Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Turgut Karabekir: Son 84 yılın bilançosu (1/3)

CHP’ye sesleniyorum: 84 yıldır gösterdiğin; mazeret, vaat ve başarısızlık. Sebepler, özürler, olayların gidişini oluruna bırakmak ve her seçimden evvel hiç ihtimal yokken bol kepçeden verilen sözlerinin, hiçbir zaman, hiçbirinin anlamları olmadı ve gelecekte de olmayacak. Görülmemiş boyutta yalanların kol gezdiği ortamda herkesin laflara karnı tok. Bilgisiz ve güçsüz karnının doyurma derdindeler. İktidarı suçlamakta yetinen, kendi partinin içinde bile bir bütün olmayı beceremeyen senden hiçbir fayda geleceğine inanmıyorlar. Partinin içindeki olan pislikler çok kişiyi itiyor ve çok değerli kişileri kaybetmen herkesi senden uzaklaştırıyor. Ve 52’ye 48 kaybettin, nokta. 84 yıllık becerisizliğin ile partiyi ülkeyi felâketlere sürükleyecekleri belli olanlara açık kıldın. Bir kerecik olsun ders almadın. Sen sâdece iktidarın bütün gücü eline almasına seyirci olabildin. Onların ve yandaşlarının bu gücü kaybettiklerinde başlarına geleceğini bildikleri ve kaybetmemek için her şeyi yapacağı belliyken, halka onlar gidiyor, hatta gitti mesajını yaydın. Bunu yaparken neye dayanıyordun? Sonuç aczinin ifadesi oldu! Şimdi, adâletsizlikler yaptılar demek nene? Aklın neredeydi? Neden evvelden gereken önlemleri almadın? Şimdi yakınmaya hakkında yok ve bu tutumun seni temelinin gözünde daha da zayıf gösteriyor. Sen son 21 yılda hiçbir zaman %30’lara varamadın, iktidar hiçbir zaman %30’ların altına düşmedi. Senin tabanın parçalanmakta devam etti, İktidarın mutlak gücü eline almasına engel olamadın. Sen parçalanırken o bütünlüğünü korudu ve şu veya bu şekilde kazandı. O hâlâ istediğini yapabiliyorsa ki yapıyor, o hâlde sen kaybettin. Nokta. Kaybımıza mahcubiyet ekleme! Artık direnmeye yer kalmadı, kaybettiğini anla! Anla ki bir daha aynı plağı çalmayalım. Çünkü 84 yıldır tabanın, CHP’ye rağmen, CHP’ye oy vermeye mecbur oluyordu. Çünkü sen Atatürk’ün CHP’si olmayı 84 yıl önce bırakmaya başladın ve bu gün ne olduğun artık belli bile değil! Atatürk’ün yolundan ayrıldın! Yıllarca ortanın sağında mısın, solunda mısın, milliyetçi misin, demokrat mısın solcu musun, arandın. Sonunda “altı oku”, Atatürk ilkelerini, bırakıp “Gerçek Demokrasi” peşine gider oldun. Bu yolda, “laik” ve “antiemperyalist” demeyi bile unuttun. Dilin mi tutuldu? Söyle bana: tam başarıya erişmiş gerçek demokrasi nerede var? Demokrasi yeni dünya düzenin emperyalizmin eline düşmesine en azından, seyirci oldun. Bugünkü duruma neden oldun! 1950 yılında ezan Türkçeden Arapçaya çevrildiğinde, Kur’an’da bile yeri olmayan şeyhler, tarikatlar hortlarken ben 22 yaşındaydım Sen bana karşı koyacak gerekli bilgiyi o zaman bile vermemiştin ben hazır değildim ve sokaklara dökülüp mani olmadım. Sen o zaman da halktan kopuktun. O zaman halktan nasıl kopuksan bugün de kopuksun. Çarşı Pazar dolaşmanın hakla beraber olamadığını da anlamak istemedin. Başkalarını tek adamlıkla suçlarken, parti tek adama bağlı kaldı. Benim vekillerimi sen seçtin, belediye reisimi sen seçtin, bu mu senin gerçek demokrasin? Bu ülkede CHP’nin fikir alacağı yüzlerce insan varken ve onlar sana ulaşıp fikir üretmeye çalışırken sen kendi yarattığın etrafınla, kendi yankı odanda olarak bu ülkenin parçalanmasında en büyük rol, oynayacak olanlara kapıyı açık bıraktın. Kendi evinde Demokrasi yokken, senin demokrasi davuluna inanan olmadı. Sen bu toplumun Atatürk birleş genini bırakarak temelinden koptun, “Altı Ok”tan “laiklikten”, bahsetmez oldun, ilkelerini bıraktın, bütün etki gücünü de yetirdin. Yanlış yaptın! Başkalarının hatalarının tekrarın seni başarılı yapmayacağını defaten sana yazdık. Cevap bile vermedin! 2005-2010 yıllarından beri “birlikte seçime girmezseniz kazanamazsın” dedik. Benim kimseyle birleşmeye ihtiyacım yok bile dedin. Birleşmedin ve her seferinde kaybettin! Sonunda bu batağa düştük! Son seçimde kaybetme korkusu içinde olan iktidarın ve ondan geçinenlerin kaybetmemek için her türlü çareye başvurma güçleri olduğu açık idi. Yapabileceklerini bildikleri için faaliyetlerinde en ufak bir değişik yapmadılar, kazanmak garantilemişti. Sen kendi güçsüzlüğünü unutarak acayip bağlantılarla tabanını kendinden daha da uzaklaştırdın. Öyle uzaklaştırdın ki birçok ülkeden çok daha fazla insan, 11 milyon oy bile vermedi. Senin pejmürde halinle kazanamayacağın bir savaşa girdiğini onlar çok daha iyi anlamışlardı! Bütün bu hatalarına rağmen düzelmeni ve başa geçmeni isteyen ben senden rica ediyorum: CHP bu ülkeyi kurtuluş yoluna sokmak için değişmek ve fabrika ayarlarına dönmek zorundadır. Bunu gerçekleştirmek gene CHP içinden ve dışından Kemalizm’e bağlı bilgili insanlarla olabilir. Çünkü tabanın hâlâ direniyor ve ümitle bekliyor. Patinin içinde değerli kişiler var, onlar artık danışma olarak kalmalıdır ve yerlerini gerçek demokrasi palavrasına değil, Atatürk ilkelerine, laikliğe, antiemperyalizme, Milliyetçiliğe, halkçılığa, devletçiliğe sadık genç kuşağa bırakmalıdır. Aksi hâlde beş yıl sonra değil 50 yıl sonra bile bir Atatürk mirası olan Türkiye’yi göremeyiz. Benim gelecek seçimi bile görecek vaktim kalmasa da hayatta oldukça dinlemesen de seni uyarmaya devam edeceğim. Çünkü bu toplumu bu ülkeyi seviyorum, Sen kendinin olarak gördüğün parti yerine milletini düşünmeye başla. Partinin benim gibi yıllardır sana oy verenler için, bu millet için var olduğunu unutma. Onun için dökülen kanlara saygım var. Sen kendinin olarak gördüğün parti yerine milletini düşünmeye başla. Partinin benim gibi yıllardır sana oy verenler için, bu millet için var olduğunu unutma.
Ekleme Tarihi: 31 Mayıs 2023 - Çarşamba
Turgut Karabekir

Turgut Karabekir: Son 84 yılın bilançosu (1/3)

CHP’ye sesleniyorum:
84 yıldır gösterdiğin; mazeret, vaat ve başarısızlık.

Sebepler, özürler, olayların gidişini oluruna bırakmak ve her seçimden evvel hiç ihtimal yokken bol kepçeden verilen sözlerinin, hiçbir zaman, hiçbirinin anlamları olmadı ve gelecekte de olmayacak.

Görülmemiş boyutta yalanların kol gezdiği ortamda herkesin laflara karnı tok. Bilgisiz ve güçsüz karnının doyurma derdindeler. İktidarı suçlamakta yetinen, kendi partinin içinde bile bir bütün olmayı beceremeyen senden hiçbir fayda geleceğine inanmıyorlar.
Partinin içindeki olan pislikler çok kişiyi itiyor ve çok değerli kişileri kaybetmen herkesi senden uzaklaştırıyor.

Ve 52’ye 48 kaybettin, nokta.

84 yıllık becerisizliğin ile partiyi ülkeyi felâketlere sürükleyecekleri belli olanlara açık kıldın. Bir kerecik olsun ders almadın. Sen sâdece iktidarın bütün gücü eline almasına seyirci olabildin. Onların ve yandaşlarının bu gücü kaybettiklerinde başlarına geleceğini bildikleri ve kaybetmemek için her şeyi yapacağı belliyken, halka onlar gidiyor, hatta gitti mesajını yaydın. Bunu yaparken neye dayanıyordun?

Sonuç aczinin ifadesi oldu!

Şimdi, adâletsizlikler yaptılar demek nene? Aklın neredeydi? Neden evvelden gereken önlemleri almadın? Şimdi yakınmaya hakkında yok ve bu tutumun seni temelinin gözünde daha da zayıf gösteriyor.

Sen son 21 yılda hiçbir zaman %30’lara varamadın, iktidar hiçbir zaman %30’ların altına düşmedi. Senin tabanın parçalanmakta devam etti, İktidarın mutlak gücü eline almasına engel olamadın. Sen parçalanırken o bütünlüğünü korudu ve şu veya bu şekilde kazandı.

O hâlâ istediğini yapabiliyorsa ki yapıyor, o hâlde sen kaybettin. Nokta. Kaybımıza mahcubiyet ekleme!

Artık direnmeye yer kalmadı, kaybettiğini anla! Anla ki bir daha aynı plağı çalmayalım. Çünkü 84 yıldır tabanın, CHP’ye rağmen, CHP’ye oy vermeye mecbur oluyordu. Çünkü sen Atatürk’ün CHP’si olmayı 84 yıl önce bırakmaya başladın ve bu gün ne olduğun artık belli bile değil! Atatürk’ün yolundan ayrıldın!

Yıllarca ortanın sağında mısın, solunda mısın, milliyetçi misin, demokrat mısın solcu musun, arandın.

Sonunda “altı oku”, Atatürk ilkelerini, bırakıp “Gerçek Demokrasi” peşine gider oldun. Bu yolda, “laik” ve “antiemperyalist” demeyi bile unuttun. Dilin mi tutuldu?

Söyle bana: tam başarıya erişmiş gerçek demokrasi nerede var?

Demokrasi yeni dünya düzenin emperyalizmin eline düşmesine en azından, seyirci oldun. Bugünkü duruma neden oldun!

1950 yılında ezan Türkçeden Arapçaya çevrildiğinde, Kur’an’da bile yeri olmayan şeyhler, tarikatlar hortlarken ben 22 yaşındaydım Sen bana karşı koyacak gerekli bilgiyi o zaman bile vermemiştin ben hazır değildim ve sokaklara dökülüp mani olmadım. Sen o zaman da halktan kopuktun. O zaman halktan nasıl kopuksan bugün de kopuksun.
Çarşı Pazar dolaşmanın hakla beraber olamadığını da anlamak istemedin. Başkalarını tek adamlıkla suçlarken, parti tek adama bağlı kaldı. Benim vekillerimi sen seçtin, belediye reisimi sen seçtin, bu mu senin gerçek demokrasin?

Bu ülkede CHP’nin fikir alacağı yüzlerce insan varken ve onlar sana ulaşıp fikir üretmeye çalışırken sen kendi yarattığın etrafınla, kendi yankı odanda olarak bu ülkenin parçalanmasında en büyük rol, oynayacak olanlara kapıyı açık bıraktın.

Kendi evinde Demokrasi yokken, senin demokrasi davuluna inanan olmadı. Sen bu toplumun Atatürk birleş genini bırakarak temelinden koptun, “Altı Ok”tan “laiklikten”, bahsetmez oldun, ilkelerini bıraktın, bütün etki gücünü de yetirdin. Yanlış yaptın!

Başkalarının hatalarının tekrarın seni başarılı yapmayacağını defaten sana yazdık. Cevap bile vermedin! 2005-2010 yıllarından beri “birlikte seçime girmezseniz kazanamazsın” dedik. Benim kimseyle birleşmeye ihtiyacım yok bile dedin. Birleşmedin ve her seferinde kaybettin! Sonunda bu batağa düştük!

Son seçimde kaybetme korkusu içinde olan iktidarın ve ondan geçinenlerin kaybetmemek için her türlü çareye başvurma güçleri olduğu açık idi.

Yapabileceklerini bildikleri için faaliyetlerinde en ufak bir değişik yapmadılar, kazanmak garantilemişti. Sen kendi güçsüzlüğünü unutarak acayip bağlantılarla tabanını kendinden daha da uzaklaştırdın.

Öyle uzaklaştırdın ki birçok ülkeden çok daha fazla insan, 11 milyon oy bile vermedi. Senin pejmürde

halinle kazanamayacağın bir savaşa girdiğini onlar çok daha iyi anlamışlardı!

Bütün bu hatalarına rağmen düzelmeni ve başa geçmeni isteyen ben senden rica ediyorum:

CHP bu ülkeyi kurtuluş yoluna sokmak için değişmek ve fabrika ayarlarına dönmek zorundadır.

Bunu gerçekleştirmek gene CHP içinden ve dışından Kemalizm’e bağlı bilgili insanlarla olabilir. Çünkü tabanın hâlâ direniyor ve ümitle bekliyor.

Patinin içinde değerli kişiler var, onlar artık danışma olarak kalmalıdır ve yerlerini gerçek demokrasi palavrasına değil, Atatürk ilkelerine, laikliğe, antiemperyalizme, Milliyetçiliğe, halkçılığa, devletçiliğe sadık genç kuşağa bırakmalıdır.

Aksi hâlde beş yıl sonra değil 50 yıl sonra bile bir Atatürk mirası olan Türkiye’yi göremeyiz. Benim gelecek seçimi bile görecek vaktim kalmasa da hayatta oldukça dinlemesen de seni uyarmaya devam edeceğim. Çünkü bu toplumu bu ülkeyi seviyorum,
Sen kendinin olarak gördüğün parti yerine milletini düşünmeye başla. Partinin benim gibi yıllardır sana oy verenler için, bu millet için var olduğunu unutma.

Onun için dökülen kanlara saygım var.

Sen kendinin olarak gördüğün parti yerine milletini düşünmeye başla. Partinin benim gibi yıllardır sana oy verenler için, bu millet için var olduğunu unutma.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım