Zehra Ünal
Köşe Yazarı
Zehra Ünal
 

Engelliler Günü: Asıl Engel, Taşlaşmış Yüreklerdir

Bugün 3 Aralık, Engelliler Günü. Her yıl, engelli bireylerin toplumsal yaşamda karşılaştıkları zorlukları hatırlamak, onlara daha fazla hak ve fırsat sağlamak için bir fırsat. Ancak, bu günü sadece fiziksel engellerin konuşulduğu bir gün olarak görmek, çok dar bir bakış açısı olur. Çünkü asıl engel, ne tekerlekli sandalye, ne işitme kaybı, ne de görme bozukluğudur. Asıl engel, insan yüreğinde, kalbin derinliklerinde gizlidir. Hayatını bir engelle sürdürmeye çalışan bir insan, çoğu zaman dışarıdaki engellerle mücadele etmekten çok, insanlarla mücadele etmek zorunda kalır. Kaldırımlar, rampalar, erişilebilir alanlar elbette çok önemli. Ama bir insanın size bakarken hissettiği küçümseme, gözlerindeki umursamazlık, bazen fiziksel engellerden çok daha ağır bir yük olabilir. Bir engelli bireyi farklı gören, ona ayrımcılık yapan, bir adım daha ileri gitmesini engelleyen asıl bariyer, toplumsal önyargıdır. Yüreği taşlaşmış insanlar, engelli bireyleri sadece “yardıma muhtaç” olarak görmekte, onları sadece fiziksel bir zorlukla tanımlamakta ısrar eder. Oysa engelli olmak, yalnızca fiziksel bir durum değildir. Her birey, farklı engellerle mücadele ediyor; kimisi kalbi kırık, kimisi öfkeli, kimisi de ne yazık ki diğer insanların duygusal körlüğüyle savaşmak zorunda kalıyor. Bir engelliye bakış açısındaki değişiklik, bir toplumun ne kadar gelişmiş olduğunu gösterir. Gerçek engel, insanların kalplerindeki önyargıdır. Bugün, sadece engellilerin haklarını savunmakla kalmayalım; gelin, kendimizi de sorgulayalım. Engellilere bakarken içimizdeki merhamet duygusunu sorgulayalım. Onlara yardım ederken, bu yardımın gerçek bir eşitlik getireceğinden emin olalım. Engelli bireylerin, sadece fiziksel anlamda değil, duygusal ve toplumsal anlamda da daha fazla yer edinebileceği bir toplum kurmanın yolunu açalım. Engelliler Günü, yalnızca bir hatırlatmadan ibaret olmamalı. Bugün, herkesin bir engelli adayı olduğunun bilincine varıp, yüreğimizdeki taşları kaldırma günü olmalı. Çünkü engelli olmak, bir durum değil, bir duygudur. Gerçek engel, yüreklerimizdeki taşlaşmış bakış açılarındadır. Eğer birbirimize sadece insan olarak bakar, empatiyle yaklaşabilirsek, işte o zaman gerçek anlamda engelsiz bir toplum yaratmış oluruz. Unutmayalım: Engelli olmak, bir engel değildir. Asıl engel, yüreklerdeki taşlardır.
Ekleme Tarihi: 03 Aralık 2024 - Salı
Zehra Ünal

Engelliler Günü: Asıl Engel, Taşlaşmış Yüreklerdir

Bugün 3 Aralık, Engelliler Günü. Her yıl, engelli bireylerin toplumsal yaşamda karşılaştıkları zorlukları hatırlamak, onlara daha fazla hak ve fırsat sağlamak için bir fırsat. Ancak, bu günü sadece fiziksel engellerin konuşulduğu bir gün olarak görmek, çok dar bir bakış açısı olur. Çünkü asıl engel, ne tekerlekli sandalye, ne işitme kaybı, ne de görme bozukluğudur. Asıl engel, insan yüreğinde, kalbin derinliklerinde gizlidir.

Hayatını bir engelle sürdürmeye çalışan bir insan, çoğu zaman dışarıdaki engellerle mücadele etmekten çok, insanlarla mücadele etmek zorunda kalır. Kaldırımlar, rampalar, erişilebilir alanlar elbette çok önemli. Ama bir insanın size bakarken hissettiği küçümseme, gözlerindeki umursamazlık, bazen fiziksel engellerden çok daha ağır bir yük olabilir. Bir engelli bireyi farklı gören, ona ayrımcılık yapan, bir adım daha ileri gitmesini engelleyen asıl bariyer, toplumsal önyargıdır.

Yüreği taşlaşmış insanlar, engelli bireyleri sadece “yardıma muhtaç” olarak görmekte, onları sadece fiziksel bir zorlukla tanımlamakta ısrar eder. Oysa engelli olmak, yalnızca fiziksel bir durum değildir. Her birey, farklı engellerle mücadele ediyor; kimisi kalbi kırık, kimisi öfkeli, kimisi de ne yazık ki diğer insanların duygusal körlüğüyle savaşmak zorunda kalıyor. Bir engelliye bakış açısındaki değişiklik, bir toplumun ne kadar gelişmiş olduğunu gösterir. Gerçek engel, insanların kalplerindeki önyargıdır.

Bugün, sadece engellilerin haklarını savunmakla kalmayalım; gelin, kendimizi de sorgulayalım. Engellilere bakarken içimizdeki merhamet duygusunu sorgulayalım. Onlara yardım ederken, bu yardımın gerçek bir eşitlik getireceğinden emin olalım. Engelli bireylerin, sadece fiziksel anlamda değil, duygusal ve toplumsal anlamda da daha fazla yer edinebileceği bir toplum kurmanın yolunu açalım.

Engelliler Günü, yalnızca bir hatırlatmadan ibaret olmamalı. Bugün, herkesin bir engelli adayı olduğunun bilincine varıp, yüreğimizdeki taşları kaldırma günü olmalı. Çünkü engelli olmak, bir durum değil, bir duygudur. Gerçek engel, yüreklerimizdeki taşlaşmış bakış açılarındadır. Eğer birbirimize sadece insan olarak bakar, empatiyle yaklaşabilirsek, işte o zaman gerçek anlamda engelsiz bir toplum yaratmış oluruz.

Unutmayalım: Engelli olmak, bir engel değildir. Asıl engel, yüreklerdeki taşlardır.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

17
Eylül
13
Ağustos
25
Temmuz
16
Mayıs
18
Nisan
03
Mart
27
Şubat