Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Herkes tehlike çanlarını duysun!

Atatürk’ü ve düşüncelerini, onun mirası Kemalizm’i bilmeden, Atatürk’ün ismini kullanarak yola çıkanlar, onun karşıtı olduğu öğelerin koruyucusu durumunda olduklarının farkında değiller. Farkında olmayanlar bilmeden ülkemizin çöküşüne katkıda bulunuyorlar. Onlar, kendi bilgi noksanlarını ve yanlışlarını düzeltmedikçe, bu ülkeyi çöküşüne seyirci kalınmış olan yerden çıkartamayız. Gerçekleri herkese öğretmeliyiz. Gerçekleri bilenleri dinlemezsek, öğrenmek için gayret sarf etmezsek, yanlış yapanlara katılmış olur ve bu çöküşün parçası bile oluruz. Yanlışı yapan üç tür insan var: Düşünmeden yapan / Gerçeği bilmediği için yapan / Yanlış olduğunu bilerek kasten yapan. Sözcü yazarı İsmail Saymaz 4 Ağustostaki yazısında, CHP’deki değişim hakkında söyleşi yaparken Özgür Özel’in “Değişimin siyasal kaynağı şüphesiz, Sol ve Sosyal Demokrasi olacaktır” dediğini yazmıştı. Bu genç ve çalışkan CHP yetkilisinin sözünü, nereye gittiğini bilmeden söylenmiş olduğunu ümit ediyorum. Bilinmelidir ki, ne ABD anayasasında ne de bizim anayasamızda Demokrasi sözü geçmez. İkisinde de Cumhuriyet sözü esası oluşturur. Sosyal Demokrasi lafı, sonradan uydurulmuştur ve anlamı Kemalizm’e karşıdır. Değerli okurlarım, yol olarak belirledikleri “Sosyal Demokrasi” gerçekleri örten bu anlayışın başlangıcının 1800’lerin son yıllarına kadar gittiğini yakın zamanda değerli bilgemiz Faik Kurtulan’ın Veryansın TV’de yaptığı bir söyleşiden öğrenmiş oldum. Kapitalizmin Sosyalizm ile aklanmasına çalışılarak, emekçilerin sömürüsünden başka bir şey olmadığını söyleşide açıklıkla anlatılması yerinde bir öğretidir. Onun bu çok değerli konuşmasının dinlemenizi önerirken, metnini halkı aydınlatıcı bulduğumdan, birçok yerde yayınlanmasını arzu ederdim. https://.www.youtube.com/watch?v=btoVSK6t6y0&t=445 Yıllardır ben ve başkaları tarafından yapılmış olan onlarca uyarıdan sonra, bir CHP ileri geleninin hâlâ “Sol” ile Atatürk’ün ilkelerinden ayrıldığını beyan etmesi büyük bir tehlikenin çanlarıdır. Atatürk’ün izinde olmalarını ve bizlerin CHP’den onu beklediğimizi bilmemeleri, üzücü olduğu kadar ondan beklentileri olanlara inanılmayacak bir duyarsızlık, kabul edemeyeceğimiz bir tutumdur. Bu yolu seçenler kimdir ki, Atatürk’ün halka hediyesi, “halkın partisinde” Atatürk özü ve sözü yerine yıllardır başka yönler arıyorlar? Ülkeyi batırmak isteyenlere yardımcı olduklarının farkındalar mı, yoksa gaflet içindeler mi? Atatürk ilkelerinde ne yanlış gördüler de, 80 yıldır hiçbirinde başarılı olamadıkları başka yollar aramaktalar? Bunlar Atatürk’ün ilkelerinde, bizim ülkemiz ve halkımız için elzem olan yeteri kadar SOL olduğunun, yâni vatandaşlar arsındaki eşitliğin ve âdil varlık dağıtımının olduğunun farkında da mı değiller? Atatürk Devletçiliğinin SOL’un gayelerinin en pratik çözümü olduğunu da mı bilmiyorlar? CHP sağa kaydığı için solun koptuğunu görmüyorlar mı? Atatürk milliyetçiliğinin yurttaki her ferdi nasıl korumak için var olduğunun da mı farkında değiller? Öyleyse yazıklar olsun! Satır arası yapılan itiraflar emperyalistlere uygun hareket etmiş görünerek bize CHP’nin tabanının neden rahatsız olduğunu ve partinin başarısızlıklarının nedenini açık olarak gösteriyor. Çünkü CHP’nin oy vereni gerçekleri tamâmiyle bilmese dahî, yıllardır yapılan yanlışlarda örtü altında olanları seziyor ve uzaklaşıyor. En az 15 yıldır, her fırsatta parti ileri gelenlerine ve başkanına, çeşitli yazım yollarıyla, “antiemperyalist ve laiklik kelimelerini neden kullanmadıkları sormam cevapsız kaldı. Bu sessizlikten çıkarılacak sonucu okurumun anlayışına bırakıyorum. CHP’nin yöneticilerinin 1945 ten beri adım adım Atatürk’ün ana ilkelerinden ayrılmaya başladığını 16 yıldır yazmaktayım. Temel ilklere geri dönmeden bu ülkenin emperyalist yaklaşım ve etkilerden kurtulma şansımızın olmadığını devamlı tekrar etmekteyim. Önlem alınmamasının yankılarını, bugün parçalanmakta olan CHP’nin durumunda izlemekteyiz. Ülkemizi temelinden sarsmak isteyenler neredeyse gayelerine eriştiler! Yüz yıldır olduğu gibi, bugün de, Atatürk’ün varlığı ve Kemalizm, bizim kalkınmamızın nedeni Atatürk ve devrimleri, dünyanın birçok yerinde de kalkınma ve ümit örneği olmuştu Ve bu nedenle 1945’den beri onu karalama, devrimlerini silme, yaptıklarını yıkma çalışmaları bizim bilgisizliğimiz ve ilgisizliğimiz nedeniyle başarı ile devam ediyor. Hiç şüphe yok ki CHP’nin temelini oluşturan halk bilerek ya da bilmeyerek yolundan çıkmış olan partiye olan memnuniyetsizliğini, oy vermemekle belirtiyor. Dün gazetede bir manşet, “Koskoca ülkem, 21 yılda ne hâle geldi” demekteydi! Ülkenin yıkımını son 21 yılda yapılan yanlışlara bağlamak, başını kuma gömmekten farksızdır. Yıkımın 80 yıl evvel başladığını ve bizi bu acı sonuca getirdiğini artık görmek ve anlamak zorundayız Değerli yazarımız Emin Çölaşan bugünkü yazısında, CHP’nin neden “Günah keçisi” olduğunu sorguluyor. Cevabı şüphesiz Atatürk yolundan ayrılmış oldukları ve iktidarın bir bütün olmasına karşı, muhalefetin yıllardır paramparça ve istikrarsız olmasıdır. Şu günlerde CHP’nin içinde olanlar çok yönden bizim için büyük önem ve öncelik taşıyor. Onların yanlış yolda olmalarına seyirci olmamız, onlarla beraber yanlışı yapmaktan farksızdır ve bu tutum vahim sonuçlara varır. Halkları sosyalizm kullanılarak kandırması, yüzlerce yıldır dincilerin halkları Allah ile kandırmalarından farksızdır. Zarar gören halk, kazanan sömürenlerdir. Komünizme ve emperyalizme bağlı yönetimler bu toplumda yürümez. Bizi kör topal acılara, sefâlet sürükler. Yürüyecek olsaydı hiç şüphe yok ki Atatürk o yolu seçmiş olurdu. Bunu akıldan çıkarmamalıyız. CHP’de, özellikle başa gelmeyi düşünenlerin bir an evvel kimliklerini açıklamaları, oy verecek olan bizlere hangi yolda olduklarını anlatmaları gerekir. Buradan CHP’ye bir kez daha sesleniyorum: Ülkenin kaderiyle oynamayın, bu işin şakası yok. İktidarı suçlamanın arkasına saklanarak boş ümitler vermeyi ve oy vereninizi yanlış bilgilendirmeyi bırakınız. Doğru rengi seçiniz, ama artık renginizi açıklayınız. CHP’nin yolunun Atatürk’ün çizdiği yol olduğundan ve yan sokakları aramanızın kabul edilmeyeceğini biliniz. Başka bir alternatif kesinlikle kabul görmez. Altı oka, Kemalizm’e dönünüz. Bir seçim daha kaybederek ülkenin kaybına neden olmadan, bunu yapınız!
Ekleme Tarihi: 13 Ağustos 2023 - Pazar
Turgut Karabekir

Herkes tehlike çanlarını duysun!

Atatürk’ü ve düşüncelerini, onun mirası Kemalizm’i bilmeden, Atatürk’ün ismini kullanarak yola çıkanlar, onun karşıtı olduğu öğelerin koruyucusu durumunda olduklarının farkında değiller. Farkında olmayanlar bilmeden ülkemizin çöküşüne katkıda bulunuyorlar.

Onlar, kendi bilgi noksanlarını ve yanlışlarını düzeltmedikçe, bu ülkeyi çöküşüne seyirci kalınmış olan yerden çıkartamayız. Gerçekleri herkese öğretmeliyiz.

Gerçekleri bilenleri dinlemezsek, öğrenmek için gayret sarf etmezsek, yanlış yapanlara katılmış olur ve bu çöküşün parçası bile oluruz.

Yanlışı yapan üç tür insan var: Düşünmeden yapan / Gerçeği bilmediği için yapan / Yanlış olduğunu bilerek kasten yapan.

Sözcü yazarı İsmail Saymaz 4 Ağustostaki yazısında, CHP’deki değişim hakkında söyleşi yaparken Özgür Özel’in “Değişimin siyasal kaynağı şüphesiz, Sol ve Sosyal Demokrasi olacaktır” dediğini yazmıştı.

Bu genç ve çalışkan CHP yetkilisinin sözünü, nereye gittiğini bilmeden söylenmiş olduğunu ümit ediyorum.

Bilinmelidir ki, ne ABD anayasasında ne de bizim anayasamızda Demokrasi sözü geçmez. İkisinde de

Cumhuriyet sözü esası oluşturur. Sosyal Demokrasi lafı, sonradan uydurulmuştur ve anlamı Kemalizm’e karşıdır.

Değerli okurlarım, yol olarak belirledikleri “Sosyal Demokrasi” gerçekleri örten bu anlayışın başlangıcının 1800’lerin son yıllarına kadar gittiğini yakın zamanda değerli bilgemiz Faik Kurtulan’ın Veryansın TV’de yaptığı bir söyleşiden öğrenmiş oldum. Kapitalizmin Sosyalizm ile aklanmasına çalışılarak, emekçilerin sömürüsünden başka bir şey olmadığını söyleşide açıklıkla anlatılması yerinde bir öğretidir. Onun bu çok değerli konuşmasının dinlemenizi önerirken, metnini halkı aydınlatıcı bulduğumdan, birçok yerde yayınlanmasını arzu ederdim.

https://.www.youtube.com/watch?v=btoVSK6t6y0&t=445

Yıllardır ben ve başkaları tarafından yapılmış olan onlarca uyarıdan sonra, bir CHP ileri geleninin hâlâ “Sol” ile Atatürk’ün ilkelerinden ayrıldığını beyan etmesi büyük bir tehlikenin çanlarıdır. Atatürk’ün izinde olmalarını ve bizlerin CHP’den onu beklediğimizi bilmemeleri, üzücü olduğu kadar ondan beklentileri olanlara inanılmayacak bir duyarsızlık, kabul edemeyeceğimiz bir tutumdur.

Bu yolu seçenler kimdir ki, Atatürk’ün halka hediyesi, “halkın partisinde” Atatürk özü ve sözü yerine yıllardır başka yönler arıyorlar?

Ülkeyi batırmak isteyenlere yardımcı olduklarının farkındalar mı, yoksa gaflet içindeler mi?

Atatürk ilkelerinde ne yanlış gördüler de, 80 yıldır hiçbirinde başarılı olamadıkları başka yollar aramaktalar?
Bunlar Atatürk’ün ilkelerinde, bizim ülkemiz ve halkımız için elzem olan yeteri kadar SOL olduğunun, yâni vatandaşlar arsındaki eşitliğin ve âdil varlık dağıtımının olduğunun farkında da mı değiller?

Atatürk Devletçiliğinin SOL’un gayelerinin en pratik çözümü olduğunu da mı bilmiyorlar? CHP sağa kaydığı için solun koptuğunu görmüyorlar mı?

Atatürk milliyetçiliğinin yurttaki her ferdi nasıl korumak için var olduğunun da mı farkında değiller?
Öyleyse yazıklar olsun!

Satır arası yapılan itiraflar emperyalistlere uygun hareket etmiş görünerek bize CHP’nin tabanının neden rahatsız olduğunu ve partinin başarısızlıklarının nedenini açık olarak gösteriyor. Çünkü CHP’nin oy vereni gerçekleri tamâmiyle bilmese dahî, yıllardır yapılan yanlışlarda örtü altında olanları seziyor ve uzaklaşıyor.

En az 15 yıldır, her fırsatta parti ileri gelenlerine ve başkanına, çeşitli yazım yollarıyla, “antiemperyalist ve laiklik kelimelerini neden kullanmadıkları sormam cevapsız kaldı. Bu sessizlikten çıkarılacak sonucu okurumun anlayışına bırakıyorum.

CHP’nin yöneticilerinin 1945 ten beri adım adım Atatürk’ün ana ilkelerinden ayrılmaya başladığını 16 yıldır yazmaktayım. Temel ilklere geri dönmeden bu ülkenin emperyalist yaklaşım ve etkilerden kurtulma şansımızın olmadığını devamlı tekrar etmekteyim.

Önlem alınmamasının yankılarını, bugün parçalanmakta olan CHP’nin durumunda izlemekteyiz. Ülkemizi temelinden sarsmak isteyenler neredeyse gayelerine eriştiler!

Yüz yıldır olduğu gibi, bugün de, Atatürk’ün varlığı ve Kemalizm, bizim kalkınmamızın nedeni Atatürk ve devrimleri, dünyanın birçok yerinde de kalkınma ve ümit örneği olmuştu Ve bu nedenle 1945’den beri onu karalama, devrimlerini silme, yaptıklarını yıkma çalışmaları bizim bilgisizliğimiz ve ilgisizliğimiz nedeniyle başarı ile devam ediyor.

Hiç şüphe yok ki CHP’nin temelini oluşturan halk bilerek ya da bilmeyerek yolundan çıkmış olan partiye olan memnuniyetsizliğini, oy vermemekle belirtiyor.

Dün gazetede bir manşet, “Koskoca ülkem, 21 yılda ne hâle geldi” demekteydi!

Ülkenin yıkımını son 21 yılda yapılan yanlışlara bağlamak, başını kuma gömmekten farksızdır. Yıkımın

80 yıl evvel başladığını ve bizi bu acı sonuca getirdiğini artık görmek ve anlamak zorundayız

Değerli yazarımız Emin Çölaşan bugünkü yazısında, CHP’nin neden “Günah keçisi” olduğunu sorguluyor.

Cevabı şüphesiz Atatürk yolundan ayrılmış oldukları ve iktidarın bir bütün olmasına karşı, muhalefetin yıllardır paramparça ve istikrarsız olmasıdır.

Şu günlerde CHP’nin içinde olanlar çok yönden bizim için büyük önem ve öncelik taşıyor. Onların yanlış yolda olmalarına seyirci olmamız, onlarla beraber yanlışı yapmaktan farksızdır ve bu tutum vahim sonuçlara varır.

Halkları sosyalizm kullanılarak kandırması, yüzlerce yıldır dincilerin halkları Allah ile kandırmalarından farksızdır. Zarar gören halk, kazanan sömürenlerdir.

Komünizme ve emperyalizme bağlı yönetimler bu toplumda yürümez. Bizi kör topal acılara, sefâlet sürükler. Yürüyecek olsaydı hiç şüphe yok ki Atatürk o yolu seçmiş olurdu. Bunu akıldan çıkarmamalıyız.

CHP’de, özellikle başa gelmeyi düşünenlerin bir an evvel kimliklerini açıklamaları, oy verecek olan bizlere hangi yolda olduklarını anlatmaları gerekir.

Buradan CHP’ye bir kez daha sesleniyorum: Ülkenin kaderiyle oynamayın, bu işin şakası yok. İktidarı suçlamanın arkasına saklanarak boş ümitler vermeyi ve oy vereninizi yanlış bilgilendirmeyi bırakınız. Doğru rengi seçiniz, ama artık renginizi açıklayınız.

CHP’nin yolunun Atatürk’ün çizdiği yol olduğundan ve yan sokakları aramanızın kabul edilmeyeceğini biliniz.

Başka bir alternatif kesinlikle kabul görmez. Altı oka, Kemalizm’e dönünüz. Bir seçim daha kaybederek ülkenin kaybına neden olmadan, bunu yapınız!

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım