Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Duymayan Duysun, bu vatan için

20 yıldır ısrarla yazdığım, olmasını beklediğim nihayet oldu. Partilerinden bir süre önce ayrılmış olan değişik düşüncedeki bağımsız İstanbul MV Cemal Enginyurt ve İzmir MV Salih Uzun CHP’yi desteklemek için, ona katıldılar. Gecikmiş olan, “olmazsa olmazın” oluşumunu devrim olarak kabul ediyorum. Yıllardır ilk defa mutlu ve umutluyum. Çünkü Cemal Bey: “Ben buraya geçmişime sünger çekerek gelmedim, sizi değiştirmek için de gelmedim. Birleşme, dayanışma, direnme için geldim. Demokrasinin, dayanışmanın, iradenin ve kurtuluşun son kalesi CHP’ye geldik. Biz Mustafa Kemal’in askerleri olacağız” dedi. Umarım bu sözler işiten kulaklara, gören gözlere erişir diye düşündüm. Ama ne yazık ki takip eden günlerde kimse üzerinde durmadı, hemen hemen hiç haber olmadı, yâni önemsenmedi. Bu tutumu da bir bakıma cehâlet, bir bakıma da vatanı geleceğini ve gerekçelerini düşünmemek olarak algılıyorum, sevincim hayret ve hayal kırıklığına döndü. Sevgili okurlarım, CHP ile beraber olmadan AKP’ye karşı seçim kazanılmayacağı 20 yıldır biliniyordu. Neden bu güne kadar hiçbir olumlu yaklaşım olmadı, neden hâlâ inanılmaz ilgisizlik devam ediyor? Bütün komploları öngörmüş olmama rağmen bunu anlamakta zorlanıyorum. Söylenecek bir tek söz var ama çok kişiyi kıracağı için henüz onu sarf etmemin sıra gelmedi. 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde başlayarak diğer ortamlarda da bu günlere kadar onlarca defa birlikte hareket çağırısı yaptım. O yazılarımdan birkaç alıntı yapıyorum: “parti çıkarlarının bir kenara bırakılarak geçici de olsa birlik oluşturmak kaçınılmazdır. Adayların toplu olarak seçime girmelerini sağlamak vatan borcudur”. “birliğin öncülük yaparak yolu arkadan gelenlere açmasıdır. Partilere birlikte hareket çağrısı yapılırken ”arkama” gelin çağrısı yanlıştır. Sorun ülkenin bekasıdır, “sağ sol ayırımı” yapmak yanlıştır. CHP için doğrusu ”seçimde destek” istemektir. “seçimde ana gâyemizin yüzde elli biri yakalamak olduğunu unutmamalı ve yapılması gerekene o açıdan yaklaşmalıyız, ayrılıklar yaratmak yerine, geçici de olsa birleşmeler kurmalıyız” “Biz 1922 zaferinden 100 yıl sonra tekrar büyük bir felâketin içindeyiz. Ve sen halkım; Muhalefetin bile parçalanmasına hâlâ seyircisin ve hâlâ bütün gücü eline verdiğin “bütüne” ve engel tanımayan “güce” karşı, “parçalanmış” olarak kazanamayacağını anlamadın” “birlikte oy vermenin vatanî bir görevleri olduğunu çekinmeden, söyleyin, sandalye satmak yol değil” “İlk yapılması gereken parti ayrılıklarını, kişisel çıkar ve egoları bırakıp önümüzdeki seçime birlik olarak girerek, Atatürk’ün temel ilkelerinde, baskısız çalışan Büyük Millet Meclisi ile, demokratik, laik Cumhuriyet rejimine geri dönmek olmalıdır” “muhalefetin yegâne kazanma şansı, desteklerini CHP’ye vermeleri, elimizdeki kalan tek akılcı yoldur” “yapılması gereken birlikte hareket ederek seçimi kazanmak, gerçek parlamenter sisteme, 1928 fabrika ayarlarına geri dönmektir” Hiçbir uyarıdan ders alınmadı. 24 Haziran seçimlerinde Meral Akşener’i adaylığından vaz geçip CHP’yi desteklemeye, sosyal medyada dâvet etmiştim. Kimse ilgilenmedi ve re-twit bile yapmadı. Yazılmadı! Konuşmadı! Kazanılabilecek bir seçim kaybedildi2005 yılından beri birleşme çağrılarıma katılan olmadı. Birleşmekten bahis bile etmediler. Hattâ bazıları birleşme olamaz demekle yetindiler. O zaman sormak gerek, “AKP birleşmeyi yapıncaya kadar neden akıllanmadınız?” AKP yaptıktan sonra kısmen birleştiniz ve kısmen başarılı olundu? Muhalefetin seçimleri devamlı kaybetmesinin nedeni iktidarın başarısı değil, muhalefetteki ufak partilerin yalınız girdiklerinde seçilme şanslarının olmadığını bildikleri hâlde, CHP ile birlikte hareket etmemeleri ve ayrı aday çıkarmalarıdır. Yuvarlak masa gelince de masanın yapısının çalışmayacağını belirttim. Ve çalışmadı en kritik bir seçim, akıbeti belli bir girişim yüzünden kaybedildi. Benden çok daha fazla bilgili insanlar var, neden ses çıkarmadılar? Geçen 20 yılda ülke çok şey kaybetti, halk olumsuz yolda çok geri gitti, birçok insan “bitirilmeyen” teröre kurban gitti, halk ve ülke acınacak derecede fakirleşti. Paramız pul oldu, neredeyse tamamen dışarıya bağımlı olduk! Susmak neden? Tekrar ediyorum: Bir bütün olan ve her türlü gücü elinde tutan AKP’ye karşı, CHP’den başka hiçbir muhalefet partisinin seçim kazanama şansı yoktur. CHP’nin tek başına kazanması garanti değildir. Diğer partiler CHP’yi desteklemelidir. Cemal ve Salih Beylerin hareketi değerli ve önemli bir vatanseverlik örneğidir. CHP’yi desteklemenin vatanî bir görev olduğunu her parti başkanı duymalı ve katılıma uymalıdır. Aksini yapmak benim kitabımda statükonun devamı için çalışmaktır. Şimdi izlemekte olduğumuz CHP eski CHP değil ve yardımı hak ediyor. Cumhurbaşkanı adayı seçimi süreci erken başladı ve sorular oluştu. Çözüm, Parlamenter sisteme geçilir geçilmez konuşulan iki adaylardan birinin Cumhurbaşkanı, diğerinin de Başbakan olacağının, şimdiden söylenmesidir. Çoğunluğun değerli bulduğu Yavaş ve İmamoğlu da el ele yöneterek kısa zamanda ülkeyi düzeltirler. Değerli yazarlarımızdan, bu konuyu gündemde tutmalarını, CHP’yi destelemeye, desteklemelerini vermelerini, ümit ve rica ediyorum. “Basın ulusun ortak sesidir. Bir güç, bir okul, bir yol göstericidir” M. K. Atatürk.
Ekleme Tarihi: 08 Şubat 2025 - Cumartesi
Turgut Karabekir

Duymayan Duysun, bu vatan için

20 yıldır ısrarla yazdığım, olmasını beklediğim nihayet oldu. Partilerinden bir süre önce ayrılmış olan değişik düşüncedeki bağımsız İstanbul MV Cemal Enginyurt ve İzmir MV Salih Uzun CHP’yi desteklemek için, ona katıldılar. Gecikmiş olan, “olmazsa olmazın” oluşumunu devrim olarak kabul ediyorum. Yıllardır ilk defa mutlu ve umutluyum.

Çünkü Cemal Bey:

“Ben buraya geçmişime sünger çekerek gelmedim, sizi değiştirmek için de gelmedim. Birleşme, dayanışma, direnme için geldim.

Demokrasinin, dayanışmanın, iradenin ve kurtuluşun son kalesi CHP’ye geldik. Biz Mustafa Kemal’in askerleri olacağız” dedi.

Umarım bu sözler işiten kulaklara, gören gözlere erişir diye düşündüm. Ama ne yazık ki takip eden günlerde kimse üzerinde durmadı, hemen hemen hiç haber olmadı, yâni önemsenmedi. Bu tutumu da bir bakıma cehâlet, bir bakıma da vatanı geleceğini ve gerekçelerini düşünmemek olarak algılıyorum, sevincim hayret ve hayal kırıklığına döndü.

Sevgili okurlarım, CHP ile beraber olmadan AKP’ye karşı seçim kazanılmayacağı 20 yıldır biliniyordu. Neden bu güne kadar hiçbir olumlu yaklaşım olmadı, neden hâlâ inanılmaz ilgisizlik devam ediyor? Bütün komploları öngörmüş olmama rağmen bunu anlamakta zorlanıyorum. Söylenecek bir tek söz var ama çok kişiyi kıracağı için henüz onu sarf etmemin sıra gelmedi.

2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde başlayarak diğer ortamlarda da bu günlere kadar onlarca defa birlikte hareket çağırısı yaptım. O yazılarımdan birkaç alıntı yapıyorum:

“parti çıkarlarının bir kenara bırakılarak geçici de olsa birlik oluşturmak kaçınılmazdır. Adayların toplu olarak seçime girmelerini sağlamak vatan borcudur”.

“birliğin öncülük yaparak yolu arkadan gelenlere açmasıdır. Partilere birlikte hareket çağrısı yapılırken ”arkama” gelin çağrısı yanlıştır. Sorun ülkenin bekasıdır, “sağ sol ayırımı” yapmak yanlıştır. CHP için doğrusu ”seçimde destek” istemektir.

“seçimde ana gâyemizin yüzde elli biri yakalamak olduğunu unutmamalı ve yapılması gerekene o açıdan yaklaşmalıyız, ayrılıklar yaratmak yerine, geçici de olsa birleşmeler kurmalıyız”

“Biz 1922 zaferinden 100 yıl sonra tekrar büyük bir felâketin içindeyiz. Ve sen halkım; Muhalefetin bile parçalanmasına hâlâ seyircisin ve hâlâ bütün gücü eline verdiğin “bütüne” ve engel tanımayan “güce” karşı, “parçalanmış” olarak kazanamayacağını anlamadın”

“birlikte oy vermenin vatanî bir görevleri olduğunu çekinmeden, söyleyin, sandalye satmak yol değil”

“İlk yapılması gereken parti ayrılıklarını, kişisel çıkar ve egoları bırakıp önümüzdeki seçime birlik olarak girerek, Atatürk’ün temel ilkelerinde, baskısız çalışan Büyük Millet Meclisi ile, demokratik, laik Cumhuriyet rejimine geri dönmek olmalıdır”

“muhalefetin yegâne kazanma şansı, desteklerini CHP’ye vermeleri, elimizdeki kalan tek akılcı yoldur”

“yapılması gereken birlikte hareket ederek seçimi kazanmak, gerçek parlamenter sisteme, 1928 fabrika ayarlarına geri dönmektir” Hiçbir uyarıdan ders alınmadı. 24 Haziran seçimlerinde Meral Akşener’i adaylığından vaz geçip CHP’yi desteklemeye, sosyal medyada dâvet etmiştim. Kimse ilgilenmedi ve re-twit bile yapmadı. Yazılmadı! Konuşmadı! Kazanılabilecek bir seçim kaybedildi2005 yılından beri birleşme çağrılarıma katılan olmadı. Birleşmekten bahis bile etmediler. Hattâ bazıları birleşme olamaz demekle yetindiler. O zaman sormak gerek, “AKP birleşmeyi yapıncaya kadar neden akıllanmadınız?” AKP yaptıktan sonra kısmen birleştiniz ve kısmen başarılı olundu?

Muhalefetin seçimleri devamlı kaybetmesinin nedeni iktidarın başarısı değil, muhalefetteki ufak partilerin yalınız girdiklerinde seçilme şanslarının olmadığını bildikleri hâlde, CHP ile birlikte hareket etmemeleri ve ayrı aday çıkarmalarıdır.

Yuvarlak masa gelince de masanın yapısının çalışmayacağını belirttim. Ve çalışmadı en kritik bir seçim, akıbeti belli bir girişim yüzünden kaybedildi.

Benden çok daha fazla bilgili insanlar var, neden ses çıkarmadılar? Geçen 20 yılda ülke çok şey kaybetti, halk olumsuz yolda çok geri gitti, birçok insan “bitirilmeyen” teröre kurban gitti, halk ve ülke acınacak derecede fakirleşti. Paramız pul oldu, neredeyse tamamen dışarıya bağımlı olduk! Susmak neden?

Tekrar ediyorum:

Bir bütün olan ve her türlü gücü elinde tutan AKP’ye karşı, CHP’den başka hiçbir muhalefet partisinin seçim kazanama şansı yoktur.

CHP’nin tek başına kazanması garanti değildir.

Diğer partiler CHP’yi desteklemelidir. Cemal ve Salih Beylerin hareketi değerli ve önemli bir vatanseverlik örneğidir.

CHP’yi desteklemenin vatanî bir görev olduğunu her parti başkanı duymalı ve katılıma uymalıdır. Aksini yapmak benim kitabımda statükonun devamı için çalışmaktır.

Şimdi izlemekte olduğumuz CHP eski CHP değil ve yardımı hak ediyor.

Cumhurbaşkanı adayı seçimi süreci erken başladı ve sorular oluştu. Çözüm, Parlamenter sisteme geçilir geçilmez konuşulan iki adaylardan birinin Cumhurbaşkanı, diğerinin de

Başbakan olacağının, şimdiden söylenmesidir.

Çoğunluğun değerli bulduğu Yavaş ve İmamoğlu da el ele yöneterek kısa zamanda ülkeyi düzeltirler.

Değerli yazarlarımızdan, bu konuyu gündemde tutmalarını, CHP’yi destelemeye, desteklemelerini vermelerini, ümit ve rica ediyorum.

“Basın ulusun ortak sesidir. Bir güç, bir okul, bir yol göstericidir” M. K. Atatürk.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Kasım
02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım