Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Bu toplum, bu gençlik tehlikenin farkında mı?

Bir süre önce değerli yazarımız Rahmi Turan yazısının alt notunda, “Hiç kimse, dinlemek istemeyen kadar sağır değildir” diye yazmıştı. Çok yerinde bir vecizeydi, ben de saklamıştım. Bugün kullanmamın sırası geldi. Sevgili halkım, çok kişinin gitmeye can attığı ABD’yi bırakarak onlara geri geldiğim vatandaşlarım, bilgisizlikten ya da muhtaç olmaktan yanlış yolu seçmemiş olan kardeşlerim, 22 yıldır size seslendim ama duymadınız. Şimdi gene sesleniyorum. Şu anda ekonomi berbat, halkın %80’i sıkıntıda ama, ülkenin ve halkımızın en büyük sorunu özgürlüğümüzü kaybetmek ve bölünmek iken, Ülkemizin her tarafı düşmanlarımız tarafından sarılmış iken, Onların gayelerinin saklı olmadığı ve evvelce belirtilmiş olduğu bir gerçek iken, 22 yıldır yürütülen yanlış programların varlığında değişiklik beklenmediği bilinirken, Yerel seçimlere 7 ay gibi kısa bir zaman kala muhalefet kaybetmeyi garantilemekle uğraşırken, Sen neden vatanının yakılıp yıkılmasını, en azından parçalanmasını ve özerkliğini kaybetmeni görmüyorsun, duymuyorsun ve kurbanlık koyun gibi sonunun gelmesini bekliyorsun? 21 yıldır senin kendine acımadığını izliyorum, ama artık büyümekte olan masum çocuklarına, torunlarına da mı acımıyorsun? Sen hür, özerk ve çağdaşlık yolunda bir ülkede doğdun, onların Afganistan benzeri bir ülkede yaşamasına nasıl razı olacaksın? Filistin’de yapılanların bizde olması yüzde bir ihtimal bile olsa, buna razı mısın? Evinin yıkıldığını, yavrunun kanlar içinde kucağına verildiğini yaşamak istiyor musun? Eğer istiyorsan koş oraya git ve beni bunu yaşamaya mecbur etme! Bunu ne bana ne komşuna ne de hiç tanımadığın birine yapmaya hakkın yok! Sen sağırsan kör değilsin, etrafına bak, Ortadoğu’da olanlara bak ve kendine de olabilecekleri gör! O sefaleti yıkımı, acıyı, çaresizliği yaşadığını düşün! Çaresizlikle açıkta kaldığını düşün! Sadece. “Ah keşke duysaydım, ilgilenseydim, ne halt ettim ben” dediğini düşün! Düşün çünkü seni bekleyen gelecek tam da bu olabilir. Çünkü yazılmış, yayınlanmış plan budur. BOP = Büyük Ortadoğu Projesi budur. Ortadoğu’ da 60 yıldır uygulanan yıkım ve ölüm budur. Eğer sen buna hâlâ “komplo teorisi” diyorsan karşılaştığın ya da karşılaşacağın felaketi hak etmişsin canım kardeşim. Başkası değil, suçlu olan sensin! Hiçbir zaman gizli olmamış ve defalarca yayınlanmış olan BOP’nin ne olduğunu ben sana hatırlatayım: 1978 de Knasset’te (İsrail meclisinde) büyük Kürdistan’ın kurulacağı ve bunun İsrail ile birleşerek büyük İsrail’in kurulacağını okuduk. ABD kuleleri acayip bir şekilde vuruldu, ABD’nin Afganistan’ı suçlamasına ve işgallere yol açtı. Saddam kışkırtıldı Kuveyt’e saldırdı, ABD yardımına geldi, Çöl savaşı başlayacaktı, ABD ordusu Türkiye’de konumlamak ve Ortadoğu’ya hâkim olmak için gemilerini İskenderun’a getirdi ama TBMM bir oy farkıyla engel oldu. Büyük hayal kırıklığı ve masrafa rağmen ABD ordusu Basra körfezinden çıkış yaptı ve Irak işgal edildi. ABD bizden beklediğini alamayınca Kürtlere döndü. Yer değiştirmesi gerekenler Kuzey Irak’a sıkıştırıldı, gazlandı, Türkiye ye göçe zorlandı. Yörede kanlı diktasıyla asayişi koruyan Saddam fare deliğinde sıkıştırıldı, bayram günü asıldı. Bölgede karışıklık başladı. Işid yaratıldı, katliam başlatıldı, PKK uzantısı YPG ve PYD kuruldu. ABD bunlarla bölgeyi istediği gibi şekillendirme operasyonuna başladı. ABD’li bir Binbaşının yaptığı(!) Ortadoğu’nun yeni haritası yayınlandıktan birkaç hafta sonra Bakan Condoleezza Rice bölgeye geldi ve hudutların değişeceğini açıkladı. Suriye’de Esad karşıtı grup yaratıldı ve desteklendi, Esad’a Kimya silahı kullanmak iftirası atıldı, bir numaralı demokrasi düşman ilan edildi, Suriye’nin parçalanma süreci de başladı. ABD. Türkiye taşeron olarak çağrıldı ama biz gitmedik, Ordumuzun başına çuval geçirildi! Rusya Suriye’deki varlığını arttırmaya başladı, bu programda yoktu ve şimdilik daha ileri gitmemesi şartıyla Rusya ve USD anlaştı. ABD Ortadoğu’ya yerleşti. Işid yaratıldı, desteklendi, silahlandırıldı, ama palazlanınca söz dinlememeye başladı, ABD uzun vade çıkarları tehlikeye girince Işid bir numaralı düşman oldu ve Türkiye taşeron olarak çağrıldı, bu pisliğe bulaştık ve evlatlarımızı kurban verdik. Hiçbir çıkarımız olmadan geri döndük. YPG ve PYD binlerce konteyner son teknoloji silahlarla donatıldı Güney hududumuzda hazır bekliyor. Peşmerge Hatay’ın doğusunda güçlü ve hazır bekliyor. Hiç kimse onun varlığından bahis etmiyor. Güçlü ve iyi yetiştirilmiş bir güç var ama kimse hakkında konuşmuyor! Her hâlde emir böyle! Ege adaları ve Kızılağaç hududumuzda Yunanistan ABD tarafından silahlandırıldı, etrafımız sarıldı. Ekonomimiz dibe vurmak üzere, tamamen bağımlıyız, kuraklık kapıda, satacak mal kalmadı, borç veren bile yok. Bize diz çökmek zamanı hazırlandı. İşte canım kardeşim, Gazze-İsrail harbi dedikleri BOP’nin yeni bir perdesi olan hesaplanmış harekettir. Yahudiler İsrail’de de, ABD’de de ikiye bölünmüştür. Yüzde ellisinden fazlası Siyonist değildir ve Filistin’e yapılanları kabul etmezler. Musa idaresi zor, çoğu putperest halkını yola sokmak için onlara tanrının, ”Siz seçilmiş ırksınız, size ait seçilmiş topraklar var, gidin orada yaşayanların hepsini öldürün ve oraya yerleşin” dediğini söyledi. Siyonistler hâlâ buna inanırlar ve Netanyahu ile beraber yönetimi ele geçirdiler ve Filistinlilerin topraklarını terk etmelerini istiyorlar. Artık kulağını da gözünü de aç ve sıranın Lübnan’dan sonra bizde olduğunu gör. Bu çıkmazdan ancak bir araya gelerek ve ABD’ye biat etmeyen bir yönetimle karşı koyabiliriz. Ama eğer sen muhalefet içerisinde hâlâ birleşmeyen vatan hainlerini izlemekle yetinirsen geleceğin parlak değil. BOP’ni durdurmak ümidin tükenmiş olacak, onu da bilesin! Karşı koyduğunda da Gazza’de yaşananları yaşayacaksın. Bütün bunları 21 yıldır sana makalelerimle anlatıldı 1945’den alıntılarla 2019 yılı sonuna kadar olan devreyi kapsayan 500 sayfalık “BOP Dramı” isimli kitabımda bunların hepsi yıllar evvel senokuyasın  öğrenesin diye ayrıntılarıyla yazıldı. Eğer seçimde yönetim değişikliği olsaydı, 2020 den günümüze kadar olanı, “BOP Dramı 2” olarak yayınlayacaktım. Ama senin suskunluğun ve gerçekleri görmemenle o tarihî fırsatı da kaçırdık. Şu anda da son kalan ufak bir fırsatı kaçırmak yolunda bayağı başarıyla ilerliyoruz. Sana sormak zorundayım: Mutu musun? “Asıl önemli olan, memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur”. Bana değil, yukarıdaki sözlerle seni uyarmış olan, seni yüz yıldır özerk ve mutlu yaşatmaya yol açmış olan, bütün imkânları ve milli gururu, değerleri sana miras bırakan Atamıza cevap ver! Uykudaki kardeşim, gerçekçi ol ve ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunu gör. Sen kendini hiçe saydıkça ve Atatürk’ün sözlerine önem vermedikçe, dediğini de yapmadıkça, lütfen onun ismini de anmayı bırak. Hiç değilse onun hatırasına saygı duy. Saygı duymamış olduğun için “Yüzüncü yılı kutlarken Atam’a” isimli şiirimi yazdım onu da oku, oku ki nedenlerin cevabını öğren! Eğer CHP’nin bağımsız ve Atatürkçü ellere dönüşerek secimi kazanmasını sağlamazsan yukarıdaki felâketlerin hepsi olacak onu da bil. Ben biliyorum çünkü 21 yıldır bütün yazdıklarım maalesef doğru çıktı bu da çıkacak. Neden mi? Çünkü hiçbir saklı değil ama sen okumuyorsun, başkasının kendi yapman gerekeni sana yapmasını bekliyorsun. Yapabilirsin, henüz kıl payı vakit var. O vakit her geçen saat daha da daralıyor. Öncelikle ne yaparsan yap, Ortadoğu’daki  karmaşalara karışma. Orası tuzaktır, ateştir, dokunan yanar. Senin gücün o ateşi söndürmeye yetmez. Yetmez çünkü a ateş tesadüf değil, bilerek başlatıldı ve yaratanlar istediklerini elde edinceye kadar sönmeyecek. Sen içerideki tuzaklara odaklan. Son sahnenin oynandığı bir seçim var. Atatürk’ün ama Halkın partisi CHP yönetimlerin kurbanı! Eğer onları kendi hâline bırakır düzelmelerini, doğruyu yapmalarını beklersen, çok beklersin, çünkü beklediğin olmaz. Şimdiye kadar yapmadılar, şimdiden sonra da yapmazlar Yapman gereken Basını yanına almaktır. Onları etkisi olmadan, onlar senin tarafında, seninle beraber olmadan, hiçbir sona varamazsın. Bu yalnız bizde değil, bütün dünyada böyledir, ülkedeki ana gazetelerle ile beraber hareket etmeyen kazanamaz. Evvelki yazımda CHP’ye alternatif varsa bana söyleyin diye yazdım. Tık yok. Demek ki yazdığım gibi şu anda başka alternatif yok. O zaman akıllı ol ve CHP’nin gerçek Atatürkçü bir değişme girmesini sağla! Evet, sen sağla, çünkü bu senin için yapılması gerekiyor, çünkü bu halkın partisi, Kılıçdaroğlu’nun değil, çünkü bu senin vatanın. Senin görevini de başka kimsenin yapmasını bekleme. Gelmez! 80 yıldır gelmedi, şimdi de gelmez. bekleme. Gelmez! 80 yıldır gelmedi, şimdi de gelmez. Atam izindeyiz falan da palavra! İzinde olsaydık bu hâle gelir miydik? Onun için bir dahaki sefere Atanın karşısına, “Atam, dediğin gibi ...... yaptık” diye çıkmaya bak ki, kendi kendine de saygın yerine gelsin. Kurtulmak, vatanı kurtarmak istiyorsan sen yapacaksın. Sen yapmazsan bil ki kimse de yapmaz. Atatürk bunları sana yıllar evvel söyledi ama sen yapmadın. O nedenle başkasının yanlışlarını kınamayı bırak ve sen düzeltme yolunda çalış. Yegâne çıkar yolumuz budur. Onu da unutma! Başarılar dilerim. Her şeye rağmen Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına daha bölünmeden varabilmiş olduğumuzu kutluyoruz. Tabii ki kutlayacağız. Sen bunu hak etmemiş olsan da kutlayacağız. Çünkü bu bayramın olması için milyonlar kan döktü, ocaklar söndü, hayatlar gencecik yaşlarında son buldu. Tabii ki kutlayacağız ama gerçekçi olalım ve hatalarımızı bilelim, bu kutlamayı yaparken Atatürk’ün hatırasına saygı duyalım. Onun adını kullanarak yalanlarla geçmiş hatalarımız sanki yokmuş gibi kendimizi kandırmayalım, başkalarını da kandırdığımızı sanmayalım. Yüzüncü Cumhuriyet bayramınızı candan kutlar, daha aydınlık bayramlara erişmemizi ümit ve arzu ederim. Esenlikle kalınız.
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2023 - Cumartesi
Turgut Karabekir

Bu toplum, bu gençlik tehlikenin farkında mı?

Bir süre önce değerli yazarımız Rahmi Turan yazısının alt notunda, “Hiç kimse, dinlemek istemeyen kadar sağır değildir” diye yazmıştı. Çok yerinde bir vecizeydi, ben de saklamıştım. Bugün kullanmamın sırası geldi.

Sevgili halkım, çok kişinin gitmeye can attığı ABD’yi bırakarak onlara geri geldiğim vatandaşlarım, bilgisizlikten ya da muhtaç olmaktan yanlış yolu seçmemiş olan kardeşlerim, 22 yıldır size seslendim ama duymadınız. Şimdi gene sesleniyorum.

Şu anda ekonomi berbat, halkın %80’i sıkıntıda ama, ülkenin ve halkımızın en büyük sorunu özgürlüğümüzü kaybetmek ve bölünmek iken,

Ülkemizin her tarafı düşmanlarımız tarafından sarılmış iken,

Onların gayelerinin saklı olmadığı ve evvelce belirtilmiş olduğu bir gerçek iken,

22 yıldır yürütülen yanlış programların varlığında değişiklik beklenmediği bilinirken,

Yerel seçimlere 7 ay gibi kısa bir zaman kala muhalefet kaybetmeyi garantilemekle uğraşırken,

Sen neden vatanının yakılıp yıkılmasını, en azından parçalanmasını ve özerkliğini kaybetmeni görmüyorsun, duymuyorsun ve kurbanlık koyun gibi sonunun gelmesini bekliyorsun?

21 yıldır senin kendine acımadığını izliyorum, ama artık büyümekte olan masum çocuklarına, torunlarına da mı acımıyorsun? Sen hür, özerk ve çağdaşlık yolunda bir ülkede doğdun, onların Afganistan benzeri bir ülkede yaşamasına nasıl razı olacaksın?

Filistin’de yapılanların bizde olması yüzde bir ihtimal bile olsa, buna razı mısın?

Evinin yıkıldığını, yavrunun kanlar içinde kucağına verildiğini yaşamak istiyor musun?

Eğer istiyorsan koş oraya git ve beni bunu yaşamaya mecbur etme! Bunu ne bana ne komşuna ne de hiç tanımadığın birine yapmaya hakkın yok!

Sen sağırsan kör değilsin, etrafına bak, Ortadoğu’da olanlara bak ve kendine de olabilecekleri gör! O sefaleti yıkımı, acıyı, çaresizliği yaşadığını düşün! Çaresizlikle açıkta kaldığını düşün!

Sadece. “Ah keşke duysaydım, ilgilenseydim, ne halt ettim ben” dediğini düşün!

Düşün çünkü seni bekleyen gelecek tam da bu olabilir. Çünkü yazılmış, yayınlanmış plan budur.

BOP = Büyük Ortadoğu Projesi budur. Ortadoğu’ da 60 yıldır uygulanan yıkım ve ölüm budur.

Eğer sen buna hâlâ “komplo teorisi” diyorsan karşılaştığın ya da karşılaşacağın felaketi hak etmişsin canım kardeşim. Başkası değil, suçlu olan sensin!

Hiçbir zaman gizli olmamış ve defalarca yayınlanmış olan BOP’nin ne olduğunu ben sana hatırlatayım:

1978 de Knasset’te (İsrail meclisinde) büyük Kürdistan’ın kurulacağı ve bunun İsrail ile birleşerek büyük İsrail’in kurulacağını okuduk.

ABD kuleleri acayip bir şekilde vuruldu, ABD’nin Afganistan’ı suçlamasına ve işgallere yol açtı.

Saddam kışkırtıldı Kuveyt’e saldırdı, ABD yardımına geldi, Çöl savaşı başlayacaktı, ABD ordusu

Türkiye’de konumlamak ve Ortadoğu’ya hâkim olmak için gemilerini İskenderun’a getirdi ama TBMM bir oy farkıyla engel oldu. Büyük hayal kırıklığı ve masrafa rağmen ABD ordusu Basra körfezinden çıkış yaptı ve Irak işgal edildi. ABD bizden beklediğini alamayınca Kürtlere döndü.

Yer değiştirmesi gerekenler Kuzey Irak’a sıkıştırıldı, gazlandı, Türkiye ye göçe zorlandı.

Yörede kanlı diktasıyla asayişi koruyan Saddam fare deliğinde sıkıştırıldı, bayram günü asıldı. Bölgede karışıklık başladı. Işid yaratıldı, katliam başlatıldı,

PKK uzantısı YPG ve PYD kuruldu. ABD bunlarla bölgeyi istediği gibi şekillendirme operasyonuna başladı.

ABD’li bir Binbaşının yaptığı(!) Ortadoğu’nun yeni haritası yayınlandıktan birkaç hafta sonra Bakan

Condoleezza Rice bölgeye geldi ve hudutların değişeceğini açıkladı.

Suriye’de Esad karşıtı grup yaratıldı ve desteklendi, Esad’a Kimya silahı kullanmak iftirası atıldı, bir numaralı demokrasi düşman ilan edildi,

Suriye’nin parçalanma süreci de başladı. ABD. Türkiye taşeron olarak çağrıldı ama biz gitmedik,

Ordumuzun başına çuval geçirildi!

Rusya Suriye’deki varlığını arttırmaya başladı, bu programda yoktu ve şimdilik daha ileri gitmemesi şartıyla Rusya ve USD anlaştı.

ABD Ortadoğu’ya yerleşti. Işid yaratıldı, desteklendi, silahlandırıldı, ama palazlanınca söz dinlememeye başladı, ABD uzun vade çıkarları tehlikeye girince Işid bir numaralı düşman oldu ve Türkiye taşeron olarak çağrıldı, bu pisliğe bulaştık ve evlatlarımızı kurban verdik. Hiçbir çıkarımız olmadan geri döndük.

YPG ve PYD binlerce konteyner son teknoloji silahlarla donatıldı Güney hududumuzda hazır bekliyor. Peşmerge Hatay’ın doğusunda güçlü ve hazır bekliyor. Hiç kimse onun varlığından bahis etmiyor. Güçlü ve iyi yetiştirilmiş bir güç var ama kimse hakkında konuşmuyor! Her hâlde emir böyle!

Ege adaları ve Kızılağaç hududumuzda Yunanistan ABD tarafından silahlandırıldı, etrafımız sarıldı. Ekonomimiz dibe vurmak üzere, tamamen bağımlıyız, kuraklık kapıda, satacak mal kalmadı, borç veren bile yok. Bize diz çökmek zamanı hazırlandı.

İşte canım kardeşim, Gazze-İsrail harbi dedikleri BOP’nin yeni bir perdesi olan hesaplanmış harekettir.

Yahudiler İsrail’de de, ABD’de de ikiye bölünmüştür. Yüzde ellisinden fazlası Siyonist değildir ve Filistin’e yapılanları kabul etmezler. Musa idaresi zor, çoğu putperest halkını yola sokmak için onlara tanrının, ”Siz seçilmiş ırksınız, size ait seçilmiş topraklar var, gidin orada yaşayanların hepsini öldürün ve oraya yerleşin” dediğini söyledi.

Siyonistler hâlâ buna inanırlar ve Netanyahu ile beraber yönetimi ele geçirdiler ve Filistinlilerin topraklarını terk etmelerini istiyorlar.

Artık kulağını da gözünü de aç ve sıranın Lübnan’dan sonra bizde olduğunu gör.

Bu çıkmazdan ancak bir araya gelerek ve ABD’ye biat etmeyen bir yönetimle karşı koyabiliriz. Ama eğer sen muhalefet içerisinde hâlâ birleşmeyen vatan hainlerini izlemekle yetinirsen geleceğin parlak değil.

BOP’ni durdurmak ümidin tükenmiş olacak, onu da bilesin! Karşı koyduğunda da Gazza’de yaşananları yaşayacaksın.

Bütün bunları 21 yıldır sana makalelerimle anlatıldı 1945’den alıntılarla 2019 yılı sonuna kadar olan devreyi kapsayan 500 sayfalık “BOP Dramı” isimli kitabımda bunların hepsi yıllar evvel senokuyasın  öğrenesin diye ayrıntılarıyla yazıldı. Eğer seçimde yönetim değişikliği olsaydı, 2020 den günümüze kadar olanı, “BOP Dramı 2” olarak yayınlayacaktım.

Ama senin suskunluğun ve gerçekleri görmemenle o tarihî fırsatı da kaçırdık.

Şu anda da son kalan ufak bir fırsatı kaçırmak yolunda bayağı başarıyla ilerliyoruz.

Sana sormak zorundayım: Mutu musun?

“Asıl önemli olan, memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur”.

Bana değil, yukarıdaki sözlerle seni uyarmış olan, seni yüz yıldır özerk ve mutlu yaşatmaya yol açmış olan, bütün imkânları ve milli gururu, değerleri sana miras bırakan Atamıza cevap ver!

Uykudaki kardeşim, gerçekçi ol ve ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunu gör.

Sen kendini hiçe saydıkça ve Atatürk’ün sözlerine önem vermedikçe, dediğini de yapmadıkça, lütfen onun ismini de anmayı bırak. Hiç değilse onun hatırasına saygı duy. Saygı duymamış olduğun için

“Yüzüncü yılı kutlarken Atam’a” isimli şiirimi yazdım onu da oku, oku ki nedenlerin cevabını öğren!

Eğer CHP’nin bağımsız ve Atatürkçü ellere dönüşerek secimi kazanmasını sağlamazsan yukarıdaki felâketlerin hepsi olacak onu da bil.

Ben biliyorum çünkü 21 yıldır bütün yazdıklarım maalesef doğru çıktı bu da çıkacak. Neden mi?

Çünkü hiçbir saklı değil ama sen okumuyorsun, başkasının kendi yapman gerekeni sana yapmasını bekliyorsun.

Yapabilirsin, henüz kıl payı vakit var. O vakit her geçen saat daha da daralıyor.

Öncelikle ne yaparsan yap, Ortadoğu’daki  karmaşalara karışma. Orası tuzaktır, ateştir, dokunan yanar. Senin gücün o ateşi söndürmeye yetmez. Yetmez çünkü a ateş tesadüf değil, bilerek başlatıldı ve yaratanlar istediklerini elde edinceye kadar sönmeyecek.

Sen içerideki tuzaklara odaklan. Son sahnenin oynandığı bir seçim var. Atatürk’ün ama Halkın partisi

CHP yönetimlerin kurbanı! Eğer onları kendi hâline bırakır düzelmelerini, doğruyu yapmalarını beklersen, çok beklersin, çünkü beklediğin olmaz. Şimdiye kadar yapmadılar, şimdiden sonra da yapmazlar

Yapman gereken Basını yanına almaktır. Onları etkisi olmadan, onlar senin tarafında, seninle beraber olmadan, hiçbir sona varamazsın. Bu yalnız bizde değil, bütün dünyada böyledir, ülkedeki ana gazetelerle ile beraber hareket etmeyen kazanamaz.

Evvelki yazımda CHP’ye alternatif varsa bana söyleyin diye yazdım. Tık yok. Demek ki yazdığım gibi şu anda başka alternatif yok.
O zaman akıllı ol ve CHP’nin gerçek Atatürkçü bir değişme girmesini sağla! Evet, sen sağla, çünkü bu senin için yapılması gerekiyor, çünkü bu halkın partisi, Kılıçdaroğlu’nun değil, çünkü bu senin vatanın. Senin görevini de başka kimsenin yapmasını bekleme. Gelmez! 80 yıldır gelmedi, şimdi de gelmez. bekleme. Gelmez! 80 yıldır gelmedi, şimdi de gelmez.

Atam izindeyiz falan da palavra! İzinde olsaydık bu hâle gelir miydik? Onun için bir dahaki sefere

Atanın karşısına, “Atam, dediğin gibi ...... yaptık” diye çıkmaya bak ki, kendi kendine de saygın yerine gelsin.

Kurtulmak, vatanı kurtarmak istiyorsan sen yapacaksın. Sen yapmazsan bil ki kimse de yapmaz.

Atatürk bunları sana yıllar evvel söyledi ama sen yapmadın. O nedenle başkasının yanlışlarını kınamayı bırak ve sen düzeltme yolunda çalış.

Yegâne çıkar yolumuz budur. Onu da unutma!

Başarılar dilerim.

Her şeye rağmen Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına daha bölünmeden varabilmiş olduğumuzu kutluyoruz.

Tabii ki kutlayacağız. Sen bunu hak etmemiş olsan da kutlayacağız. Çünkü bu bayramın olması için milyonlar kan döktü, ocaklar söndü, hayatlar gencecik yaşlarında son buldu.

Tabii ki kutlayacağız ama gerçekçi olalım ve hatalarımızı bilelim, bu kutlamayı yaparken Atatürk’ün hatırasına saygı duyalım. Onun adını kullanarak yalanlarla geçmiş hatalarımız sanki yokmuş gibi kendimizi kandırmayalım, başkalarını da kandırdığımızı sanmayalım.

Yüzüncü Cumhuriyet bayramınızı candan kutlar, daha aydınlık bayramlara erişmemizi ümit ve arzu ederim.

Esenlikle kalınız.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım