Ben özellikle ülkenin ana sorunlarının açıklanması ve çözümleri için yazarım. CHP için çok defa yazmış olmam onun ülke çapında bir sorun hâline gelmiş olmasıdır. Sanırım, Kemal Derviş vârî bir operasyon yürütülüyor!
******
Kılıçdaroğlu, “CHP’nin ilkelerine bağlı partiyi ileri götürebilecek ve geçmişi temiz birisi olsa hemen bırakırım “ demiş. Bu sözün tercümesi şudur:
- Bu ülkede benden başka doğru dürüst olan vepartiye başkanlık yapabilecek kimse yok,
-Bu nedenle bırakmadım, bırakmam!
Öncelikle söylediğinin doğru olduğunu bir an kabul etsek bile, yıllardır kendilerini partiye vakfetmiş beraber çalıştığı kişilere bu sözlerle, “Sizin geçmişiniz kirli, işe yaramazsınız” demektedir ve yapılan açık hakarettir.
Bu sözü üzerine Kemal Beye neden işe yaramayan insanlarla çalışmaya devam ederek 12 seçim kaybedip ülkeyi toplumun yarısının istemediği ellere gümüş tepsi içinde verdiğini sormak gerekir.
Kemal Bey bu düşüncesiz açıklamasıyla onu bu partinin başında bir daha görmek istemeyenlerin, başkanlığının devamına karşıtlığı arttırmış oldu.
Hem de söylediği yanlıştır, haksızdır ve herkesten özür dilemelidir. Çünkü Baykal’ın antidemokratik tavır ve tüzükle idaresinde çöken CHP’nin başına tepeden inme getirildiği zaman, demokrasi lafıyla geçirilen yılların hiç birinde partinin tüzüğünü değiştirerek alttan gelenlere âdil bir şans vermek değişimi olmamıştır.
Yürütülen tek adam yönetimi benzerinde sivrilememiş olanlar varsa nedeni, yapılması gerekenlerin yapmamış olmasıdır.
Parti içerisinde çok değerli kişilerin olduğundan şüphe etmek bile büyük hatâlı bir düşünüştür.
Kaldı ki, bu ülkede, ülkeyi doğru yolda yönlendirecek birçok insan parti içinde ve dışında, ego problemsiz sandalye sevdasında olmayan vatanseverler var.
Bunların varlığını düşünmeyerek söylediği o sözler ve tanımlaması bütün topluma yapılmış bir hakarettir ve toplumdan da özür dilemelidir!
Kısacası, son aylardaki hareketlerden doğan karmaşanın, partiyi bölmekte olduğu açıktır. Başkanlığa aday olmak isteyene daha hakkânî yol açan yeni bir tüzükle, ABD bağımlısı olmayan ve Atatürk ilkelerine ve devrimlerine yüzde yüz bağlı olan, emperyalizm karşıtı, laik ilkesinde bir kişinin gelmesine, geçmişteki efendiliğine yakışır şekilde yol açmalıdır.
Bunu yapamadığı takdirde, vakit kaybı ve doğru kişiyi bulmamak, ehil ellere bırakamamaktan doğacak sorunlar da onun yanlışı olarak tarihe yazılacaktır.
******
Parti içinde olanlara da, “Kol kırılır yen içinde” sözünü ve şunları hatırlatmak isterim:
Bir buçuk aydır yarattığınız manzara oy verenleri ve taraftarlarınızı cezbetmek değil, tamamen itmektedir.
Bunu görmüyorsunuz ve parti teşkilatının her kademesinde kavgalara varan çekişmelerle zafiyetinizi kanıtlamakta olduğunun farkında değilsiniz!
Her geçen günün, size itimat ve kan kaybettiren bir komplo içinde olabileceğinizi ve ona karşı önlem almanız gerektiğini hiç düşünmediniz mi?
Böyle devam ederseniz itimadın yok olacağı ve oy sırası geldiğinde %48’in bile size oy verilmesi için hiçbir neden kalmayacağının farkında değil misiniz?
Farkında değilsiniz ve ben soruyorum: AKP’nin son 21 yılda içerisinde bir tek karışıklık gördünüz mü?
Görmediniz çünkü onlar şu veya bu şekilde de, oy verenlerine güçlü ve istikrarlı göründürler, oy verenlerin kendilerine itimat etmeleri için gereken özeni gösterdiler. Çünkü oy verenleri aç bile olsalar, sıkıntıda bile olsalar, sırtlarını dayayabileceklerine emin oldukları yer ararlar.
Karnı aç olan bile, size gelmektense orada kalmayı daha emin liman biliyor! Bunu görmüyorsunuz!
Eğer siz de bir işe yaramayan ayrıntılarla uğraşmayı bırakıp, kendi gerçeğinizi görseniz, eminim ki bu son şansı değerlendirir ve Atatürk’ün mirası CHP’nin kendi ellerinizde yok olmasına meydan vermezsiniz.
Daha açıkça ifâde edeyim:
-Skandalsız ve kavgasız olan, değerli ve bıkılmamış yüzlerle kurulacak bir değişim şarttır,
-Hemen yapılıp seçim hazırlığına odaklanmalıdır,
-Solun altı, üstü, ortası, sağın yanı, uzağı diye bir şey yoktur. Bu partiyi kurtarmak ve tabanınızı geri kazanmak için yegâne hedefiniz Atatürk ilkelerine geri dönmektir.
-Bütün toplumları uyutmaya başarılı olan Demokrasi yuvarlak lafını, gerçeğin örtüsünü bırakınız ve bu ülke için Atatürk’ün getirdiği Altıok ile onun yoluna dönünüz.
Eğer bunu yapabilecek durumda olan sizler aklınızı başınıza toplayıp doğru yolu açmazsanız bu ülke, bu toplum, Allah ile aldatılan, parçalanmış bir Ortadoğu topluluğu olmaktan 100 yıl kurtulamaz.
******
Değerli bilgemiz Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “....
Siz haberciler ortalık ne kadar karışırsa o kadar kazançlı çıkıyorsunuz, fazla karıştırmayın” demiş. Çok da doğru demiş. Gazete için iyi haber, haber olmuyor.
Gazetecilik yapmakla ülke için gerektiğinde düşünceli hareket etmek ve tahriklere yer vermemek, ince bir çizgi. Basının riyakârlığa kaymadan, haberleri saklamadan bu ince çizgi içinde duyarlı hareket etme olgunluğunu göstereceğini arzuluyor ve umuyorum.
******
Çok az zamanımız var, çok değerli günler heba oluyor. Geri dönülmeyecek hatâlar yapılıyor. Buna hep beraber dur demezsek sonradan dövünmek, suçluları eleştirmek hiçbir işe yaramayacak.
Halkın kınamakla yetinip gererken katkıyı hep başkasından beklemesinin sonu sadece hüsrandır, ülkenin yıkımıdır. Yerine konamayacak kayıptır.
“Asıl önemli olan, memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur.”.
Sevgili halkım, Atatürk bunu söylemişken, ben 95 yaşında bunları size hatırlamak için yırtınırken, halk kan ağlarken, nasıl sessiz oturabiliyorsun? Uyan!
Giordano Bruno (Ölüm: MS 1600)
“Tanrı, iradesini hâki m kılmak için yeryüzündeki insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılma için Allah’ı kullanırlar.”
“Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları
topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
Papaz Bruno bunları söylediği için asılmıştı!
“Anlayana yeter saz, anlamayana davul zurna az”.