Kızım ile aramdaki büyük anlaşmadan bahsetmek istiyorum size. Anneler, duyun beni. Ergen dönemlerinde, her şeye bir itirazı, bir kafa tutuşu vardı. Biz hep hatalı, arkadaşları hep haklı. Asi, hırçın, isyankar, bilmiş, ukala, dünyaları ben yarattım tripleri ile ortalıkta dolanmalar. Hımmmmm öyle mi? Tepemin tasının attığı bir gün, otur dedim karşıma. Ses tonum, vücut dilim tokat silsilesi gibi algılandı ki , çakılı kaldı karşımda. “Bak, henüz 15 yaşındasın ve sen 18 yaşını bitirene kadar, seninle ilgili her mevzuat için tek karar mercii benim. Ben ne dersem o olur” dedim. Önce şaşkınlık sonra teslimiyet bir ara acaba şaka mı yapıyor bu kadın bana ve sonuç PEKİ anneciğim söz. Ama, bitmedi devamı var, “ 18 yaşını doldurduğun an itibari ile artık sen ne dersen o” . “ Tabiii aldığın kararlar ile ilgili fikrimi sorarsan söylerim. İster dinler, ister dinlemezsin. Sorumluluğun dahilinde her şeyin muhatabı sensin 18 inden sonra. Öncesinden de tamamı ile ben sorumluyum” diye sözümü tamamladım ve sustum. Kızım şaşkınlıktan ağzı bir karış açık öylece yüzüme bakakaldı.  Bu tarihi anlaşma sayesinde kazasız belasız, hasarsız 18 i bitirdik ve yaş 19. Ne güzel şeysin sen , yaşın hep 19 misali, bilmiş tavırlar kaldığı yerden devam etse de daha temkinli davranışları ile beni hep, hem onore etti hem mutlu.Her kararı öncesi fikrimi aldı, her zaman ortaklaşa kararlar verdik. Şükürüm büyük, aklı başında, kendine yeten ,kültürlü, sağlıklı, espirili harika bir genç kadın  o şimdilerde. Kariyer yapma çabasında, emeklere saygı kıvamında ve etrafında aklının karışmasına sebebiyet verecek onlarca genç adam var.Sanırım yine küçük bir müdahale zamanı. Bebeğim sordun ya “ Anne nereden bileceğim seçtiğim kişi doğru veya yanlış” , “sence bay doğru ile birliktemiyim, tamam mıdır? Bu mudur? Evettttt terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya. Geldik zurnanın zırt dediği yerine.  O halde bay doğru bu mudur? Diye soran tüm kızlarıma bu nasihat benden olsun. Ya dinlersiniz , ya bildiğinizi okursunuz. Bayın doğrusu yanlışı evet vardır ancak kalp bunu ayırt edebilir mi bilinmez. O halde pratik bir ipucu size  CESUR ADAMLARI SEVİN.  OLAYLARI AKIŞINDA BIRAKIP, KENARDAN SEYREDENLERİ DEĞİL. GİDİŞATI DEĞİŞTİREN, YÖN VEREN,  BAHANELERİ KENDİNE KALKAN ETMEYEN, ÇÖZÜM ÜRETEN ADAMLARI SEVİN. Bu benim fikrim Tamarca, gerisi size kalmış.