Zehra Ünal
Köşe Yazarı
Zehra Ünal
 

"Hayat, Bir Kahve Molası Kadar Kıymetli"

Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Bazen bir sabah kahvesini yudumlarken, bazen de hiç beklenmedik bir anda karşımıza çıkar. Filiz’in hikâyesi de böyle başladı. Bir öğleden sonra, elinde kahve fincanı, pencere kenarında otururken telefondan gelen bir ses tüm dünyasını değiştirdi. "Sonuçlar çıktı, konuşmamız lazım." O gün hayatı durmadı. Ama bir süreliğine yavaşladı. Tıpkı bir kahve molası gibi… İlk şoku atlattığında, önündeki yolu fark etti. "Bu da hayatın bana sunduğu bir fincan kahve," dedi. Sıcak mı olacak, acı mı, yoksa yudum yudum keyif mi verecek… bunu kendisi belirleyecekti. Bir başka hikâye de Mehmet’ten… Yıllarca sağlık meselelerini hep erteleyen, “Benim başıma gelmez” diyenlerden biri. Sonra bir gün, hastanede babası için beklerken, doktorlar "Keşke daha önce gelseydi," dediklerinde içinde bir şeyler kırıldı. Ertesi gün kendini bir sağlık kontrolüne gitmiş buldu. Sonuç? Ufak bir operasyonla atlatılabilecek bir teşhis… Eğer biraz daha bekleseydi, belki de işler çok farklı olacaktı. O gün anladı: Hayat, bir kahve molası kadar kısa olabilir ama kıymetini bilmek bizim elimizde. Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü. Belki de kendimize şu soruyu sormamızın tam zamanı: Hayatın bize sunduğu bu fincanı nasıl içmek istiyoruz? Aceleyle mi, tadını çıkararak mı? Bir sağlık kontrolü için vakit yaratmak, sevdiklerimize sımsıkı sarılmak, hayatı ertelememek… Bunlar büyük şeyler değil. Ama farkı yaratan, işte tam da bu küçük anlar. O yüzden bugün, kendimize bir kahve alalım ve bir mola verelim. Hayatımızı nasıl yaşamak istediğimizi düşünelim. Ve belki de ilk adımı atmak için tam da doğru gün olduğunu fark edelim. Ne dersiniz, bugün kendimize bir iyilik yapalım mı? Ben yaptım oldu :)
Ekleme Tarihi: 03 Şubat 2025 - Pazartesi
Zehra Ünal

"Hayat, Bir Kahve Molası Kadar Kıymetli"

Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Bazen bir sabah kahvesini yudumlarken, bazen de hiç beklenmedik bir anda karşımıza çıkar. Filiz’in hikâyesi de böyle başladı. Bir öğleden sonra, elinde kahve fincanı, pencere kenarında otururken telefondan gelen bir ses tüm dünyasını değiştirdi. "Sonuçlar çıktı, konuşmamız lazım."

O gün hayatı durmadı. Ama bir süreliğine yavaşladı. Tıpkı bir kahve molası gibi… İlk şoku atlattığında, önündeki yolu fark etti. "Bu da hayatın bana sunduğu bir fincan kahve," dedi. Sıcak mı olacak, acı mı, yoksa yudum yudum keyif mi verecek… bunu kendisi belirleyecekti.

Bir başka hikâye de Mehmet’ten… Yıllarca sağlık meselelerini hep erteleyen, “Benim başıma gelmez” diyenlerden biri. Sonra bir gün, hastanede babası için beklerken, doktorlar "Keşke daha önce gelseydi," dediklerinde içinde bir şeyler kırıldı. Ertesi gün kendini bir sağlık kontrolüne gitmiş buldu. Sonuç? Ufak bir operasyonla atlatılabilecek bir teşhis… Eğer biraz daha bekleseydi, belki de işler çok farklı olacaktı. O gün anladı: Hayat, bir kahve molası kadar kısa olabilir ama kıymetini bilmek bizim elimizde.

Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü. Belki de kendimize şu soruyu sormamızın tam zamanı: Hayatın bize sunduğu bu fincanı nasıl içmek istiyoruz? Aceleyle mi, tadını çıkararak mı? Bir sağlık kontrolü için vakit yaratmak, sevdiklerimize sımsıkı sarılmak, hayatı ertelememek… Bunlar büyük şeyler değil. Ama farkı yaratan, işte tam da bu küçük anlar.

O yüzden bugün, kendimize bir kahve alalım ve bir mola verelim. Hayatımızı nasıl yaşamak istediğimizi düşünelim. Ve belki de ilk adımı atmak için tam da doğru gün olduğunu fark edelim.

Ne dersiniz, bugün kendimize bir iyilik yapalım mı?
Ben yaptım oldu :)

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

17
Eylül
13
Ağustos
25
Temmuz
16
Mayıs
18
Nisan
03
Mart
27
Şubat