Süt ısınınca kabarır ve taşar, ama ayran tabii ki ısıtılmaz ve kabarmaz. “Türkün aklı sonradan gelir” atasözüyle kınanmaya laik görülmüş halkımızın çok şükür sabrı tükendi ve var olduğunu gösterdi.
Memnun muyum? Tabii ki memnunum, ama sormadan da edemeyeceğim, “Aklın neredeydi be kardeşim, aklın neredeydi? 2004 de belli olan ve senin şimdi dayanamadığın sıkıntılarına neden olanlar, açıklıkla ben geliyorum diye bağırmaktaydılar. Biz de dile getirmekteydik, ama sen sustun ve sustuğun her olanı kabullendiğin 23 yılda, Türkiye değişti ve başka bir ülke ortaya çıktı. O zaman olacaklardan kurtulmak kolaydı şimdi ise çok zor. Keşke aklın başına vaktinde gelseydi de bu hallere düşmeseydik.
Ama gene de, şimdi geç te olsa, hakkını aradığın için minnettarım, sana sevgiyle sarılıyor ve bu zor yolda cesaret fedakârlık ve başarılar diliyorum. Doğru hedefe odaklanarak başarılı olmanı bekliyorum.
Yolun Atatürk’ün yolu olduğunu ve ancak onun söylediklerini yaparsan aydınlığa çıkabileceğini unutma.
Gelelim kefene! Kefeni yırtmak için içindekinin ölmemiş olası gerek. CHP 70 yıldır Atatürk yolundan kaymıştı, kefenin içinde çırpınmaktaydı. Aklı başına geldi ve nihayet Ahmed’in, Mehmed’in değil, halkın partisi olduğunu hatırladı. Halkçı bir düşünce ve yeni yüzler ile halkın karlısına çıkmayı başardı.
Yazdıklarımızın, önerilerimizin, kınamalarımızın etkisi olmuş olmamış önemli değil. Değişim oldu ya, ben ona bakarım. Esas olan bizim haklı çıkmamız değil, CHP yönetiminin doğruyu yapmış olmasıdır.
Çok defa kınadığım ve âcizane yön vermeye çalıştığım Özgür Özel Beyi candan tebrik ederim. Böyle gittiği süre de, arkasında olacağım.
Ancak çok önemli bir noktanın üzerinde ısrarla durma zamanı geldi. Bu konuda CHP liderlerine düşen görev, şimdiye kadar yaptıklarından çok daha önemli önlemler alınması gerektiriyor. Karşılaştığımız Temel ve gerçek sorunların halka anlatılması gerekiyor.
Satranç oynarken tabii ki piyonlara da hücum edilir. Ancak gaye veziri ve asıl gaye şâhı ele geçirmektir. CHP’nin önündeki savaşta şah AKP iktidarı değil, BOP’nin patronları, gözü kararmış
Beyaz Saray ve Yeni Dünya Düzenini kurmakta olan uluslar üstü sermayenin vicdansız idarecileridir.
1945’ten beri ülkemiz üzerinde oynanan bu pis oyundan kurtulmak için piyonları yok etmeye çalışarak karşı duramayız. Kendi asker ve kalelerimizi korumak için gereken gücü de elde etmemiz gerekir.
Bu güç şimdi ulusal değil, kişisel nedenlerle ortaya nihayet çıkmış olan halkımızın varlığıdır.
Ancak halk kiminle ve neden savaştığını doğru anlamalıdır.
Bu ulusal savaşta birlik şarttır.
Halkın güçlü olması, güçlü görünmesi, Kararlı hareket etmesi, Nedenini bilerek hakkını aradığını, neden ortada olduğunun bilinçli olarak göstermesi şarttır. Ancak o zaman ABD ve şürekâsının gücüne karşı durabiliriz ve BOP’den doğacak zararlarımızı asgariye indirebiliriz.
Vatan müdâfasında birlikte hareket her vatandaşın amacı olmalıdır Dolayısıyla, halk hareketinin devamını ve güçlenmesini istemek ve olmasına çalışmak, iktidar taraftarlarının da, muhalefet taraftarlarının da, yani bütün halkımızın ön amacı olmalıdır. Aksi inanılmaz kayıplar ve hüsrandır. BOP uygulamaları hızlandı, eğer taraftarlık ve çıkarlar nedeniyle karşı hareketimiz doğru yönetilmezse, maalesef kan dökülmesine neden olacaktır.
Geçen haftalarda Ankara ile Washington arasındaki görüşmeler ve “Senior Fellow at The Central Asia-Caucasus İnstitute” Halil Karaveli’nin makalesinden ve ABD yeni Büyükelçisi adayı Tom Barrack’ın onay konuşmalarındaki bildirilerinden, ABD’nin istek ve çıkarları doğrultusunda ortaya çıkan tablo netleşmiş oluyor. Özetlersem:
İran’a karşı açılacak cephede, Barzani, PKK/PYD ve Türkiye ABD’nin yanında olacak,
Türkiye Filistin’e destek vermeyecek ve İsrail’e yakınlaşacak,
Suriye’de PKK/PYD’ye operasyon yapmayacak,
PKK/PYD’ye özerkliğe benzer bir yapı verilmesine, Türkiye karşı çıkmayacak,
Gazze Filistinlilerden arındırılmasına, Suriye ve Iraktan İran etkisi kaldırılmasına, Türkiye uyumlu olacak,
Türkiye de istendiğinde Ukrayna’ya barış gücü askeri gönderilecek,
Gürcistan ve Ermenistan’da Rusya’nın etkisinin azaltılmasında Türkiye uyumlu olacak,
Rusya’dan aldığımız S400’ler depoya konmazsa ABD F-16 ve F-35’leri ABD bize vermeyecek.
Bunlar BOP’nin amaçlarıyla uyuşuyor. Yâni uygulama tamamlandığında ülkemizin doğu illerinin gasp edilmesini içeriyor. Her zaman olduğu gibi ABD zorbalıkla, hak, hukuk ve insanlık karşıtı her hareketi İsrail’in çıkarları, BOP’nin tamamlanması için her türlü uluslararası anlaşmaları ve insanlığı çiğniyor.
Eğer halkımız pis oyunun gerçek ve güçlüsünü bilmez ve bütün uğraşısını iktidarın hataları üzerinde
kısıtlarsa, kalıcı bir zafere erişilemez, biz kaybederiz, halk özgürlüğünü de kaybeder.
Halkın öğrenmesi gereken bu kapandan en az zararla kurtulmak için yegâne çarenin, halkın güçlü olarak birlik ile, ABD karşısında durmasıdır.
Direncimizin haricinde zayıf bir ümit AB’nin Büyük İsrail kurulduğunda en büyük zararı göreceklerini anlaması ve Ortadoğu’daki harita değişiminin daha kısıtlı olması için direnmeye başlamasıdır.
Bizi kısmen kurtaracak bu olasılığı da gelecek yazımın konusu olarak ele alacağım.
CHP’nin üst düzey yönetimine sesleniyorum: Sorumluluk çıtanızı yükseltme, değere değer katma vaktidir. Olaylar nedeniyle elde edilen halka dayalı potansiyel enerjiyi kullanmanız zamanıdır. Parti olarak, ama halkla beraber göreviniz, ülkeyi kurtarmak olmalıdır. Halkı, ülkeyi kurtarma yolunda olağanmış tavrı ile birleştirmelisiniz.
Artık sloganınız halk partisi değil, “Halkların partisi” olmalıdır.
Bunu iktidarı kınayarak ve ayrılım yaratarak değil, onlar yokmuş gibi davranarak, bütün momentumun elinizde olduğu şekilde hareket ederek, yeni bir güçle kurtarıcı rolüne geçmelisiniz.
Sorun vatan olunca gerisi teferruattır, sözü her yerde çınlamalıdır!
Vatanı kurtarmak isteyene kim karşı durabilir?
Yolunuz açık ve aydınlık olsun, Ama açıklıkla Atatürk’ün yolu olsun.
ŞEKER bayramınızı kutlarım.