaları iptal edildi. Yüzyıl önce benzer dramın çok daha fazlasını yaşamış bir ulusun zaferini ve kurduğu devletin 100. yılını kutlamaya hiçbir güç engel olamaz. Dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birini vererek, toprakları emperyalist güçler tarafından işgal edilmiş ülkemizi ve Cumhuriyetimizi, benzersiz bir mücadele vererek bize kazandıranlara duyduğumuz saygı, şükran ve sevginin ifadesidir bu kutlamalar. Atatürk’ün çocukları gerekirse kutlamaları kendileri yapar, törenler düzenler. Bir devletin 100. yıldönümü kültürel düzeyi ses getiren, nitelikli ve kalıcı eserlerle kutlanır. Cumhuriyetimizin 100. yılını görkemli törenlerle ve nitelikli eğlencelerle kutlamak her vatandaşımızın hakkıdır ve kutlanacaktır. Yaşasın cumhuriyet, yaşasın aydınlanma devrimi, yaşasın Atatürk.
Azim ve Karar, 23 Ekim 2023.